Göktürkçe sözlük, Göktürkçe sözcükler, Göktürkçe sözlük indir, Türkçe Göktürkçe çevir, Göktürkçe sözlük pdf, Türkçe Göktürkçe çevirici
Göktürkçe çeviri programı, Göktürkçe yazı yazma, göktürkçe, göktürkçe yazma, göktürkçe ders, göktürkçe çeviri, göktürkçe nedir, Göktürkçe sözlük, Göktürkçe sözcükler, Göktürkçe sözlük indir, Türkçe Göktürkçe çevir

Göktürkçe sözlük, Göktürkçe sözcükler, Göktürkçe sözlük indir
Göktürkçe sözlük, Göktürkçe sözcükler, Göktürkçe sözlük indir, Türkçe Göktürkçe çevir
16 SÖZLÜKTEN OLUŞAN AYRINTILI
TÜRKÇE SÖZLÜK İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ
Göktürk Yazıtlarında Sıkça Kullanılan Sözcükler
Adak Ayak
Adak kamşat- Ayak diremek
Adgır Aygır
Adınçıg Bambaşka
Adrıl- Ayrılmak
Ag- Çıkmak
Agı Armagan, mal
Agır Değerli
Agıt- Düşmanı püskürtmek
Agtur- Çıkarmak
Algalı Almak için
Alk- Bitirmek
Alkın- Tükenmek
Alp Yiğit, zor
Alpagu Yiğit, cesur
Altız- Aldırmak
Altun Altın
Amtı Şimdi
Ança Öylece
Anda Orada
Anı Onu
Antag O kadar, öyle
Añar Ona
Añıl- Şaşırır
Apa Baba
Apar Avar
Apurum Rum, Bizans
Arıg Temiz
Arıl- Yorulmak
Arkış Kervan
Arkuy Mevzi
Armakçı Sahtekar
Artat- Bozmak
Artuk Artık, fazla
Artur- Aldanmak
Asıg Kazanç, yarar
Asra Aşağıda
Aşangalı Yemek için
At At, ad (isim)
Atı Eğitmen, lala
Atlıg Atlı
Ay- Söylemek
Ayguçı Başbakan
Aynıg Kötü, bozuk
Aynıt- Bozmak
Ayt- Söylemek
Ayukı Hükümet
Azkıyna Azcık
Azu Yoksa
Balık Kent, çamur
Balbal Öldürülen düşman sayısınca dikilen heykel
Bar Var
Bar- Gitmek
Barıgma Giden
Barım Servet
Bark Bina, yapı
Basın- Kendini hor görmek
Basıt- Bastırmak
Basmıl Bir ulus
Başad- Önderlik etmek
Başlayu İlk başta
Başlıg Başlı
Bay Varlıklı, zengin
Baz Bağlı, itaatkâr
Bediz Resim, heykel
Beg Bey
beñgü Ebedi
Bıç- Biçmek
Biçin Maymun
Bilge Bilgin
Bilig Bilgi, akıl
Bir- Vermek
Biri Güney
Biriki Bütün, hepsi
Birle İle
Bişinç Beşinci
Bişük Beşik
Biti- Yazmak
Bitig Yazı
Bitigme Yazan
Bizni Bizi
Boguz Boğaz
Bol- Olmak
Boltaçı Olacak
Bod Boy
Bodun Ulus/millet, halk
Bor Bora
Borça Bora gibi
Boşgur- Kışkırtmak
Bödke (bu+ödke) Bu zamanda
Böri Kurt
Buka Boğa
Bul- Bulmak
Bulgak Bulanık, karışık
buluñ Taraf/yan
Bulıt Bulut
Bulmayın Bulmadan
Bunça Bunca/bu kadar
Buñ Sıkıntı
Bus Pus
Buyruk Vezir/memur
Çabış Çavuş
Çıgayn Yoksul
Çıkan Yeğen, kuzen?
