Almanca temel sözcükler, Almanca temel kelimeler
Almanca temel sözcükler, Almanca temel kelimeler

Almanca temel sözcükler, Almanca temel kelimeler
A
ab: itibaren
ab jetzt: şimdiden itibaren
der Abbau: bir madenin ya da mineralin işletilmesi
der Abbau von Gold: Altının işletilmesi
abbrechen: ara vermek, kırmak, koparmak
abdecken: örtmek
der Abend: akşam
die Abende: akşamlar
Abend werden: akşam olmak
am Abend: akşamleyin
die Abendaufführung: akşam seansı
das Abendbrot: akşam yemeği
das Abendessen: akşam yemeği
das Abendkleid: gecelik
die Abendszeit: ikindi
das Abenteuer: macera, serüven
die Abenteuer: maceralar, serüvenler
aber: ama, fakat
abfahren: (araçla) hareket etmek
die Abfahrt: hareket, kalkış
der Abfall: atık, çöp
die Abfälle: atıklar, çöpler
abfliegen: havalanmak
das Abführmittel: müshil
abholen: (birini / bir şeyi) bir yerden almak, alıp getirmek
das Abi oder das Abitur: lise bitirme imtihanı
ablenken von: -den dikkatini başka tarafa çevirmek
abnehmen: (ahizeyi) eline almak, telefonu açmak
das Abonnement: abone
der Abonnent: abone
die Abonnenten: aboneler
die Abonnentin: hanım abone
abreisen: seyahate çıkmak, yola çıkmak
absägen: testere ile kesmek
abschießen: ateş etmek
abschleppen: (arabayı) çekerek götürmek
der Absender: gönderen
absetzen: yere indirmek
absurd: anlamsız, saçma
das Abteil: kompartman
die Abteilung: bölüm
abwarten: (bir şeyi) beklemek
der Abzug: tetik
Ach!:ah
achten: dikkate almak, önem vermek, önemsemek, saymak
Achtung!:dikkat!
adelig: asil
die Adresse: adres
die Adressen: adresler
der Affe: maymun
die Affen: maymunlar
der Afghane: Afgan
die Afghanin: Afgan bayan
das Afghanistan: Afganistan
das Afrika: Afrika
der Agent: ajan
die Agenten: ajanlar
die Agentin: hanım ajan
Aha: Haa!, Anladım!
ähneln: benzemek
die Ahnung: fikir
die Akademie: akademi
die Akademien: akademiler
der Akku oder der Akkumulator: akü, akümülatör
die Akkus: aküler
die Akkumulatoren: akümülatörler
der Akkusativ: belirtme hali
die Akkusative: belirtme halleri
Akkord stellen: akort etmek
der Akt: (tiyatroda) perde
die Akte: perdeler
die Akte: belge
die Akten: belgeler
die Aktentasche: evrak çantası
aktuell: aktüel
der Akzent: aksan
die Akzente: aksanlar
akzeptieren: kabul etmek
die Alchimie: simya
der Alchimist: simyacı
das Algerier: Cezayirli
die Algerierin: Cezayirli bayan
das Algerien: Cezayir
der Alkohol: alkol
die Alkohole: alkoller
alkoholfrei:alkolsüz
alle: bütün, hepsi
alles: hepsi, her şey
Alles Gute!: Hoşça kal!
Alles in Ordnung!:Her şey tamam!
Alles Liebe!:Sevgilerle!
alles mögliche: mümkün olan her şey
alles über sich wissen: kendisi hakkında her şeyi bilmek
allein: tek başına, yalnız
als: -diği zaman, -diğinde, iken, olarak
also: demek ki, eh, hadi, o hâlde, şu halde, yani
alt: eski, yaşlı
die Altbauwohnung: eski bir yapıdaki daire
der Alte: yaşlı adam
die Alte: yaşlı kadın
das Alter: yaş
die Alternative: şık, alternatif, seçenek
die Alternativen: şıklar, alternatifler, seçenekler
das Aluminium: alüminyum
das Amerika: Amerika
der Amerikaner: Amerikalı
die Amerikanerin: Amerikalı bayan
die Ampel: lâmba
die Ampeln: lâmbalar
amtlich: resmî
amüsant: eğlenceli
an: yanına, yanında
am Abend: akşamleyin
am Meer: deniz kıyısında
am Meer liegen: deniz kıyısında bulunmak
am meisten: en çok
am Tage: güncel
am Wochenende: hafta sonunda
an dem Tag: o gün
an der richtigen Stelle: doğru yerde
An die Arbeit!: İş başına!
