TÜRKİYE TÜRKÇESİ İLE AZERBAYCAN TÜRKÇESİNDEKİ EŞ SESLİ KELİMELER ÜZERİNE

TÜRKİYE TÜRKÇESİ İLE AZERBAYCAN TÜRKÇESİNDEKİ
EŞ SESLİ KELİMELER ÜZERİNE
Yrd. Doç. Dr. Suzan TOKATLI
Erciyes Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Öğretim Üyesi
[email protected]


Özet
Anlam ve fonksiyon bakımından farklı; fakat aynı ses değerine sahip olan eş sesli
kelimeler bütün dillerde olduğu gibi Türkiye Türkçesinde ve lehçelerinde de bulunmaktadır.
Eş seslilik, dilciliğin ve sözlük hazırlamanın zor konularından biri olarak kabul edilmektedir.
Eş sesli kelimelere Türk lehçelerinden yapılan aktarmalarda da çok dikkat edilmesi
gerekmektedir. Bir dilde, ses değişmeleri, anlam değişmesi, bir kelimeye zamanla yeni
anlamların yüklenmesi ve alıntı kelimelere bağlı olarak eş sesli kelimeler olabilir. Azerbaycan
Türkçesi ile Türkiye Türkçesinde de bu etkenlere bağlı olarak ortaya çıkan eş sesli
kelimeler bulunmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Eş seslilik, çok anlamlılık, ses değişmeleri.

Giriş
Her dilde aynı ses değerine sahip; fakat anlamı ve fonksiyonu farklı olan eş
sesli şekiller bulunmaktadır. Eş seslilerin farklı ve birden fazla anlamı olabilmektedir.
Dilciliğin ve sözlük hazırlamanın en zor konularından biri olarak kabul edilen
eş seslilik ve çok anlamlılık, Türk lehçelerinden yapılan aktarmalarda1
 da yanlışlığa sebep olabileceği için dikkat edilmesi gereken önemli bir konudur. Çünkü Türkiye
Türkçesi ile herhangi bir Türk lehçesinde ortak olan eş sesli bir kelime, zaman
içinde farklı ve birden fazla anlam kazanmış olabileceği için Türkiye Türkçesine
aktarılan bir metinde eş sesli kelimelerin bütün anlamlarını bilmek ve metinde ifade
edilen anlamı vermek gerekmektedir. Bu yazıda, dil dışı bir konu olan eş yazılılık(iki
veya daha fazla kelimenin aynı şekilde yazılması) dışında, eş seslilik ve çok
anlamlılığın sebepleri bağlamında Türkiye Türkçesi ile Azerbaycan Türkçesindeki
eş sesli kelimelerin özelliklerini örnekler vererek incelemeye çalışacağız. 
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 16 Yıl : 2004/1 (141-156 s.)


Eş Seslilik ve Çok Anlamlılık
Bir dilde yer alan, anlamı ve fonksiyonu farklı; fakat aynı ses değerine sahip
şekillere eş sesli denir. Eş sesli kelimelerin belirlenmesi, etimoloji ve her türlü
sözlük çalışmalarında büyük bir önem taşımaktadır. Özellikle kelimelerin ses yapılarındaki
değişikliğin ve anlam alanlarının belirlenmesinde bu konu çok önemlidir.
İnsan ve varlık arasındaki ilişkinin değişkenliği, bu değişkenliğin gerçekleştiği
yer ve zamandaki insanların dillerine de yansır. Bu değişiklik, dillerin ses ve
anlam yapılarında ortaya çıkar. Bu sebeple dil çalışmalarında, eş zamanlılık ve eş
mekânlılık ölçülerine baş vurma ihtiyacı ortaya çıkmıştır. İnsan ve varlık ilişkisinin
belli yer ve zamanlardaki bütün kişiler ve sosyal gruplar arasında da değişiklik
göstermesiyle bu değişkenlik, bu kişilerin ve sosyal grupların dillerine de yansımaktadır.
Dillerin anlam yapıları, aynı zaman ve aynı coğrafyanın insanları arasında
da yaş farklarına ve mesleklere göre farklılık gösterir. Bir dilin lehçeleri arasında
da bu farklılıklar, coğrafî uzaklıklar ve tarih içinde bilgilenme kanallarının farklılığıyla
doğru orantılı olduğu için eş sesli (homonym) ve çok anlamlı (polysem)
ilişkiler ortaya çıkar.2


Çok anlamlılık ise, bir kelimenin kullanıldığı her farklı alanda farklı anlam
kazanmasıyla meydana gelir. Bugün için, çok anlamlı görünen kelimelerin bütün
anlamları eş sesli veya bugün anlamları arasındaki ilişkinin unutulmasıyla eş sesli
olarak düşünülen kelimeler, aslında eski devirlerin çok anlamlı tek bir kelimesi
olabilirler. Eş seslilik ve çok anlamlılık birbiriyle iç içe ve sık sık birbiriyle karıştırılan
bir dil olayıdır.


Eş sesliliğin farklı kaynakları vardır. Eş seslilerin bir kısmı, farklı kaynaklı
(art zamanlı “diachronic” veya alıntı “borrowing”) kelimelerin tesadüfen ses uygunluğu
içinde olmalarıyla, bir kısmı da çok anlamlı kelimelere bağlı olarak ortaya
çıkarlar. Bunlar, anlam bölünmeleri (semantic split) ve şekil birleşmeleri(morphemic
merger) veya daha az olarak anlam birleşmeleri (semantic merger)
ve şekil bölünmeleridir (morphemic split). Kısacası eş seslilik ve çok anlamlılık,
dillerin şekil ve anlam yapılarında görülen bu bölünme ve birleşmelerinin tamamlanma
süreçleri içinde ortaya çıkar. Bu sürecin sonunda her şeklin kendisine özgü
bir anlamı, her anlamın da kendisine ait bir şekli olur. Eş seslilik ve çok anlamlılık,
bir dilin belirli yer ve zamandaki hayatıyla ilgili olduğu için dillerin ses ve anlam
yapılarının değişmesi, dilleri kullananların farklı komşuluk ilişkisine girmeleri eş
seslilerin ve çok anlamlıların değişmesine sebep olur.
Eş zamanlı ve eş mekânlı bir durum olan eş sesliliğin, diğer dillerde olduğu
gibi Türkçede de üç kaynağı vardır:
1. Ses değişmelerinin (sound change) yol açtığı eş seslilik.
2. Çok anlamlılığın (polysemy) yol açtığı eş seslilik.
3. Alıntı kelimelerin (borrowing) yol açtığı eş seslilik.3

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 16 Yıl : 2004/1 (141-156 s.)
Bizim burada vereceğimiz Türkiye Türkçesi ile Azerbaycan Türkçesindeki
eş sesli örnekler, yapı bakımından sınıflandırmaya gidilmeden alfabe sırasına göre
verilecektir.


