C Harfiyle Başlayan Arapça Farsça İsimler, Arapça Farsça Çocuk Adları
C Harfiyle Başlayan Arapça Farsça İsimler, Arapça Farsça Çocuk Adları
C Harfiyle Başlayan Arapça Farsça İsimler, Arapça Farsça Çocuk Adları
C Harfiyle Başlayan Arapça Farsça İsimler, Arapça Farsça Çocuk Adları
TÜRKÇE ADLAR
A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
ARAPÇA ADLAR
A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
Cabbar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (bkz. Cebbar). > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CABBAR |
(Ar.) Er. - (bkz. Cebbar). |
Cabgu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Efendi, 2. Bey. 3. İleri gelen, saygın kimse. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CABGU |
(Ar.) Er. 1. Efendi, 2. Bey. 3. İleri gelen, saygın kimse. |
Cabir |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Cebreden, zorlayan. 2. Galip gelen. 3. Aziz ve kuvvetli olan. Allah'ın hükümlerini uygulamada güç kullanan. 4. Kırıkçı, kırık sancı. Cabir b. Abdullah b. el-Ensari Sahabedendir (603-697). Birinci Akabe Bey'atından sonra müslüman oldu. Rasulullah'ın bulun savaşlarına katıldı. Sahabenin bilginlerindendi. Kendisinden çok sayıda hadis rivayet edilmiştir. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CABİR |
(Ar.) Er. - 1. Cebreden, zorlayan. 2. Galip gelen. 3. Aziz ve kuvvetli olan. Allah'ın hükümlerini uygulamada güç kullanan. 4. Kırıkçı, kırık sancı. Cabir b. Abdullah b. el-Ensari |
Cabire |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (bkz. Cabir). > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
CABİRE |
(Ar.) Ka. - (bkz. Cabir). |
Cabiye |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Hazine (bkz. Semahat). 2. Şam'ın güneybatısında, Çavlan'da bir yer. 3. Havuz. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
CABİYE |
(Ar.) Ka. 1. Hazine (bkz. Semahat). 2. Şam'ın güneybatısında, Çavlan'da bir yer. 3. Havuz. |
Cafer |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Küçük akarsı. Çay. Cafer b. Muhammed > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CAFER |
(Ar.) Er. - Küçük akarsı. Çay. Cafer b. Muhammed |
Cahid |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Cehdeden, elinden geldiği kadar çalışan. Bu kelime Kur'an-ı Kerim'de "cihad et". "Allah yolunda savaşa çık" anlamında kullanılmıştır. Dil kuralında "d/t" olarak kullanılmaktadır. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CAHİD |
(Ar.) - Er. - Cehdeden, elinden geldiği kadar çalışan. Bu kelime Kur'an-ı Kerim'de "cihad et". "Allah yolunda savaşa çık" anlamında kullanılmıştır. - Dil kuralında "d/t" olarak kullanılmaktadır. |
CAHİDE |
Ka. - (bkz. Cahid). |
Cahiz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Gözü pek, yürekli, cesur kimse. 2. Patlak gözlü. Daha çok lakap olarak kullanılmıştır. Cahiz b. Ebu Osman, Basra Mutezile kelamcılarının ileri gelenlerinden. Bir köle olduğu halde ilimde ilerlemiş ve devrinin ünlü simalarından olmuştur. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CAHİZ |
(Ar.) Er. 1. Gözü pek, yürekli, cesur kimse. 2. Patlak gözlü. Daha çok lakap olarak kullanılmıştır. - Cahiz b. Ebu Osman, Basra Mutezile kelamcılarının ileri gelenlerinden. Bir köle olduğu halde ilimde ilerlemiş ve devrinin ünlü simalarından olmuştur. |
Caiz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Geçer. 2. Caiz, İslam'ın mumaleta taalluk eden 5 ahkamından biridir. 3. İşlenmesi, yapılması "müsaade alınabilir" anlamında olup, şeran yasaklanmayan her fiili içerir. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CAİZ |
