Ermeniye Hükümdarı Artaşes'in (Ertaş`ın) Türkçe Yazıtları-Prof. Dr. Firudin Ağasıoğlu

Ermeniye Hükümdarı Artaşes'in (Ertaş`ın) Türkçe Yazıtları-Prof. Dr. Firudin Ağasıoğlu


Selevki devletinin m.ö. II yüzyılın başlarında Ermeniye ülkesin­deki canişini (strategi) Artaşes Arpa çayının Araza qovuşduğu yerde salın­mış Armavir (Kürdüklü) şehirinde otururdu. Selevki hükümdarı III Antiokh romalılara mağ­lub olanda (m.ö.190) onun canişini Artaşes bu durumdan istifade edib kendisini bağımsız kral ilan etdi ve ona ta­be olan Ermeniye arazisini büyütmek için komşu İber (Gürcüstan) ve Azerbaycan ülkelerinden kısa devam etse de, bir-iki bölge kopara bil­di. Böylece, Artaşes ömrü uzun olmayan ilk Ermeniye devletini kurdu ve onun ilk hükümdarı oldu.

Adı Türkce Ertaş (Artaş) olan Erme­niye çarı Artaşesin (m.ö.189-160) etniksel kökeni belli olmasa da, onun mad (midiya) soyların­dan birine aid olması müm­kündür, çünki M. Xorenatsi onu mar, yani madalı adlandırır. Her halda, Artaşesin hay olma­dı­ğını ekser tarihçiler vurğulayır.

Eski çağlarda ayrı-ayrı mabed­lere, mül­ke­dara ve ya hükumete aid toprakların hududu, bölge ve ülke sınırları belirli işarelerle kayd edi­lirdi. Ermeniyede bu gelenek Artaşesin çağında ortaya çıxmışdı. Onun zamanında yeni siyasi-inzibati araziler yaratmak, ayrı-ayrı feodal­lara verilen toprakların serhedlerini belirlemek için başı üç tiş şeklinde yonulmuş sınır taşlarından istifade olunurdu ve uzun zaman bu taşlar «Artaşesin merz (sınır) taşı» gibi hafıza­larda kaldı. Hatta 700 yil sonra V yüzyılda M. Xorenatsi yazırdı ki, toprak refor­ması aparan Ermeni­ye hükümdarı Artaşesin çağında feodal mülklerini ve ayrı-ayrı bölgeleri bir-birinden ayırmak için sınırlarda toprağın üstünde başı azacık görü­nen dikdörtgen şekilde yonul­muş taş belgelerinden istifade olunurdu.

Üze­rinde yazısı olan bu sınır belgesi taşlarından ikisi Göyce gölü yaka­sın­dakı Gulalı ve Yukarı Karanlık kentlerinden 1906 ve 1932-ci yıllarda bulunmuştur. Ara­mey harflerile yazılmış bu yazıları muhtelif dil­lerde oku­mak isteyen uzmanlar (Dupont-Sommer, Borisov, Türo-Danjen, Kokovtsov, Paya­zat, Dya­ko­nov ve Starkova, Perihanyan, Ti­rasyan vb) henuz ka­bul olu­nası bir sonuc elde ede bil­me­­mişler. Yalnız ilk iki sözün Artaşes melik olduğunu akser uzmanlar onaylamış ve burada Artaşesin adının yunan-makedon deyimine uyğun Artaxşasi (Artaksati) yazıl­ması açığa çıkmıştır.

  1. Dupont-Sommer bu yazının aramey dilinde olub, güya Göyce gölünde Artaşesin «balıq tutması» hakkında malumat verdigini kayd eder. Evvela, yazı aramey alfabesi ile olsa da, aramey (sami) dilinin kurallarına uyğun degil, ikin­cisi de, bu yazılı sınır taşı ile K. Trever demişken, balıq tutmağın heç bir alakası yoktur. İ. Dyakonovun K. Starkova ile birge yazdığı makalede taşın üzerindeki yazıda kimese toprak sahesi ayrılması veya kiminse topraq sahesi­nin sınırlanması hakkında malu­mat olduğunu kayd ederler, ama aramey dilinin kural­larına uyğun gelmeyen bu yazıda hansısa yerli dile aid ideogramların aramey harflerile verilmesini de istisna etmirler. A. Borisov ise yazı­nın güya arameyce başlanıp hay veya fars dilinde devam etdigini yazsa da, tümceni bu dillerin hiç birinde tamam­laya bilmir. Böylelikle, küçük bir metnin yorumunda ileri sürülen muhtelif varsayımlar biri digerini tekzib eder.


