Kurgan bir Ön Türk geleneğidir-ARİF ERMAN YAZDI

Kurgan bir Ön Türk geleneğidir


Kurgan bir Ön Türk geleneğidir

Ön Türklere özgü olan kurgan geleneği, uydurulan tarih tezleriyle "Hint-Avrupalı" ya da Sinitik halklarınmış gibi gösterilmeye çalışılmaktadır. Mezarlar üzerine toprak ve taşların yığılmasıyla yükseltilen kurgan, tümülüs ya da piramit adlarıyla anılan yapı şekilleridir.

Tümülüs adı, bir Ön Türk dili olan Etrüskçeden Latinceye evrilmiştir. Etrüskçe, Sümerce ve Elamcada ortak olan ve “göm” anlamına gelen TUM sözü, günümüz Türk dillerine GÖM olarak evrilmiştir. Tümülüs, gömülüş demektir.

Kurgan terimi, Sovyet arkeolojisi tarafından ortaya atılmış ve Doğu Avrupa ile Orta Asya'daki tümülüsler için kullanılmıştır. Ayrıca bu tümülüslere Kafkasya, Balkanlar ve Anadolu'da da rastlanmaktadır. Türkçe kökenli bir söz olan kurgan, Orhun Yazıtlarında kale anlamına gelmektedir.

Sümercede kur “dağ” ve gune de “inanç” ve “kutsal” anlamlarına gelmekte ve “kutsal dağ” anlamı taşımaktadır. Sümerce kurgune sözü, eski Türk diline kurgan olarak evrilmiştir ve korugan ya da korumak sözüyle bir ilgisi yoktur.

Genel olarak mezarın üzerine yapılan her türlü yükselti tümülüs olarak adlandırılsa da, yapıldıkları döneme, tepenin ve mezar odasının biçimine, niteliğine, ölünün gömülüş biçimine göre mezar tepelerinin oldukça değişik çeşitleri vardır.

Kurganların içlerinde odalar ortaya çıkarılmış ve elit kişilerin bu mezarlara değerli eşyaları, bazen de atları ve savaş arabalarıyla yakılarak ya da yakılmadan gömüldükleri gözlemlenmiştir.

Bilinen en eski kurganlar, Sümer ve Elam zigguratlarıdır. Akadça “yükselmiş yere kurmak” anlamına gelen zigguratın Sümercesi, “kutsal toprak yığını” demek olan unirdir (u: toprak; toprak yığını, nir: kutsal; tanrısal). Bu kurganlar eski Mezopotamya vadisinde ve İran'da, üstünde teras bulunan piramitlere benzeyen tapınak kuleleridir.

En eski kurgan örnekleri MÖ 4000 yıllarındaki Ubaid dönemine aittir. Mısır piramitlerinin tersine, Sümer ve Elam kurganlarının üstü düzdür ve tepesinde ya tapınak ya da yatır (türbe) bulunmuştur.

Bugün Çin sınırları içerisinde yer alan, Xian şehrine 100 km uzaklıkta Ön Türkler tarafından inşa edilmiş, etrafında irili ufaklı 100 tane kurganla birlikte, 300 metre yüksekliğinde, her bir yanı 500 metre genişliğinde, duvarları tuğladan yapılmış yüzeyleri taş plakalarla kaplanmış bir kurgan bulunmaktadır. Bu kurgana Ak Piramit de denmektedir.

Bu kurganların yapım tarihi, en az MÖ 3000 yıllarıdır. Bölge, Çin tarafından yasak bölge ilan edilmiş olduğundan dolayı piramitler içerisinde bulunan mumyalanmış olan ölüler ve Ön Türkçe yazıtlar üzerinde araştırma yapılamamaktadır.

Karadeniz'in kuzeyi ve Orta Asya'nın batısını kapsayan bölgedeki kurganlar ise daha küçüktür. Bug-Dinyester kültürü kurganlarında tekerlek ve süslenmiş çeşitli kaplar bulunmuştur. Samara kültürü kurganlarında mezarlardan kurban edilmiş atlara ait kalıntılar bulunmuştur. Khvalynsk kültürü kurganlarında, Samara kültüründeki gibi kurban edilmiş at, sığır ve koyun kemikleri bulunmuştur.

Nalcık'ta bulunan 67 metre yüksekliğindeki bir kurganda 121 kişinin kemiklerine rastlanmıştır. Sredny Stog kültüründe de benzeri kurganlar bulunmuş ve taştan yapılmış savaş baltaları ortaya çıkarılmıştır. Bu kültürde at yetiştiriciliği artık iyice gelişmiştir. Dinyeper-Donets kültüründe halk, artık tarıma geçmeye başlamış, insanların topluca gömülmesi geleneği ise devam etmiştir.