(Ar.) Er. 1. Geçer. 2. Caiz, İslam'ın mumaleta taalluk eden 5 ahkamından biridir. 3. İşlenmesi, yapılması "müsaade alınabilir" anlamında olup, şeran yasaklanmayan her fiili içerir. |
Caize |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Armağan, hediye. 2. Yol yiyeceği, azık. 3. Eski şairlere yazdıkları methiyeler için verilen bahşiş. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
CAİZE |
(Ar.) Ka. 1. Armağan, hediye. 2. Yol yiyeceği, azık. 3. Eski şairlere yazdıkları methiyeler için verilen bahşiş. |
Calib |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Çekici, celbedici, cazib. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CALİB |
(Ar.) Er. - Çekici, celbedici, cazib. |
Calibe |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kendine çeken, celbeden, çekici. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
CALİBE |
(Ar.) Ka. - Kendine çeken, celbeden, çekici. |
Calp |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güçlü, kuvvetli, gayretli. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CALP |
(Ar.) Er. - Güçlü, kuvvetli, gayretli. |
Calut |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Calut, Ad ve Semud kavimlerinin soyundandır. Hz. İsmail'den evvel bir müddet Beni İsrail'e hükümdar oldu. Onlara zulmetti. Filistin'de yaşayan Berberilerin krallarına Calut adı veriliyordu. Filistinlilere yaptığı zulümden dolayı Hz. Davud tarafından öldürülmüştür. Kur'an-ı Kerim'da üç yerde ismi geçmektedir (el-Bakara, 249-250-251). Ad olarak tercih edilmez. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CALUT |
(Ar.) Er. - Calut, Ad ve Semud kavimlerinin soyundandır. Hz. İsmail'den evvel bir müddet Beni İsrail'e hükümdar oldu. Onlara zulmetti. Filistin'de yaşayan Berberilerin krallarına Calut adı veriliyordu. Filistinlilere yaptığı zulümden dolayı Hz. Davud tarafından öldürülmüştür. Kur'an-ı Kerim'da üç yerde ismi geçmektedir (el-Bakara, 249-250-251). İsim olarak tercih edilmez. |
Cami |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Derleyen, toplayan. 2. İçine alan. 3. Cuma namazı kılınan mescid. 4. En az sekiz bablık hadis kitabı. Molla Cami İranın XV. asırda yetişmiş büyük mutasavvıf, mütefekkir, alim ve şairi. Asıl adı Mevlana Nureddin Abdurrahman b. Nizameddin'dir. Birçok manzum ve mensur eserleri vardır. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CAMİ |
(Ar.) Er. 1. Derleyen, toplayan. 2. İçine alan. 3. Cuma namazı kılınan mescid. 4. En az sekiz bablık hadis kitabı. - Molla Cami |
CAN |
(Fars.) Er. 1. Can, ruh. Hayat. 2. Güç, kuvvet, hayatiyet, dirilik. 3. Gönül, yakın dost, çok sevilen arkadaş. 4. Mevlevi ve Bektaşi tarikatlarında dervişlerin birbirlerine hitabı. 5. Kişi, fert. 6. Sevgili. |
CANAL |
(Tür.). 1. Gönül al. Kendini sevdir, sevilen biri ol. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
CANALP |
(Tür.) Er. - Özünde yiğitlik, güçlülük olan kimse. Cana yakın yiğit. |
CANAN |
(Fars.) Ka. - Sevgili, gönül verilmiş, sevilen kadın. |
CANAY |
(Tür.). - Ay gibi temiz, saf, parlak kimse. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
CANAYDIN |
(Tür.) Er. - Özü temiz, aydınlık ruhlu kimse. |
CANBEK |
(Tür.) Er. 1. Özü pek. 2. Güçlü kişilikli kimse. Canbek Giray (1568-1636) |
CANBERK |
(Tür.) Er. - Güçlü, sağlam kimse. |
CANBEY |
(Tür.) Er. - Canım gibi sevgili. |
CANBULAT |
