30.09.2018, 13:16

Mankurtluk mu Közkamanlık mı?

Mankurt ve közkaman kavramı çoğunlukla birbirinin yerine kullanıldığı için bu yazıyı yazmak elzem olmuştur. Özellikle siyasetçiler közkaman terimi yerine çoğunlukla mankurt terimini tercih etmektedirler. Bunun temel nedeni ise şüphesiz mankurt kavramı kadar közkaman kavramının yaygınlaşmamış olmasındandır. Her iki kavramın da dünya litarütürüne Kırgız Türklerinin kültür ansiklopedisi diye niteleyeceğimiz Manas destanından çıkmış olması dikkat çekicidir. Mankurt, mankurtluk, mankurtlaş(tır)ma gibi kullanım şekilleri olan mankurt kavramının aksine közkaman kavramı çok kullanım alanı bulamamıştır. Bunun sebebi kavram hakkında pek bir çalışma yapılmamış olmasındandır. Mankurt kavramını Kırgız yazar Cengiz Aytmatov Gün Olur Asra Bedel romanıyla litarütüre kazandırırken, közkaman kavramını Kazak fikir adamı yazar, Rahmankul Berdibayev Baykal'dan Balkan'a kitabında tanıtmıştır. Her iki kavramı da mukayeseli olarak incelediğimizde konu daha iyi anlaşılacaktır.

Söz konusu romanda Aytmatov bir hikâye anlatır: Sarı Özek’i işgal eden düşmanlar tutsaklara korkunç işkenceler yaparlarmış. İnsanın hafızasını yitirmesine, deli olmasına yol açan bir işkence usulleri varmış. Önce esirin başını kazır, saçları tek tek kö- künden çıkarırlarmış. Bunu yaparken usta bir kasap oracıkta bir deveyi yatırıp keser, derisini yüzermiş. Sonra bu deriyi parçalara ayırır, taze taze esirin kan içinde olan kazınmış başına sımsıkı sararlarmış. Böyle bir işkenceye maruz kalan tutsak ya acılar içinde kıvranarak ölür, ya da hafızasını tamamen yitiren, ölünceye kadar geçmişini hatırlamayan bir “mankurt”, yani geçmişini bilmeyen bir köle olurmuş. Bundan sonra deri geçirilen tutsağın boynuna başını yere sürtmesin diye bir kütük ya da tahta bağlar, yürek parçalayan çığlıkları duyulmasın diye uzak, ıssız bir yere götürürler, elleri ayakları bağlı, aç susuz güneşin altında öylece birkaç gün bırakırlarmış. Sarı Özek’in kızgın güneşine “mankurt” olmaları için bırakılan tutsakların çoğu ölür, beş-altı kişiden ancak bir ya da ikisi sağ kalırmış. Onları öldüren açlık ya da susuzluk değil, başlarına geçirilen soğumamış deve derisinin güneşte kuruyup büzülmesi, başlarını mengene gibi sıkıp dayanılmaz acılar vermesiymiş. Bu dayanılmaz acılar sonunda tutsak ya ölür, ya da aklını hafızasını yitirirmiş. Bir “mankurt” kim olduğunu, hangi soydan, hangi kabileden geldiğini, anasını babasını bilmezmiş. İnsan olduğunun bile farkında değilmiş. “Mankurt” olmak için deve derisi şart değildir. Geçmişine, kültürüne, kendi köklerine yabancılaşan diğer bir deyişle ötekileşen bireyler mankurtlaşırlar.

Közkaman ise, bilinçli bir şekilde kendi halkına ihanet eden, ontolojik bir yabancılaşma içinde bulunan, öteki diye tabir edilen ve kimlik yitimi ile karşı karşıya kalan kişilere denir. “Közkaman” teriminin ortaya çıkışı “mankurt” kavramında olduğu gibi Manas Destanı’dır. Manas Destanı’nın “Közkaman” adlı bölümünde ayrıntılı bir şekilde anlatılan Manas’ın amcası Közkaman’ın ve oğullarının Manas’a ve kendi halkına ihaneti, terimin felsefi ve sosyolojik olarak anlamsallaşmasını sağlar.

“Köz” ve “kaman” sözcüklerinden oluşan Közkaman terimi Yudahin’in sözlüğüne bakıldığında şu şekilde açımlanabilir: Köz: 1. Göz; közdün karası: göz bebeği; közdün ağı: göz akı; közünün ağı menen karadı: göz akını döndürerek baktı; közmö-köz: karşı karşıya (...); 2. Delik, ilmik; iyneninğ közü: iğne gözü deliği. (...); 3. Heybenin bir gözü; kurcunumdun eki közü tenğ şıkay tolup çıktı: heybenin her iki gözü ağızlarına kadar doldu; 4. Kaş (mes. Yüzük- te); 5. Tuzak ilmiği.1 Kaman: yabani domuz.

“Köz” ve “kaman” sözcüklerin anlamlarına bakıldığında özel isim olan “közkaman”ı oluşturan iki sözden “köz” sözcüğünün beşinci anlamı olan “tuzak ilmiği” söz öbeğinin közkaman karakterini yansıtıcı yönü dikkati çeker. Manas’a akrabası közkaman ve beş oğlunun tuzak kurarak zehirlemesi bunun göstergesidir. Manas Destanı üzerine incelemelerde bulunan Arthur T. Hatto “Kaman Kös”ün anlamını “domuz göz” şeklinde; Manas’ın çocuğu olan ve Manas’ı asıl zehirleyen kişi olan “Kökçekös”ün anlamını ise “çakal göz” şeklinde verir. K. Rakhmatullin, “közkaman”ı “vahşi erkek domuz gözü” diye açıklar. “Kaman” ve “köz” adlarının yer değişikliği ile Türkçe’de anlamın değişmeyeceği kabul edilemez. “Kaman köz” diğer taraftan “domuz gözü” demektir. En yakın yorum kızgın domuz olabilir. Köz ya da kös sözcüğünün anlamı bize göre Yudahin’in verdiği anlamla örtüşüyor. “Kaman” sözcüğü hakkında ise ihtilaf vardır. “Kaman” sözcüğünün domuz anlamının da kendi halkına ihanet ederek Moğollaşan, öz kültüründen uzaklaşan “közkaman”ı temsil ettiği düşünülebilir.

