Şeybânî Han, Çağatay Türkçesi

Şeybânî Han

Mâverâünnehr fâtihi olarak anılan Şeybânî Han’ın lâkabı Ebu’l-feth, adı Muhammed, nisbesi ise Şeybân’a nisbetle Şeybânî (Şehibik, Şeybek)’dir. Özbek hanı olan Şeybânî, Cengiz soyundan ve Cuci ulusundandır ve bununla övünür. Bazı kaynaklarda Şâh Big Han Özbek diye de anılır. 1451 yılında dünyaya geldi. Babası Şâh Budak’ın, Moğol Han Yûnus tarafından yenilip idam edilmesi üzerine yetim kaldı ve Özbek emirlerinden biri tarafından büyütüldü. Babasının yerine geçen Şeybânî, uzun mücadelelerden sonra 1501 yılında Mâverâünnehr’i zapt ederek iktidarını güçlendirdi. Bundan sonra Horasan’ı ele geçiren Şeybânî, Babur’la yaptığı savaşta galip gelince Semerkand, Belh ve Endican’ı zapt ederek idaresi altına aldı. 1505 yılında Hârezm’i, 1507 yılında da Herat’ı ele geçirdi. Herat’ın zaptı ile Çağatay devleti yıkılmış oldu. 1510 yılında Şiî Safevî hükümdarı Şâh İsmâil’i Sünnîliğe davet ettiyse de, Şâh İsmâil’in reddetmesi üzerine İran’a yürüdü. Yapılan savaşta Şeybânî’nin ordusu dağıldı, kendisi de yaralandı ve kısa bir müddet sonra vefat etti.

Şeybânî, zalim tabiatlı, devletinin hudutlarını genişletmek ve iktidarını güçlendirmek için her çareye başvuran bir kimseydi. Bununla beraber, Babur’un da hâtırâtında belirttiği gibi Arapça ve Farsçayı iyi bilen, âlim ve sanatkâr bir kişiydi. Musiki, nakış ve hattan anlardı. Sert yaradılışlı olmasına rağmen âlim ve sanatkârları korur, taassuba asla müsamaha göstermezdi. İdaresi altındaki şehirlerde pek çok medreseler yaptırmış ilmi teşvik etmişti. Özbek geleneklerine ve Cengiz yasasına sıkı sıkıya bağlı idi. Onun zamanında Özbek hakimiyet ve kudreti zirvesine ulaşmıştı.

Şiirlerinde Şibânî mahlasını kullanır. Divan tarzı şiirlerinin yanında Ahmed-i Yesevî’ye büyük bir saygı ve bağlılığı sebebiyle hikmet tarzında hece vezniyle dörtlükler halinde şiirler de yazmıştır. Klâsik tarzdaki şiirlerinde dili sade, mecazları basittir. Bilhassa ses taklidi mahiyetindeki kelimelere fazlasıyla yer verir. Şeriate, Sünnî akideye sıkıca bağlı olmasına rağmen hayatında şarap ve musiki âlemlerine bolca yer verir ve bu yaşayışı, Buhara, Türkistan, Semerkand’ın güzelliklerini şiirlerine yansıtırdı.

Şeybânî’nin şiirlerini içine alan bir divanı, dinî-ahlâkî bir manzume olan Bahru’l-Hüdâ adlı bir mesnevîsi, fıkha ait bir risalesi bulunmaktadır.

Divanı Özay Akbıyık tarafından mezuniyet tezi olarak hazırlanmıştır.

Yorumlar (0)