Türkçede '-duruk / -dırık' Ekinin Kullanımı
Türkçede "-duruk / -dırık" Ekinin Kullanımı

Türkçede bazı ekler, geçmişten bugüne çok işlek olarak kullanılmışken bazı eklerin kullanımı geçmişte çokken belli dönemlerde kullanılmaya kullanılmaya işlekliğini yitirmeye başlamıştır. Bu ekleri örnekleyen birkaç sözcük dışında yeni örnekler verilemez olmuştur. Sözcük türetimlerinde kullanılma özgücü (potansiyeli) olan bu ekleri işlekleştirmek için çalışmak gerekir. Türkçede “boyunduruk” dediğimiz bir sözcük vardır ki tarım toplumu olduğumuz dönemlerde hayvanların boynuna geçirilen bu araç, bugün daha çok gerçekdışı anlamıyla kullanılmaktadır. Bugün “-duruk/-dürük/-dırık/-dirik” ekinin Türkçedeki yerini işleyeceğiz.
1) Türkçede daha çok bir nesneyi doğrudan tanımlayan ya da bir nesneyi tanımlamada yardımcı olan sözcüklerde kullanılan bu ek büyük olasılıkla bir sözcükken (dur- eylemi) ek olmuştur. Bu bağlamda düşününce geldiği nesneye “onu tutan” anlamı katmıştır.

2) 1072-1074 yılları arasında yazılmış olan Divanü Lügat’it Türk’te 4 ayrı sözcükte geçmektedir: “Boyunduruk, Kalalduruk (kişi adı), sakalduruk, yanğalduruk”

3) Türkçede bu eki alan, Büyük Türkçe Sözlüğümüze giren ve benim saptayabildiğim sözcüklerle anlamları şunlardır:
- Boyunduruk: Tarla süren hayvanların boynuna takılan çember.
- Burunduruk: Hayvanların dudaklarını kıstırmaya yarayan araç (?)
- Dişindirik: Hayvanın ağzına takılan gem.
- Gömüldürük: Boyunduruğa geçirilen kısa değnek, kayış.
- Oğulduruk: Döl yatağı.
- Sakandırık: Gerdanlık.

4) Bu eki içeren sözcükler, bugün çoğunlukla Ağızlarda kullanılmaktadır. Bu sözcüklerden bulabildiklerimi de örneklemek isterim:
- Divanü Lügat’it Türk’teki sakalduruk sözcüğü bugün halk dilinde sakandırık ve sakanduruk olarak yaşamaktadır. Anlamı ise “Şapka veya başlığın çene altından bağlanan bağı.” Buradaki (sakan sözcüğü çene anlamındadır.)
- Agunduruk: Başak vermeyen ürün. (Ermenek/Konya)
- Kocunduruk: Silah. (Eğridir/Isparta)
- Ogunduruk: Yaşlı birinin yanında kalan çocuk. (Kula/Manisa)
- Oyunduruk: Sık ağaçlık. (Çavundur/Ankara)
- Oyunduruk: Çam fidanı. (Tefenni/Burdur, Acıpayam/Denizli)
- Yağıldırık: Boyunduruk. (Develi/Kayseri)
- Sakızdırık: Sakız ağacı. (Muğla, Denizli, Aydın, Giresun, Konya)
- Teyindirik: Sincap. (Erbaa/Tokat) (Teyin, Eski Türkçede de sincap demektir.)

5) Ayrıca Türkçede var olan ve bu eki alarak türlü sözlüklerde yer bulan sözcükleri de örnekleyelim:
Akındırık: Reçine, çam sakızı.
Cibindirik: Gelin ata binince başına örtülen örtü.
Çiğindirik: Omuza asılan ve iki ucunda nesne taşınan odun. (Çiğin, Orta Türkçede ve Çağatay Türkçesinde “omuz demektir. Türkiye’de bazı yörelerde kullanılmaktadır.)
Eğindirik: Sırt örtüsü. (Eğin arka ve sırt anlamına gelir. Türkiye’de çok kullanılmasa daÇağdaş Türkçelerin çoğunda bu sözcük işletilir.)
Omulduruk: Uygurlarda atın göğüs tasması.
Sabunduruk: Sabunluk.

6) Türkçede boyunduruk sözcüğü çokça bilindiği ve kullanıldığı için atasözü ve deyimlerime de girmiştir:
- Boyunduruğa atmak
- Boyunduruğa vurmak
- Boyunduruk altına girmek
Yalnız öküz, boyunduruğa koşulmaz.

6) Boyunduruk, gerçek anlamı dışında da (tutsaklık ve zulüm) kullanılmaktadır.

7) Güreşte, karşıdakinin boynuna kol dolama oyununa da “boyunduruk” denmektedir.

8) Boyunduruk yeke, “dümen başına geçirilen özel biçimli tahta parçası” anlamında kullanılan bir denizcilik terimidir.

9) Baba boyunduruğu: Babaya demir halatı bağlamak veya demir halatın babadan çıkmasını önlemek amacıyla kullanılan güvenlik halatı. (Denizcilik terimi)

10) Boyunduruk parası: Bir mahalleden ya da köyden başka yere gelin götürülürken kaynatanın gelinin ayrıldığı yerine delikanlılarına verdiği para.

11) Sözcük örneklerde görüldüğü gibi genellikle sonu /l/ ve /n/ damgası ile biten sözcüklere gelmiştir. Buna karşın Ağızlarda bu kullanımın az da olsa genişlediği gerçeği göz ardı edilmemelidir. Sözcük türetimlerinde özellikle araç gereç adı türetirken bu ek işletilebilir.

MUHİTTİN KANBUR









Yorumlar (0)