16. YÜZYIL MESNEVİLERİNDE HİKAYE

16. YÜZYIL MESNEVİLERİNDE HİKAYE

Kafiye örgüsü gereği her beytin kendi mısraları arasında kafiyeli olması, aruzun kısa ve basit kalıplarıyla yazılması gibi unsurlar, mesnevilerin olay örgüsüne dayalı anlatma esaslı metinler için oldukça elverişli bir edebî tür olarak değerlendirilmesini sağlamıştır. Günümüzde anlatma ya da öyküleme (tahkiye) esaslı metinler denince akla öncelikle hikâye ve roman gelmektedir. Gerek iç gerek dış yapı özellikleri dikkate alındığında mesnevinin hikâye ve romanla örtüştürülmesi mümkün görünmemektedir. Bununla birlikte günümüzde hikâye ve romanın işlevine klâsik Türk edebiyatında en yakın edebî türün mesnevi olduğu da ortadadır. Fantastik roman söz konusu olduğunda bu ilginin daha da güçlendiği söylenebilir.

Mesnevilerde, genellikle besmele, tahmîd, tevhîd, münâcât, na‘t, mi‘râc, mu‘cizât, dört halifeye övgü, Hz.Hasan ve Hz.Hüseyin’e övgü, dört mezhep kurucusuna övgü, 12 imama övgü, diğer din büyüklerine övgü, büyük şairlere övgü, devrin padişahına övgü, diğer devlet büyükleri için övgü, sebeb-i telif gibi giriş mahiyetindeki bölümlerden sonra asıl konunun işlendiği bölüm yer alır. Mesnevinin ağırlık noktasını oluşturan bu bölüm, bir mesnevide âğâz-ı dâstân, matla‘-ı dâstân, âğâz-ı kıssa, âğâz-ı kitâb, ibtidâ-i dâstân, sernâme-i dâstân gibi isimlerle adlandırılmış olarak bulunabilir. Mesneviler, bu bölümde işledikleri konulara göre sınıflandırılırlar. Bu sınıflandırmayla birlikte dinî mesneviler, tasavvufî mesneviler, ahlakî mesneviler, ansiklopedik bilgi içeren mesneviler birinci grup mesnevileri oluşturmaktadır.

Konusunu menkıbelerden alan mesneviler ikinci grubu, konusunu tarihten alan mesneviler üçüncü grubu; konusunu şairlerinin tecrübeleri, toplumsal olaylar, kişiler, meslekler, düğünler, beldeler oluşturan mesneviler ise dördüncü grubu oluşturmaktadırlar. Giriş ve bitiş bölümlerinin aksine mesneviler, bu bölümleri bakımından aralarında önemli farklılıklar gösterir. Kısaca gelişme bölümü olarak da adlandırılan bu bölümden sonra eserin tamamlandığı ve hamd ü senâ, duâ, fahriye, ünlü mesnevileri ve şairlerini yâd, eserin adı, beyit sayısı, yazılış tarihi, şair ve memleketi hakkında bilgi, hayır duâ talebi, eserin vezni gibi alt bölümlerin yer aldığı bitiş bölümü yer alır.

Bu üç ana bölümünden gelişme de denebilecek olan ikincisinde sık sık bir olayın hikâyeleştirildiği görülür. Özellikle aşk ve macera konulu mesnevilerin bu anlamda dikkat çektiği söylenebilir. Zira Yûsuf u Züleyhâ, Hüsrev u Şîrîn (Ferhâd u Şîrîn), Leylâ vü Mecnûn, Cemşîd ü Hurşîd, Vâmık u Azrâ, Süheyl ü Nevbahâr, Şem‘ u Pervâne, Şâh u Gedâ, Mihr ü Mâh, Mihr ü Müşterî, Mihr ü Vefâ, Gül ü Bülbül, Hüsn ü Aşk gibi aşk ve macera konulu mesnevilerin gelişme bölümleri anlatma (öyküleme= tahkiye) esasına dayanmaktadır. Dolayısıyla birçok mesnevinin en önemli bölümünü hikâyeler oluşturmaktadır.

Yorumlar (0)