1. Ses Değişmelerinin Yol Açtığı Eş Seslilik:
Dillerdeki eş zamanlı anlam ve özellikle ses çeşitliliği, art zamanlı değişikliklerin
kaynağını oluşturur. Bir dil ne kadar çok kullanılırsa, o dil, ses, anlam ve
alıntılar bakımından o kadar çok değişir. Aynı zamanda, dillerdeki ses değişmeleri,
dilde daha fazla kullanılan kelimelerde daha hızlı, daha az kullanılan kelimelerde
daha yavaş olur. Dillerde düzenli ses değişmelerinin yanında, bu değişmelere direnen
donuk (frozen), ses kanunlarıyla açıklanamayacak kadar ileri ses değişmelerine
uğramış veya çeşitli ses tasarrufları sonucu ortaya çıkmış şekillerle, yer değiştirme,
ön, son ve iç ses düşmeleri gibi çok çeşitli ve dili kullananların genel ses tercihleri
dışında kalan düzensiz ses değişmelerine uğramış ses değişmeleri vardır. Düzenli
ses değişmeleri eş sesliliğe kaynaklık edemezken, düzensiz ses değişmeleri dillerde
eş sesliliğe kaynaklık edebilirler.4
Örnekler∗
 Az. T.∗ aşçı “Ham deriyi işleyen usta.” T.T. aşçı “Yemek pişiren kimse;
yemek pişirip satan kimse; yemek yenilen dükkan, aş evi, lokanta.”
 Az. T.’deki aşı “Deri” kelimesinden türetilen ve bu kelimedeki son ses ı
ünlüsünün düşmesiyle aşçı şeklini alan kelime ile T.T.’deki aş”Yemek” kelimesinden
türetilen aşçı kelimesi eş sesli olmuştur. Her ikisi de farklı meslek isimlerini
bildiren eş sesli kelimelerdir.
Az.T. çığırtma “ Bağırtma; kızarmış domates, patlıcan veya parça etle pişirilen
yemek (içine bazen yumurta da kırılır.) T.T. çığırtma “çağırmak; eskiden
kullanılan basit, küçük, nefesli bir çalgı.”
Bu kelime, E.T. çaġı/çoġı “Bağırma sesi” ve bu kelimeden türetilen
çaġılamak
“ Bağırmak, çağırmak” kelimesinden gelmektedir. Anadolu ağızlarında da
çığırtma/çığırtmaç “Yumurtalı unun yağda kızartılmasıyla yapılan tatlı; domates,
biber ve patlıcanın zeytinyağında kızartılmasıyla yapılan yemek; flüt gibi bir çeşit
çalgı.”5
 kelimelerinin Az.T. ve T.T.’ndeki anlamlarının yanında farklı anlamlarda
da kullanıldığı görülmektedir.
Az. T. “emgek “Kafatasının ön ve orta kısmı.”/ emek “ Çalışma, zahmet.”
T.T. emek “Bir işin yapılması için harcanan beden ve kafa gücü.”
E.T.’deki “Zahmet, eziyet” anlamına gelen emgek kelimesindeki g sesinin
düşmesi ve anlam iyileşmesiyle emek şekline gelmiştir.6
 Bunun dışında emgek kelimesinin
Az.T.’nde farklı bir anlamda bulunuyor olması, bu kelimenin donuklaşarak
bir yan anlam kazandığını düşündürmektedir.

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 16 Yıl : 2004/1 (141-156 s.)
Az.T. sümük “Kemik; çeşitli şeyler yapmak için kullanılan fil, su samuru
vs. dişi veya vücutlarının bir başka uzvu; zar (tavla oyununda).” T.T. sümük “Burun
boşluklarından gelen yapışkan sıvı.”
Tarihî bir kelime olan Süngük ”Kemik” kelimesi Az.T.’nde ses tercihiyle
T.T.’ndeki sümük kelimesiyle eş sesli olmuştur.

2. Çok Anlamlılığın Yol Açtığı Eş Seslilik:
Kelimelerin ömürleri boyunca çeşitli anlam değişmelerine uğrayarak kullanıldıkları
ortamlarda farklılık görülmesi, kelimelerin anlamlarının sabit noktalar
olmadığını, değişken alanlar hâlinde olduğunu gösterir. Bu değişken alanlar, kendi
içlerinde bölünmeler, komşu kelimelerin anlam alanlarını kısmen veya tamamen
içine almalar şeklinde özellikler gösterirler. Dildeki anlam bölünme ve birleşmeleri,
insan ve varlık arasındaki ilişkiye bağlıdır. Kaybolan, zayıflayan, önemsizleşen
bilgi, yerini ve adını, daha önemli komşu bilgilerin adına bırakır. Çok anlamlı bir
kelimeden yeni bir kelime birdenbire değil, kademeli bir şekilde olur. Yeni kelimeler,
aynı kelimenin anlamlarının zaman içinde asıl anlamından ayrılmalarıyla ortaya
çıkarlar. Çeşitli kelimelerin farklı yer ve zamanlarda, farklı ortamlarda kullanılmalarıyla
dillerin ses yapısında farklı ses ve farklı şekiller ortaya çıktığı gibi, dillerin
anlam yapısında da yan anlamlar ve mecaz anlamlar ortaya çıkar.
Çok anlamlılığa sebep olan yan anlamlar ile mecazlaşmanın yolları şunlardır:
Benzerlik (istiare: metaphore), daralma (narrowing), genişleme (widening),
komşuluk (synedoche), büyütme (mübalağa/ abartma: hyperbole),küçültme
(mübalağa/ lilotes), iyileştirme (elevation/ amelioration/ eupheism), kötüleştirme
(degeneration/ pejoration) ve özel adların ve terimlerin genelleştirilmesidir.(generalization
of proper names and terms)