Eb Ev
Eçi Amca, Ağabey
Eçü Amca
Edgü İyi
Edgüti İyice
Ediz Seçkin/yüksek
Egir- Çevirmek
Eke Abla
Eki İki
Ekinti İkinci
Elig El, elli
Eligin El ile
Emgek Emek, eziyet
Emget- Eziyet etmek
Erinç Elbette
Erkli İken
Ermiş İmiş
Erser İse
Erteçi Olacak
Erti İdi
Ertin- Vazgeçmek
Ertiñü Fevkalade
Ertür- Düzenlemek
Eşid- İşitmek
Eşidgil İşit
I- Göndermek
Içgın- Terk etmek
Id- Göndermek
Iduk Kutsal
Igaç Ağaç
Igar Değerli
Irak Uzak
İçger- İçermek
İçik- Teslim olmak
İçreki İçindeki
İdi Sahip
İdikut Komutan, vali?
İgid- Beslemek
İgid Yalan
İkegü İki tane
İl Devlet
İlert- İlerletmek
İlle- İl yapmak
İlgerü İleri
İlsiret- Devletsiz bırakmak
İlteber Vali
İni Küçük kardeş
İniligü Kardeşli olarak
İsig Isı, sıcaklık
İşgit İşleme, sanat
İt- Yapmak/etmek, düzenlemek
İtin- Teşkilatlanmak
Kabış- Kavuşmak
Kagan Kağan/hükümdar
Kaganla- Kağan yapmak
Kagasırat- Kağansız bırakmak
Kalıñ Çeyiz
Kalısız Eksiksiz
Kamagı Toplam, hepsi
Kan Han
Kandın Nereden
Kanı Hani
Kapıg Kapı
Kapıgka Kapıya
Kañ Baba
Karı Yaşlı
Karagu Nöbet yeri
Katıgtı Sağlamca
Katun Kraliçe
Kazgan- Kazanmak
Kazganmasar Kazanmasa
Keç- Geçmek
Keçig Geçit
Kel- Gelmek
Kelipen Gelerek
Kelür- Getirmek
Kentü Kendi
Keregü Çadır
Kergek Gerek
Kergek bol- Vefat etmek
Kergeksiz Gereksiz
Kıd- Kıymak
Kılın- Yaratılmak
kırgag Kıyı
Kıtayn Hıtay (bir halk, Moğol?)
Kıyın Acı, keder
Kızıl Kırmızı
Kız ogul Kız evlat
Kiçig Küçük
Kigür- Sokmak
Kimke Kime
Kiñşür- Kinleşip çekişmek
Kir- Girmek
Kirü Geri
Kisre Sonra
Kiş Samur
Kişi İnsan
Kişiligün Kişi ile
Kiyik geyik
Kodı Aşağı
Kodup Koyup
Konçuy Prenses
Korgan Kale
Kop Hep
Kopun Hepsi
Koyn Koyun
Köbürge Davul
Kök Mavi
Kök Hep
Köl Göl
Köñül Gönül
Kör- Görmek, itaat etmek
Körteçi Görecek
Körüg Gözetlemeci
Kötür- Kaldırmak
Kötürügme Yükselten
Köz Göz
Kubrat- Çoğaltmak
Kul Köle
Kulkak Kulak
Kurıgaru Batıya doğru
Kut Baht, talih
Kutay Değerli kumaş
Kuz Kuzey, gölgeli yer
Kü Ün, ses
Küç Güç
Küçlüg Güçlü
Külüg Ünlü
Kümüş Gümüş
Kün Gün
Kün batsık Gün batısı
Küni Kıskançlık
Kün togsık Gün doğusu
Küntüz Gündüz
Küñ Hizmetçi
Kür Çok kalabalık
Lagzın Domuz
Lu Ejderha
Maña Bana
Men Ben
Meniñ Benim
Neke Niye
Neñ Asla, hiç
Ogılıt Oğullar
Ogurkala- Saklanarak gitmek
Oguş Aile
Okı- Okumak, davet etmek
Okıgalı Davet etmek için
Olur- Oturmak
Olurıpan Oturarak
Olursık Oturası
Olurtaçı Oturacak
Olurtukda Oturduğunda
Olurtukuma Oturduğumda
Ona- Onaylamak
Onunç Onuncu
Opla- Atılmak
Ordu Karargah
Ortu Orta
Ot Ateş
Oz- Geçmek, kurtulmak, bağışlanmak
Ö- Düşünmek
Öd Zaman
Ödüş Bir zaman ölçüsü birimi?
