Kafiye Çeşitleri, Uyak Çeşitleri,  Kısa Tarihi, Redif, tam kafiye, tunç kafiye, cinaslı kafiye, zengin kafiye

Kafiye Çeşitleri, Uyak Çeşitleri,  Kısa Tarihi, Redif, tam kafiye, tunç kafiye, cinaslı kafiye, zengin kafiye

Kafiye Çeşitleri, Uyak Çeşitleri,  Kısa Tarihi, Redif, tam kafiye, tunç kafiye, cinaslı kafiye, zengin kafiye

Dünya şiirinde ayağın ne zaman kullanılmağa başlandığı belli değildir. Ölçeğin bulunuşundan çok sonra bulunduğu yolundaki söylentiyi kanıtlarla desteklemek olanağı yoktur. Eldeki örneklere göre, kimi ulusların edebiyatlarında ayak hiç kullanılmamış (Eski Yunan, Latin, Japon, vb. edebiyatları), kimi ulusların edebiyatlarında ise ayağa çok önem verilmiştir (Arap, Fars, Türk, Fransız, vb. edebiyatları).

Ayağa önem veren edebiyatlarda, nazım biçimlerinin oluşmasında (gazel, koşma, sone, vb.) dizelerin kümelenişi ile birlikte ayakların sıralanışının da büyük payı vardır. Hele İslâm kültürü çevresindeki edebiyatlarda (Arap, Fars, Türk, vb. edebiyatları) Divan adı verilen şiir kitapları bile şiirlerin (gazellerin) son harflerinin alfabe sırasına göre düzenlenir; kimi şiirler de (kasideler) kimi zaman döner ayaklarına (redif'lerine) göre adlandırılırlardı (Su kasidesi, Sünbül kasidesi, vb.).

Türk halk edebiyatının İslâmlıktan önceki dönemden kalma en eski şiir örneklerinde dahi ayak kullanılmış olduğunu görüyoruz. Bu edebiyatta, genellikle yarım ayak kullanılmıştır. Sözlü bir edebiyat olduğu için de, ayaklar ister istemez kulak içindir. Yazılı bir edebiyat olan ve Arap alfabesiyle yazılan Divan şiirinde ise, o alfabenin koşullarına uyularak, -birtakım sesli harfler söylenişte kullanıldığı halde yazıda kullanılmadığı için- göz için ayak yöntemine uyulmuştur; bu da, tam ayak, ya da zengin ayak (kafiye-i mukayyede) kullanmayı gerektirmiştir. Göz için ayak kuralı Tanzimat edebiyatının sonuna kadar (1895) sürmüş; Edebiyat-ı Cedide (1896-1901) ozanları ve onları izleyen kuşaklar, sözlerin yazılışını değil, söylenişini ayağa temel olarak almış; böylece, ayağın kulak için olduğu ilkesini benimsemiş ve uygulamışlardır. Daha önce de belirttiğimiz üzere, çağdaş edebiyatımızda ayak, özgür nazım'la (modern şiir) birlikte önemini gittikçe kaybetmektedir. Yeni ozan kendini hiçbir bağ ile bağlı görmüyor; istediği zaman hattâ zengin ayak dahi kullanıyor, istediği zaman da, -ayağı bir oyuncak sayarak- ayaksız yazıyor.

Kaynak: Cevdet Kudret, Örneklerle Edebiyat Bilgileri

REDİF     Mısra sonlarında yazılışları, okunuşları, anlamları ve görevleri aynı olan eklerin, kelime ve kelime gruplarının tekrar edilmesine "redif" denir.

Örnek-1

Bizim elde bahar olur, yaz olur.
Göller dolu ördek olur, kaz olur.
Sevgi arasında yüz bin naz olur.
Suçumu bağışla, ben sana kurban. (Ercişli Emrah)

Örnek-2

Bu ıslıkla uzayan, dönen, kıvrılan yollar,
Uykuya varmış gibi görünen yılan yollar
Başını kaldırarak boşluğu dinliyordu.
Gökler bulutlanıyor, rüzgar serinliyordu. (F. Nafiz Çamlıbel)

Ayrıntılı bilgi için ayrıca bakınız -> Redif nedir? Redif Çeşitleri

KAFİYE (UYAK)

Mısra sonlarındaki yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları ve görevleri farklı kelimelerin, eklerin benzerliğine kafiye denir.