Azerbaycan Türkçesinde ilk ve son seste q’ler ġ, t’ler d şeklindedir.8
Örnekler:
Az. T. acılıġ “ Acı şeyin durumu, acı tat; mec. Uğursuzluk, felâket; şiddet,
düşmanlık; kötülük. T.T. acılık “ Acı olma durumu; mec. Dokunaklılık, kederlilik,
yaslılık.”
Bu kelime acı kelimesinden türetilmiştir. Acı kelimesi E.T.’deki açıġ kelimesinden
gelmektedir. Az.T.’deki mecazî anlamlarının anlam genişlemesine uğradığı
görülmektedir.
Az. T. acımaġ “Acı olmak; ekşimek, kabarıp kalkmak (hamur); kızmak;
merhamet etmek, üzülmek. T.T. acı- “Tadı acı duruma gelmek, acılaşmak; acılı,
ağrılı olmak; üzülmek; merhamet etmek.”
Bu kelimenin Az.T.’deki “hamurun ekşimesi, kabarması” anlamı için Anadolu
ağızlarında acı hamur “Hamur mayası”

 kelimesi kullanılmaktadır.Bu keli144
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 16 Yıl : 2004/1 (141-156 s.)
menin anlam genişlemesiyle Az.T.’de “kızmak”; T.T.’de de “acılı, ağrılı olmak”
anlamlarını da kazandığı görülmektedir.
Az. T. acılı “Zehirli” T.T. acılı “Acı katılmış olan; mec. Acısı olan, kederli.”

Bu kelimenin Az.T.’nde benzetme ile acı tadın çok fazla miktarda olduğunu
bildiren bir anlam kazandığı görülmektedir.
Az. T. adaġ “Çocuğun ilk adımı; nişan, söz kesimi.” T.T. adak “Adamak
işi veya adanılan şey, nezir.”
Adaġla- kökünden gelen adaġ kelimesiyle ada- kökünden gelen adak kelimesi
eş sesli olmuştur. Farklı köklerden gelen, farklı anlamları olan eş sesli kelimelerdir.

 Az.T. afşar “Ucu eğri hançer.”/ avşar “Şelale.” T.T. Afşar/Avşar “Oğuz
Türklerinin 24 boyundan biri.”
Çok anlamlı iki farklı türden isim eş sesli olmuştur.
Az.T. ağciyer “Korkak, cesaretsiz, yüreksiz, âciz.” T.T. akciğer “Göğüs
kafesinin büyük bir bölümünü dolduran ve solunum organının temeli olan, sağlı
sollu iki parçalı organ.”
T.T.’deki akciğer organı, anlam genişlemesiyle Az.T.’de soyut bir anlam
kazanmıştır.
Az.T.axtarmaġ “Gizli veya saklanmış, yahut kaybolmuş bir şeyi bulmaya,
ortaya çıkarmaya çalışmak; elde etmeye çalışmak, arzu etmek, bir şeyin olmasına,
meydana çıkmasına çalışmak; araştırmak; ummak, beklemek; mec. Oldukça fazla
düşünmek.” T.T. aktar- “Bir yerden, bir kaptan başka bir yere veya kaba geçirmek;
bir şeyin yolunu, yönünü değiştirmek; bir kitaptan veya bir yazıdan bir bölümü
almak; tercüme etmek.”

“Değişmek, başkalaşmak.”;Anadolu ağızlarında akdarmak/akdarmax “Bir şeyi
altüst etmek, karıştırmak, savurmak, boşaltmak, devretmek, hatmetmek, çevirmek.”şeklindedir.
Az.T.’de q sesinin sızıcılaşarak x olduğu aktar- kelimesi anlam
genişlemesiyle bir çok anlam kazanmıştır.
Az.T. alışmaġ “Alevlenmek, yanmak; mec. Çok kızmak, hiddetlenmek;
öğrenmek; ısınmak, yakınlaşmak; uysallaşmak.” T.T. alış- “Bir işi tekrarlayarak
kolayca yapabilmek; yadırgamaz duruma gelmek; uyar duruma gelmek; sürekli
ister olmak, bağlanmak, ısınmak; etkisini yitirmek; tutuşmak, yanmaya başlamak.”
Anlam genişlemesiyle çok anlamlı bir kelime duruma gelen bu kelimenin
T.T.’nde farklı olarak “etkisini yitirmek”; Az.T.’de de”çok kızmak” anlamı bulunmaktadır.


Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 16 Yıl : 2004/1 (141-156 s.)
Az.T. alışıġ “Ocağı, sobayı vs.’yi tutuşturmak için yakma yerine konmuş
yonga, kağıt, çıra vs.; alışmış, alışkanlık hâline getirmiş.” T.T. alışık “Herhangi bir
duruma alışmış olmak.”


Bu kelimenin Az.T.’nde farklı olarak “yakacak odun, kağıt, çıra vs.” anlamı
vardır. Alışmaġ fiilinin “yakmak, tutuşturmak.” anlamı da olduğu için bu kökten
gelen ismin de böyle bir anlam taşıdığı görülmektedir.T.T.’nde alış- fiilinin “Yakmak,
tutuşturmak.” anlamları da olmasına rağmen alışık kelimesinin tutuşturacak
madde anlamı yüklenmediği görülmektedir. Ancak Anadolu ağızlarında alışıx
/aluşturacah “Odunu kolay tutuşturmak için arasına konulan çalı, çırpı, yonga.”,
alışgan/alışkan “Kibrit.” Kelimelerinin kullanıldığı görülmektedir. Ayrıca alışık
kelimesi “Alacak, veresiye, verilen mal karşılığı, ödünç verilen para, süt.” anlamlarını
taşımaktadır.10


Az.T. artırma “Artırmak, çoğaltma; binaya yapışık olarak yapılan çıkıntılar;
çocuk oyunlarından birinin adı.” T.T. artırma “Artırmak işi; müzayede.”
Art- kökünden türetilen bu kelime, anlam genişlemesiyle “artırmak” ortak
anlamının dışında farklı anlamlar kazanmıştır.
Az.T. ayaġüstü “Aceleyle, oturmadan, ayakta; mecliste, toplantıda, davette
vs. hizmet eden adam.” T.T. ayaküstü “Oturmadan, ayakta durarak; kısa sürede;
acele olarak; hazır yemek, festfut.”
Bu birleşik kelimenin anlam genişlemesiyle genel anlamının dışında da anlamlar
kazandığı görülmektedir.


