Antik Türk Uygarlığı-İlk Beyin Ameliyatı ve Mumyacılık

Antik Türk Uygarlığı-İlk Beyin Ameliyatı ve Mumyacılık




29 Haziran 2002 tarihli Ceviz Kabuğu TV Programına telefonla bağlanan Sağlık eski Bakanı Halil Şıvgın şunları anlatıyor: 

1984 yılında Çin’i ziyaretim sırasında bizi Turfan’a götürdüler. Orada bizi gezdirirken mumya bulduklarını söylediler ve biz mumyaları gördük. O gördüğümüz mumyaların Mısır’daki mumyalardan çok farklı olduğunu ifade ettiler, yani teknoloji olarak, yapımı olarak Mısır’daki mumyaların önünde olduğunu. Bu mumyalardaki üstünlüğü bilim adamları ortaya koymaya başladılar. Bilim adamlarının ortaya koydukları bir gerçek var ki ilk defa mumya kültürünün Türklerden geliştiği ortaya çıkıyor. Bundan dolayı da ben, ”Mısır’daki medeniyet Türk Medeniyetidir” tezine iştirak ediyorum.“

Daha sonrasında ise Şıvgın :

“Gazi Yaşargil’le İsviçre’de aşağı yukarı 13-14 yıl önce bu konuyu tartıştım. Dedi ki, “Biz buradan bir bilim heyetiyle oraya gittik, o tarafa gittik ve bazı kazıları biz de inceledik. Yapmış olduğumuz çalışmalarda, Türklerin çok öncelerde, bizim şu anda yapmakta olduğumuz beyin ameliyatlarını yaptıklarını tespit ettik” dedi. Hatta dedi, ben orada Türklerin yapmış oldukları ameliyatlarla ilgili aletlerden bir tanesini aldım, günümüze uyarladım, o alet benim adımla anılıyor dedi beyin ameliyatında. Yani, Gazi Yaşargil’in adıyla anılıyor.“

Aynı programa katılan araştırmacı yazar Turgay Tüfekçioğlu ekliyor :

Bakın, buradaki Urumçi’de teşhir edilen mumyalardan birincisi 55 yaşında ve Milât’tan önce 1000 yıllarına ait, yani günümüzden 3000 yıl öncesine. Bir başkası gene 1600, en yaşlı olarak da işte bu “Lolan” denilen bayan mumyası var, Doğum’dan (Milattan) önce 2000 bu, yani toplamda 4000. şimdi en büyük özelliği iç organlarının çıkartılmamış olması. Başka?.. Şu andaki mumyaların durumu Mısır mumyalarına nazaran çok daha iyi olması…"

"Dahası, bir mumyanın üzerinde ameliyat izi var, at kılıyla dikilmiş. Amerikalı doktorların tespiti, dünyada ilk ameliyat veya operasyonlardan bir tanesi olarak kabul ediliyor. Dahası var; burada kumaş ekose ve boyalı ve Doğum’dan önce 2000′i konuşuyoruz, günümüzden 4000 sene öncesini konuşuyoruz.“

LOLAN GÜZELİ NEDİR?







Asya’nın binlerce yıl öncesine uzanan gizemli geçmişine ışık tutan bir mumya, Çin’in politik engelleri nedeniyle ABD’de gösterileceği sergiden aniden çıkartıldı.

Bu gelişme, Asya’nın kökenleri hakkında büyük sırlar saklayan mumyanın üzerindeki tartışmaları tekrar gündeme getirdi.

Pekin’in sergilenmesinden rahatsız olduğu mumya 3,800 yaşında. Buna rağmen yarı açık gözlerindeki uzun kirpikleri düzgün biçimde korunmuş ve çok iyi durumdaki uzun saçları omuzlarına düşüyor.

 

Beauty of Xiaohe, yani “Xiaohe’nun Güzelliği”, Çin’in kurak Doğu Türkistan eyaletindeki Tarım Havzası’nda bulunan onlarca mumyadan sadece biri. Mumyanın özelliği, bulunduğu bölgede Çinlilerden çok önce yaşamış olması ve görünümüyle Kafkasyalı insanlara benzerlik göstermesi. Bu iki unsur, Çin’in bulunduğu topraklardaki ilk yerleşimcilerin Çin’li olmadıkları teorisini ortaya atıyor.

 

Xiaohe’nun Güzelliği, sadece batı eyaleti Doğu Türkistan’daki ilk yerleşimcilerin kim olduğu hakkında değil, aynı zamanda petrol zengini bölgenin ne zamanda beri Çin’in parçası olduğu sorusunu da akıllara getiriyor.

Bu soruları önemli kılan faktör, Pekin hükümetinin Doğu Türkistan (Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki) Türkçe konuşan, yaklaşık otuz milyon Uygur Türklerine uyguladığı ayrılıkçı hareket.

ÇİNLİLER İLE BATININ İLK TEMASI

Çin hükümetinin onayladığı resmi tarihi kayıtlara göre, Çinlilerle Batı dünyasının ilk teması, M.Ö 200 yıllarında gerçekleşti. Dönemin imparatoru Wu Di, Moğolistan’dan gelen Hun akınlarını engellemek için Batı uygarlıklarıyla ittifak yapmaya yöneldi.

