Ahmet Kabaklı, Ahmet Kabaklı Kimdir?
Ahmet Kabaklı, Ahmet Kabaklı Kimdir?
Ahmet Kabaklı, Ahmet Kabaklı Kimdir?
Ahmet Kabaklı, Ahmet Kabaklı Kimdir?
1924 yılı mayıs ayında Elazığ Harput’un Göllübağ’ında doğdu. Harput Sarayhatun Camii imamlığı yapan Ömer Efendi ile Münire Hanım’ın oğludur. Çocukluğu Harput yakınlarında Göllübağ denilen bölgede geçti. Elazığ Numune Mektebi’nde ilk tahsiline başlayan (1931) Kabaklı, orta ve lise tahsilini Elazığ’da yaptı. 1944 yılında İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu parasız yatılı imtihanını kazanarak İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümü’nde yüksek tahsilini tamamladı.
Diyarbakır ve Manisa Lisesi’nde edebiyat öğretmeni olarak çalıştı. 1956 sonbaharında bir yıllık eğitim stajı için MEB tarafından Paris’e gönderildi. Dönüşünde İstanbul Çapa Eğitim Enstitüsü edebiyat öğretmenliğine tayin edildi (1958-1969). Bu arada Aydın’da iken başladığı Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitirdi (1955-1960). 1969’dan itibaren İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu’nda öğretim üyesi olarak çalıştı.
1974’de emekliye ayrıldı. Daha sonra Türk Musikisi Devlet Konservatuarı’nda edebiyat dersleri verdi (1975). Türk Edebiyatı Cemiyeti Başkanı ve Türk Edebiyatı Dergisi’nin yönetmenliğini yaptı. MEB ve sivil toplum kuruluşları tarafından Ahmet Kabaklı’ya 1997 yılında Şeyhül Muharririn payesi verildi.
1956 yılında Tercüman gazetesinin fıkra yarışmasını iki kişiyle birlikte kazandı ve aynı gazetede yazı hayatına başladı. 1957’den 1990 yılına kadar Tercüman gazetesinde, 1990’dan bu yana da Türkiye gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. 8 Şubat 2001 tarihinde İstanbul’da öldü.
Eserleri: Kültür Emperyalizmi, Müslüman Türkiye, Mabet ve Millet, Mehmet Akif, Yunus Emre, Mevlana, Bizim Alkibiaadis, Ecurufya, Sohbetler 1-2, Temellerin Duruşması, Güneydoğu Yakından, Şiir İncelemeleri, Doğudan Doğuş, Türk Edebiyatı 1-3
Şeyhü’l Muharririn Ahmet Kabaklı
Mahmut Çetin
1924 yılı Mayıs ayında Elazığ Harput’da doğdu. Harput Sarayhatun Camii imamlığı yapan Ömer Efendi ile Münire Hanım’ın oğludur. Çocukluğu Harput yakınlarında Göllübağ denilen bölgede geçti. Hep bir Harput hasretlisi olarak yaşadı. Elazığ Numune Mektebi’nde ilk tahsiline başlayan (1931) Kabaklı, orta ve lise tahsilini Elazığ’da yaptı. 1944 yılında İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu parasız yatılı imtihanını kazanarak İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümü’nde yüksek tahsilini tamamladı.
Öğretmenlik Yılları
Diyarbakır ve Manisa Lisesi’nde edebiyat öğretmeni olarak çalıştı. 1956 sonbaharında bir yıllık eğitim stajı için MEB tarafından Paris’e gönderildi. Dönüşünde İstanbul Çapa Eğitim Enstitüsü edebiyat öğretmenliğine tayin edildi (1958-1969). Bu arada Aydın’da iken başladığı Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitirdi (1955-1960). 1969’dan itibaren İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu’nda öğretim üyesi olarak çalıştı. 1974’de emekliye ayrıldı. Daha sonra Türk Musikisi Devlet Konservatuarı’nda edebiyat dersleri verdi (1975).
Yazı Hayatı
1956 yılında Tercüman gazetesinin fıkra yarışmasını iki kişiyle birlikte kazandı ve aynı gazetede yazı hayatına başladı. 1957’den 1990 yılına kadar Tercüman gazetesinde, 1990’dan 2000 yılı sonuna kadar da Türkiye gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. “Gün Işığında” köşesinde değerli makaleleri ile ışık saçtı. Türkiye’ye Türk Milletine ve Türkçeye aşık olup, çok seviyordu. Ve ömrünü bu değerlere hizmet için harcadı. Kalemiyle 54 yıl hizmet etti. arkasında ciltler dolusu eser, makale, şiir ve sohbet ile derin izler bıraktı. Bir ömür emek vererek ülkesine hizmet etti.
12 Eylül 1980 öncesinde terörün Türkiye’yi teslim almak için dört koldan saldırdığı bir hengamede, bazı zenginler memleketi terk ederken Kabaklı Hoca, toplumumuzun değer yargıları için mücadele veren bir insandı.
Şeyhül Muharririn
MEB ve sivil toplum kuruluşları tarafından Ahmet Kabaklı’ya 1997 yılında Şeyhül Muharririn payesi verildi.