Közkamanlar hakkındaki yazısında Berdibayev; “öz halkının has düşmanı olmuş, nihayetinde kardeşlerinin bedduasına uğramış Közkamanlar, tarihin her devrinde arzı endam etmişlerdir. Aslına bakıldığında, Közkamanlık ruhu her zaman dirilmeye hazırdır. Çünkü o uygun bir ortam yakaladığı anda yeniden canlanıp, etrafa dehşet saçacak, kronikleşmiş, korkunç bir hastalıktır.” O, Közkamanlık’ın bir hastalığa dönüştüğünü ileri sürerek aslında kavramın bireyin nevrotik bir tutuma dönüşü şekline ihanet kelimesinin eş anlamlısı olarak anlaşılmasına zemin hazırlar. Bu ruhsal hastalık hali bireyin bir bilinç problematiki yaşamasına yol açarken ihanet gibi ontolojik bir yıkımın da hazırlayıcıdır.

“Közkaman” terimi, “ihanet” kavramı ile aynı anlamda kullanılmaya başlanmıştır. İhanet kişinin kendine, ötekine ve halkına/milletine ihaneti şeklinde ele alınabilir. Kendine ihanet eden kişi varoluşunu konumlandırmadığı gibi yaşadığı benlik yitimiyle ontolojik bir boşluğa düşer. Ortega Gasset, İnsan ve Herkes adlı kitabında bu durumu “İçimizden her birimiz her an kendi kendisi olmaktan çıkmak, biricik ve aktarılması olanaksız benliğini yitirmek tehlikesindedir. İnsanların çoğu olmayı beklediği o kendi kendisine durmadan ihanet eder.” der. Ötekine ihanet eden kişi ise, eylemleriyle kendi dışındaki her şeye sırt çevirir. İhanet aynı zamandan kişinin menfaatine göre hareket etmesi sonucu ortaya çıkar. Erich Fromm Yaşama Sanatı kitabında; “günümüz toplumları, Tanrı’nın yerine konabilecek yeni bir şey bulmuşlardır: Menfaat. Bu yeni Tanrı, bütün insanların kendisine kurban edilebileceği bir put haline getirilmiştir.” diyerek ihanet ve manfaat kelimeleri arasında anlamsal köprü kurar. Menfaatleri doğrultusunda hareket eden Közkamanlar da, gücün yanında yer alarak kendi halkına yüz çevirir. Sözgelimi savaşta kendi halkına karşı saf değiştirip savaşan bir asker halkına ihanet eder. Ya da doğup büyüdüğü toprakları terk edip kendi halkının dilini yok sayan kişi milletine ihanet eder. İhanet olgusu bu şekilde Közkamanlıkla aynı düzlemde değerlendirilir. Konunun daha iyi anlaşılması için Közkaman karakter özellikleri şu şekilde maddeleştirilebilir;

1. Kendi dilinin yerine ikincil bir dil kullanmaları,
2. Öz kültüründen koparak yabancı kültürü benimsemeleri,
3. Gelenek ve göreneklerini terk etmeleri,
4. Adını, milletini hatta dinini değiştirmeleri,
5. Tarihi gerçeklerden uzaklaşarak milli tarihi yok saymaları,
6. Eylemleriyle kendi halkına karşı durarak düşmanlarıyla birlikte hareket etmeleri.

Mankurtlaştırma kavramı ile zaman zaman karıştırılsa da aslında tek ortak yönü mankurt kavramı gibi çıkış yerinin Manas destanı olan közkamanlık, ihanet kavramı ile eş anlamlı olarak kullanılır. Mankurt kavramından anlamsal yönde ayrılan közkamanlıkta bilinçli bir ötekileşme/yozlaşma sürecine giren birey, mankurtlaştırmada ideolojik bir köleleştirme politikasına maruz kalır. İki kavram arasındaki temel fark bilinçtir. Bilinçli bir şekilde kendi halkına ihanet eden kişiler “közkaman” olarak nitelendirilebilir.

Yorumlar (6)
Nazife ciftcioglu 6 yıl önce
Hocam muhtesem mankurtlasmayi sayenizde cok iyi biliyodum ama közkaman ı da sayenizde ögrendim tesekkurler
Ayşe Tuzcu 6 yıl önce
Mankurtlaşmayı biliyordum ama közkamanı bilmiyordum. Gerçekten güzel bir çalışma olmuş ellerinize, emeğinize sağlık...
Ethem Gassaloğlu 6 yıl önce
Samet gerçekten harika bir yazi olmuş. Seni kutlarim soluksuz okudum. Iki kavram arasındaki benzerlik ve farklılıkları çok iyi yorumlamışsın. Kalemine sağlık
kgn23 6 yıl önce
Çok güzel bir yazı. Mankurt kavramını çok iyi kavradım sayenizde. Teşekkürler Samet Bey.
Sblyld 6 yıl önce
Tebrikler çok güzel ve açıklayıcı bir kavram olmuş...
taceddin özeren 6 yıl önce
Çok güzel bir analiz olmuş, çok istifade ettim. Bu güzel çalışma için teşekkürler.