Kayıtlara göre Wu Di,  M.Ö 139 yılında, yardımcılarından Zhang Qian’ı, istediği ittifak anlaşmasını sağlaması için Batı’ya gönderdi. Zhang, kendisine verilen görevde




Tarım mumyaların keşfedilmesi, Kafkasya’dan gelen yerleşimcilerin Çin’in bazı bölgelerine Wu Di’nin zamanından binlerce yıl önce geldikleri düşüncesini güçlendirdi. Kısaca, Kafkasyalılar, Doğu Türkistan (Sincan bölgesine) Doğu Asyalılardan çok daha önce varmıştı. başarılı olamadı. Ancak onun Batı’ya gitmek için kullandığı, Asya, Avrupa ve Afrika’yı kapsayan rota, İpek Yolu’nun güzergahlarından birini oluşturdu.


MUMYALARIN SIRRI


Xiaohe’nun Güzelliği, iki bin ile dört bin yıl öncesine ait 150 adet eşya ile birlikte gömülen iki diğer mumyayla bulundu. Mumya, ABD’de ilk olarak Mart 2010’da California’daki Bowers Müzesi’nde sergilendi. Mart 2011’de ise Pennsylvania’da“İpek Yolu’nun Sırları” adlı sergide yer alacaktı. Ancak Çin’in müdahalesi ile sergiden çekilmesi büyük bir hayal kırıklığına neden oldu. Serginin başında bulunan Çin dili ve edebiyatı uzmanı Victor Mair, AP haber ajansına yorum yapmayı reddetti.



Mumyaların görünümleri, Bronz Çağı’nda yaşamış bu göçebelerin Hint-Avrupa dilleri konuştuğu ve Rusya veya Ukrayna’dan gelmiş olabileceğini öne sürüyor.

Mumyalar, National Geographic Topluluğu’nun, insan genetiğinin zaman içinde nasıl değişim gösterdiğini araştıran projesi kapsamında incelendi. Projenin başındaki Spencer Well, Tarım Havzası mumyalarının Çin’in batı bölgelerine kültürlerini, kendilerine özgü eşyalarını ve genlerini getirdiklerini, hatta atı ilk evcilleştiren insanlar da olabileceklerini belirtti.

Tarım mumyalarını 1993’ten beri inceleyen Pennsylvania Üniversitesi öğretim üyesi Mair ise mumyalarla birlikte bulunan bronz ve koyun kemiğinden yapılma eşyalara bakarak, Avrupalıların metalürji alanındaki teknolojilerini Çin’e getirmiş olabileceklerine değindi.

Mair, yapılan gen çalışmalarından elde edilen bulguların, “Batıdan gelen erkeklerle, Orta Asya’daki kadınlar arasında bağlantı kurduğunu” ifade etti.

YÜZ HATLARI BİLE BOZULMADI

Deliller, o dönem Çinlilerin mumyalarını gömdükten sonra mezarları eşya koymak için tekrar açtıklarını, böylece hatalarını görerek mumyalarını koruma yöntemlerini geliştirdiklerini gösterdi. Dik duran vaziyette gömülen mumyalarla birlikte bulunan eşyalar ise M.Ö 138 civarında kullanılmaya başlanan İpek Yolu’ndan çok önceki dönemlerde Avrupa-Asya arasında ticaret yapıldığını ortaya koydu.Tarım Havzasının çorak ve tuzlu toprakları, günümüze ulaşan mumyaların birçok antik Mısır dönemine ait mumyadan daha iyi korunmasını sağladı. Mumyaların yüz hatlarındaki çizgilerin bile belirgin olması, bugün Pekin’i tedirgin eden teorileri güçlendirdi.


ÇİN, SERGİLENMELERİNE KARŞI


2007 yılında, Çin hükümeti National Geographic Topluluğu’nun yürüttüğü gen araştırmasına izin verdi. Yapılan araştırmanın sonunda, mumyaların Avrupa, Mezopotamya, İndus Nehri bölgesi ve henüz belirlenmeyen diğer bölgelerden geldikleri anlaşıldı.

Daha da ilginci, bazı mumyalar, üzerlerine dokuma kumaş giydirilerek gömülmüştü. Bu kumaşlar, İskoçya’nın kuzeyindeki yaşayan klanların ölülerini gömerken giydirdikleri ekoseli kumaşa çok büyük benzerlik gösteriyordu. Ancak ilginç detaylar bununla bitmedi.

Bazı erkek ve kadın mumyalarda, şaman olduklarını kanısını güçlendiren uçları uzun şapkalar bulundu. Bu şapkalar, tıpkı Oz Büyücüsü filmindeki büyücü şapkasının benzeriydi. Bu mumyaların giysi ve çantalarında, hint keneviri dahil olmak üzere tedavi amaçlı kullanılan bitkiler çıktı. Ayrıca, tılsımlar ve ayinlerde kullanıldığı düşünülen renkli çubuklar ortaya çıkarıldı.

Tüm bunlardan çok daha fazla gizeme sahip Tarim mumyaları, Pekin hükümetinin fazla üzerine gidilmesini istemediği antik eserler durumunda. Pekin’in bu konudan fazla bahsedilmemesini istemesinin bir diğer sebebi de, Uygur Türklerinin mumyaları sahiplenmesi.

LOLAN GÜZELİ İZLETİSİ


[embed]https://www.youtube.com/watch?v=4viYI9rgCGE[/embed]



Kaynakça:



Aktaran:  Dünya Tarihini Değiştiren Ön-Türk Kültürü, Halûk Tarcan


Yorumlar (0)