Az.T. baş “İnsan ve hayvan bedenin en üst kısmı; mec. Zihin, şuur, akıl;
bir şeyin en yukarı kısmı, zirvesi; bir şeyin kalın, çıkık, yuvarlak ucu, kafası; kenar,
yan; bir şeyin başladığı yer, başlangıç; yara.” T.T. baş “İnsan ve hayvanlarda vücudun
üst veya önünde bulunan bölüm; bir topluluğu yöneten kimse; başlangıç; yara,
çıban.”
E.T.’den itibaren kullanılan bu çok anlamlı kelime Anadolu ağızlarında da
“Yara, çıban.” anlamında kullanılmaktadır.11
Az.T. bayır “Dış,dış cephe” T.T. bayır “Küçük yokuş.”
Farklı anlamlar yüklenmiş eş sesli kelimelerdir.
Az.T. buynuzlamaġ “Boynuzu ile vurmak; mec. Çekememek, birisinin aleyhine
çalışmak, rahatsız etmek, ilerlemesini istememek.” T.T. boynuzla- “(hayvan)Boynuzu
ile vurmak, süsmek; mec. (kadın için) Kocasını başka bir erkekle
aldatmak.
Boynuz kelimesinden türetilen ve E.T.’de büyñüz şeklinde olan bu kelimenin
mecazî anlamlarının anlam genişlemesiyle farklı olduğu görülmektedir.

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 16 Yıl : 2004/1 (141-156 s.)
Az.T. çapar “Ulak, posta, tatar; atlı muhafız.” T.T. çapar “Postacı, ulak;
(hayvan ve bitki için) benekli, alacalı; derisi, kılları ve gözleri boya maddesi yokluğundan
renksiz olan (insan veya hayvan); çiçek bozuğu yüz.
Bu kelimenin Az.T.’nde ve T.T.’nde “postacı” anlamı ortaktır. T.T.’ndeki
bunun dışındaki anlamı için Az.T.’nde çopur kelimesi kullanılmaktadır. T.T.’nde
de “çiçek bozuğu yüz” anlamında çopur kelimesinin de kullanıldığı görülmektedir.
Fakat bu anlamın anlam genişlemesiyle çapar kelimesine de yüklendiği görülmektedir.

Az.T. çatmaġ “ Ulaşmak, varmak; .....yaşına kadar yaşamak; belirli bir sayıya,
mertebeye, hadde ulaşmak; yetmek; vakti gelmek; kavuşmak; bilinmek, duymak;
kucaklamak, kavramak; anlamak; bazı fiillerden sonra getirilerek birleşik fiil
ve çeşitli ifadeler yapılır; yüklemek (hayvanı); ocağa, sobaya vs.’ye odun koymak,
yakmak için hazır hâle getirmek.” T.T. çat- “ Değnek, kılıç, tüfek gibi uzun şeylerden
birkaç tanesini tepelerinden birbirine çaprazlama dayayarak durdurmak;
(kereste vb. gereci) birbirine tutturmak; bir şeyi yapmak için gerekli parçaları bir
araya getirmek; (yükü hayvana) iki yanlı yüklemek; (başa yemeni, yazma, çatkı
gibi şeyleri) bağlamak; (kaş, yüz için) sertlik, öfke bildiren bir duruma sokmak;
üzücü olaylarla karşılaşmak; rastlamak; sırası gelmek, zamanı gelmek.”
Bu fiil, E.T.’de de çatmak “Çarpmak; eklemek, dikmek, iki parçayı birleştirmek.”
anlamlarındadır. Bu fiil Az.T. ve T.T.’nde ortak anlamlarının dışında farklı
anlamlar da kazanmış kelimelerdir.
Az.T.çöpçü “Eskiden çocukların boğazına takılmış kemikleri çıkaran hekim.”
T.T. çöpçü “ Evlerden çöpleri toplayan veya sokakları süpüren temizlik işçisi.”

E.T.’de çöb şeklinde olan bu kelimenin farklı meslek isimlerini bildirdiği
görülmektedir.
Az.T. damlamaġ “Damla damla akmak, dökülmek; hapsetmek.” T.T. damla-
“Damla durumunda tane tane düşmek; içindekini damla damla akıtmak; bir yere
çağrılmadan çekinmeden girmek.” Az.T.’ndeki “hapsetmek” anlamı farklı bir kökten,
dam isim kökünden gelmektedir. Damla- fiili de E.T.’deki tam- fiilinden gelmektedir.
Bu kelimenin “damlamak” genel anlamının dışında anlam genişlemesiyle
farklı anlamlar kazanarak eş sesli oldukları görülmektedir.
Az.T. danışmaġ “Konuşmak, söylemek, anlatmak; bir dilde düşüncesini
güzel bir şekilde ifade edebilmek; sohbet etmek; fikir yürütmek; konuşma yapmak;
anlaşmaya varmak; bahsetmek, yazmak.” T.T. danış- “ Bir iş için bilgi veya yol
sormak, görüş almak, müracaat etmek.” Bu fiil E.T.’de tanu- “Konuşmak, söz söylemek.”>
tanuş- “Karşılıklı konuşmak, söyleşmek.” şeklindedir ve Az.T.’de bu
anlamın devam etmesine rağmen T.T.’nde değişikliğe uğradığı görülmektedir.
Az.T. dartmaġ “Bir şeyi eli veya başka bir şeyle tutarak kendine veya bir
kenara çekmek, kapıp almak; zorla çekmek; germek; yukarıya doğru çekmek; emip

