Çağdaş Kent Kurgusunda Geleneksel Ritüel Kurban

Çağdaş Kent Kurgusunda Geleneksel Ritüel Kurban

Dr. Ferya Çalış Minkan

Dün “Çağdaş Kent Kurgusunda Geleneksel Ritüel Kurban” başlıklı yeni kitabım Grafiker Yayınları tarafından yayımlandı. Bu kitap, değerli hocam, sayın Prof. Dr. M. Öcal OĞUZ danışmanlığında 2016 yılında savunmasını yaptığım “Günümüz Kentinde Kurban Ritüeli” başlıklı doktora tezimin gözden geçirilmiş, düzenlenmiş, genişletilmiş hâlidir. Elbirliği ile bu eser ortaya çıktı. Emeği geçen herkese sonsuz minnetlerimle...

Varlığı insanoğlu ile yaşıt olan kurban kavramı, tarih boyunca toplumların hayatında önemli bir yer teşkil etmiştir. Bu kitapta Kurban Bayramı ritüelinin çağdaş kent kurgusu içindeki yeri ve Kurban Bayramı için üretilen çözümlerin kültürel aktarım açısından uygulanabilirliği  ele alınmıştır.

Merkezine kurban alınarak mekân, zaman ve insan çerçevesinde halk bilimsel bir inceleme yapılmıştır. Ritüellerin korunması ve kültürel bellek açısından işlevleri, konuya yaklaşım tarzını oluşturmuştur. Kitapta, aile ritüeli olan Kurban Bayramı’nın dönüşümü, başka bir ifadeyle geleneksel Kurban Bayramı ritüellerinde bireylerin üstlendiği rolün kentteki dönüşümü üzerinde durulmuştur.

Bu kapsamda kurban eylemi; gerçekleştirilme zamanı, aktörü ve mekânı ile bahse konu ritüelin bütününü teşkil eder. “Birinin eksikliği ritüelin işlevinde bir değişiklik meydana getirir mi? Geleneksel mekânlarda ve günümüz kent kurgusu öncesi kentlerde kurban ritüelleri özelinde herkesin avlusunda hangi kültür örüntüsü kuşaktan kuşağa aktarılıyordu? Medya ve endüstri Kurban Bayramı’nın hangi yönünü ön plana çıkarıyor? Kurban Bayramı’nı “bayram ritüeline” dönüştüren kurbanın kendisi iken,  seri üretim yani kurban kesimini zincirlemeyle yapan bir mezbahada bayram ritüelinden söz etmek mümkün müdür?” gibi sorulardan hareketle Kurban Bayramı ritüelinin kentte nerede durduğunu ortaya çıkarmak, değişim ve dönüşüm nedenlerini analiz etmek amaçlanmıştır.

1950’lerden sonra gecekondularla kentleşen günümüz kentleri, kent kurgusunu Avrupa ve Amerika kentlerini model alarak gerçekleştirmeye çalışmıştır. Türkiye kentleri, gecekonduları da apartmanlaştırmış, kurban bu kent kurgusunun içinde yer almamıştır ve kurban konusunda da Avrupa Birliği ülkeleri model alınmıştır. Kurbana dair getirilen çözüm öneri ve uygulamaları Avrupa kentlerindeki gibi Kurban Bayramı’nın ötekileştirilmesine neden olmuştur.

Kurbanın kent dışındaki mezbahalara taşınması, toplu kesim görüntüleri ile kent kurgusunda ötekileştirilen Kurban Bayramı, çatışma alanına dönüşmüş, hayvanseverlik üzerinden yapılan tartışmalar çağdaş ve çağ dışılık düzleminde yürütülmüştür. Kentte geleneğin sorgulanma nedenleri, çalışmada incelenen unsurlardan biridir. Geleneksel kentleşme kendi dinamiklerinden doğuyor. Günümüz kent kurgusu reddiye üzerine mi kuruluyor?