Maykop kültüründe de kurganlar yaygındır ve bu kurganlarda tekerleğin yanında, tarihte ilk kez altın ve gümüş araçlara da rastlanmıştır. Yamna kültüründeki kurganlarda da daha öncekiler gibi gömülme geleneği devam etmiş ve kurban edilmiş at, sığır, koyun, keçi kemiklerine rastlanmıştır.

Altay-Sayan Dağları'nın kuzey batısından gelişen Afanasyevo kültürü kurganlarında ok uçları, kemik iğneler, bıçaklar, bakır tellerden yapılma küpeler, türlü biçimdeki süs eşyaları ile maden işleme araçları bulunmuştur. Koyot ve Kurum kurganlarından çıkan buluntulardan bu kültür çevresinde yaşayan insanların at, sığır ve deveyi evcilleştirmiş oldukları, bakırcılığı bildikleri anlaşılmaktadır.

Bu kültürün devamı olan Andronovo kültürü ise, Altay-Tanrı dağları, Güney Sibirya ve Hazar'ın kuzey doğusuna kadar uzanan bölgede kurulmuştur. Afanasyevo kültürüne benzeyen ve daha ileri bir düzeye ulaşan bu kültür kurganlarında, bakır araçların yanı sıra tunç, gümüş ve altından yapılmış araçlara da rastlanmıştır.

1969 yılında Kazakistan'da keşfidelen ve MÖ 5. yüzyıldan kalma bir Saka kurganı olan Esik kurganında üç binden fazla altın eşya, seramik küpler, tahta tabaklar, iki gümüş çanak bulunmuştur. Gümüş çanak içinde Turan alfabesinin örnekleri görülmektedir. Bu kurganda 15-16 yaşlarında çok gösterişli giysiyle gömülü bir mumya da ortaya çıkarılmıştır.

Sakalara ait olan kurganlarda işlenmiş pişmiş topraktan kap kacaklar bulunmuştur. Maden tekniklerini iyi bilen Sakalar bronz ve bakır işlemelerinde oldukça ileri gitmişlerdir. Çeşitli kurganlardan bulunan altın eşyalar, altını da iyi bir şekilde işlediklerini göstermektedir. Silahları ile gömülmüş çok sayıda kadın kurganı bulunduğundan dolayı Sakalarda kadınların da savaştığı ortaya çıkmıştır.

Sakalar gibi Sarmatlarda da kadınlar erkeklerle birlikte savaşlara katılmıştır. Zengin ölüler için yapılan kurganlara değerli eşyalarını koyan Sarmatlara ait günümüzde Adigey'deki ve Kuban Irmağı havzasındaki kurganlardan arkeolojik buluntular çıkarılmıştır. At takımları, silahlar, yüzük, bilezik, taç, broş, altın tabak ve benzeri ziynet eşyaları Sarmatların becerisini göstermektedir.

Balkanlar'da ve Trakya'da bulunan Traklardan kalma kurganlar ise, daha basık ve yayvan, çoğu kez de 2-3 m yüksekliğindeki tepeciklerdir; ancak Bulgaristan'da ender olarak yüksekliği 7 metreyi bulanlar da vardır. Tepelerin dolguları toprak değil taştır.

Bu tür mezar tepelerinde ölü, tepenin altındaki bir çukura, ve çoğu kez uzun olarak yatırılarak gömülmüştür. Tepenin değişik kesimlerinde bireysel mezarlara da rastlanır. Kurganlar tek olabilecekleri gibi, sayıları 30'u bulan topluluklar da oluşturabilmektedir.

Trakların bir kolu olan Frig kültürünün de en önemli özelliği kurganlardır. Bunlar, M.Ö. 8.yüzyıl ile M.Ö. 6.yüzyılın ilk yarısı arasında yapılmıştır ve sayıları yüz civarındadır. Kurganların içindeki oda mezar, ana zemin üzerine inşa edilmiştir. Frigler dokumacılıkta çok ustaydılar. Günümüzde Anadolu kilimlerindeki ve diğer Türk devletlerindeki binlerce yıllık motifler, Frig motiflerinde de var olmuştur.

Anadolu’da yaklaşık 20.000 kurgan bulunduğu tahmin edilmektedir. Bu kurganların büyük bir bölümü Hatti/Hitit kültüründen kalmadır. Bu kurganların en eskisi MÖ 7900 yıllarından kalma olan Çatalhöyük'tür.

Benzer kurganlara Amerika'da da rastlanmaktadır. Örneğin Illinois'da Monk Mound olarak adlandırılan kurgan 290 metre yüksekliğinde ve 255 metre genişliğindedir. MÖ 3000 yıllarından kaldığı sanılan bu kurgan, Çin'deki kurganlar gibi tepesi düz bir platforma sahiptir.

Ayrıca Mayalar ve İnkalar'dan kalan tepesi kesik piramit biçimindeki kurganlar da Sümer ve Elam kurganlarıyla büyük benzerlikler göstermektedir.

Arif Cengiz Erman
Türklerin Gerçek Tarihi

Yorumlar (0)