Yanıp tutuşmadan aylarca yummadım gözümü,
Nücuma sor ki, bu kirpikler uyku görmüş mü?  (Mehmet Akif ERSOY)

KAFİYE ÇEŞİTLERİ

1) Yarım Kafiye

     Tek ses benzerliğine dayanan kafiyedir.

Örnek-1

Ben çektiğim kimler çeker
Gözlerim kanlı yaş döker
Bulanık bulanık akar
Dağlarım seliyim şimdi (Kul Mustafa)

Örnek-2

İstedim kendimi bu göle atam
Elimi uzatıp yavruyu tutam

Örnek-3

Üstümüzden gelen boran kış gibi 
Şahin pençesinde yavru kuş gibi 
Seher sabahında rüya düş gibi 
Çağıta bağırta aldı dert beni

2) Tam Kafiye

İki ses benzerliğine dayanan kafiye türüdür.

Örnek-1

Yollarda kalan gözlerimin nurunu yordum,
Kimdir o, nasıldır diye rüzgarlara sordum,
Hulyamı tutan bir büyü var onda diyordum
(Y. Kemal Beyatlı)

Örnek-2

Sen miydin o afet ki dedim, bezm-i ezelde
Bir kanlı gül ağzında ve mey kasesi elde,
Bir sofrada içtik, ikimiz aynı emelde,
Karşımda uyanmış gibi bir baktı sarardı. (Yahya Kemal Beyatlı)

Örnek-3

On atlıya karar verdim yaşını 
Yenice sevdaya salmış başını 
El yanında yakar gider kaşını 
Tenhalarda gülüşünü sevdiğim.

3) Zengin Kafiye

     Üç ya da daha çok ses benzerliğine dayanan kafiye türüdür.

Örnek-1

Ertesi gün başladı gün doğmadan yolculuk,
Soğuk bir mart sabahı.. Buz tutuyor her soluk     (Faruk Nafiz Çamlıbel)

Örnek-2

Baygın bir ihtizaz ile bi-huş akar dere,
Sahillerinde çocuklar uzanmış çemenlere. (Orhan Seyfi Orhon)

Örnek-3

Miskin Yunus biçareyim 
Baştan ayağa yareyim 
Dost ilinden avareyim 
Gel gör beni aşk neyledi    (Yunus Emre)

Tunç Kafiye: Ses benzeşmesinin üçten fazla olması durumunda kelimelerin biri genellikle diğerini içine alır. Bu, durumda zengin kafiyenin adı "tunç kafiye" olur.

Fikrim bir hulyaya bazı dalar da
Düşünür, derim ki: "Bu odalarda
Kim bilir kaç kişi oturmuş yatmış." (7 harf) (Yusuf Ziya Ortaç, Evim)

Ay asar kandilini,
Suya sarkan dilini. (11 harf)

Kimi solgun, sarışın; kimi ak, kimi kara;
Kiminin arkasından görünüyor Ankara. (4 harf)

Hey Emre'm Yunus biçâre
Bulunmaz derdine çâre (4 harf) (Yunus Emre)

Ayrıca bkz.-> Tunç Kafiye ve Örnekler

4) Cinaslı Kafiye

Anlamları ayrı, fakat yazılış ve okunuşları aynı olan kelime ve kelime gruplarının mısra sonunda tekrarı ile oluşan kafiyedir.

Örnek-1

Niçin kondun a bülbül
Kapımdaki asmaya
Ben yarimden vazgeçmem
Götürseler asmaya

Örnek-2

Bilmem ki yaz mı gelmiş
Niçin açmış gül erken
Aklımı kayıp ettim
Nazlı yarim gülerken

Örnek-3

Kendin çöz kendin tara             Bağ bana 
Değmesin el başına                Bahçe sana bağ bana
Ben yarime kavuştum               Değme zincir kâr etmez
Darısı el başına                      Zülfün teli bağ bana

KAFİYE ŞEMASI

Mısraların son seslerine bakılarak bir dörtlüğün kafiye düzeni çıkarılır. Kafiye düzenlerinin, mısralarının son seslerindeki düzene göre çeşitleri vardır.

1. Düz Kafiye:   "a a a b"   "bbbc"   "cc"   "a a b b"   olmalı.

İftardan önce gittim Atik-Valde semtine
Kaç defa geçtiğim bu sokaklar, bugün yine,
Sessizdiler, Fakat Ramazan maneviyyeti
Bir tatlı intizara çevirmiş sukuneti

2.  Çapraz Kafiye: "a b a b"   "cdcd" olmalı.