Ög Anne
Ög- Övmek
Ögleş- Akıl akıla vermek
Ögtür- Övdürmek
Ögir- Gururlanmak
Ögüz Irmak
Ögüzçe Irmak gibi
Ök Hep
Ökün- Pişman olmak
Öküş Çok
Öl- Ölmek
Ölüg Ölü
Ölügme Ölen
Ölteçi Ölecek
Ölteçiçe Ölecek gibi
Ölür- Öldürmek
Ölüreyin Öldüreyim
Ölüt- Öldürmek
Öñ Ön, doğu
Öñre Doğuya, doğuda
Örtçe Ateş gibi
Ötüg Rica
Ötün- Rica etmet
Ötünç Arz, rica
Öz Kendi
Özlük Şahsi
Sab Söz
Sakın- Düşünmek
Sakınıgma Düşünen
Sakınmatı Düşünmeden
Sanç- Mızraklamak
Sarıg Sarı
Sayu Sayarak, her
Sebin- Sevinmek
Señün Paşa
Sı- Kırmak
Sıgıt Ağlama
Sıgıtçı Ağlayan
Sıgun Yaban geyiği
Sıgta- Ağlamak
Sıñar Yarım
Siñil Kız kardeş
Sökür- Çöktürmek
Sözleş- Söyleşmek
Sub Su
Subıñaru Suyuna doğru
Sü Ordu/asker
Süçig Tatlı
Süle- Ordu yürütmek
Süñüg Süngü
Süñüş- Süngüleşme, savaş
Şad Veliaht prens
Tabgaç Çin, Çinli
Tabışkan Tavşan
Tag Dağ
Tagça Dağ gibi
Tagık- Dağa çıkmak
Taluy Deniz, okyanus
Tamgacı Damgacı, mühürdar
Tañ Şafak
Tañ öntürü Şafak yükselirken
Tapa Karşı, karşıya
Tarduş Bir kısım Türk topluluğu
Taş Dış
Taşık- Dışarı çıkmak
Taşra Dışarı
Tat Yabancı
Tebi Deve
Teblig Hileci
Teg Gibi
Teg- Saldırmak, ulaşmak
Teg- Saldırmak
Tegi Kadar
Tegre Çevre
Telin- Delinmek
Temir Demir
Teñri Gökyüzü/tanrı
Teyeñ Sincap
Tez- Kaçmak
Tılıg Haberci
Tıñla Dinlemek
Tideçi Diyecek
Tik- Dikmek
Tir Der
Tir- Dermek
Tirgür- Diriltmek
Tirig Diri
Tiril- Derlenmek
Tirkeş Kafile
Tip Deyip
Tiyin Diye
Tiz Diz
Tizlig Dizli
Tod- Doymak
Toga yorı- Üstünden aşıp geçmek
Tokı- Vurmak
Tokurkak Tok gözlü
Tokuz Dokuz
Tokuzunç dokuzuncu
Ton Giysi
Toñta- Donup kalmak
Tor- Zayıflamak
Toruk Zayıf
Toygun Kurultay üyesi, delege
Tögünlüg Damgalı
Tök- Dökmek
Töküti Dökerek
Töles Türk boylarının bir bölümü
Töpü Tepe
Tört Dört
Törtünç Dördüncü
Törü Töre
Törü- Türemek
Törün Tören
Tupul- Tel-
Tutsık Tutulası
Tutuk General
Tutupan Tutarak
Tutuz- Tutturmak
Tümen On bin
Tün Gece
Tüpüt Tibet
Tüş- Düşmek
Tüz Düz, doğru
Tüzül- Düzelmek
U- -ebilmek, -abilmek
U Uyku
Ubut Utanma
Uça bar- Vefat etmek, cennete gitmek
Uçuz Kolay
Uda bas- Uykuda basmak
Udı- Uyumak
Udımatı Uyumadan
Udlık Kayış
Udsık Uyuyası
Udu Ve
Uduz- Yönetmek
Uduzugma Yöneten
Ulayu Ve, ulayarak
Ulug Büyük
Ulugart- Büyütmek
Uluş Ülke, memleket
Umay Tanrıça
Unç Mümkün
Ur- Vurmak
Urgıl Vur
Urug Soy
Urugsırat- Soyunu kurutmak
Urı ogul Erkek evlat
Usar Mümkünse
Uz Sanat
Üçün İçin
Üçünç Üçüncü
Ülüg Kısmet, pay
Ürüñ Ak
Üz- Koparmak
Üze Üstte
Yabgu Vali
Yabız Fena, kötü
Yablak Kötü, kalitesiz
Yabrıt- Yıpratmak
Yadagın Yaya olarak
Yagı Düşman
Yagız Yağız
Yaguk Yakın
Yagur- Yakınlaşmak
Yagut- Yakınlaştırmak
Yalabaç Elçi
Yalıñın Çıplak olarak
Yana Geri, yine
Yantur- Geri döndürmek
