Robotların Evrimi - Doç. Dr. Haluk Berkmen


Robotların Evrimi


Doç. Dr. Haluk Berkmen

Dünkü yazımda doğal enerji alanından kaynaklanmış olan insan türünün, yapay bir enerji alanı üreterek dördüncü dijital devrimin kölesi olduğunu söyledim. Köle denince özgürlüğü kısıtlanmış, yaşamındaki kararları başkaları tarafından alındığı insan akla gelir. Gerçekten de bugünkü teknolojik dünyada, insanların özgürlüğü bir hayli kısıtlanmıştır. Henüz köle olmadıksa da yakın gelecekte tam bir köleye dönüşeceğimizi görüyorum. Bizleri kendi icadımız olan robotlar köleleştireceklerdir. Günümüzde insan gibi konuşan, düşünen hatta öğrenen robotlar yapılmıştır. Fabrikalarda insanların yerini robotlar almış durumdadır. Hiç insan eli değmeden, robotlar tarafından üretilen pek çok ürün vardır. Yakın bir gelecekte robot üreten ve robot tamir eden robotlar yapılacaktır.

Düşünen, öğrenen ve karar veren yeni bir tür “canlı” belirecek ve kendini üreterek çoğalacaktır. Robotlar sadece kendilerini üretmekle kalmayacaklar, üstelik yeni ve daha gelişmiş robotlar da üretmeyi de başaracaklardır. Bu durumda robotlar “evrimleşerek” dünyada yeni bir canlı türü olarak var olacaklardır. Bu tür karbon temelli bir yaşam türü olmayacak, silisyum temelli bir yaşam türü olacaktır. Hem karbon atomunun hem de silisyum atomunun en dış elektron bandında (Valens bandında) dört elektron bulunur. Her iki atom Valens bantlarına dört elektron alarak diğer atomlarla bağlar kurabilirler. Altta karbon ve silikon atomlarını görüyoruz. Bu benzer özellikten dolayı “silikon yaşam” gelişecek ve evrimleşecektir.

Dijital devrim çağında ortaya çıkmış olan insansız otomobillerden dün söz ettim. Bir de pilotsuz uçan ‘dronlar’ vardır. Uzaktan insan tarafından kumanda edilebilen bu araçları ilerde robotların kullandığını düşünün. Sadece belli bir görevi başarmak için programlanmış bir robot insanları yok edilmesi gereken zararlı ve gereksiz varlıklar olarak görecektir. Şimdiden elektronik oyuna benzeyen bir ekran başında oturan insanlar, oyun oynar gibi gerçek insanları öldürebilmekte ve saldırdığı bölgeye hiç gitmemiş olduğundan, ne üzüntü ne de vicdan azabı duymaktadır. Bilgisayar başında harp oyunları oynayan gençlerin beyinleri yıkanmakta, gelecekte yapılacak bu tür savaşlara hazırlanmaktadırlar. Robotlar vicdansız ve acımasız olduklarından, dünyaya hâkim olmaları durumunda “insanlık” değerlerinin yok olacağı ve insanların birer köleye dönüşeceği kesindir.

Günümüzde bu köleleşmenin başlamış olduğunu görmekteyiz. Virüslerle yapılan elektronik saldırılar ortadadır. Her istenilen kişinin cep telefonuyla yaptığı konuşmalar dinlenebilmekte, mesajlar ve e-postalar kaydedilebilmektedir. Bu bilgileri dinleyen ve kaydeden insanlar değil, robotlardır. Daha şimdiden robotlar sayesinde “proaktif siber savunma” denen bir tür ‘savunma amaçlı saldırı’ uygulamaya girmiş durumdadır. Proaktif siber savunma oldukça yeni bir terimdir ve 1995 yılında başlatılmış bir programdır. Amacı, terör olayı gerçekleşmeden erkenden fark edip, terörist saldırısını önlemeye dönüktür. Ancak, bu gücü ellerinde bulunduran ülkeler sadece teröristleri değil, istedikleri ülkenin önemli yöneticilerini veya iş adamlarını da hedef olarak seçebilirler. Bu güç henüz insanların kontrolündedir. Nerelere kadar uzandığını henüz bilmediğimiz bu gücün robotların eline geçtiğini düşünün; insan türünün köleleşmesi kaçınılmaz bir sonuç olacaktır. Amerika kıtasına gelen Avrupalı beyaz insanlar, Kızılderili denen halkı kuzey Amerika’nın en çorak ve verimsiz bölgelerine sürmedi mi? “Reservation” denen bu bölgelerde yaşayan Kızılderili insanlar işsiz ve amaçsız bir yaşam sürmekte, beyaz adamın kölesine dönüşmüş durumdadırlar. Yarın öbür gün, dünyayı ele geçirecek olan robot türünün insanları köleye dönüştüreceği görüşündeyim.







Otomatik alternatif metin yok.






Yorumlar (0)