(Tür.) Er. - Canbulat en-Naşirî. Mısır Memlûk sultanı. Yaşbekin kölesiydi. Yaşbek, Canbulat'ı Sultan Kayıtbay'a sattı. Kayıtbay kendisine önemli görevler verdi. Halep ve Şam valiliğine kadar yükseldi. 1500 yılında sultanlığı ele geçirdi. |
CANDAN |
(Tür.) Ka. 1. Samimi, içten, kalbi. 2. Yakınlık belirten davranış. |
CANDANER |
(Tür.) Er. - İçten, samimi, dost kimse. |
CANDAR |
(Tür.) Er. 1. Silah taşıyan, can ve dar isimlerinden müteşekkil birleşik isim. 2. Osmanlı'da, hassa askeri, kılıç askeri, idam hükümlerini infaz eden kimse. 3. Jandarma. Muhafız. |
CANDEĞER |
(Tür.) Er. - Uğrunda can verilecek kadar güzel, değerli, sevilen. |
CANDEMİR |
(Tür.)Er. - Özü güçlü, demir gibi sağlam kişilikli. |
CANDOĞAN |
(Tür.) Er. - Cana doğan. |
CANEL |
(Tür.) Er. - İçten uzatılan el, dostluk eli. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
CANER |
(Tür.) Er. - Delikanlı, genç, dinamik. - Can ve er kelimelerinden birleşik isim. |
Canfeda |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Canını veren, özverili kişi > Kökeni: Farsça |
CANFEDA |
(Fars.). - Canını veren, özverili kimse. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. Canfeda Hatun |
Canfer |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Aydın bilgili. 2. Güçlü. > Kökeni: Farsça |
CANFER |
(Fars.) Er. 1. Aydın bilgili. 2. Güçlü saygın. |
Canfeza |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Can artıran, cana can katan > Kökeni: Farsça |
CANFEZA |
(Fars.) Ka. - Can artıran, cana can katan. |
CANGİRAY |
(Tür.) Er. - (bkz. Giray). |
CANGÜL |
(Tür.) Ka. 1. Gül gibi canlı. 2. Güzel, temiz kimse. |
CANGÜN |
(Tür.) Er. - Doğduğu gün çok sevinilen kimse. |
CANGÜR |
(Tür.) Er. - Canlı, neşeli kimse. |
CANİB |
(Ar.) - Ön taraf, cihet. -Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır. |
CANİPEK |
(Tür.) Ka. – Yumuşak huylu (kimse). |
CANKAN |
(Tür.) Er. - Soyu temiz, asil kimse. |
CANKUT |
(Tür.) Er. 1. Kişinin mutluluğu talihi, şansı, uğuru. 2. Mutlu talihli kimse. |
CANNUR |
(Tür.) Ka. - Özü aydınlık, nurlu kimse. |
CANOL |
(Tür.) Er. - Canım ol, can gibi içten ol. |
Canruba |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gönül alan, sevgili. > Kökeni: Farsça |
CANRUBA |
(Fars.) Ka. - Gönül alan, sevgili. |
CANSAL |
(Tür.) Er. - (bkz. Can). -Can ve sal kelimelerinden birleşik isim. |
CANSEL |
(Tür.) Ka. - Hayat veren su. - Can ve sel kelimelerinden birleşik isim. |
CANSEN |
(Tür.). - Sen cansın, sevilensin. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
CANSER |
(Tür.). - (bkz. Can). - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
CANSES |
(Tür.) Ka. - (bkz. Canser). |
CANSET |
(Tür.) Ka. - Küçük kraliçe, prenses. |
CANSEVER |
(Tür.) Ka. - (bkz. Cansın). |
CANSIN |
(Tür.) Ka. Canım gibisin, canımsın. |
CANSOY |
(Tür.) Er. - Asil, soylu, cana yakın. |
CANSU |
(Tür.) Ka. 1. Hayat veren su, tazelik. 2. Sevgili, sevimli. |
CANSUN |
(Tür.) - (bkz. Cansu). -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
CANTEKİN |
(Tür.) Er. - Tek can, eşsiz can. |
CANTEZ |
(Tür.) Er. - Tez canlı, aceleci. |
CANTÜRK |
(Tür.) Er. - İyi hasletlere sahip Türk. |
CANVER |
(Tür.) Er. - Canlı, haşere. |
Carullah |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Allah'a yakın. Allah dostu. Carullah Zemahşeri Müfessir, alim. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CARULLAH |
(Ar.) Er. - Allah'a yakın. Allah dostu. Carullah Zemahşeri |
