16.09.2018, 21:39

Kıprıs  Türklerinin mücadile savaşı dastanlarda

Kıprıs  Türklerinin mücadile savaşı dastanlarda

Her milletin,ulusun bağımsızlığı, folklor ve edebiyatına büyük ölçüde yansımıştır. Çeşitli kelime türlerinde yeni eserlerin yaratılmasını teşvik eder. Osmanlı İmparatorluğu'nun bir parçası olan Kıbrıs adası 1878'de İngiltere'ye kiralandı. 1914'ten sonra İngiltere'nin tam kontrolüne geçti. 1925'te Lozan Antlaşması tamamen resmileşti.

Her yönüyle, üstünlüğünü ortaya koymada deneyim kazanmış olan İngiliz hakim tabakası yerel bir sömürge politikası yeriderek pek çok yöntemlere el atıyordu.

Resmi yazışmalarda "buyruk veren, emir alan", sadık kulunuz, köleniz ve kimliği kırıcı bir çok sözcük ifadeler kullanılır, kamusal alanlarda yeni ve sert kurallarını uygulayaraq, ülkeyi kendiyasalarına  uygun yöneltirdiler.

Tüm bunlar yerel halkın itirazına neden olur, bunun sonucu ise halk arasında dürlü, çeşitli "Talha'nın qerezi vardı bize, hiyleyle verdi bizi ingilise", "düştüler ingilisin damına, dolabına" vb. gibi deyimler, söyləmələr oluşmaya başlıyordu.

Yabancıların koyduğu yasalara karşı çıkanlar, onlara baskı gösterenler halk tarafından sevilip alkışlanır, onların şanına türküler okunuyor, destanlar qoşulurdu.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin önde gelen kaşifi doktor İsmail Bozgurt şöyle yazıyor: “İngiliz tarzı kontrolün ardından 1878'den sonra Kıbrıs Türk destanında bir patlama meydana geldi.” I.Bozgurt, şu halk destanlarını "Hasanbullilar", "Polis" ("Jandarma"), "Halig Arab", "Mida", "Gülsün Hanum" olarak adlandırıyor.

Bu destanların çoğunda, sömürge yönetimine karşı direniş, ulusal direnişe geniş ölçüde yansımıştır.

"Polis", ( "Jandarma") destanında çağın güncel durumu, İngiliz jandarma sisteminde ve hapishanelerdeki keyfilik, dayanılmaz ceza tedbirleri konusunda tutarlı ve inandırıcı sanatsal levhalar fazladır.

İsmail Bozkurt, bu destanın 33 şiir misradan oluşan  farklı varyantlarda olduğunu bildiriyor.

"Halid Arab" ve "Gülsün Hanum" eposu, 1920 ler toplumunun geleneği, halkın hane ve kültürel özellikleri, vb. genel bir fikir üretme açısından çok önemlidir.

"Mida" destanında, meşhur bir Kıbrıs Türk kanun kaçağının yaşam  olayları ana konudur.

Kıbrıs Türklerinin en yaygın ve bugüne dek de dillerde dolaşan, üzerinde araştırmalar yapılan destanı "Hasanbullilər" dir.

Dastan, yukarıda bahsedildiği gibi, İngiliz sömürge yönetiminin tarzına karşı halkın protestolarının bir tür sanatsal yansımasıdır.

Destan İngilizlerin haksız suçlamalarına maruz kalan ve onları yıldırmak için yıllardır dağlara sürülen üç kardeş hakkındadır. Bu üç kardeşin - Hasan, Mehmet ve Hüseyin'in yabancılara karşı mücadelesi sadece Kıbrıslı Türkleri değil, Rumlar arasında da yayılmış halk içerisinde olanlarla ilgili hem Türk, hem Yunanca destanlar oluşmuştu.

Hosni, güzel bir tüfek atacağım

Bir tarafa on düşman satıyorum

Insanları bir arada tutuyorum

Bitirəlim, ortalığı yakalım

Bize qarşı çıkan varsa, bakalım!

Hüsnü der ki, güzel silah atarım

On düşmani bir qurşuna satarım

İnsanları bir-birinə kataram

Kaçakların yaşam tarzı, karakteri, inançları ve inançları destanda  geniş yer alır:

Zann etməyin biz şeytanız,

Biz er oğlu er müselmanız,

Ya vurulur, qurtuluruz bu candan,

Ya vurur, çekiliriz bu meydandan!

Diyerek, bu kardeşlerin İngiliz hükümdarlarına karşı çıkıyor, Kıbrıs Türklerinin sallnamelerini yazıyorlar.

Destanların tarihi geçmişten çok uzak değildir. Genellikle destanı destan yapmak için uzun bir zaman aralığına ihtiyaç vardır.

Destana sahip olmak her halkın payına düşmüyor. Bir milletin destanı olması için onun eski geçmişi ve tarihinde unutulmaz olan, büyük savaşlar hafızasına nesiller boyu meşgul eden olayların meydana gelmesi gerekir. Kıbrıs Türk Türklerinin destanı 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında tarihi olayları yansıtıyor.

Bir milletin destanı olmak için, antik tarihi ve tarihinde unutulmaz olayları ve büyük savaşları nesiller boyunca yer almalıdır. Kıbrıs  Türklerinin destanı 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında tarihi olayları yansıtıyor.

Yorumlar (0)