Birinci taşın üzerindeki yazı tamdır, ikinci taşın yazısında ise sağ­dakı işaretler zedelendiyi için yarımçıktır. Yarımçık yazı­ların güman­larla okunuşu hemişe mu­ba­hiseli olur. Buna baxmayarak, birinci bü­töv yazının okunuşuna yardım edecegini düşünüp, her iki taşın ve on­ların üze­rin­deki yazıların muh­telif kaynaklarda veri­len şekillerini elde edenden sonra onu oxumak mümükün oldu.

Sağdan sola yazılan bu ya­­zı­la­rın m.ö. II yüzyıla ait olduğunu kabul eden uz­man­lar onun soldan sağa trans­krip­si­yasını ve muhtelif oku­nu­şu­nu verir, lakin böyle okunuşların manasız söz yığını olduğu­nu da etiraf ederler. Burada o okunuşları tekrar etmeye lüzüm yoktur, yalnız çoğu uzmanların daha ilmi saydığı semitolog A. Borisovun trans­kripsiyasını ve okunuşunu verek:

1-ci yazı:


‘rtxşsi mlkbrzi zritr rwndknxlt

Artaxş(a)si melekh bar zi Zaritarrawandakan (?) XLT.

«Арташес, царь, сын Заритара идущие (?) ХЛТ (?)»

 

2-ci yazı:


[‘r]txşsi  [ml]kbrzi [zr]itr  xl[t]  …bini

[Ar]taxş(a)si [mel]ekh bar zi [Zar]itar XL[T] .. BYNY

« Арташес, царь, сын Заритара ХЛТ (?) …между (среди)»

Burada 1. taşın yazısındakı son setirin ilk işaresi «r» har­file ve­ril­miş­tir (bunu «d», «n» sayanlar da var), halbuki taştakı yazıya dik­katle baxanda onun «b» harfi oldu­ğunu seçmek olur. Aramey yazı­sın­da bazen aynı veya okşar harf iki ayrı-ayrı sesi bildirir, özellikle Arşak (Arsak) sikkelerinde «z» ve «y» sesleri | işaretile verilir. Bu yazıların aramey alfabesile olduğunu söy­leyen uzmanlar yazının han­kı dilde olma­sını belirleye bilmir, yal­nız «yerli dillerden biri» olacağını söylü­yorlar. Yazıtı iran, udi, hay ve aramey dilinde oxumağa ceht edenler kabul olunası netice elde etmemişlerdir.

Yazının bulunduğu bölgede Urartu ve Saka eli çağından protoazer (türk) boyla­rı­nın yaşadığını daha önce yazmıştık.[1] Artaşesin çağında da (m.ö. II yüzyıl) burada azer boyları yaşayırdı. İlk Ermen dövletinin forma­laşdığı hemin çağda bu bölgeye başqa etnik boyların sızması şüb­he doğurmur, lakin adı çeki­len yazı yerli aborigen­lerden olan azer­lerin dilinde okuna bilir. Böyle ki, uzman­la­rın verdiyi transkrip­siyada yal­nız bir z/y diyalekt farkı dikkate alındığında aşağı­dakı yazılış ve oku­nuş ortaya çıkar:













transkripsiya okunuşu anlamı
artğşsi

mlk bryi

yritr

bwndknğlt
Artaxşasi

melik bireyi

yeritir

bunda konğıltı
«Artaşes melik(in)

bireyi (merzi) yeritir.

Burda koyuldu (kon-­

du­rultu)».