Cavid |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Baki, daimi, ebedi. > Kökeni: Farsça |
CAVİD |
(Fars.) Er. - Baki, daimi, ebedi. |
CAVİDAN |
(Fars.) Ka. - Daimi kalacak olan, sonrasız, ebedi. |
Cavide |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Bkz. Cavidan) > Kökeni: Farsça |
CAVİDE |
(Fars.) Ka. - (bkz. Cavidan). |
Cavit |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Bkz. Cavid) > Kökeni: Farsça |
CAVİT |
(Fars.) Er. - (bkz. Cavid). |
Cazim |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kesin. 2. Kesin kararlı. Cazim Mehmed Türk şair (1725). > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CAZİM |
(Ar.) Er. 1. Kesin. 2. Kesin kararlı. Cazim Mehmed |
Cebbar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Cebreden, zorlayıcı. 2. Kuvvet, kudret sahibi Allah, Allahın Adlerinden. 3. Becerikli. 4. Gökyüzünün güneyinde bulunan bir yıldız kümesi. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CEBBAR |
(Ar.) Er. 1. Cebreden, zorlayıcı. 2. Kuvvet, kudret sahibi Allah, Allahın isimlerinden. 3. Becerikli. 4. Gökyüzünün güneyinde bulunan bir yıldız kümesi. |
Cebe |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Zırh. 2. Osmanlıda silah ihtiyacını karşılayan aracın adı. Cebeci ocağı, Yeniçeri ocağının kaldırılmasıyla ilga edilmiş, kaldırılmıştır. Cebe Ali Bey Türk komutan (XV. yy.) İstanbul'un fethine kendi sipahileriyle katıldı. Ele geçirdiği kapı kendi adıyla anıldı. Cibali kapısı. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CEBE |
(Ar.) Er. 1. Zırh. 2. Osmanlıda silah ihtiyacını karşılayan aracın adı. Cebeci ocağı, Yeniçeri ocağının kaldırılmasıyla ilga edilmiş, kaldırılmıştır. Cebe Ali Bey |
Cebel |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Dağ. 2. Tarıma elverişsiz arazi. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CEBEL |
(Ar.) Er. 1. Dağ. 2. Tarıma elverişsiz arazi. |
CEBERUT |
(İbr.) Er. - İbranice "kudret" anlamına gelmektedir. Yeni Eflatuncu filozoflar ile işraki felsefesine tabi olan mutasavvıflara verilen ad. |
Cebir |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Zorlamak. 2. Düzeltme, onarma. 3. Kırık veya çıkık bir kemiği yerleştirip sarmak. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CEBİR |
(Ar.) Er. 1. Zorlamak. 2. Düzeltme, onarma. 3. Kırık veya çıkık bir kemiği yerleştirip sarmak. |
Cebire |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (bkz. Cebir). > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
CEBİRE |
(Ar.) Ka. - (bkz. Cebir). |
Cebrail |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Peygamberlere vahiy getiren dört büyük melekten biri. 2. Cibril, İbranice Allahın kulu. 3. Az çok zorla olgunlaştırmak. Cebrail b. Ömer. Batı Karahanlı hükümdar (1099-1102). > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CEBRAİL |
(Ar.) Er. 1. Peygamberlere vahiy getiren dört büyük melekten biri. 2. Cibril, İbranice Allahın kulu. 3. Az çok zorla olgunlaştırmak. Cebrail b. Ömer. Batı Karahanlı hükümdar (1099-1102). |
Cedis |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Arabistanın yerli kabilelerinden birinin adı. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CEDİS |
(Ar.) Er. - Arabistanın yerli kabilelerinden birinin adı. |
Cehdi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Uğraşan, çalışan. Çaba ve gayret gösteren. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CEHDİ |
(Ar.) Er. - Uğraşan, çalışan. Çaba ve gayret gösteren. |