Yarak Alet, silah
Yarat- Yaratmak, meydana getirmek
Yaratın- Yapılanmak
Yarlıka- Buyurmak, bağışlamak
Yargan Baş yargıç
Yazın- Yanlış yapmak
Yaşıl Yeşil
Yay Yaz mevsimi
Yayn- Yaymak
Yaz Bahar mevsimi
Yazı Ova
Yegün Yeğen
Yelmeg Keşif kolu
Yete Yedeğe alarak
Yılkı At sürüsü
Yılpagut Kahraman
Yılsıg Zengin, varlıklı
Yımşak Yumuşak
Yıpar Güzel koku
Yırı Kuzey
Yırıgaru Kuzeye doğru
Yış Orman
Yiçe Yeniden
Yig Daha iyi
Yigdi İyice
Yime De da (bağlaç)
Yigirmi Yirmi
Yinçü İnci
Yinçge İnce
Yiriñerü Yerine doğru
Yiti Yedi
Yitür- Yitirmek
Yiyi Art arda
Yog Ağlama töreni
Yogçı Ağlama töreni katılımcısı
Yogla- Yas tutmak, ağlamak
Yogur- Ayakla çiğnemek
Yokad- Yok olmak
Yolı Kez, defa
Yoñşur- Zıtlaşmak
Yorı- Yürümek
Yorıt- Yürütmek
Yubalu Yuvarlanarak
Yulugçı Yağmacı
Yut Kıtlık
Yuyka İnce
Yotuz Kadın eş
Yügeri Yukarı
Yügür- Akmak, koşmak
Yükün- Baş eğmek
Yüzçe Yüz kadar
alk-: bitirmek, tamamlamak, bitmek, tükenmek, sona ermek
altun: altın
ança: öyle, öylece, şöyle, şöylece, böyle, böylece, o kadar, çok, bedava, karşılıksız
ançula-: takdim etmek, arzetmek, sunmak
apa: ecdat, büyük baba
artuk: fazla, ziyade, artık
aşsız: yemeksiz, aç
balık: şehir, çamur, balçık, bataklık
bark: ev, mezar, türbe, abide
bay: zengin
baz: yabancı, tâbi
bediz: resim, heykel, nakış, şekil, süs
bedizçi: ressam, nakkaş
bengü: ebedî, daimî, sonsuz
bilig: bilgi, fikir, düşünce, zekâ
birle: ile
biti-: yazmak
bitig: yazı, yazma, kitabe, kitap
bodun: budun, ulus, millet, kavim
bulung: taraf, yan
bunça: bunca, bu kadar, böyle
bung: keder, sıkıntı, dert, zahmet, eziyet, minnet
çıgany: yoksul, fakir
eçi: amca, ağabey
edgü: iyi
erinç: olacak, olmalı, tabiî, elbette, -dır / -dir
ertür-: erdirmek, yaptırmak
ıduk: mukaddes, kutlu, mübarek
ıgar: ağır, değerli, önemli, hürmetli
ırak: uzak
igit-: beslemek, bakmak, yetiştirmek, büyütmek, ilgilenmek
illig: illi, vatanlı, ülkeli, devletli
ilsire-: ilsizleşmek, devletsizleşmek, ilini kaybetmek, esaret altına girmek
ini: küçük kardeş
kagan: hakan, hükümdar, kağan
kaganlıg: bağımsız, müstakil, kağanı olan
kagansırat-: kağansızlaştırmak, esaret altına almak
kang: baba, peder
kapıġ: kapı
kazgan-: kazanmak, toplamak, biriktirmek, zapdetmek, ele geçirmek, fethetmek
kedimliġ: giyimli, giyim kuşamı olan, zırhlı
kelür-: getirmek
kergek bol-: yok olmak, ölmek, vefat etmek
kılın-: yaratılmak, yapılmak, meydana gelmek
Kırkız: Kırgız
kisre: sonra, ondan sonra
kony: koyun
kop: çok, hep, pek, tamamen
kögmen: Kögmen Dağı, ormanı, Sayan Dağı
köngül: gönül, kalp, yürek, iç, fikir, düşünce, akıl, anlayış, arzu, ülkü
kurıgaru: batı, batıya doğru
kut: devlet, ikbal, saadet, baht, talih
