04.02.2021, 17:48

BİR AÇIKLAMA: TANITIM İÇİN GÖNDERİLEN KİTAPLAR

BİR AÇIKLAMA: TANITIM İÇİN GÖNDERİLEN KİTAPLAR

 Ağırlıklı olarak son ON SEKİZ yılda Türkiye Türkçesine Arapça, Farsça sözler işlek, yaygın biçimde sokulmaya başlandı.  
 Son beş yıl içerisinde bana otuz dolayında kitap gönderildi. Sözlük, Yöre Ağızları, Dil Araştırmaları.. gibi alanlarda. 


 Bu kitapların içine benim de içerisinde olduğum Dilde Türkçeleşme ile Dilde Birlik bakımlarından kullanılmasını uygun bulmadığımız sözlerle yazılmış olanlar da var.  
 Türkçenin bir kolundan Türkiye Türkçesine yazılmış bir sözlükte:

 ÖGİT, ÜGÜT sözü neden Türkçe kökenli ÖĞÜT ile değil, Arapça “nasihat”, Farsça “pend” ile çevrilir?
 Türkçe “AKÇA” sözü neden “AKÇA” ile değil, Aruz ölçüsüne uyma çabası ile biçimlendirilmiş yamuk, aksak - bertik “AKÇE” ile, Farsça “PARA (pare)” ile çevrilir? 


 YAGŞI, YAXŞI, CAKŞI, JAKSI sözü neden Arapça, Farsça yalaşığı “yaxşi” ile çevrilir? Eski Türkçe (Köktürkçe, Eski Uygur T.), Karahanlı ile Eski Türkiye Türkçesinde ilk biçimi “YAKŞI” kullanıldı. Bizler de sesbilgisi korunmuş bu sözü pek yüzlerce kez kullandık.  


 KÜYÖÖ, KÜYOV, GİYEV sözü neden bu üç söz ile kökteş olan “GÜVEY”, “GÜVEĞİ” ile değil de 16. yüz yılın sonlarında Eski Türkiye Türkçesinin Arapça, Farsça ağırlıklı yazan aydınlarının Türkçeye soktukları Farsça “DAMAT” ile çevrilir? 
 Közgü / Güzgü sözünü Farsça “ayna” ile çevirmiş, bizde “seyrek kullanılsa da” “GÖZGÜ” sözünü yazmamışlar!


 Türkçe “Agu / ağu” sözünü Farsça “zehir” ile karşılamışlar, bizde “AĞU / AĞI” sözü yok mu, var! Bu Türkçe sözü de ekleyiverseydiniz! Türklüğü, ortak kökeni, Birliği, Dil Köprüsünü berkitmek için “kökteş Türkçeleri” de yazmak gerekmez miydi?
 Türkçe “YAYLAK” yerine yine Türkçe YAYLOG, YAYLAW, JAYLAW, CAYLOO sözlerini Arapça “mera” ile karşılayanlar var. Bunun gibi bin dolayında söz! 
 
 Çok büyük bir bölümünde giriş şöyle: “Yazılarınızı okuyorum, ben de Türk Milliyetçisiyim, ben de Türkçüyüm, bu düşünceyle bu kitabı size gönderdim. Daha çok okuyucuya ulaşsın, diye”. 
 İyi ettiniz, ancak, duygudaş da değiliz, ülküdeş de değiliz. 


 Belge ile kanıt mı? – İşte, kitaplarınızda kullandığınız sözler! Türkçe karşılıklardan özenle, büyük bir emek çekerek yad, alıntı sözleri kullanmışsınız. 


 Türkçesi varken, yad dillerden dilimize sokuşturulmuş, bu yüzden dil – düşünce köprümüzün yıpratıldığı sözleri kullanmışsınız. 
 Birçoğuna telefon edip soruyorum: Neden, niçin bu bu .. Türkçe sözleri kullanmadınız? – Yanıt: Ee, o sözlerin öz Türkçe karşılıklarını bilmiyordum!   
 Bilmiyor iseniz, niçin bu işe giriştiniz? 


 Neyse, ben de kitabın fotoğrafını çekip sayfama eklemeyi bilmiyorum. Salgın yüzünden bu işi bilenler yanıma gelemiyor. Bir yolunu bulursak o işi bilen birisi ile sayfama ekler, kısa bir yazıyla tanıtırım. Ancak, umdukları biçimde bir övgü yazısı ile değil, yalnızca kısa bir tanıtım.

Yorumlar (0)