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 16 Yıl : 2004/1 (141-156 s.)
çıkarıcı özelliği olan motorlarla çekip çıkarmak; mec. “özünü” sözüyle beraber
kullanılınca: Kibirle kabarmak, yukarıdan bakmak.” T.T. tart- “Bir şeyin birim
cinsten ağırlığını bulmak; bir şeyi avuç içinde sallayarak ağırlığını kestirmeye çalışmak;
dikkatle incelemek, değer biçmek; mec. Bir şeyin bütün sonuçlarını düşünmek,
hesap etmek.” Bu kelime E.T.’de tartmak şeklindedir.
Her ikisi de farklı bir çok anlamı olan eş sesli kelimelerdir.
Az.T. deng “Denk, eş; bir tane, cüzi bir miktar; eskiden değeri çok küçük
para; bir yerden başka bir yere götürmek için bağ yapılan şey, demet, tomar; yorgun,
bezgin, bıkkın.” T.T. denk “Yük hayvanlarının sağ ve soluna konulan iki yük
parçasından her biri; yük, balya; ağırlık bakımından eşit olan; uygun, nitelik yönünden
eşit; destekleri paralel, yönleri aynı, şiddetleri eşit bulunan güçler.” Bu
kelime E.T.’deki teñ “eşit” kelimesinden gelmektedir.
Ortak anlamları dışında farklı anlamlar kazanmış olan eş sesli kelimelerdir.
Az.T. deyişdir- “Arayı karıştırmak, kavga etmelerine sebep olma; bir şeyi
verip karşılığında başka bir şey almak; bir işten veya yerden başka birine geçmek;
başkalaştırmak.” T.T. değiştir- “Başka bir biçime sokmak, değişikliğe uğratmak;
bir şey veya kimseyi bulunduğu yerden başka bir yere almak; birini bırakıp başkasını
edinmek veya kullanmak; başka bir duruma, başka bir görünüme getirmek.”
E.T. teñ “eşdeğer”>teñiş/tegiş“ Eşitlenme, değiştokuş” kökünden gelen bu
kelimeler ortak anlamları dışında anlam genişlemesiyle farklı anlamlar kazanmış eş
sesli kelimelerdir.
Az.T. dey- “Dokunmak, elini vurmak, dokundurmak; rastlayarak dokunmak;
ulaşarak bir şeye dokunmak; hamlığı gitmek; olgunlaşmak (yara, çıban)” T.T.
değ- “ Yaklaşmak, dokunmak; ulaşmak; rast gelmek; değerinde olmak; karşılık
olmak; hoşa gitmek; herhangi bir nitelikte olmak; eş değerde olmak.” Bu kelime
E.T.’de teg- şeklindedir.
Ortak anlamları dışında anlam genişlemesiyle bir çok anlamı olan kelimelerdir.

Az.T. erik “Kayısı” T.T. erik “Gülgillerden beyaz çiçekli bir ağaç; mayhoş
veya tatlı, etli sulu, tek ve sert çekirdekli yemiş.”
Erik kelimesi başlangıçta şeftali, kayısı, zerdali, armut gibi meyvelerin ortak
adı iken daha sonra anlam daralmasıyla tek bir meyvenin adı olmuştur.12
Az.T.’nde erik kelimesinin bu anlamı kısmen devam ettirdiği görülse de ayrıca
kayısı için ġaysı kelimesinin de kullanıldığı görülmektedir.
Az.T. esrik “Şişmanlayıp büyümüş; kızgın, öfkeli, azgın.”13 T.T. esrik
“Sarhoş.”

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 16 Yıl : 2004/1 (141-156 s.)
E.T.’de esrük “Sarhoş”, Anadolu ağızlarında esrek/esrik “Sarhoş; deli; delimsek,
delişmen; ekinlerin çok büyüyerek dik duramaz hâle gelmesi.”, esrük “Çok
koşan(hayvan); erkek isteyen dişi deve.”14 şeklindedir.
Bu kelime Az.T.’nde anlam genişlemesiyle farklı anlamlar kazanmıştır.
Az.T. éşik “dışarı, çöl.” T.T. eşik “kapı girişi, eşiği.”
Bu kelime T.T.’nde kapının alt kısmındaki giriş basamağını ifade ederken,
Az.T.’nde kapının dışını, daha geniş bir alanı bildirmektedir.
Az.T. ġanmaġ “Anlamak, idrak etmek.” T.T. kan- “Söylenilen sözün doğruluğuna
inanmak; (tatlı sözlere) aldanmak; bir ihtiyacını yeteri kadar karşılamış
olmak; yetinmek.”
Bu kelimenin anlam değişikliğine uğradığı, T.T.’nde anlam genişlemesiyle
anlam sayısının arttığı görülmektedir.
Az.T. ġapaġlanmaġ “Kapakla örtülmek, kapanmak, sıkıca kapatılmak.”
T.T. kapaklan- “Bulunduğu yerden yüzüstü düşmek; güçlü rüzgâr veya ansızın
gelen sağanak etkisiyle devrilmek.”
Kapa- fiilinden türetilen bu iki kelime de farklı anlamlar kazanmıştır.
Az.T ġarmaġ “Eğmek, bükmek, burmak, katlamak, çevirmek; çengel; balık
oltası.” T.T. kar- “karıştırmak.”
Bu kelime de Az.T.’nde anlam genişlemesiyle bir çok farklı anlam kazanmıştır.

Az.T. ġarnıyarıġ “Midye, genellikle mezarlıklarda biten dikenli, yere yayılan
bir bitki ve onun halk tabatetinde kullanılan kırmızı tohumu.” T.T. karnıyarık
“Bir tür kıymalı patlıcan yemeği; matbaacılıkta her sayfayı çift sütun olarak düzenleme.”

Bu birleşik kelimenin yemek ve midye anlamlarını benzetme yoluyla kazandığı
görülmektedir.
Az.T. ġayırma “Yapma, sahte, uydurma.” T.T. kayırma “Kayırmak, koruma.”
Kayır- fiilinden türetilmiş ve anlam değişikliğine uğrayarak farklı anlamlar
kazanmıştır.
Az.T. ġayırmaġ “Üretmek; yapmak; tamir etmek; becermek; bir işle meşgul
olmak.” T.T. kayır- “Koruyarak başarısını sağlamak, elinden tutmak; iltimas
etmek.”
Bu kelimenin de farklı anlamlar kazandığı görülmektedir.
Az.T. ġaymaġ “Pişirilen veya yayılan sütün veya yoğurdun üzerinde oluşan
ince yağ tabakası, kaymak; mec. Her şeyin en güzel, en seçkin, en iyi kısmı; tat,

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 16 Yıl : 2004/1 (141-156 s.)
lezzet.” T.T. kay- “Sütün yüzünde zar durumunda toplanan açık sarı renkli, koyu
yağlı katman; yağmur ve selden sonra toprağın üzerinde kalan özlü tabaka; mec.
En iyi, seçkin; kaygan bir yüzey üzerinde birdenbire dengesini yitirmek; yerini
değiştirmek; mec. Görüş, düşünce veya tutumunu değiştirmek; istemeden bir şey
yapmak anlamıyla bazı deyimlerde geçer (dili kaymak); anlamı değişmek.”
Kay- kökünden türetilen bu kelime E.T.’de kayak/kıyak “Sütün kaymağı.”,
kadh- “Sertleşmek”, kay- “Kaygan bir yüzeyde yer değiştirmek.” şeklindedir. Bu
kelime T.T.’nde anlam genişlemesiyle bir çok anlam kazanmıştır.
Az.T. ġonaġ “Misafir, konuk.” T.T. konak “Büyük ve gösterişli ev; kundak
çocuklarının başlarında görülen kepek tabakası; gözde oluşan ince tabaka.”
Kon- kökünden türetilen bu iki kelime farklı anlamlar yüklenmiştir.
Az.T. gücen- “Güç sarfetmek, ıkınmak, gücünü zorlamak; mec. Çalışmak.”
T.T. gücen-“Kırgınlık duymak, üzülmek.”
Güç kökünden gelen bu kelime farklı anlamlara sahiptir.
Az.T. günü “ Kuma; mec. Düşman, rakip.” T.T. günü “Kıskançlık; vaktinden
önce doğan yavru.” Günüle- “Kıskanmak.” 15fiilinden türetilen bu kelime Anadolu
ağızlarında günü “Kıskançlık, haset; kuma.”16 şeklindedir. Sebep-sonuç ilişkisiyle
T.T.’nde kıskançlık anlamını kazanmıştır.
Az.T. istekli “Sevgili, sevimli, çok sevilen.” T.T. istekli “Bir şeye karşı isteği
olan.”


Aynı kökten gelen, farklı anlamlarda eş sesli kelimelerdir.
Az.T. kalça “Küçük erkek manda yavrusu.” T.T. kalça “Vücudun bacakla
böğür arasındaki iki yana doğru çıkıntılı bölümü.”
Bu kelimenin kökü bilinmemekle birlikte Türkçe karıca>karaca örneğinde

“Kalça kemiği, uyluk kemiği” olarak kullanılır. Azeri sahasında kalçaya


Farklı anlamlara sahiptir.
Az.T. ġılıġ “Alışkanlık, güzel davranış.” T.T. kılık “Bir kimsenin giyinişi,
giyim, kıyafet, kisve; bir kimsenin dış görünüşü; bir kimsenin resmi, fotoğraf.”
Kıl- kökünden türetilen kılık kelimesi E.T.’de kılık “Eylem, davranış, hâl ve
hareket.” şeklindedir. T.T.’nde bu kelimenin anlamı soyuttan somuta doğru bir
değişim göstermiştir.
Az.T. kişi “Erkek; mec. Sözüne güvenilir.” T.T. kişi “İnsan, kimse, şahıs;
eş, koca , erkek.”

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 16 Yıl : 2004/1 (141-156 s.)
E.T.’de kişi, Anadolu ağızlarında kişi “Koca, eş; yabancı erkek; düğünden
sonra yapılan yemek çağrısı.”şeklindedir.18Bu kelime Az.T.’nde anlam daralmasıyla
sadece erkek anlamına gelmekte, oysa T.T.’nde hem erkek hem de kadını ifade
etmektedir.
Az.T. “koğuş “Büyük ağaçların içinde meydana gelen boşluk, kovuk.” T.T.
koğuş “Kışla, okul, tutuk evi, hastane gibi kalabalık yerlerde, içinde bir çok kimsenin
yattığı veya barındığı büyük oda.”

Bu kelime de T.T.’nde anlam değişmesine uğramış, sebep-sonuç ilişkisiyle
anlam alanını genişletmiştir.
Az.T. ġol “İnsan vücudunun omuz başından parmak uçlarına kadar olan
uzvu; Atın ön ayaklarından her biri; Elbisenin kola gelen kısmı; ağaç dalı; Esas bir
şeyden ayrılan kısım, bölüm, çizgi; Bir ordunun ayrıldığı kısımlardan her biri; Destanın
ayrı ayrı kısmı bölümü; taraf, semt; imza.” T.T. kol “İnsan vücudunda omuz
başından parmak uçlarına kadar uzanan bölüm; (koyun, dana, kuzu vb. için) ön
ayağın üst bölümü; giysinin kolu saran bölümü; ağaçlarda gövdeden ayrılan kalın
dal; yön.”
Bu kelime anlam genişlemesiyle bir çok anlam yüklenmiştir.
Az.T. kökleşdirme “ şişmanlatmak; sağlamlaştırmak.” T.T. kökleştirme
“Kökleştirmek, kökleşmesini sağlamak.”
Bu kelimenin Az.T.’nde anlam genişlemesine uğradığı görülmektedir.
Az.T. pinti “Üstüne başına, temizliğine önem vermeyen; pasaklı; mec. Düzenli
iş yapmayan.” T.T. pinti “ Aşırı derecede pinti, kısmık.”
Bu kelime Anadolu ağızlarında pinti “Küçük; tembel, beceriksiz (kimse);
üstü, başı pis, pasaklı.”19Ağızlarda cimri, minti olarak da geçer. Ermenice p’int’i
“Kirli” kelimesi Kürtçeye de pintî “Pis, kirli.” olarak geçmiştir.20
Farklı anlamları olan eş sesli kelimelerdir.
Az.T. pisle- “ Bir kimse hakkında kötü konuşmak, kötülemek.” T.T. pisle-
“Büyük veya küçük abdestini etmek; kirletmek.
Farklı anlamları vardır.
Az.T. sağanaġ “Davul, elek gibi şeylere geçirilen çenber; kasnak.” T.T.
sağanak “Birdenbire başlayan, genellikle kısa süren şiddetli yağmur.”
Türkçe sağ- kökünden –a(nak) ekiyle yapılmıştır.21
Farklı anlamları olan eş sesli kelimelerdir.

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 16 Yıl : 2004/1 (141-156 s.)
Az.T. sözlü “İçinde söyleyecek sözü olan, yüreği, içi dolu.” T.T. sözlü
“Sözle, konuşma biçiminde yapılan; herhangi bir konu ile ilgili olarak biriyle sözleşmesi
bulunan; evlenmek için birbirine söz vermiş olan.”
T.T.’nde bu kelimenin anlam genişlemesine uğradığı görülmektedir.
Az.T. subay “Bekâr, evli olmayan.” T.T. subay “Silahlı kuvvetler mensubu.”

 Türkçe sü “Asker” ve bay kelimelerinin birleştirilmesiyle türetilmiştir. Ses
uyumu kuralı gereği sü şekli su’ya çevrilmiştir. Eski bey yerine de bay şekli kullanılmaktadır.
Alay beyi isminin albay’a çevrilmesinde de bey, bay’a dönüştürülmüştür.22
Sevan Nişanyan, bu kelimenin “Çocuksuz, bekâr.” anlamını da vererek Moğolca
kökenli olduğunu belirtmiştir.23 Anadolu ağızlarında da subay/sübay/suvay/suvoy
“Bekâr, tek, çocuksuz.” ayrıca subay kelimesi “İncelik, ince
davranış.” anlamlarında kullanılmaktadır.24
Az.T. tapmaġ “Bulmak” T.T. tap- “İbadet etmek.”
Hemen hemen bütün Türk lehçe ve şivelerinde bulunan bu kelime anlam
değişikliğine uğrayarak farklı bir anlama geçmiştir.
Tap- kelimesi Başkurt Türkçesinde tabıv, Kazak Türkçesinde tabuv, Kırgız
Türkçesinde tabū, Özbek Türkçesinde tápmák, Tatar Türkçesinde tabu, Türkmen
ve Uygur Türkçelerinde tap- şeklinde bulmak anlamıyla kullanılmaktadır.25
Az.T. yédek “Hayvan çekilen ip, yular sapı.” T.T. yedek “Bir şeyin gereğinde
kullanılmak için elde bulundurulan eşi veya benzeri; hayvanı yedeğe alan ip,
yular; yularından çekilerek götürülen boş binek hayvanı.”

ağızlarında da çok anlamlı bir şekildedir.26
Bu kelimenin T.T.’nde anlam genişlemesiyle daha fazla anlam yüklendiği
görülmektedir.
Az.T. yélpik “Yelpaze.” T.T. yelpik “Balgamlı öksürük.”
Farklı anlamda eş sesli kelimelerdir.
3. Alıntı Kelimelerin Yol Açtığı Eş Seslilik:
Bir dile başka bir dilden giren yabancı kelimelerle, o dilde daha önceden
var olan ve aynı ses değerine sahip, fakat farklı anlamlardaki kelimelerin tesadüfen
aynı ses yapısı içinde buluşmaları da eş sesliliği oluşturan sebeplerden biridir.27 Bu
grupta yer alan eş sesli kelimelerin belirlenmesi oldukça kolaydır.

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 16 Yıl : 2004/1 (141-156 s.)
Örnekler:
Az.T. bad “Rüzgâr; tandır vs. yapmak için içerisine keçi kılı karıştırarak
hazırlanan balçık, çamur; toprak kazılarak yapılan evlerin ortasında çamurdan yapılan
ocak.” T.T. bad “Rüzgâr.”
Farsçadan alınma bad “Rüzgâr.” kelimesi hem Az.T.’de hem de T.T.’nde
bulunmaktadır. Bunun dışında Az.T.’nde bad kelimesi halk dilinde kullanılan ve
farklı anlamı olan ayrı bir kelimedir.
Az. T. çapalamaġ “Ağrı, sancı veya herhangi bir sebepten dolayı vücudu
sarsılmak, kıvranmak; çabalamak, gayret etmek.” T.T. çapala- “Çapa ile kabartmak.”
E.T. çap-, çarp- “Çarpmak, vurmak; kırbaçlamak(at), çamurla sıvamak;
yağmalamak; hızlı gitmek.”kelimesinden gelen çapalamaġ kelimesi, T.T.’nde çabala-
şeklindedir. Fakat İtalyanca kaynaklı çapa kelimesinden türetilen çapalakelimesiyle
eş sesli olmuştur.
Az.T densiz “Tanesi olmayan veya az olan.” T.T. densiz ”Yakışıksız ve
saygısızca davranan.”
Farsçadan alınma dâne “Tane” kelimesi Az. T.’de dene şeklindedir. Bu kelimedeki
son ses e ünlüsünün düşmesiyle E.T.’deki teñ “eşit” kelimesinden gelen
T.T.’deki densiz kelimesi eş sesli olmuştur.
Az.T. faraş “Mevsiminden önce ekilen, zamanından önce doğan (ev hayvanları),
erken olgunlaşan, büyüyen.” T.T. faraş “Toplanan süprüntüleri alıp atmak
için kullanılan kürek biçiminde teneke veya plâstikten, saplı kap.”
T.T’ne Arapçadan giren farrāş “ Döşek serici, daire hizmetkârı.” kelimesi
anlam değişikliğine uğramıştır. Bu kelime Anadolu ağızlarında faraş “Turfanda”
anlamında kullanılmaktadır.28
Az.T. güdük “Gütme, takip etme, koruma.” T.T. güdük “Kısa; mec. Yetersiz.”

T.T.’ne Farsçadan giren güdük kelimesi Farsçada gûdek “Küçük”, Anadolu
ağızlarında da güdük “ Kısa ceket; hayvan sürmeye yarayan araç.”29şeklindedir.
T.T.’ne Farsçadan giren güdük kelimesiyle güt- kökünden türetilen güdük kelimesi
alıntı kelimelerin yol açtığı eş sesli kelimelerdir.
Az.T. hisli “İsli, dumanlı.” T.T. hisli “Duygulu; sezgi, sezme.
T.T.’ne Arapçadan girmiş olan hiss “Duygu.” kelimesinden türetilmiş olan
hisli kelimesiyle bir ağız özelliği olarak h ön türemesiyle his şeklini alan is kelimesinden
türetilen hisli kelimesi eş seslidir.
İs kelimesi E.T.’de ış “İs, duman lekesi.”; Anadolu ağızlarında da his
“Duman.”30 şeklindedir.

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 16 Yıl : 2004/1 (141-156 s.)
Az.T. kel “Gücünden faydalanılan mandanın erkeği; ormanlarda ve dağlarda
yaşayan yabanî hayvan; mec. Güçlü, kuvvetli kimse.” T.T. kel “Bir tür mantarın
yol açtığı bulaşıcı bir hastalık; bu hastalığa tutularak saçı dökülmüş kimse. mec.
(doğa için) çıplak; (bitki için) gelişmemiş, cılız.”
T.T.’ne Farsçadan giren kel “Başı saçsız.” kelimesiyle Az.T.’deki kel kelimesi
eş sesli kelimelerdir
Az.T. kelek “Hile, oyun, aldatma.” T.T. kelek “Olgunlaşmamış ham kavun;
bir çeşit sal; yer yer çıplaklığı ve boşluğu olan; kılsız; argoda aptal; kelek atmak:
Oyun yapmak.”
T.T.’ne Farsçadan giren kelek kelimesi Farsçada kâlek “Ham meyve; sal,
nehir geçme aracı.” şeklindedir. Anadolu ağızlarında da kelek “ Hayvanların boyunlarına
takılan büyük çan, çıngırak; aptal; eski ayakkabı; parasız alınan eşya;
duvar örülürken tuğlalar arasına doldurulan çamur; sal, kayık; düzen, hile; mısır
yaprağı; kesik ya da kırık boynuz.”31 çok anlamlı bir şekildedir.
Bu kelime Az.T.’nde anlam daralmasıyla belli bir anlamı karşılamaktadır.
Az.T. kor “Gözü görmeyen, kör insan.” T.T. kor “İyice yanarak ateş durumuna
gelmiş kömür veya odun parçası; mec. Kırmızı; büyük acı, üzüntü, sıkıntı.”
 Farsça kūr “kör” kelimesi vokal tercihiyle Az.T.’nde kor şeklini almış ve
T.T.’ndeki kor32 kelimesiyle eş sesli olmuştur.
Sonuç
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Türk lehçelerinden Türkiye
Türkçesine inceleme, sözlük, aktarma şeklinde bir çok çalışma yapılmıştır. Bu
çalışmaların yanında, özellikle aktarmalarda eş sesli kelimelerin yaratacağı sıkıntıyı
gidermek ve etimoloji çalışmalarına katkıda bulunmak için lehçeler arası sözlüklerin,
lehçeler eş sesliler sözlüğünün hattâ lehçeler arası eş sesliler sözlüğünün hazırlanması
faydalı olacaktır.

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 16 Yıl : 2004/1 (141-156 s.)
KAYNAKÇA
Aksan, Doğan Anlambilim, Anlambilim Konuları ve Türkçenin Anlambilimi,
EnginYayınevi, Ankara 1998.
Altaylı, Seyfettin, Azerbaycan Türkçesi Sözlüğü, Cilt I,II, MEB. Yay., Ankara
1994.
Derleme Sözlüğü, Cilt 1,TDK.Yay., Ankara 1963.
Derleme Dözlüğü, Cilt 3, TDK.Yay., Ankara 1968
Derleme Sözlüğü, Cilt 5,6, TDK.Yay., Ankara 1972.
Derleme Sözlüğü, Cilt 7, TDK.Yay., Ankara 1974.
Derleme Sözlüğü, Cilt 8, TDK.Yay., Ankara 1975.
Derleme Sözlüğü, Cilt 9, TDK.Yay., Ankara 1977.
Derleme Sözlüğü, Cilt 10, TDK.Yay., Ankara 1978.
Derleme Sözlüğü, Cilt 11, TDK.Yay., Ankara 1979.
Ercilasun, Ahmet Bican, “Lehçeler Arası Aktarma”, Türk Dili, sayı 520 (Nisan
1995); Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğü (Kılavuz Kitap) I, KB.
Yay., Ankara 1991.
Eren, Hasan Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü, Bizim Büro Basım Evi, Ankara
1999.
Hacaloğlu, Recep Albayrak, Azeri Türkçesi Dil Kılavuzu, Güney Azeri Sahası Derleme
Deneme Sözlüğü, Türk Tarih Kurumu Basım Evi, Ankara 1992.
Hesenov, H. Müasir Azerbaycan Edebi Dilinin Omonimler Lügeti, Bakü 1981.
Karaağaç, Günay Dil, Tarih ve İnsan, Akçağ Yay., Ankara 2002.
.........................., “Eş Yazılılık, Eş Seslilik ve Çok Anlamlılık” Ege Üniversitesi,Türk
Dünyası Edebiyatı Araştırmaları Dergisi, VIII, İzmir 1994.
.........................., “Dil, Ağız ve Kulak İle İlgili Kelimelerimiz”, Ege Üniversitesi,
Türk Dünyası Edebiyatı Araştırmaları Dergisi. VII., İzmir 1993.
Nişanyan, Sevan, Sözlerin Soyağacı, Adam Yay., 2. baskı, Ankara 2003.
Türkçe Sözlük, Cilt I,II, TDK. Yay., Ankara 1998.
Yalım, Özcan, Türkçede Yakın ve Karşıt Anlamlılar Sözlüğü, İmge Kitabevi, Ankara
1998. 

Yorumlar (0)