Dil Bilgisinde Durum Kavramı

Dil Bilgisinde Durum Kavramı

Yabancılar için hazırlanmış ders kitaplarında ya da dil bilgisi kitaplarında durum ekleri çoğunlukla tümceden bağımsız ele alınır. Örneğin, yalın durum için, yabancılara yönelik hazırlanmış bir kitapta tanım şöyle yapılmaktadır:

“İsmin, durum eklerinden hiç birini almamış olan durumudur. Yalın durumda isim, doğrudan doğruya bir nesneyi karşılar: ev, oda, sınıf, arkadaş, kardeş, dost gibi.”

Bu görünümüyle, yalın durum sözcüğün asıl biçimi olarak düşünülüyor gibidir. Oysa yalın durumun tümce içindeki başka öğelerle ilişkisi olmalıdır. Ona bu durumu yükleyen bir öğe bulunmalıdır. Dolayısıyla, yalın durum ile, örneğin belirtme durumu arasındaki ayrım net olamamaktadır. Öğrenciler şu tümce çifti arasındaki ayrımı ayırt etmekte çoğu zaman zorlanırlar:

1.Örnek

a. Ali kitap okudu.

b. Ali kitabı okudu.

Birinci tümcede geleneksel dil bilgisi anlayışıyla Ali öğesi yalın durumdadır. Aynı şekilde kitap öğesi de yalın durumdadır. İkinci tümcede ise kitap öğesi -(y)İ ekini aldığından belirtme durumundadır. Bu açıklama, ilk bakışta geleneksel dil bilgisi eğitimi görmüş anadili konuşurlarına anlamlı gibi gelebilir. Ancak, Türkçe öğrenmekte olan bir öğrenci için (1a) örneğinde hem Ali hem de kitap öğesinin yalın durumda olması hiç de o kadar anlamlı değildir. Okumak eylemi her iki tümcede de kitap öğesine belirtme durumu yüklüyor olmalıdır. Öyleyse, Türkçe’de bir sıfır biçimbirim (-Ø), bir de –(y)İ ekiyle gösterebileceğimiz iki belirtme durumu olduğu yönünde bir açıklama öğrenci için daha anlaşılır gibidir (Aydın 1997).

Yine -Ø biçimbirim ile gösterilen yalın durum ise, Türkçe’de sadece özne konumundaki öğelere eklenmektedir. Türkçe’nin yalın durum ile ilgili bu görünümünü bir Japon öğrenci kendi dilinden farklı görebilir. Çünkü kendi dilinde özne konumundaki öğelere eklenen bu durum soyut değildir. Ancak aynı Japon öğrenci, Türkçe’de özne konumundaki öğelere sesbilimsel olarak gerçekleşmiş bir ek eklendiğini de görebilmektedir. Bu ek geleneksel dil bilgisinin tamlayan olarak adlandırdığı ekten başka bir ek değildir. (2)'deki gibi tümcelerde, yabancı öğrenciler, içtümcenin öznesi konumundaki Ayşe öğesine niçin tamlayan durumu yüklendiği sorusuna, kendileri için hazırlanan kitaplarda, yanıt bulamamaktadırlar:

2.Örnek

Ali [Ayşe’nin geldiğin]-i biliyor.

Tamlayan durumu ile ilgili bir başka sorun, bu ekin kimi ilgeçlerle kullanımında ortaya çıkar. (3)’teki örnekler için “tamlayan eki adılları kimi ilgeçlere bağlar” açıklamasının yeterli olmadığı açıktır:

3.Örnek

a. Ayşe için

b. *Ayşe’nin için

c. *sen için ç. senin için

‘İçin’ ilgecinin, adıllara tamlayan durumu, adlara da yalın durum yüklendiği yönündeki açıklama çok tutarlı bir açıklama değildir. Doğrusu, bu ilgecin her iki öğeye de tamlayan durumu yüklediğidir. Öyleyse, Türkçe’de belirtme gibi, iki tamlayan durumundan söz etmek gerekir: -Ø biçimbirim ve –(n)İn. Aslında, bu, öğrenciler için çok daha anlaşılır bir açıklamadır. Çünkü, kendi dillerinde de benzer görünümler bulunmaktadır. Örneğin İngilizce’de belirtme durumunun adıllarda somut olarak, diğer AÖ'lerde ise soyut olarak bulunduğunu (4)’teki örneklerde görüyoruz (Haegeman 1994:156):

4.Örnek

a. for Ayşe

b. *for he

c. for him

Yorumlar (0)