Cehid |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Çalışma, çabalama, uğraşma. Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CEHİD |
(Ar.) Er. - Çalışma, çabalama, uğraşma. - Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır. |
Cehm |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Cehm b. Safvan İslam kelamcısı. Mürcie ve Mutezile kelamından kendisine ait inanç kaidelerini belirleyerek özel bir akım geliştirmiştir. Öğrencileri II. yy.'a kadar Cehmiye inancını taşıyarak, Tirmiz'de yaşadılar. Daha sonra Eş'ariye mezhebine girmişlerdir. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CEHM |
(Ar.) Er. - Cehm b. Safvan |
CEHVEN |
(Ar.). - Kurtuba'da yerleşmiş, birçok alim, fakih, vezir yetiştirmiş meşhur bir Arap ailesi. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
Celadet |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Gözüpeklik. 2. Yiğitlik. 3. Kahramanlık. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CELADET |
(Ar.). 1. Gözüpeklik. 2. Yiğitlik. 3. Kahramanlık. |
Celal |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Büyüklük, ululuk azamet. 2. Hiddet, öfke. 3. Allah'ın "Kahhar, cebbar, mütekebbir" gibi sertlik ve büyüklük ifade eden sıfatları. Kur'an'da Rahman suresi 27, 78. ayetlerde geçmektedir. Zül Celali; Celal sahibi Allah. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CELAL |
(Ar.) Er. 1. Büyüklük, ululuk azamet. 2. Hiddet, öfke. 3. Allah'ın "Kahhar, cebbar, mütekebbir" gibi sertlik ve büyüklük ifade eden sıfatları. Kur'an'da Rahman suresi 27, 78. ayetlerde geçmektedir. Zül Celali; Celal sahibi Allah. |
Celaleddin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Dini savunan. 2. Dinin ululadığı, övdüğü. Celaleddin Harizmşah > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CELALEDDİN |
(Ar.) Er. 1. Dini savunan. 2. Dinin ululadığı, övdüğü. Celaleddin Harizmşah |
Celalettin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Büyüklük ululuk, hışım > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CELASUN |
(Tür.) Er. 1. Kahraman, cesur, atak, delikanlı, yiğit. 2. Genç sağlıklı, gürbüz. |
CELAYİR |
(Tür.) Er. - Moğol kavminin bir kolu olup birçok kabileyi bünyesinde toplamıştır. Celayirliler devleti, kendisine İlhanlılar devletini örnek almıştır. |
Celil |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Büyük, ulu. (bkz. Celal). Allah için sıfat olarak kullanılır. 2. Osmanlı devletinde vezir ve müşir rütbelerinde bulunanlara hitapta bu sıfat kullanılırdı. 3. Güzel sanatlarda bir yazı stili. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CELİL |
(Ar.) Er. 1. Büyük, ulu. (bkz. Celal). Allah için sıfat olarak kullanılır. 2. Osmanlı devletinde vezir ve müşir rütbelerinde bulunanlara hitapta bu sıfat kullanılırdı. 3. Güzel sanatlarda bir yazı stili. |
CELİLAY |
(a.t.i.). - Ulu, yüce ay. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
Celile |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (bkz. Celil). > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
CELİLE |
(Ar.) Ka. - (bkz. Celil). |
Celvet |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Yerini yurdunu terk etmek. 2. Tasavvufta, kulun, Allanın sıfatlarıyla halvetten çıkışına ve fena fillahda fani oluşuna denilir. Celvetiye; Aziz Mahmud Hüdayi'nin kurduğu tarikatının adı. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CELVET |
(Ar.) Er. 1. Yerini yurdunu terk etmek. 2. Tasavvufta, kulun, Allanın sıfatlarıyla halvetten çıkışına ve fena fillahda fani oluşuna denilir. Celvetiye; Aziz Mahmud Hüdayi'nin kurduğu tarikatının adı. |