anbauen: dikmek, ekmek, yetiştirmek
anbieten: ikram etmek
das Andenken: hatıra
die Andenken: hatıralar
ander-: başka
etwas anderes: başka bir şey
ändern: değişmek
anders: başka olarak, değişik olarak
aneinander: birbirine
anfahren: çarpmak
der Anfang: başlangıç
die Anfänge: başlangıçlar
anfangen: başlamak
der Anfänger: acemi
die Anfängerin: acemi bayan
anflehen: yalvarmak
anfluchen: küfretmek
angebunden: bağlanmış
die Angel: olta
die Angeln: oltalar
angeln: balık tutmak
angenehm: hoş, hoşa giden, memnuniyet verici
angesehen: hatırı sayılır
die Angst: korku
Angst bekommen: korkmaya başlamak
anhaben: giymiş olmak
anhalten: durmak
der Anhänger: römork
animieren: hareketlendirmek
der Anker: çapa, demir
die Anker: çapalar, demirler
Anker hochziehen: demir almak
ankern: demir atmak
ankommen: (bir yere) gelmek, varmak
die Ankunft: geliş, varış
anmachen: açmak, ışığı yakmak
anmelden: başvurmak, beyan etmek
die Anmeldung: müracaat
die Annahme: kabul
die Annahmen: kabuller
die Annonce: duyuru
die Annoncen: duyurular
anrufen: telefon etmek
anschauen: bakmak
der Anschluß: aktarma
die Anschovis: hamsi
die Anschovis: hamsiler
anschwellen: şişmek
ansehen: bakmak, görmek, gözden geçirmek, seyretmek
ansteckend: bulaşıcı
antiseptisch: antiseptik
die Antwort: cevap, yanıt
die Antworten: cevaplar, yanıtlar
antworten: cevap vermek, yanıtlamak
die Anzahl: miktar, rakam
die Anzeige: ilân
die Anzeigen: ilânlar
der Anzug: takım elbise
die Anzüge: takım elbiseler
der Aperitif: aperatif
die Aperitifs: aperatifler
der Apfel: elma
die Äpfel: elmalar
die Apotheke: eczane
die Apotheken: eczaneler
der Apotheker: eczacı
die Apothekerin: hanım eczacı
der Apparat: alet
die Apparate: aletler
der Appetit: iştah
die April: Nisan
die Arbeit: çalışma, iş
die Arbeiten: işler
arbeiten: çalışmak
der Arbeiter: işçi
die Arbeiterin: hanım işçi
arbeitslos: işsiz
die Arbeitslosigkeit: işsizlik
der Arbeitsplatz: işyeri
die Arbeitsstelle: işyeri
die Arbeitszeit: iş saatleri
die Archäologie: arkeoloji
der Architekt: mimar
die Architekten: mimarlar
die Architektin: hanım mimar
die Architektur: mimarlık, mimarî
das Argentinien: Arjantin
der Argentinier: Arjantinli
die Argentinierin: Arjantinli bayan
ärgern: kızdırmak
arm: fakir, yoksul
der Arm: kol
die Arme: kollar
das Armband: bilezik
die Armbanduhr: kol saati
der Armreifen: bilezik
die Armee: ordu
die Armeen: ordular
der Artikel: artikel, harf-i tarif
die Artikel: artikeller, harf-i tarifler
der Arzt: doktor
die Ärzte: doktorlar
die Ärztin: hanım doktor
der Aschenbecher: kül tablası, küllük, sigara tablası
das Asien: Asya
der Asiater: Asyalı
die Asiaterin: Asyalı bayan
asiatisch: Asyalı
der Asphalt: asfalt
die Asphalte: asfaltlar
das Aspirin: aspirin
das Ast: dal
die Äste: dallar
der Atem: nefes
atmen: nefes almak
der Athlet: atlet
die Athleten: atletler
die Athletik: atletizm
Au!: ah!, ay!