kutay: ipek, ipekli
kü: ses, ün, şan, şöhret, san
küntüz: gündüz
men: ben
neng: nesne, şey, mal, eşya; h,ç, asla
olur-: oturmak, tahta oturmak, kağan olmak
ot: ateş
ög: anne, üvey anne
ögüz: ırmak, nehir, deniz
ökün-: pişman olmak, eseflenmek, hayıflanmak, kendine gelmek, üzülmek
ölgeli: ölümlü
ötün-: arz etmek, rica etmek, dilek dilemek
sakın-: düşünmek, düşünceye dalmak, endişelenmek, düşünüp taşınmak, yas tutmak
sıgıt: ağlama, feryat figan etmek, sızlamak, matem
sökür-: diz çöktürmek, dize getirmek
sub: su, nehir
süçig: tatlı, lezzetli
süle-: ordu sevk etmek, akın düzenlemek, sefere çıkmak
süngük: kemik
süngüş-: süngüleşmek, mızraklaşmak, çarpışmak, savaşmak, harp etmek
şad: Türk devletinin batı kısmının başkanı, yabgu
Şantung: Şantung Ovası
Tabgaç: Çin, Çinli
teg: gibi
Tengri: Gök, Tanrı, ilâh, Allah, Gök Tanrısı
tigin: Kağan’ın oğullarına verilen unvan, prens
tirgür-: yaşatmak, diriltmek, canlandırmak
tiyin: diye, diyerek
tiz: diz
tokı-: vurmak, dövmek, çarpmak, dokumak, sokmak, batırmak, tokmaklamak, yontmak
tonsuz: elbisesiz, çıplak
torug: doru, doru rengi
törü: töre, kanun, nizam, örf ve adet, görenek, düzen, devlet nizamı
tün: gece
uça bar-: vefat etmek, ölmek, kergek bolmak
udı-: uyumak
Umay: bir Tanrıça adı
üçün: için, dolayı, yüzünden
üküş: çok, fazla
ülüg: kısmet, pay, nasip, şans
yabız: yavuz, fena, kötü, perişan
yablak: kötü, fena, perişan
yadaġ: yaya
yagı: düşman
yarlıka-: buyurmak, lûtfetmek, bağışlamak, esirgemek, korumak
yaşıl: yeşil
yeltür-: koşturmak
yış: orman, ormanlık dağ
yig: iyi
yoġ: natem, yas, ölü yemeği, cenaze töreni
yügürt-: koşturmak, akıtmak
SÖZLÜK SEÇİNİZ
Göktürkçe Dersler, Göktürk Alfabesi, Göktürkçe Harfler
Göktürkçe Dersler, Göktürk Alfabesi, Göktürkçe Harfler
GÖKTÜRKÇE DAMGALAR (HARFLER)
A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z : NÇ NY İÇ IK LT NT NG ÖK
Göktürkçe konusundaki tüm yazılara ulaşmak için lütfen tıklayınız: Göktürkçe
Göktürkçe dersler konusundaki tüm yazılara ulaşmak için lütfen tıklayınız: Göktürkçe Dersler
Göktürkçe adınızın yazılışı için lütfen tıklayınız: Göktürkçe Adımın Yazılışı
Göktürkçe sözlük, Göktürk, yazıtlarında sıkça kullanılan sözcükler, Göktürk alfabesi, Göktürkçe, Orhun alfabesi, Göktürkçe ders, Göktürkçe dersler, Göktürkçe cümleler, Göktürkçe nedir, Göktürkçe öğreniyorum, Göktürkçe öğren, Göktürkçe Alıştırmalar. adımın Göktürkçe yazılışı, Göktürkçe font, Göktürkçe kelimeler, İnstagram profiline Göktürkçe Türk, Göktürkçe sözler, Göktürkçe Cümleler, Göktürkçe Türkçü Sözler, Göktürkçe Ülkücü Sloganlar, Göktürkçe Dersler, Göktürkçe metinler, Göktürk yazıtları kelime tahlilleri.