Buradakı bryi gibi yazılmış söz beriyi ve bireyi şek­linde oku­na bilir. Eski türk dilinde barık «görünen nesne», berik «berkidil­miş», bire «ölçü» ve beri «bu taraf, sağ, güney» sözleri olsa da, bun­lardan yalnız ölçü anlamlı bire (merz) sözü metnin mezmununa daha uyğun gelir.[2]

İkinci taşın üzerindeki yazıda ise söz­lerin ilk hisseleri pozuldu­ğundan onu tam okumak olmur. Ancak hemin taşın da sınır belgesi olup, üzerindeki ya­zı­nın mezmunca evvelki yazıya yakınlığı görü­nür:

[ar]tğşsi  [ml]k bryi  [yr]itr ğl[…]nbin […]i.











Kaynaklarda I ve II sınır taşlarının şekilleri ve üzü göçürülmüş I ve II yazılar böyle verilmiştir:

 

Görülügü gibi, bizim varyantda yalnız 4. satırın ilk harfi re­sim­de olduğu gibi cizgisi azacıq egilmiştir. Bu ise başkalarının r, n, d  gibi okuduğu sesi degil, b sesini bildiren işarettir ve hemin harf  2. satırın dördüncü işa­retinde de özünü gösterir. İki yerde geçen “y” sesini hatta “z” dialekt varyantı ile okursak, yine anlam degişmez, bireyi sözcügü barzi (marzi) ve yeritir sözcügü de zeritir şeklinde kıpçak ağzını ser­giler. Qalan işareler ise diger uzmanların verdiyi işarele­rden farklan­mıyor.

Ortaya böyle bir soru çıkır, neden ilk Ermeniye hükümdarı sayı­lan Artaş sınır taşları üzerindeki yazıyı ermenice (hay dilinde) degil, türk dilinde yazdırmıştır? Bu soruya bir neçe cevap verile biler, Arta­şın kendisi hay degildi, taşların bulunduğu bölgede türk (azer) boyları yaşıyordu, Ermeniye bölge adı idi ve orada yaşayanların az kısmı hay idi, sonralaar bu haylar da bölge ahalisi gibi ermeni adlanmıştır. As­lında bu cevaplar bir-birini tamamlayan yorumlar mantığına dayanır, böyle ki, Artaşesten yüzyıllar sanra da aynı durumla karşılaşırık: Anadolunun güney-doğu bölgelerinde ve Azerbaycanda hristiyanlığı kabul eden kıpçak boylarına da “ermeni”, “alban” demişler ve türk kökenli bu “ermenilerden” günümüzde türkce bir çok yazılı belgeler malumdur.

Ermenistan İlimler Akademisinde saklanan sınır belgesi taşların Batı Azerbaycanın eski ahalisi hakkında verdigi bilgi çok önemlidir. Görülüyü gibi, o çağlarda Ön Asyanın farklı bölgelerinde işlek olan aramey yazısı Göyce bölgesine de gelib çatmıştır. Artaş meligin gös­terişi ile merz taşının iki alan arasındakı sınırda kondurulması (koyul­ması) hakkında olan bu yazılar ise henuz azer türkcesinin en eski yazı örnegidir. 2000 yıldan artıq toprak altında kalan bu yazılı taşlar gibi belgeler bulundukca tarihin gerçek yüzü de aydın görsenecekdir.

 

[1] F. Ağasıoğlu, «Azer halkı», 2000.

[2] Bu sözler için bak: M. Kaş­ğari, DLT, I. 456-2; Drevnetyurkskiy slovar, 84, 95, 101.

Yorumlar (2)
Türk can 5 yıl önce
O kadar reklam arası aynı şeyleri yazıyorsunuz ya hiç kimse okumuyor ve böyle oluyor diye de kimse tıklayıp açmıyor sayfayı bilesiniz istedim
Türk Can 5 yıl önce
Ve o kadar toplumun bilgilenmesi için yaptığınız paylaşımlar bir işe yaramıyor kimse okumuyor. Dahaa güvenli yerlerden alıyor bilgileri