Cem |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Toplama, biraraya getirme, yığma. 2. Hükümdar, şah. 3. Süleyman Peygamberin lakabı. 4. Büyük İskender'in lakabı. Cem Sultan Fatih Sultan Mehmed'in Çiçek hatundan olma oğlu (1459-1495). > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CEM |
(Ar.) Er. 1. Toplama, biraraya getirme, yığma. 2. Hükümdar, şah. 3. Süleyman Peygamberin lakabı. 4. Büyük İskender'in lakabı. Cem Sultan |
Cemal |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yüz güzelliği, zahiri ve batıni güzellik. Allah'ın rahmetle tecellisi. Allah'ın lütuf, ihsan, rıza sıfatlarının karşılığı. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CEMAL |
(Ar.) Er. - Yüz güzelliği, zahiri ve batıni güzellik. Allah'ın rahmetle tecellisi. Allah'ın lütuf, ihsan, rıza sıfatlarının karşılığı. |
Cemalettin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güzellik taşıyan > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
Cemalleddin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Dinin cemali, parlak yüzü. Daha çok şeref unvanı olarak kullanılmıştır. el-Cevad el-İsfahani tarafından ilk defa kullanılmıştır. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CEMALLEDDİN |
(Ar.) Er. 1. Dinin cemali, parlak yüzü. Daha çok şeref unvanı olarak kullanılmıştır. el-Cevad el-İsfahani tarafından ilk defa kullanılmıştır. |
Cemalullah |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Allah'ın lütfü, bağışı. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CEMALULLAH |
(Ar.) Er. - Allah'ın lütfü, bağışı. |
Cemanur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yüz Nuru/ Güzellik Nuru > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
Cemil |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Güzel erkek. 2. İyilikle anma. 3. Eskiden okullarda verilen başan kağıdı. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CEMİL |
(Ar.) Er. 1. Güzel erkek. 2. İyilikle anma. 3. Eskiden okullarda verilen başan kağıdı. |
Cemile |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Güzel kadın. 2. Gönül almak amacıyla yapılan davranış. 3. İlk Emevi devrinde yaşamış meşhur Arap şarkıcısı. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
CEMİLE |
(Ar.) Ka. 1. Güzel kadın. 2. Gönül almak amacıyla yapılan davranış. 3. İlk Emevi devrinde yaşamış meşhur Arap şarkıcısı. |
Ceminur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Işık, nur topluluğu, çok nurlu, aydınlık kimse. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
CEMİNUR |
(Ar.) Ka. - Işık, nur topluluğu, çok nurlu, aydınlık kimse. |
Cemre |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Ateş. 2. Kor halinde ateş. 3. Şubat ayında azar azar artan sıcaklık. 4. Hacıların Mina’da şeytan taşlaması. Küçük taş parçası. Arafat’ta hacıların şeytan taşlamaları. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
CEMRE |
(Ar.) Er. 1. Ateş. 2. Kor halinde ateş. 3. Şubat ayında azar azar artan sıcaklık. 4. Hacıların Mina'da şeytan taşlaması. Küçük taş parçası. Arafat'ta hacıların şeytan taşlamaları. |
CEMŞASB |
(Fars) Er. 1. Hz. Süleyman. 2. Cemşid'in oğlu. |
CEMŞİD |
(Fars.) Er. - Cemşasb'ın babası. |
Cenab |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: "Yan"manasına gelir. Şeref, onur ve büyüklük terimi olarak kullanılır. Hazret, Cenab-ı Hakk, Cenab-ı Halik, Allah. Dil kuralı açısından "b/p" olarak kullanılmaktadır. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CENAB |
