DLT Sözlüğü, DLT Veritabanı, Divanı Lügatit Türk Sözlüğü veritabanı
DİVANU LÜGATİ'T TÜRK VERİTABANI SÖZLÜĞÜ, divanı lügatit Türkten kelimeler, divanı lügatit Türkten beyitler, divanü lügati't Türk atasözleri,

DİVANU LÜGATİ'T TÜRK VERİTABANI SÖZLÜĞÜ
DİVANU LÜGATİ'T TÜRK HAKKINDAKİ TÜM YAZILAR İÇİN TIKLAYIN: DİVANU LÜGATİ'T TÜRK
Divanı Lügatit Türk'te (DLT’de) geçen büyü, tören, inanç, batıl düşüncelerle ilgi sözcükler:
Abaçı: umacı, çocukları korkutmak için abaçı keldi, denir (DLT, C.I, 2006:136).
Arwadı: qam arwış arwadı: ġaman [kam] büyü yaptı (DLT, C.I, 2006:283).
Arwaşdı: qamlar kamug arwaşdı: ġamanlar [kamlar] büyülü sözler mırıldandı. Kem gözlere karşı okunan büyülü sözler için de bu sözcük kullanılır (DLT, C.I, 2006:236).
Barak: Tüylü bir köpek. Türk inanışlarına göre akbaba çok çok yaşlandığında iki yumurta yumurtlar ve kuluçkaya yatar. Yumurtaların birinden baraq denilen bu köpek çıkar. Bu en hızlı koşan ve avda en güvenilir olan köpek türüdür. Diğer yumurtadan ise bir civciv çıkar; bu akbabanın en son yavrusudur (DLT, C.I, 2006:377).
Bars: Türk takviminin on iki yılından biridir. Kaşgarlı Mahmut bu maddede Türklerin bir takvim oluşturmasının sebebini ifade ettikten sonra Türklerin her yıl için ne gibi beklentilerinin olduğunu açıklar: “Türkler bu yılların her birinde bir hikmet olduğuna inanır ve her biriyle ilgili kehanette bulunur. Örneğin ud yılı geldiğinde savaşlar çoğalacaktır, çünkü öküzler birbiriyle vuruşup toslaşır. Taqagu yılında yiyecek çok olur, ancak insanlar arasında karışıklık çıkar. Çünkü tavuğun yemi tahıl tanesidir, ama [taneyi bulabilmek için ] her yanı eşeler ve birbirine karıştırır…” (DLT, C.I, 2006:344,346).
Böke: Ejderha, büyük yılan.
Çakır: Mavi.
Egit: Nazar değmesinden ve kem gözlerden sakınmak için bebeklerin yüzüne sürülen bir ilaç. Bazı şifalı otlar ve benzer şeylerin safranla karıştırılmasıyla yapılır (DLT, C.I, 2006:172).
Eligti: Adet gören veya lohusa kadınları anlatmak için de bu sözcük kullanılır.
Emçi: Büyücü hekim (DLT, C.I, 2006: 36).
Isrıq: Göz değmesi veya nazara maruz kalan çocuğu iyileştirmek için söylenen bir sözcük. Mağdurun yüzüne tütsü tutularak ısrıq ısrıq: ey cin ısırılmış ol, denir (DLT, C.I, 2006:99).
Örtendi: Yandı. Türkler güneş batarken bulutların oluşturduğu kızıllığı iyiye işaret olarak sayarlar. Bir atasözünde de bulutlar geceleyin kızıla dönerse bir kadının erkek doğuracağına inanılır.
Üşgürdi: Üs üşkirse ölür: Akbaba birinin yüzüne karşı çığlık atarsa bu, o kişinin öleceğine ilişkin bir işarettir (DLT, C.I, 2006:228).
Yat: Yağmur ya da rüzgâr getirmek için taşlarla yapılan kamlık (DLT, C.III, 2006:3,159).
Yatlattı: Kamların yağmur yağdırması veya rüzgâr estirmesi inancı vardır (DLT, C.III, 2006:307, 308, 355).
Zekeriya Batur-Musa Kaya
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 7/1 Winter 2012
DİVANU LÜGATİ'T TÜRK HAKKINDAKİ TÜM YAZILAR İÇİN TIKLAYIN: DİVANU LÜGATİ'T TÜRK