Çin Elçisi Yen Te'nin Uygur Hakanlığı Seyahatinden Çıkan Harika Bilgiler


Çin Elçisi Yen Te’nin Uygur Hakanlığı Seyahatinden Çıkan Harika Bilgiler


 
Bu topraklarda fakir insan yoktur. Onlar ihtiyacı olanlara yemek yardımı yaparlar.
İnsanlar uzun ömürlüdür. Umumiyetle yüz yaşının üstüne kadar yaşarlar.
Genç yaşta ölene hiç rastlanmaz.
Halk, giyinmek için kıymetli ipek kumaş kullanırdı.
Onlar mutfak eşyaları için altın ve gümüş kullanıyorlardı.
Beşbalığ’da evlerin çoğu iki katlıydı ve bütün evler beyaz badanalıydı.
Türkler yoğun olarak tarım yapıyorlar. Suyu tarım ve değirmenlerde olmak üzere
etkin bir şekilde kullanıyorlardı. Chinling dağlarından çıkan nehir, başşehrin bütün çevresini dolaşır, tarlaları ve meyve bahçelerini sular ve su değirmenlerini işletir.
Bu yerde (Wu-ku) beş hububat yetişir

Şehrin içinde pek çok iki katlı binalar vardır. İnsanlar iyi yüzlüdür ve usta sanatkarlardır.
Altın, gümüş, bakır ve demir kaplar üzerinde çalışırlardı.

Bütün fakirler et yerler. (Çin'de fakirler et yiyemezlerdi.)

Bir tür kimya sanayisi vardı. Ürettikleri amonyak dericilikte kullanılıyordu.
Pei-t'ing'in (Beşbalık) kuzeyindeki dağlarda Kang-sha (amonyak) imal ediliyordu.
Altı gün sonra Chin-ling k'ou'ya vasıl olduk. Burada çok kıymetli mallar imal edilir.

Türklerde bir müzik zevki ve yaygınlığı vardı. Bunu toplu halde icra etmekten zevk alırlardı.

Ayrıca tiyatro ve bunu meslek edinmiş oyuncular bulunuyordu.  Müzik, içki, ziyafet ve gece yarısına kadar artistler tarafından oynanan piyes vardı.

Ertesi gün bir kayıkla gezinti yaptık. Gölün dört bir tarafından davullar çalıyordu.

Onlar seyahat etmekten hoşlanırlardı. Onlar seyahat ederken çoğu müzik aletlerini yanlarında taşırlardı.

Türklerin yaşadığı refah elçinin gözünden kaçmamıştı.

O devrin en büyük zenginliği otlak at ve hayvan sürüleri sayılamayacak kadar çoktu. Kağan ve tiginler mallarının sayısını bilmiyordu.

Onların kralı (Arslan Han) yemek için at ve koyun pişirtmişti. Çok lezzetli idi. Bu arazide atlar çok boldur.

Kral (Han), prensesler ve veliahtların her birisinin at sürüleri vardır. Onlar bin Li'den daha fazla genişliğe sahip olan düz ovada sürülerini otlatırlar.

Onlar atlarının derisinin rengi ile kendi sürülerini ayırt ederler. Hiç kimse sürüsünün sayısını bilmez.

(Arslan Han, Çin elçisini 7 gün beklettikten sonra huzura kabul etmişti...)

***

SONUÇ

Ne göçebeydik ne de aç ya da barbar sürüsüydük!

Dünyanın gıptayla izlediği bir millettik, her zamanki gibi…

Ne Mutlu Türk'üm Diyene !

*** Sn. Prof. Dr. Özkan İzgi’nin Wang-Yen-Te’nin Uygur Seyahatnamesi eserinden derlenmiştir.

 


Yorumlar (0)