Hayran olarak bakarsınız da
Hülyanızı fetheder bu hali
Beş yüz sene sonra karşınızda
İstanbul fethinin hayali

3. Sarma Kafiye: "a b b a" "cddc" olmalı.

İhtiyar, elini bağrına soktu,
Dedi ki: "İstanbul muhasarası
Başlarken aldığım gaza yarası
İçinden çektiğim bu oktu.

UYAK BULMA ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI 1

Aşağıdaki beyitlerde ve dörtlüklerde bulunan kafiyeleri bularak kafiye çeşitlerini belirtiniz, rediflerini bulunuz, beyit ve dörtlüklerin kafiye şemasını çıkarınız.

1.Sümmani’yem ya Rab gönlüm hoş eyle
Ya sabır ver ya bağrımı taş eyle
Ya bir çift kanat ver ya bir kuş eyle
Tez varayım yar bağında talan var

2.Ne  zaman geleceksin, yıllar yorduğunda mı?
   Seni bekleyen kalbim bir gün durduğunda mı?

3.Gel bakma kimseye hor
Halkı yorma kendin yor
Yıkmak için çok düşün
Yıkmak kolay yapmak zor

4.Sana meftun olalı sevdalandım belaya
Mecnun bile bu kadar tutulmadı Leyla’ya

5.Sabrum alup felek bana yüz bin belâ virür
Az olsa bir meta ona el çok bahâ virür

6.Garibim namıma Kerem diyorlar
Aslı’mı el almış harem diyorlar
Hastayım derdime verem diyorlar
Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış’ım ben

7.Gel, kurudu köklerim, bir damla su ver zalim
Gel, dindir bu acıyı, kalmadı benim halim

8.Bir gün dedim ki “İstemem artık ne yer ne yâr!”
Çıktım sürekli gurbete, gezdim diyâr diyâr

9.Şah verdi, filiz sürdü sinemde yara dalı
Şu cihanda gülmedim yaradan yaradalı

10.Ben aldandım karanfilin alına
Selam, tomurcuklu defne dalına

11.Gözyaşım coşkun nehir selidir
İçimi coşturan bahar yelidir

12.Değirmen değirmen beni de öğüt
Ben meyvesiz ağaç, yürüyen söğüt

13.Aramızı kesti dumanlı dağlar
Artıyor efkarım yine bu çağlar

14.Bu ıslıkla uzayan, dönen, kıvrılan yollar
Uykuya varmış gibi görünen yollar

15. Susuz değirmenlerin ne ile döner çarkı 
Kerem etmeyen beyin fakirden nedir farkı?

16.Doğru söylerim halk razı değil
Eğri söylerim Hak razı değil

17.Bülbül eyler güle naz
Ağlayan çok gülen az

18.İncecikten bir kar yağar
Tozar Elif Elif diye
Deli gönül abdal olmuş
Gezer Elif Elif diye

19.İçimizde sonsuz çalkanan deniz
Gülümseyen yüzü kaderin bize
Yıldızların altın bahçesindeyiz
Ebediyetinle geldik diz dize

20.Her yalana kanmışım
Her söze inanmışım
Ben artık sevgiden de
Bıkmışım usanmışım

UYAK BULMA ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI 1 CEVAPLAR

Aşağıdaki beyitlerde ve dörtlüklerde bulunan kafiyeleri bularak kafiye çeşitlerini belirtiniz, rediflerini bulunuz, beyit ve dörtlüklerin kafiye şemasını çıkarınız.

1.Sümmani’yem ya Rab gönlüm hoş eyle
Ya sabır ver ya bağrımı taş eyle
Ya bir çift kanat ver ya bir kuş eyle
Tez varayım yar bağında talan var

eyle’ler rediftir. hoş, taş ve kuş kelimelerindeki ş sesleri yarım kafiyedir. Kafiye şeması aaab’dir. Düz uyak vardır.

2.Ne  zaman geleceksin, yıllar yorduğunda mı?
   Seni bekleyen kalbim bir gün durduğunda mı?

“r” sesleri yarım kafiye, duğunda mı ekleri rediftir. Kafiye şeması aa’dır.

3.Gel bakma kimseye hor
Halkı yorma kendin yor
Yıkmak için çok düşün
Yıkmak kolay yapmak zor 

“or” sesleri tam uyaktır. Kafiye şeması aaba’dır. 