Ahmet Kabaklı Çapa Yüksek Öğretmen Okulu
Hocalık yaptığı Çapa Yüksek Öğretmen Okulu’na Mehmet Sağlam’ın Milli Eğitim Bakanlığı’nda ismi verilmişti. Ne yazık ki bir sonraki yönetim, “Ahmet Kabaklı” adını oradan kaldırdı. Ama cenazesindeki kalabalık, bu asil milletin O’nu sevdiğinin ve minnet duygusunun tezahürüdür.
Türk Edebiyatı Vakfı
Türk Edebiyatı Vakfı Başkanı ve Türk Edebiyatı Dergisi’nin genel yönetmenliğini yaptı. Sohbetten aldığı hazzı belki hiçbir şeyde duymazdı.
Sohbet düşkünlüğünden dolayı Türk Edebiyatı Vakfı’nda sohbet toplantıları tertiplerdi. Bu güzellik 30 yıl sürdü. Türk Edebiyat Vakfı’da 30 yıl her hafta Çarşamba günü açık oturum ve konferanslarla Türk ve İslâm Dünyasının meselelerini gündeme getirdi. Türk Edebiyatı Vakfındaki Çarşamba sohbetleri tatlı bir hatıra olarak kaldı.
Rahmetli Ahmet Kabaklı çok sevdiği eşini Kadir Gecesi’nde kaybetmişti. Önce eşi Meşkure Hanım girdi ahiret kapısından. Ondan hemen sonra da Kabaklı Hoca. 8 Şubat 2001… Ahmet Kabaklı’nın ameliyatla bir kat daha saflaşan kalbi, dakik bir saat gibi 14. 00’te durdu. Türkçe’ye, Türkiye’ye ve Türk insanına aşkla bağlıydı, hiçbir olumsuzluk onu Büyük Türkiye idealinden döndüremedi.
Eserleri
Türk Edebiyatı (5 cilt), Müslüman Türkiye, Mabet ve Millet, Kültür Emperyalizmi, Bürokrasi ve Biz, Mehmed Akif, Yunus Emre, Mevlâna, Mubayyelat-ı Aziz Efendi, Bizim Alkibiyades, Ecurufya, Ejderha Taşı, Nedim, Temellerin Duruşması, Sohbetler, Sultanü’ş Şuarâ ve Şiir İncelemeleri…
Önemli Türkbilimciler (Önemli Türkologlar)
Önemli Türkbilimciler (Önemli Türkologlar)
Önemli Türkbilimciler (Önemli Türkologlar)
Türk dili, edebiyatı, kültürü ve tarihi üzerine çalışmalar yapan, kısacası Türk’e ait olan her şeyi inceleyip bilimsel bir tutumla ortaya koyma gayreti içinde olan Türkologlar, milli bilincimizin ve ülkümüzün sistemleşmesinde önemli bir role sahiptir. Çünkü ortaya koymuş oldukları bilgi ve belgeler, dünü – bugünü ve yarını aydınlatmaktadır.
Geçmişini bilemeyen bir millet, rotasız ve yelkensiz bir geminin “herhangi bir yere” savrulup gideceği gibi sömürgeci güçlerin piyonu ve hammeddesi olacak, geleceğini yok edecektir. Fakat Türkoloji çalışmalarıyla elde edilen bilgiler, TÜRK budununun ne kadar hâlis bir ırktan geldiğini ve ne denli yüksek bir kültür abidesi yarattığını ortaya koymaktadır. Bunları gören özellikle TÜRK gençliği, geleceğine de bu şuurla yön verecektir.
Yerin ve göğün, yüce evrenin yaratıcısı Ulu Gök Tanrı‘ya şükürler olsun ki, Türk dünyasında artık Türklük Bilimi (Türkoloji) çalışmaları hızla, dikkatle ve başarıyla ilerliyor. Cumhuriyetimizin kurucusu, Ulu Önder Atatürk’ün başlattığı akım, özellikle Türkiye’de ciddi bir gelişme göstermeye devam ediyor.
Kim kimdir konulu yazılarımız için lütfen tıklayınız: KİM KİMDİR?
Abdülkadir İnan
Annemarie von Gabain
Ahmet Bican Ercilasun
Ahmet Buran
Ahmet Caferoğlu
Ahmet Kabaklı
Ahmet Taşağıl
Bahaeddin Ögel
Besim Atalay
Bozkurt Güvenç
Cengiz Alyılmaz
Doğan Aksan
Efrasiyap Gemalmaz
Faruk Sümer
Fuat Köprülü
Gülçin Çandarlıoğlu
Hamza Zülfikar
Hasan Eren
Hasibe Mazıoğlu
Hüseyin Namık Orkun
Hüseyin Nihal ATSIZ
İbrahim Kafesoğlu
Jean Paul Roux
Kaşgarlı Mahmut
Kazım Mirşan
Mehmet Kaplan
Muazzez İlmiye Çığ
Muharrem Ergin
Necip Asım
Nevzat Gözaydın
Oktay Sinanoğlu
Osman Fikri Sertkaya
Osman Nedim Tuna
Osman Turan
Reşit Rahmeti Arat
Saadet Çağatay
Saadettin Gömeç
Sadık Tural
Saim Sakaoğlu
Tahsin Banguoğlu
Talat Tekin
Tuncer Gülensoy
Vilhelm Thomsen
Wilhelm Radloff
Wolfram Eberhard
Yusuf Halaçoğlu
Zeki Velidi Togan
Zeynep Korkmaz
Ziya Gökalp