Au weia!: ah!, ay!, of!
auch: da, dahi, de
auf: üstünde, üstüne
auf dem Pferd steigen: ata binmek
auf die Welt kommen: doğmak
auf einen Berg steigen: bir dağa tırmanmak
auf einmal: birdenbire
auf Eisen schlagen: demiri dövmek
auf etwas stehen: bir şeyde ısrar etmek
auf jeden Fall: her halükârda, her şartta
auf Sand gebaut: kum üzerine kurulmuş
Auf Wiedersehen!: Tekrar görüşmek üzere!, Allah'a ısmarladık!
aufs Meer gehen: denize çıkmak
aufbereiten: hazırlamak
aufbewahren lassen: emanet bırakmak
der Aufbewahrer: emanetçi
die Aufbewahrerin: hanım emanetçi
die Aufbewahrung: emanet
aufbrechen: zorlamak
die Aufenthaltsgenehmigung: oturma izni
auffallen: göze çarpmak
auffressen: yiyip bitirmek
aufführen: temsil etmek
die Aufgabe: ödev
aufgeben: bırakmak, vazgeçmek, yılmak
aufgeregt: heyecanlı
aufhängen: asmak
aufmachen: açmak
aufmerksam: dikkatle, dikkatli
aufmerksam machen: uyarmak
die Aufnahme: kayıt
die Aufnahmen: kayıtlar
Aufnahme machen: resim çekmek
aufräumen: temizlemek, toplamak
aufregen: heyecanlandırmak
sich aufregen: heyecanlanmak
die Aufregung: heyecan, telaş
aufschreiben: yazmak
aufsein: açık olmak
aufstehen: ayağa kalkmak, kalkmak, uyanmak
aufsteigen: binmek
aufstellen: dikmek, düzenlemek
der Aufstieg: yükseliş
die Aufstiege: yükselişler
der Auftrag: görev, ödev, misyon
die Aufträge: görevler, işler, misyonlar
aufwachen: uyanmak
das Auge: göz
die Augen: gözler
der Augenarzt: göz doktoru
die Augenärztin: hanım göz doktoru
der Augenblick: an, lahza, saniye
die Augenbraue: kaş
der Augenbrauenstift: kaş kalemi
das Augenlid: göz kapağı
die Augenlider: göz kapakları
die Augentropfen: göz damlası
der August: Ağustos
aus: -dan, -den, dışarı
aus Baumwolle: pamuklu
aus Panama: Panamalı
aus Seide: ipekli
aus Wolle: yünlü
auseinandersetzen: anlatmak
der Ausflug: gezinti, piknik
ausfüllen: doldurmak
der Ausgang: çıkış
ausgeben: harcamak
ausgehen: (dışarı) çıkmak
aushalten: tahammül etmek
die Auskunft: bilgi, malumat
die Auskünfte: bilgiler, malumatlar
auslachen: alay etmek, gülmek
das Ausland: yabancı ülkeler, yurt dışı, yurtdışı
der Ausländer: turist, yabancı
die Ausländer: turistler, yabancılar
die Ausländerin: hanım turist, yabancı bayan
ausländisch: yabancı
ausleihen: ödünç vermek
ausmachen: kapamak, söndürmek
die Ausnahme: istisna
die Ausnahmen: istisnalar
ausnutzen: kötüye kullanmak
auspacken: (paketi) açmak
ausprobieren: denemek
das Auspufssrohr: egzos borusu
ausreichend: kâfi, yeter
aussehen: görünmek
außerdem: ayrıca, bundan başka
außerhalb: dışında, haricinde
die Ausstattung: döşeme
aussteigen: inmek
die Ausstellung: sergi
Australien: Avustralya
der Australier: Avustralyalı
die Australierin: Avustralyalı bayan
ausverkauft sein: tükenmek
auswechseln: yenilemek
der Ausweg: çare
der Ausweis: kimlik kartı
die Ausweise: kimlik kartları
ausziehen: çıkarmak
das Auto: araba, otomobil
Auto fahren: araba sürmek
der Autobus: otobüs
das Automobil: otomobil
der Autoparkplatz: üstü kapalı otopark
der Autor: yazar
die Autoren: yazarlar
die Autorin: hanım yazar