4.Sana meftun olalı sevdalandım belaya
Mecnun bile bu kadar tutulmadı Leyla’ya

“lâ” sesleri ile zengin kafiye yapılmıştır. “y”ler kaynaştırma harfi, “a”lar da yönelme hal ekidir. “ya”lar rediftir.

5.Sabrum alup felek bana yüz bin belâ virür
Az olsa bir meta ona el çok bahâ virür

“belâ” ve “bahâ” kelimelerinde ki “â” sesleri tam uyaktır. Çünkü uzun a (â) sesleri iki ses değerinde kabul edilir. “Virür” kelimeleri de rediftir.

6.Garibim namıma Kerem diyorlar
Aslı’mı el almış harem diyorlar
Hastayım derdime verem diyorlar
Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış’ım ben

Kerem, harem, verem kelimelerindeki rem’ler zengin kafiyedir. “diyorlar” ise rediftir.

7.Gel, kurudu köklerim, bir damla su ver zalim
Gel, dindir bu acıyı, kalmadı benim halim

Zalim, ve halim kelimelerindeki “alim”ler zengin kafiyedir.

8.Bir gün dedim ki “İstemem artık ne yer ne yâr!”
Çıktım sürekli gurbete, gezdim diyâr diyâr

“yâr” kelime ve sesleri tunç uyaktır. Çünkü bir kelime diğer kelimenin içinde geçmektedir.

9.Şah verdi, filiz sürdü sinemde yara dalı
Şu cihanda gülmedim yaradan yaradalı

Yara dalı ve yaradalı kelimeleri cinaslı uyak oluşturmuştur. Yazılışları aynı fakat anlamları farklıdır.

10.Ben aldandım karanfilin alına
Selam, tomurcuklu defne dalına

alına ve dalına kelimelerindeki “al”lar tam kafiye, “ına”lar da rediftir.

11.Gözyaşım coşkun nehir selidir
İçimi coşturan bahar yelidir

“selidir” ve “yelidir” kelimelerindeki “el”ler tam kafiye, “idir”ler ise rediftir.

12.Değirmen değirmen beni de öğüt
Ben meyvesiz ağaç, yürüyen söğüt

“Öğüt” kelimesi “söğüt” kelimesinin içinde yer aldığı için “öğüt”ler tunç uyaktır.

13.Aramızı kesti dumanlı dlar
Artıyor efkarım yine bu çlar

“dağlar” ve “çağlar” kelimelerindeki “ağ”lar tam kafiye, “-lar” ekleri ise rediftir.

14.Bu ıslıkla uzayan, dönen, kıvrılan yollar
Uykuya varmış gibi görünen yollar

“kıvrılan” ve “görünen” kelimelerindeki “-an,-en” eki ve “yollar” kelimeleri rediftir.

15. Susuz değirmenlerin ne ile döner çarkı 
Kerem etmeyen beyin fakirden nedir farkı?

“çarkı” ve “farkı” kelimelerindeki “ark” sesleri zengin kafiye, “ı”lar ise rediftir.

16.Doğru söylerim halk razı değil
Eğri söylerim Hak razı değil

“halk” ve “Hak” kelimelerindeki “k” sesleri yarım uyak, razı değil kelimeleri rediftir.

17.Bülbül eyler güle naz
Ağlayan çok gülen az

“güle naz” ve “gülen az” ifadeleri yazılışları anlamları farklı olduğu için cinaslı kafiyedir.

18.İncecikten bir kar yağar
Tozar Elif Elif diye
Deli gönül abdal olmuş
Gezer Elif Elif diye

“tozar” ve “gezer” kelimelerindeki “z” sesleri yarım kafiye, Elif Elif diye ifadeleri rediftir.

19.İçimizde sonsuz çalkanan deniz
Gülümseyen yüzü kaderin bize
Yıldızların altın bahçesindeyiz
Ebediyetinle geldik diz dize

“deniz” ve “bahçesindeyiz” kelimelerindeki “iz”ler tam kafiye, “bize” ve “dize” kelimelerindeki “iz” ler tam kafiye ve “e”ler rediftir.

20.Her yalana kanmışım
Her söze inanmışım
Ben artık sevgiden de
Bıkmışım usanmışım

“kanmışım”, inanmışım” ve “usanmışım” kelimelerindeki “an”lar tam kafiye, “mışım”lar da rediftir. 

Yorumlar (1)
Fitnessçı 5 yıl önce
Çok teşekkür ederim