SÜMERCEDE MISIR, YAĞMUR, ANTEP FISTIĞI, HOROZ, MAGMA

SÜMERCEDE MISIR, YAĞMUR, ANTEP FISTIĞI, HOROZ, MAGMA 

Erkan Erdem

         Hatti Devleti M.Ö. 2500-2000/1700 yıllarında kurulmuştur. Hatti dilinde Mısır kelimesi Mi-iz-ri olarak geçiyor. Günümüz Türkçesi’nde Mizri = Mısır anlamında. Hattilerin kökenleri Sümer topraklarından gelmiş olmalarıdır. 

lrc.la.utexas.edu/eieol/hitol/80 adresinde tablet okunuşları yapılmaktadır. Aşağıdaki tablet okunuşundaki geçen kelimelerin Türkçe karşılığı şu şekildedir; 

Şanu= Saniye / Tuppu = Tab, sayfa / Lu = insan, adam / Haatti= Hatti /Kur = kurgulama, dağ, arazi/ Mi-iz-ri= Mizri= Mısır. 

ŠA-NU-Ú TUP-PU -ma ŠA URU Ku-ru-us-ta-am-ma LÚ MEŠ URU Ku-ru-us-ta-am-ma ma-ah-ha-an D U URU Ha-at -ti I-NA KUR URU Mi-iz-ri pe-e-da-as
 

         Türkçemizdeki Mısır sözcüğü, Afrika'dan Mısır uygarlığından veya Amerika’dan geldiği iddialarıyla ilgili yaptığım çalışmalarda mısır sözcüğünün 4000- 5000 yıl öncesinde Sümer kökenli Hatti dilinden geldiğini göstermiştir. Aşağıdaki paragrafta mısır bitkisinin kökeninin tamamen asılsız olarak  Amerika kıtasına ait olduğu iddialarını vurgulayan bir açıklama mevcuttur.  

“Türkçe’de bu bitkiye “mısır” adının verilmesi, onun yurdumuza Kuzey Afrika yoluyla Mısır ve Suriye’den girdiğini göstermektedir (Kırtok, 1998). Yerli Amerikan halkları mısır üzerinde 7000 yılı aşkın bir süre boyunca seleksiyon yaparak, yabani bir bitkiyi kendileri için hayati önem taşıyan bir kültür bitkisine dönüştürmüşlerdir. Mısır, Amerika’nın keşfine kadar Güney Amerika’dan Kuzey Amerika’nın en kuzeyine, Kanada sınırlarına kadar yayılmış bir kültür bitkisiydi. Bu kıtaya ait yerli halkın dininde mısır, “mısır tanrısı” ve “mısır tanrıçası”, olarak adlandırılmış ve tanrının onlara bir hediyesi olarak görülmüştür (Walden, 1966).”

         Türkçemizdeki yağmur sözcüğü Asya ve Sümer kökenlidir. Asya Türkçesinde Tar = su sözcüğü ağız değişikliği ile Şar sözcüğüne dönüşmüştür. Dilimizde yağmur, yağmurun sesi, sulu ortam gibi sözcükler şar, şor, şır sözcükleriyle anlatılmış. Dîvânu Lugâti’t-Türk sözlüğünde “şar şar” sözcüğü su sözcüğünün iki kere tekrarlı söylenişiyle yağmurun sesini anlatmış. Dilimizde şarıl şarıl akıyor, şar şar yağıyor, şır şır akar sözünün kökenidir. Asya ve Sümer halklarında Tar, Şar, Şeg gibi anlamlar kullanılmış. Sümercede Şeg= yağmur anlamında kullanılmış ve yağmur sesinden üretilen şir ku; şir= şarkı; ku= seslenme, bağırma, ötme anlamındadır. Dilimizdeki şarkı sözcüğünün kökeni.

         Sümerce Şir sözcüğüyle ilgili yaptığım çalışmamda, 15. yüzyıl Türk şairi Ali Şir Nevai’nin adının yanlış çevrildiğini belirledim. Ali Şir Nevai; Şir = şarkı, şiir; Nevai = ses. Adının anlamı şiir okuyan-seslenen Ali anlamına gelmektedir. Günümüzde, Farsçaki “şir” kelimesine Arslan anlamı verilerek “Kükreyen Arslan Ali” olarak yanlış anlamlandırılmıştır.

Şeg = yağmur. Sayfa 652 Türkçe-Sümerce Sözlük.