(Ar.) Er. - "Yan"manasına gelir. Şeref, onur ve büyüklük terimi olarak kullanılır. Hazret, Cenab-ı Hakk, Cenab-ı Halik, Allah. - Dil kuralı açısından "b/p" olarak kullanılmaktadır. |
Cenab-ı Hak. (Alak suresi |
3 ). |
Cenan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kalb, yürek, gönül. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
CENAN |
(Ar.) Ka. - Kalb, yürek, gönül. |
Cenap |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Manevi büyüklük / Onur > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CENGAVER |
(Fars.) Er. Savaşçı, silahşor. Savaşı seven, savaşkan, dövüşken. |
CENGEL |
(Fars.) Er. - Orman. |
Cenger |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Bkz. Cengaver) > Kökeni: Farsça |
CENGER |
(Fars.) Er. - (bkz. Cengaver). |
CENGİZ |
(Tür.) Er. - Cengiz Han. Moğol İmparatorluğu'nun kurucusu, asıl adı Timuçin'dir. Moğolcada Çing sıfatının çoğulu olarak, güçlü, kuvvetli anlamındadır. İslam ülkelerine düzenlediği seferlerle acımasız ve gaddarca müslümanları katletti. İslam medeniyetine büyük ölçüde tahribat verdi. |
CENK |
(Fars.) Er. - Harp, savaş, kavga. - İsim olarak kullanılması uygun değildir. Hz. Peygamberin değiştirdiği isimlerden birisi. |
CENKER |
(f.t.i.) Er. - İyi savaşan, savaşçı. |
Cennet |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Uçmak. 2. Bahçe. 3. Çok ferah ve havadar yer. 4. Firdevs. Allah'ın insanlara müjdelediği, ölümden sonraki alemde bulunan, Allah'a inanan, günah işlememiş veya günahlarından temizlenmiş olanların gireceği fevkalade güzel yer. 8 cennet olduğu rivayet edilmiştir. Daru'1-Celal, Daru's-Selam, Cennetü'l-Me'va, Cennetü'1-Huld, Cennetü'n-Naim, Cennetü'l-Firdevs, Cennetü'l-Karar, Cennetü'1-Adn. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
CENNET |
(Ar.) Ka. 1. Uçmak. 2. Bahçe. 3. Çok ferah ve havadar yer. 4. Firdevs. - Allah'ın insanlara müjdelediği, ölümden sonraki alemde bulunan, Allah'a inanan, günah işlememiş veya günahlarından temizlenmiş olanların gireceği fevkalade güzel yer. 8 cennet olduğu rivayet edilmiştir. Daru'1-Celal, Daru's-Selam, Cennetü'l-Me'va, Cennetü'1-Huld, Cennetü'n-Naim, Cennetü'l-Firdevs, Cennetü'l-Karar, Cennetü'1-Adn. |
CEREN |
(Tür.) Ka. - Halk ağzında "ceylan" anlamına gelir. |
CERİB |
(Ar.). - Hububat için kullanılan bir ölçek. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
Cerir |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İp, halat. Yular anlamında. Sahabeden bu ismi taşıyanlar vardır. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CERİR |
(Ar.) Er. İp, halat. Yular anlamında. Sahabeden bu ismi taşıyanlar vardır. |
Cerit |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Verimsiz çorak yer. 2. Bekar. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CERİT |
(Ar.) Er. 1. Verimsiz çorak yer. 2. Bekar. |
CESARET |
(Ar.) Ka. - Yüreklilik, korkusuzluk. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
Cesim |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İri, büyük, kocaman, ulu, mühim. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CESİM |
(Ar.) Er. - İri, büyük, kocaman, ulu, mühim. |
Cesimi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İri, büyük. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CESİMİ |
(Ar.) Er. - İri, büyük. |
Cesur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Cesaretli, yürekli, yiğit, gözüpek, atılgan. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CESUR |