Kenti kurgulayanların kentin gelenek üzerinden inşasını imkansızlaştırdığı söylenebilir.  Konunun medya sacayağı da bu eserde incelenen hususlardandır. Gelenek de, medya da anlam üretir. Kentte iki aktörün çatışması söz konusudur. Medyanın Kurban Bayramı’na dair “vahşet”, “kan”, “kaçan boğalar”, “acemi kasaplar” üzerine menfi bir algı oluşturması ve karikatürlerdeki masum kurbanlıklar imajı bu tartışma alanının zeminini oluşturmuştur. Kurban endüstrisi gibi güçlü bir alanın olduğu saptanmış, kültür endüstrisi açısından Kurban Bayramı’nın “bayram” yönüyle tüketim kültürüne kazandırıldığı, kurban yönünün yok sayıldığı belirlenmiştir. Kent, kalabalıkların isteğini karşılayamamıştır. Kentte Kurban Bayramı’nın iki uygulamaya evrilmeye başladığı belirlenmiştir: “sanal kurban” ve “mekanik kurban”.  Kurban Bayramı’nın ritüel özelliğini yitirip et üretim alanına dönüştüğü anlaşılmaktadır.

Kurbanın gizlenerek gerçekleştirilmesi çözümü, ritüelin sorgulanmasını doğurmuştur. “Bu Bayram Bir Can Bağışlayın. Onlarca güvenilir, saygın yardım kurumu bir canlının boğazını kesmek yerine vereceğiniz kurban parasını bekliyor” (Bekir Coşkun, 27.12. 2006, Hürriyet Gazetesi) düşüncesi ile “gelecek kuşaklara aktarılamayan bir ritüel olarak çağdaş kentte kurban ölüyor” (Oğuz 2014: 45) görüşü arasındaki fark: çatışma dünyasının gerçekliğini ve bu çalışmanın çıkış  noktasını oluşturmaktadır. Geleneğin içinde olağan bir ritüel, kentteki uygulamalara bakılarak neredeyse inancın sorgulandığı bir ritüele mi dönüşüyor?

Kurban dinî bir gelenektir. Bu sorgulamalar; inancı, kutsalı kutsallaştırmak, inancı ve insanı yüceltmek yerine kutsal dışı mı yapmaktadır? Günümüz kentindeki Kurban Bayramı ritüeline dair tartışmalar bu aşamaya gelmiş, garip bir hâl almış durumdadır.   Çalışmanın amacı toplum mühendisliği değildir; kurbana olumlu ve olumsuz yaklaşanların her yıl yaptığı gibi tartışmayla kurbanın çatışmalı bir alana dönüştüğü gerçeğinden hareketle, vahşet olarak görenlerin, geleneğin kaybolmakta olan izlerinin ardından gidenlerin, arada kalanların gergin ve çatışmacı ilişkisini akademik olarak ortaya koymaktır.

Ritüeller; zamanı, katılımcıları, gerçekleşmesi için kullanılan nesneleri, mitsel kaynağı, jestleri, sırasıyla gerçekleştirilen aktiviteleri, ritüel esnasında söylenmesi gereken sözleri ile belirli bir mekânda gerçekleşir. Bunlardan birinin eksikliği ritüelin bütününü etkiler. Ritüelin içeriğine göre mekân değişir. Bütün bu sayılan ritüelin olmazsa olmaz sacayakları için mekân konsepttir. Sacayağını ritüelin bağlamı dışında bir mekâna oturtmaya çalışmak ritüelin dengesini bozar, ritüeli atmosferinden çıkarıp sembolik anlamlarının kaybolmasına, kutsal alanı terk edip gündelik yaşamın gerçekliğine dönüşmesine yol açabilir. Bu bakımdan değerlendirildiğinde bu kitabın; ritüel, kent mimarisi, bellek ve kültür aktarımı tartışmalarına farklı bir boyut katacağı düşünülmektedir.

https://www.pandora.com.tr/Yazar/ferya-calis-minkan/332105

https://www.babil.com/kisi/ferya-calis-minkan

Yorumlar (4)
Derya Soylu 4 yıl önce
Çok ilginç bir konu. Almabya'da satışı var mı acaba?
Ersan 4 yıl önce
Ben bulamadım ya.
Elyar Aytun 4 yıl önce
Men de Azerbaycan içün soracaqdım. Nece alabilirik?
Meryem Aydınöz 4 yıl önce
İlginç bir konuya benziyor. İlk fırsatta edineceğim. Saygılar.