Göktürkçe sözlük, Göktürkçe Sözlük: Göktürk Yazıtlarında Sıkça Kullanılan Sözcükler, Göktürkçe kelimeler, Göktürkçe.
16 SÖZLÜKTEN OLUŞAN AYRINTILI TÜRKÇE SÖZLÜK İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ
(Göktürkçe sözcükler, Türk dili, kültürü ve tarihiyle ilgili 140.000 dolayında sözcük açıklanmıştır.)
GÖKTÜRK ALFABESİ, GÖKTÜRK YAZISININ KURALLARI
Bu yazı, Türkçe yazılması için oluşturulmuştur. Bu nedenle yabancı sözcüklerin tümüyle doğru yazılması güçtür. Ünlü uyumuna dayanır. Orhun yazısı sağdan sola doğru yazılmaktadır. Orhun yazısında büyük-küçük damga ayırımı yoktur ve toplam 39 damgadan oluşur. 39 damgaya ek olarak, sözcükleri birbirinden ayırmak için ":" imi kullanılır. Bu im satırların ilk sözcüklerinin önünde kullanılmazken, satırların son sözcüklerinin sonunda kullanılır. Damgaların beşi ünlü, sekizi bileşik ve 26'sı ünsüzdür (ñ bileşik ünlüden sayılmamalıdır.)
Yazının geleneksel kuralları şöyledir: Orhun yazısında bugün kullandığımız C, F, Ğ, H, J ve V damgaları yoktur. Bu sesler dilimizde ses dönüşümleri ile ikincil olarak oluşmuştur. Bu seslerin yerine, ses dönüşümleri ile hangi sesten geldiler ise onlar kullanılır. Bu durumda; C yerine Ç, H yerine K, Ğ yerine G, V yerine B, F yerine ise duruma göre P veya B (çoğunlukla P) kullanılır. J ise günümüzde de yoktur.
Seslem (hece) içindeki ünlü kalın ise (a, ı, o, u) kalın ünlülerle kullanılan ünsüzler, ince ise (e, i, ö, ü) ince ünlülerle kullanılan ünsüzler yazılır. Seslem ünlü uyumuna uymuyorsa, seslemlere ayrılarak her seslem kendi içinde değerlendirilir. Aynı sesin (a-e, ı-i) kalın ve ince ünlüsü genelde aynı damga ile gösterilir. Bir ünlünün nasıl okunacağı, içinde bulunduğu seslemdeki ünsüzlerin seçimine göre değişir. Bir seslem (hece) içinde kalın ünlülerle kullanılan ünsüzler kullanılmışsa kalın, ince ünsüzler kullanılmışsa ince okunur. Ç, Z, Ñ, M, Ş, P ünsüzleri için kalın ve ince ayrımı yoktur. Tüm ünlülerle aynı kullanılır.
Ünsüzler tek başlarına okunuşları ile anılır. Örneğin; "er" damgası tek başına "er", "ant" ve "alt" damgaları ise tek başlarına ant ve alt sözcüklerini verir. Sözcük başlarında yanlarında ünlü olmadan yazılırlarsa, okunuşları ile söylenirler. Örneğin; aç ve ık damgaları yan yana yazıldığında "açık" diye okunur.