Şur = yağmur yağmak. Sayfa 679 Türkçe-Sümerce Sözlük.

Şararum = akmak Akadça.

         Türkçemizdeki Antep Fıstığı, Gaziantep ilindeki yetiştiricilikten gelmektedir. Fıstık ağaçlarına Şam veya Antep Fıstığı denir. Şam sözcüğü Sümer yazıtlarından Maş sözcüğünden gelmiş. Sümercede Maş = bir ağaç, bitki türü olarak geçer. Tersten yazılınca Şam = Antep fıstığı anlamındadır. Akadca’da “maşum” olarak geçer. Tablet yazılışlarında insanların bu sözcükleri nasıl konuştukları bilinmiyor. Yazıtlardaki maş sözcüğü halk arasında şam sözcüğü. Tersten yazılışına bir örnek Sümercedeki in-na = hakaret sözcüğü. Yazıtlarda soldan okunuş inna, halk içinde sağdan nani. Türkçemize geçen Nanik sözcüğünün kökeni. Günümüzde çocukların yaptığı alay etme. TDK sözlükte Nanik= Başparmağı buruna değdirip öteki parmakları açarak ve sallayarak yapılan alay işareti. Nanik yapma- alay etmek.

         Türkçemizdeki horoz, horoz ötüşü, tavuk, ve tavuğun yumurtaya oturması Sümer kökenlidir. Sümerce sözlüğünde, Ku-ru-ku-ku = bir kuş türü olarak geçmektedir. Sümercede Ku =  seslenmek, bağırmak, ötmek anlamında. Dilimizdeki kuş, öten kanatlı hayvan anlamına gelir. Bizim dilimizde “ü-ü-rü-ü”  horoz ötüşü anlamındadır. Yazım ters olmuş.  Ku-ku-ru-ku = ü-ü-rü-ü ile aynı. Horoz sesi veya horoz anlamında. Sümercede Kur-ug = bir kuş türü olarak geçiyor. Tersten yazılınca gu-ruk, tavuğun yumurtaya oturması anlamına gelir. Tavuğun gurklaması, kuluçkaya oturması olarak dilimizde yer etmiştir.

         Türkçemizdeki Magma sözcüğünün anlamı Sümerce sözlüğündeki Ma(4) = kızartma, ısıtma sözcüğünün kökenidir. TDK sözlüğünde, Ma-g-ma = Yerin içinde, sıvı veya hamur kıvamında uçucu gazlarla doymuş olarak bulunan eriyik anlamındadır. Kaynaklarda Latince kökenli olarak bilinmektedir. Dilimizdeki kızgın çamur anlamına da gelmektedir. Magma Türkçemizdeki en fazla, en çok anlamındaki iki kere tekrarlı sözcüklerden biridir. Ma hecesinin iki kere tekrarlanmasıyla oluşmuştur. Örnek baba, mermer, cici gibi. Ma sözcüğü Arapça’ya da geçmiştir. Fatiha suresinde magdubi = ma-g-du-bi= ısıtılmış, kızgın toprağa tapan anlamına gelebilir. Magdubi’nin anlamını bu şekilde ele alırsak Gayril magdubi = ısıtılmış, kızgın toprağa tapanın dışında. Allah'tan 'çamuru ısıtarak put haline getirenlerin dışında'  yardımı istenmektedir.

       Asya Türkçesinden ve Sümer dillerinden geçerek Türkçemize giren bu sözcüklerin kökenlerini bulunması gerekir. Yazılı olarak 5000 yıldan gelen bu sözcükleri unutmamalı ve diğer dillerden Türkçemize geçmiş gibi davranmamalıyız.

Anahtar Kelimeler:  Mısır, Yağmur, Antep Fıstığı, Horoz, Magma.
 

KAYNAK:

1.Türk Dil Kurumu – Sözlük, Dîvânu Lugâti’t-Türk Veri Tabanı.

2.tr.wikipedia.org 

3.https://lrc.la.utexas.edu/eieol/hitol/80

4. Nafiz AYDIN, Büyük Sümerce Sözlük.

5.https://avys.omu.edu.tr/storage/app/public/isezer/110143/5 Hafta Mısır ıslahı ve kalite MISIRIN KÖKENİ ve TARİHÇESİ.pdf

6. Erkan ERDEM, facebook/gruplar/ köklerimin Dili Kitabı.



 

Yorumlar (0)