Araba sözcüğünün kökeni Türkçedir (Araba kelimesinin kökeni)

"ARABA" SÖZCÜĞÜ SANILDIĞI GİBİ FARSÇA DEĞİL TÜRKÇEDİR

  • 1. [a] Tekerlekli, motorlu veya motorsuz her türlü kara taşıtı.
  • 2. [s.] Bu taşıtın aldığı miktarda olan.

Araba sözünün kökeni Türkçedir

Eski Türkçe araba. 

Moğolca veriler, ‘yüksek yer, seki, yüksekteki yer; bey evi’ anlamları, araba bilgisinin yüksek kişi veya yer anlamına dayandığını açıkça söylemektedir. (L).

Araba sözü başka dillere verilmiştir: 

Farsça araba ‘araba’ (TMEN 440; Erş. 29); 

Arapça ‘araba ‘araba; vagon; at arabası’; ‘arabacī, ‘arbacī, ‘arbaciyā ‘arabacı’; ‘arbakana ‘araba onarılan yer’; ՙarabāt ‘arabalar’ (TMEN 440; Kun. 185; ŞY 261; Prok. 43; Ayt. 33); 

Rusça arbá, harbá ‘araba’ (Fas. I, 83; Şip. 34; TMEN 440; Men. 23; Dev. 64); 

Ermenice araba, arbā, harbā ‘araba, yük arabası’; arabací ‘arabacı’ (Aç. 75; Eug. II, 275; TMEN 440); Rom. araba, haraba ‘araba, nakil aracı’; harabagi, arabagiǔ ‘arabacı’; a cărábáni ‘çek arabanı!; aceleyle terketmek’ (Mik. 12; Lok. 90; Kak. 41; Wendt. 35; Rol. 66); 

Bulgarca arabá, rabá ‘araba, otomobil; at arabası’; arabacíya ‘arabacı; sürücü’; arabacılík, arabacíystvo ‘arabacılık’; rabalík, rıbılík ‘bir arabanın geçebileceği yol, araba yolu’ (Mik. 12; Lok. 90; Kak. 41; Gran. 137, 163; Gab. 59; Alf. 11, 217); 

Sırpça arába ‘araba’; arabádžija, rábadžija ‘arabacı’; arabakhíluk ‘arabacılık’ (Lok. 90; Kak. 41; Škal. 96); 

Arnavutça arába, rába ‘araba’; arabakhi ‘arabacı’; arabajoll ‘araba yolu’ (Kak. 41; Bor. 16); Mak. araba ‘araba’; arabaciya, rabaciya ‘arabacı’ (Nas. 58, 73, 182); 

Yunanca arabás ‘araba, at arabası’; arabacís, arapacís ‘arabacı’ (Kuk. 18; Kak. 41; Geor. 167, 176, 193; Gia. 23; Ahl. 61). krş. or oba, or ebi vb. (TVS).

Prof. Dr. Günay Karaağaç

Yorumlar (1)
Doğan ERÇETİN 2 yıl önce
Araba sözcüğü Saygıdeğer hocamızın yazdığı gibi Türkçe kökenlidir.
Uzun makale yazmak yerine etimolojik değerinin kaynağını yazmakla yetineceğim.
Araba, göçleri kolay kılandır. Taşıma ve taşınma işlerini kolay kılar. İki nokta arasındaki uzaklığı aşarak onları birbirine bağlar. Buradaki bağ fiziksel değil benzetim (analojik) yöntemidir. Örneğin, "Salihli ilçesi, Manisa iline bağlıdır." gibi...
ARA (Kıpçak T.): Ara, açıklık
ARA (KökTürk): 1.Kişi adı 2. Orta yer, ortalık, boşluk
ARA (Kırgız T.): 1. Ara, fasıla; 2. iki nokta arasındaki mesafe
ARA (Türkçe): 1.Orta, orta yer 2. İki nesnenin ortasındaki boş yer; İki nesneyi birbirinden ayıran boş yer
BAĞ (Türk): İki şeyi birbirine tutturmak, bağlamak için kullanılan ip, sicim, tel gibi düğümlenebilir nesne.
Ayrıca Bağla- fiilinin de kökenidir.
ARA+BAĞ> ARABAĞ> ARABA sözcüğü iki varlık arasındaki boşluğu, uzaklığı, mesafeyi aşarak birbirine bağlama eylemini gerçekleştiren araçtır.
ARABA sözcüğüyle ilişkili olan "ARBA" ve "APAR-" sözcükleri vardır.
APAR- (Altay T): bir şeyi bir yerden bir yere taşımak, götürmek
ARBA (Kumuk): Araba
Saygılarla,
Doğan ERÇETİN