A-E
A ve E sesleri Türkçede çok kullanıldığı ve eskiden taşa yazmak zor ve yer kısıtlı olduğu için A-E damgası gerekmedikçe yazılmaz. A-E damgasının yazılması için ünlünün uzun ünlü olması gerekir veya diğer ünlü yazma kurallarından birinin gerçekleşmesi gerekir. Örneğin; KAĞAN yazarken, NGK yazılır. Şöyle: Kalın N + Kalın G + Kalın K. Ünsüzler kalın yazıldığından arada A sesi olduğu anlaşılır. Örneğin; zehir anlamında AĞU sözcüğü yazılırken, A uzun ünlüdür. Bu yüzden yazılır. Yine, ADAŞ yazarken ilk A sesi uzun olduğundan yazılır ancak ikincisi yazılmaz (Ş + Kalın D + A). Eğer son ses ünlü ise kesinlikle yazılır. Örneğin; KARA yazarken ARK (A + Kalın R + Kalın K) biçiminde yazılır. Eğer RK biçiminde yazılsaydı, KAR diye okunurdu. Sondaki ünlü yanlış okumayı önler.
Bir sözcük yazılırken, sözcük içindeki ünlü değişmiyorsa, ilki yazılır. Diğerleri yazılmaz. Ünlü değişmediği sürece yalnızca biri yazılır. Örneğin; TİGİN yazarken, NGİT yazılır. İkinci İ damgasına gerek yoktur. Şöyle: İnce N + İnce G + İ + İnce T. Örneğin; BODUN sözcüğü, NDOB (Kalın N + Kalın D + O + Kalın B) biçiminde yazılır. Çünkü O ve U aynı biçimde yazılmaktadır. İlk seslem dışında O sesi Türkçede bulunamayacağından, ikincisi U olarak okunur. Eğer ünlü değişiyorsa, o zaman yazılır. Örneğin; KATUN yazarken, NUTK (Kalın N + U + Kalın T + Kalın K) biçiminde yazılır.
BİLEŞİK DAMGALAR
Bileşik damgalı sesler şunlardır: NÇ, LT-LD, NY, NT-ND, İÇ, OK-KO-UK-KU, ÖK-KÖ-ÜK-KÜ, IK-KI-İK-Kİ. Bu sesler görüldüğü yerde bu seslere ilişkin damgalar kullanılır. Bu damgaların kullanılması, diğer kuralları etkilemez. Örneğin; YANIK yazarken, IK + Kalın N + Kalın Y kullanılır. YANAK yazarken, Kalın K + Kalın N + Kalın Y kullanılır. ÇÖREK yazarken ise, İnce K + İnce R + Ö + Ç kullanılır. Burada Ö ve Ü için kullanılan damgalar aynı olduğundan ayrımı yapan bileşik damga kullanılıp kullanılmamasıdır. OK ve ÖK damgaları zaten ünlü sesini verdiğinden ünlü değiştiği halde belirtilmesine gerek bırakmaz.
Bileşik sözcükler yazılırken, her sözcük kendi içindeki kurala göre yazılır. Ancak araya ":" imi konmadan bitiştirilir. Örneğin Atatürk yazarken, Ata sözcüğü kendi içinde, Türk sözcüğü de kendi içinde, kurallara göre bağımsız yazılır. Ek almış sözcüklerde ise sözcüğün kökü veya gövdesi özgün biçimde yazılır. Sözcüğe gelen çekim ekleri kendi içinde kurallara göre yazılır. Sezilebilen eklerde ünlüler kullanılmaz. Orhun yazısı, Göktürk dönemindeki Türkçe kurallarına göre oluşturulduğu için sorunsuzca okunup yazılabilirdi. Ancak günümüzde Türkçenin kuralları doğal değişimlere uğramıştır. Örneğin, geçmişte birçok ses ile (D, G, L, M, N, O, P, R, Ş, Z gibi) sözcük başlamazdı. Ancak günümüzde bu kural değişmiştir. Örneğin bugün "demir" olarak söylediğimiz sözcük, geçmişte "temür" biçiminde idi. D sesi başa gelemezdi. Bu nedenle yazarken başta ünsüz damga olan sözcükler ilk sesleri A veya E sesleriymiş gibi kabul edilerek okunurdu. Örneğin, A + Kalın R damgaları görüldüğünde "ara" diye okunurdu. Çünkü başta R sesi olamazdı.
