KARAMANOĞLU MEHMET BEY VE TÜRKÇE

KARAMANOĞLU MEHMET BEY VE TÜRKÇE

Anadolu Selçuklu Devletinin yıkılışından sonra kurulan beyliklerin egemen oldukları dönem, siyasî açıdan Anadolu’daki Türk birliğinin parçalanması anlamını taşımakla birlikte, Türkçe açısından önemli bir fırsat ortamı oluşturmuştur. Zira bağımsızlıklarını ilan eden beyliklerin yöneticileri, şair ve yazarları halkın anlayabileceği Türkçe eserler yazmaları ya da mevcut Arapça ve Farsça eserleri halkın anlayabileceği bir şekilde Türkçeye çevirmeleri yönünde teşvik etmişlerdir. Zeynep Korkmaz’ın tespit ettiği gibi, Anadolu’da beyliklerin egemen oldukları devir, Türkçeye dayalı yerli ve millî nitelikli bir yazı dilinin oluşumu için bir geçiş dönemi işlevi görmüştür.

Şüphesiz bu anlamda en dikkat çekici isim, Konya civarında egemen olan Karamanoğullarının önderi Mehmet Bey’dir. Mehmet Bey, "Bugünden sonra hiç kimse divanda dergâhta, bârgâhta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dil konuşmaya.” fermanıyla herkes gibi şair ve yazarları da Türkçeyi tercih etmeye teşvik etmiş; böylece Türkçenin önünün açılmasında önemli bir katkı sağlamıştır. Aydınoğlu Mehmed Bey, Umur Bey ve İsâ Bey, Saruhanoğlu İshak Bey, Germiyanoğlu Süleyman Şah, Candaroğlu İsfendiyar Bey gibi diğer beylerin de teşvikleri ile Türkçe, kısa sürede Anadolu’da yalnızca geniş halk kitlelerince değil, okur yazar aydın kesiminde de tercih edilen dil haline gelmiştir.

Dönemi olarak da bilinen bu ortamda birçok telif ve tercüme eser Türkçeye kazandırılmıştır. Bu çeviri eserlerin orijinalleri her ne kadar Türkçe değilse de çevirileri günümüzdeki gibi birebir değil de çevirenin yorumları, eklemeleri veya çıkarmaları gibi yoğun müdahaleleriyle gerçekleştiği için bu tür eserler adeta Türkçeye yeniden yazılarak aktarılmıştır. Nitekim birçok araştırmacı ve akademisyenin bu tür eserler için çeviriden ziyade uyarlama veya yeniden yazım ifadelerini kullanmayı tercih etmeleri de bundandır. Kaldı ki bilim dünyası, bu tür uyarlama ve yeniden yazımların sahiplerini çevirmen değil, şair veya yazar olarak kabul etmektedir. Görüldüğü gibi Karamanoğlu Mehmet Bey’in yukarıdaki fermanı, özellikle şair ve yazarları cesaretlendirip teşvik ederek, Türkçenin hem halk hem de aydınlar tarafından benimsenip kullanılmasına; böylece doğal gelişimini sürdürmesine büyük bir katkı sağlamıştır. Zira o dönemde kaleme alınmış telif veya uyarlama eserler, bugün bile Türkçeyle ilgili bilimsel çalışmalar için en önemli kaynaklar arasında sayılmaktadırlar.


"BUGÜNDEN SONRA DİVANDA, DERGAHTA,
BARGAHTA, MECLİSTE VE MEYDANDA TÜRKÇEDEN
BAŞKA DİL KULLANILMAYACAKTIR."
13 Mayıs 1277


Karamanoğullarının üçüncü ve en büyük hükümdarıdır. Doğum tarihinin kesin olmamakla birlikte 1246 olduğu sanılmaktadır. Ölüm tarihi ise 1283'tür. Mehmet Bey Karamanoğulları'nın başına geçtiğinde, Anadolu'da Moğol hakimiyeti bulunmaktaydı. Karaman Bey'in ölümünden sonra, Anadolu Selçuklu Sultanı IV.Rüknettin Kılıçarslan, Karaman ülkesinin idaresini, vezirlerinden Hutenoğlu Bedrettin ibrahim'e vermiş; eski ülüş sistemini tanımadığını ilan etmişti. Daha çocuk yaşta olan Mehmet Bey ve kardeşleri de yakalanıp hapsedilmişti.

IV.Rukneddin Kılıçarslanın ölümü üzerine, yerine III.Gıyaseddin Keyhüsrev geçti. Mehmet Bey ve kardeşleri serbest bırakıldı.

Karamanoğlu Mehmet Bey, başa geçer geçmez, Selçuklulara cephe aldı. Üzerine gönderilen Moğol-Selçuk ordusunu, Göksu vadisinde mağlup etti. Güneye yönelip, Sahiller Emini Hoca Yunus ordusunu da yenerek egemenliğini sağlamlaştırdı. Daha sonra, Eşrefoğlu ve enteşe Türkmenlerini de yanına alarak Konya önlerine geldi. Konya'yı zaptederek Gıyaseddin Siyavuş'u Selçuklu tahtına geçirdi.

O sırada Selçuklular, edebi dil olarak Farsça'yı, devlet işlerinde ise Arapça'yı kullanıyorlardı. Halk ise bu iki dilin dışında, kendi öz dili olan Türkçe'yi kullanmayı sürdürüyordu.

Mehmet Bey, millet olarak yaşamanın ilk şartı olarak, dil birliğinin sağlanması gerektiğine inanıyordu. 

Kendi dilini ve kültürünü hor gören, başka kültürlerin egemenliğine girmeyi yücelik sanan, bu yoz anlayışa tepki gösteriyordu. Konya'nın alınmasından sonra, 1277 tarihli ünlü fermanını yayınladı. Türkçeden başka bir dil konuşulmasını yasakladı. O'nun bu fermanı Anadolu'da uzun yıllar yankılanmış ve günümüze kadar gelmiştir.


Konya'yı yeniden ele geçiren Moğollar, Karamanoğulları üzerine yürüdüler. Küçük bir orduyla Moğollara karşı yiğitçe savaşan Mehmet Bey, kardeşleri Tanu ve Zekeriya ile birlikte şehit düştü.  

Mehmet Bey askeri ve idari yönden bilgili ve yetenekli bir devlet adamı idi. Hayatı boyunca bilim ve sanat adamlarını etrafında toplamış, onlara büyük değer vermiştir.
sohbet edelim” diyorlar. Fesuphanallah! Orada yapılan şey sadece “sohbet”tir. Hoş sohbet ise, “sohbeti hoş olan kimse” demektir.

Yorumlar (0)