12.08.2021, 15:47

HAYALLERİ OLANLAR UYUMAZLAR

İnsanı diğer canlılardan ayrı ve üstün kılan özelliklerden birisi de düşünme ve hayal kurabilme yeteneğidir.

İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar ve hayal kurmak da insana ait gönül dünyamızdaki duygulardandır. Hayal etmek ya da hayal kurmak bir şeyi zihinde tasarlayıp canlandırmaktır.

“Hayal kurulmayan yerde insanlar mahvolur” der bir Atasözü.

Gerçekleştiğinde onu hayata sımsıkı bağlayan ve yaşamaya değer hayalleri olmalı insanın.

Hayatımızı devam ettirirken hepimiz hayaller kurmuş ve o hayallerin gerçekleşmesi için mücadele etmişizdir. Hayal kurmayan insan yoktur. Akıp giden zaman içerisinde gerçekleşmesini istediğimiz hayallerimiz hep olmuştur. Hayatın her aşamasında bu hayaller değişmiş ve gelişmiştir. Başlangıçta ulaşılmaz olanlar yerlerini zamanla daha ayakları yere basan, akılcı ve gerçekçi hayallere bırakmıştır. O hayaller zamanla hedef ve ülkülere dönüşmüş ve sosyal hayat içindeki yerimizi sağlamıştır.

“Hayal etmek bilgiden daha değerlidir” diyor Einstein.

Hayal kurmaktan korkmamalı insan. Belki de hayat hayallerden ibaret. Kurduğumuz hayallerin gerçekleşmesine yürekten inanmalı ve peşinden koşarak mücadele etmeliyiz. Hayallerimizi gerçeğe dönüştürecek adımlar atmalı yürekten inanarak istemeliyiz hayallerimizi, işte o zaman mutlaka sonuca ulaşırız.

“Hayal kurmak hedefe yöneltir, hedefe yönelmek ise sonuca ulaştırır” diyor düşünür.

Hayaller hedefleri yani ülküleri doğurur. Eğer hedeflerimiz varsa ona odaklanır ve o hedefleri gerçekleştirmek için bütün gücümüzü seferber ederiz. İnsan hep hayal etmeli ama gerçekleri de asla ihmal etmemeli. Hedefler öyle seçilmeli ve hayal edilmeli ki insan sonunda bunlara ulaşabileceğini kabul etmeli. Eğer ona ulaşabileceğimize yürekten inanıyorsak hiçbir hedef imkânsız değildir. “Hedef ve amaçsız bir insan hayalleri de yoksa o hedeflere ne zaman ulaştığını da asla bilemez” diyor Attila.

Hayallerimize ulaşmak için gerekli adımları atmaya önce istekli olmalıyız. Hayallerimizi hedeflere dönüştürmeye kendimiz inanmalıyız, eğer bunu başarabilirsek yarı yarıya o hedeflere de ulaşmışız demektir. Çünkü ancak inandığımız ölçüde hayallere ve hedeflere sahip oluruz.

İnsan olarak “ya bir yol açın, ya bir yol bulun ya da yoldan çekilin” diyor bir düşünür. Bize hayaller ve ulaşabildiğimiz hedeflerle geleceğimizi, yolumuzu nasıl çizmemiz gerektiğini gösteriyor böylece.

Yine Anonim bir söz vardır “Bilgeliğin zirvesi bugün de yaşamak, geleceği planlamak ve geçmişten kar sağlamaktır” der.

Hayal gücü sayesinde insan kendisi ve yaşadığı çevre ve dünya ile ilgili değişim ve gelişimleri yaşar. Hayaller ve o hayalleri gerçekleştirmedeki inancımızdır bizi dünden bugüne getiren.

Bugün kim olduğumuz, dünkü tercihlerimizin bir sonucudur ve yarın kim olacağımız da bugünkü kararlarımızın sonucu olacaktır. O zaman yaşarken insan olarak kim olduğumuzu ve yerimizi unutmayalım. Gerçekleşebilecek hayaller kurmaktan ve onun peşinde koşmaktan da asla geri kalmayalım.

“Uzun ince bir yoldayım / Gidiyorum gündüz gece” diyor Âşık Veysel türkü olup kulağımızdan silinmeyen mısralarında.

Zaman ve hayat çok çabuk geçiyor, bir dün var bir de şu an. (Hele kapalı kalarak hayatı evlere sığdırdığımız bu salgın günleri dahi bunu bize gösterdi.) Arada yaşanılan onca hayaller, düşünceler, sevdalar, sevinçler, heyecanlar, üzüntüler ve kederler sanki hiç yaşanmamış gibi. Hayatın bu uzun ince yolunda gerçekleşebilecek hayalleri olmalı insanın ve ona tutunmalı, kararlılıkla sarılmalı ki ancak o hayalleri başarabilsin. Çünkü kararlı insanlar şartlar ne olursa olsun o hedeflere ve hayallerine hep bağlı kalırlar ve ulaşırlar.

İnsanlar gibi toplumların, o toplumun meydana getirdiği milletin ve o milletin ortak değeri olan Devletlerin de hayalleri ve hedefleri vardır.

O hayaller bazen ulaşamadığımız bir sevda olur, yüreğimizde kalır. Bazen ulaştığımız hedeftir başarıyla sarıldığımız. Bazen yalnızca düşlerdedir yakalanamayan. Bazen de büyük bir ülkü ve Kızılelma olur inançla peşinden koştuğumuz.

O hayaller değil midir;

İnsan olarak bulunduğumuz yere bizi getiren ve hayata bağlayan.

Orta Asya’dan Anadolu coğrafyasını bize açan ve vatan yapan.

Söğüt’ten büyük bir cihan İmparatorluğu’nu kuran ve atının nal seslerini üç kıtada duyuran.

Tarih sahnesinden yok oldu dediklerinde Milli şahlanışla Cumhuriyet Türkiye’sini kuran.

Hayalleri olmalı insanın, gerçekleşmesine yürekten inandığı ve sımsıkı sarılarak peşinden koştuğu.

Çünkü “hayalleri olanlar asla uyumazlar.”

Uyumayan ve hayalleri gerçeklere dönüşen yüreklere selam olsun…

Yorumlar (1)
Serdar 3 yıl önce
Çok güzel bir yazı.