Türkçemizi ve abecemizi koruyup yaşatmayı ödev bilelim… Gelecek kuşaklara da sevdirelim…
Göktürk Alfabesi
38 harflidir. 4 ünlü ve 34 ünsüz harften oluşur. Sağdan sola doğru yazılır.
Göktürkler çağında yaygınlaşan bu ilk Türk alfabesi, yazıtlar dışında yazma eserlerde de kullanılmıştır. Doğu Türkistan Yazmaları diye adlandırılan eserler bunu kanıtlamaktadır. Bu alfabenin Göktürkler`den sonra gelen Uygurlar döneminde de bir süre kullanıldığı görülmektedir. 759-760 yıllarında dikilen Şine-Usu yazıtı ile son yıllarda bulunan Taryat Yazıtı bunu göstermektedir. Bunun dışında Göktürk alfabesi, bazı değişikliklerle Bulgarlar, Hazarlar, Peçenekler ve Sekeller tarafından da kullanılmış ve böylece Orta Asya’dan Avrupa içlerine kadar yayılmıştır.
Göktürk alfabesindeki 38 harf, aşağıdaki tabloda toplu hâlde gösterilmiştir.
Türklerin siyasal varlık olarak tarih sahnesine çıkmaları, Milattan önceki yüzyıllara, Hiungnu`lar dönemine kadar geriye gitmektedir. Hunlar döneminde yazının kullanıldığına ilişkin bazı kayıtlar olmakla birlikte, bu yazının niteliği hakkında açık bilgilere sahip değiliz. Bu yüzden Türklerin kullandıkları kesin olarak bilinen ilk alfabe Göktürkler döneminde yaygınlık kazanan Göktürk alfabesidir. Son yıllarda Issık-Göl yakınındaki bir kurganda bulunan iki satırdan oluşan yazı, Göktürk alfabesi karaterinde olup, M.Ö. V.-IV. yüzyıllara tarihlenmektedir. Bu yüzden de Göktürklere bağlanan ilk Türk yazısının Göktürk Kağanlığı`nın kuruluşundan yüzyıllarca önce bulunduğunu kabul etmek gerekmektedir.
İlk Türk alfabesinden günümüze kalan en büyük kalınıtılar Göktürkler döneminde dikilen yazıtlarda karşımıza çıkmaktadır. Çözülüp değerlendirilmeleri ancak XIX. yüzyıl sonunda mümkün olmuştur. Bunlardan ilk bulunanları Yenisey Irmağı boyundaki yazıtlar olmuştu. 1889’da da Orhon yazıtları diye anılan iki büyük yazıt daha ortaya çıkarılmıştı. Öteki yazıtlardan farklı olarak bunların arka yüzlerinde Çince metinler de vardı. Yani Ankara’daki Augustus Tapınağı’nda olduğu gibi iki ayrı dilde yazılmışlardı. Danimarkalı Türkolog Wilhelm Thomsen, 1893’te bu yazıtları çözmüş, böylece bunların Kültigin ve Bilge Kağan tarafından diktirildikleri, yazının Türklere özgü bir alfabe, dilin de eski Türkçe olduğu meydana çıkarılmıştı.
Anıtların öneminden ötürü Orhon alfabesi diye de anılan Göktürk alfabesinin kökenine gelince, bu konuda çok farklı görüş ve iddialar bulunmaktadır. Bu alfabede kullanılan işaretler, Runik diye adlandırılan eski Iskandinav yazısındaki işaretlere benzediğı için Runik karakterli sayılmış ve o alfabeyle ilişkilli olabileceği öne sürülmüştür.Yazıyı çözen Thomsen, bu Türk alfabesinin Arani alfabesinden türemiş olabilece görüşünü savunmuştu. Buna karsın Aristov gibi Rus bilginleri, bu yazıdaki işaretlerin eski Türk damgalarından alınmış olabileceğine dikkatleri çekmiştir. A. Cevat Emre ise, Göktürk yazısının Sümer yazısı ile aynı kökten gediğini varsaymıştır. Bütün bu değişik, hatta çelişik savlar arasinda söylenebilecek şey, bilim çevrelerinde en çok Thomsen’ın görüşünün tutunduğudur.
Göktürkçe ne Mutlu Türk'üm Diyene!
Göktürkçe Türk:
Her Şey Vatan İçin: