den başka Edatı, mi edatı, ile edatı

den başka Edatı, mi edatı, ile edatı

den başka Edatı

-den başka” edatı cümleye, bağlandığı sözcükle birlikte “dışında, hariç, …” anlamları katar.

ÖRNEK:

* Senden başka herkes onu tebrik etti. (dışında anlamında)

* Benden başkasıyla olmanı kabullenemem. (hariç anlamında)

NOT:-den başka” sözcüğü “dışında, hariç” anlamında kullanılırsa edat (ilgeç), bir ismin özelliğini belirtecek şekilde kullanılırsa sıfat (ön ad), bir fiili etkilerse zarf (belirteç), tek başına anlamlı bir şekilde kullanılırsa isim görevinde kullanılır.

ÖRNEK:

* Ali’den başka kimse içeri giremedi. (edat (ilgeç) görevinde)

* Başkalarının davranışları beni ilgilendirmez. (isim görevinde)

* O başka hülyalara yelken açmıştır şimdi. (sıfat (ön ad) görevinde)

* O günden sonra gözüme bir başka görünüyordu. (zarf (belirteç) görevinde)

“mi” Edatı

mi” edatı cümleye, “soru, zaman, pekiştirme, olumsuzluk, rica, kesinlik, şaşma, şart, alay, ihtimal, neden-sonuç …” anlamları katar. Cümle içerisinde daima ayrı yazılır.

ÖRNEK:

* Yarın okula gidecek misin? (soru anlamında)

* Sınav bitti mi hemen eve gel. (zaman anlamında)

* Uzun mu uzun bir hayat var önünde. (pekiştirme anlamında)

* Hiç onun ipiyle kuyuya inilir mi? (olumsuzluk anlamında)

* Benimle dans eder misin? (rica anlamında)

* Yemeğimi yemez olur muyum? (kesinlik anlamında)

* Kafaya koydu bir kere, dövecek mi dövecek. (kesinlik anlamında)

* Buraya yürüyerek mi geldiniz? (şaşırma anlamında)

* İradene sahip oldun mu sigarayı bırakırsın. (şart anlamında)

* Bayramdan bayrama geliyor mu geliyor işte. (alay anlamında)

* Bu saatte misafir gelir mi gelir? (ihtimal anlamında)

* Koridorda bağırdım mı kimse dışarı çıkamaz? (neden-sonuç)

“ile” Edatı

ile” edatı cümleye, “araç, gereç, birliktelik, durum, neden-sonuç, nitelik, karşılığında, ölçü …” anlamları katar. Genellikle cümle içerisinde “i” sesi düşerek “-le, -la” şeklinde sözcüğe birleşerek yazılır.

ÖRNEK:

* Adam karısını demir çubukla dövmüş. (gereç anlamında)

* Bursa’ya trenle gideceğiz. (araç anlamında)

* Onlar bulgur pilavını ekmekle yiyormuş. (birliktelik anlamında)

* Bu hasta haliyle yollara düşmüş. (durum anlamında)

* Arabanın çarpmasıyla hayatını kaybetmişti. (neden-sonuç anlamında)

* Sınav telaşıyla çukuru fark etmemişim (neden-sonuç anlamında)

* Herkes beni dikkatle dinlemeli. (nitelik anlamında)

* Güzellikle bu işi halletmeliyiz. (nitelik anlamında)

* Yüz lirayla neler alınmaz ki? (karşılığında anlamında)

* Sütü litreyle satarlar. (ölçü anlamında)

NOT:ile” edatı ile “ile” bağlacını birbirine karıştırmamak gerekir. Cümle içerisinde “ile” sözcüğünün yerine “ve” getiriliyorsa bağlaç, getirilemiyorsa edattır.

ÖRNEK:

* Ayşe’yle kimse oynamıyordu. (edat (ilgeç) görevinde)

Ayşe ve kimse oynamıyordu.

* Emine’yle Rabia ders çalışıyordu. (bağlaç görevinde)

Emine ve Rabia ders çalışıyordu.

Yorumlar (0)