11.05.2022, 10:29

MATEMATİK VE REZONANS

MATEMATİK VE REZONANS

National Academy of Sciens ( USA ) yayınladığı sonuçlarda matematiksel düşünce ile diğer düşünceler arasında sadece matematikçilerde beynin farklı bir etkileşim gösterdiğini açıklar.

Rezonans (titreşim, salınım) quantumun ( kısaca pozitif düşüncenin günümüze uyarlanmış hali) keşfinden sonra günümüzde bir takım ruhsal ve enerji boyutundaki çalışmalara ışık tutan bir konu. Bazı sırları, gizemleri açıklamada önemli rol alır der. (Şamil Erkan )

Titreşebilen tüm nesnelerin doğal bir salınım frekansı vardır. İletişim ve salınım etkisi devam etmediğinde mekanik enerjisini yitirip durgunluğa geçtiğinde frekansta kaybolur. Rezonanslar enerji depolayabildiği, ya da transfer edebildiğinde oluşur. Rezonans mekanik, elektromanyetik, Quantum vs. gibi titreşimli dalga boylarında oluşurken, uygun frekansta buluşması titreşime geçmesi için yeterlidir. İnsanoğlu ve tüm dünyanın titreşime sahip olduğu bilincine ve hissiyatına sahip olursak iletişimi de yakalarız.

” Pozitif düşünce, Kuantum, kader ve Rezonans “ Bu terimlere girmeden devam edersek, her düşüncenin bir frekansı olduğunu bilerek, isteklerimizi ve hayallerimizi, planlarımızı güçlü ve pozitif yaşarsak evrenin ruhu, sevgisi yani pozitif enerjisi bizi rezonansa sokar. Bu oluşumun kaderimiz üzerinde kesinlikle etkili olduğu ifade bulmuştur. Atalarımızın, büyüklerimizin iyi düşün iyi olsun dediklerini hatırlayınız.Pozitif düşünce yaşamımızda olumlu anlamda ışık, negatif  düşünce hayataolumsuzluk taşır.

Öğretilen bir davranış şekli, bir öğreti, bir düşünce ve gelenekler bir toplumda o toplumun mensuplarının belirli bir oranı tarafından benimsendiğinde, bilinir ki çağlar boyu  o toplumun mensupları tarafından zihinsel / bilinçsel bir ağ vasıtasıyla geleceğe taşınır. “Ortak bilinç, ortak kalıtım " yoluyla genlerimizle yeni kuşaklara taşındığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

İnsanoğlu yüzlerce yıl önce atalarının yaptığı şeyleri hiç görmediği, hiç bilmediği halde yapabilme yeteneğine, güdüsüne sahiptir. Aslında tüm canlılarda bu gerçek görülmektedir.

Hayatın temelinde olan matematik ve Rezonans ise dünyaya gelmiş geçmiş, gitmiş bütün toplumlar arasında vardır. Bu enerjiyi, kendi düşünce ve duygularımızla yaydığımız titreşimlere  farklılıık getiren asıl kaynak olan sevgi enerjisiyle Rezonansı yakalayamıyoruz ve kutuplaşıyoruz.

Ekonomik hakimiyet, güç ve ben-merkezci negatif düşünceye sahip, küresel dünyanın acımasız girdaplarında ekonomik, siyasi, etnik kamplaşmalarla, sapık ideolojilerle dünyayı genel çoğunluk için yaşanmaz hale getirecek güçler, bünyelerindeki uluslararası kuruluşlarla uygun gördükleri algılarla duyguları yok ederek " Transhumanizm " projesi  ile Tanrıcılık oynayıp dünyayı yönetme peşinde.

Üretip kullanırken teknolojiye aşırı bağlı onun esiri olarak yaşıyoruz. Oysa ki yaratıcı  öyle mükemmel, donatılı, kusursuz ve muhteşem yaratmış ama  kendi bedensel ve ruhsal cihazımızı gereği gibi kullanmaktan kaçınıyoruz veya beceremiyoruz. İnsanla, dünya arasında bir bağ vardır. İnsan da, dünya da iki kutupludur ve Dünya’da insan gibi Rezonans halindedir. Atmosferin İyonesfer tabakasının “radyo dalgalarını “ ilettiğini düşünürsek, kullanmayı bilirsek, dünyanın da insanında etkileşim içinde olduğu frekans yolu açıktır. Antik çağda bunu başaran filozoflar önce doğayı, sonra insanı, sonrasında yaşamsal sırrı anlamayı başarırken günümüzde biz bırakın dünyayı, kendimizle bile iletişim kuramaz haldeyiz.

Yorumlar (1)
Hasan Ceylan 2 yıl önce
Son zamanlarda okuduğum ilginç bir yazı.Doganim döngüsü içinde her canlinin frekans yaydığını daha önce gene bir yerde okumuştum.Bunu anımsadım.Kendimizle ve çevremizle barışık,pozitif,yapıcı,paylasimci ve gelistirici olmamız gerekir.Ama bunu samimi itiraf beceremiyoruz,yapamıyoruz çoğu kez.Ekonomik, teknolojik yetersizlik,imkansızlık ve olanaksizliklar biz insanların dinamizmini baltalarken toplumsal gericiligide asamama sorunlarının üstesinden gelemiyoruz ne yazık ki... Tesekkurler....