(Ar.) Er. - Cesaretli, yürekli, yiğit, gözüpek, atılgan. |
Cevad |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Cömert, eli açık. 2. İhsan eden. Dil kurumuna uygun olarak "d/t" ye dönüştürülür. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CEVAD |
(Ar.) Er. 1. Cömert, eli açık. 2. İhsan eden. - Dil kurumuna uygun olarak "d/t" ye dönüştürülür. |
CEVAHİR |
(Ar.) Er. 1. Cevherler, elmaslar, kıymetli taşlar. 2. Mayalar, özler. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
Cevan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Genç, taze, delikanlı. > Kökeni: Farsça |
CEVAN |
(Fars.) Er. - Genç, taze, delikanlı. - Cüvan şeklinde kullanılabilir, (bkz. Civan). |
Cevdet |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. İyilik, güzellik. 2. Olgunluk. 3. Büyüklük. 4. Tazelik. 5. Kusursuzluk. Cevdet Paşa Osmanlı devlet adamı. Tarihçi ve hukukçu (1822-1895). > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CEVDET |
(Ar.) Er. 1. İyilik, güzellik. 2. Olgunluk. 3. Büyüklük. 4. Tazelik. 5. Kusursuzluk. Cevdet Paşa |
CEVHER |
(Ar.) Ka. 1. Öz, maya. 2. Başlı başına, kendiliğinden olan. 3. Tıynet, cibilliyet, soydan gelen, haslet, tabii istidat. 4. Kıymetli taş. 5. Ebcet hesabında yalnız noktalı harfleri hesaplamaya dayanan tarih düşürme şekli. 6. Kılıç namlusuna yapılan menevişli süs. - Kadın ve erkek adı olarak kullanılır. |
Cevhere |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (bkz. Cevher). Hicri 5. asırda Bağdat'ta yaşamış meşhur bir İslam hanımı. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
CEVHERE |
(Ar.) Ka. - (bkz. Cevher). Hicri 5. asırda Bağdat'ta yaşamış meşhur bir İslam hanımı. |
Cevriye |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Haksızlık. 2. Eza, cefa, eziyet, gadir, zulüm, sitem. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
CEVVAL |
(Ar.). - Koşan, dolaşan, hareket eden, canlı. |
Cevza |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güneşin Mayıs ayında girdiği ikizler burcu. Ebced. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CEVZA |
(Ar.) Er. - Güneşin Mayıs ayında girdiği ikizler burcu. Ebced. |
Ceyda |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Uzun boyunlu ve güzel. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
CEYDA |
(Ar.) Ka. - Uzun boyunlu ve güzel. |
CEYDAHAN |
- (bkz. Ceyda). |
CEYHAN |
(Tür.). - Güney Anadolu'da Toroslar'dan doğan ve Akdeniz'e dökülen nehir. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
CEYHUN |
(Tür.) Er. 1. Orta Asya'da Amu-Derya'ya Arap ve Farslıların vermiş olduğu ad. 2. Tevrat'a göre cennetin 4 nehrinden biri. |
Ceyla |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İnsanlığa atfedilmiş, bağışlanmış. > Kökeni: Farsça |
CEYLAN |
(Tür.) Ka. - Hızlı koşan, biçimli bacakları olan ve güzel gözleriyle tanınan bir gazel cinsi. |
Ceylin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Cennetin kapısı , cennete ağacı > Kökeni: Farsça |
Ceylinaz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Cennetin kapısındaki görevli melek > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
CEZLAN |
(Ar.). - Mutlu. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
Cezmi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Cezm ile ilgili. 2. Kat-i karar ve niyete ait. 3. Kesmek. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CEZMİ |
(Ar.) Er. 1. Cezm ile ilgili. 2. Kat-i karar ve niyete ait. 3. Kesmek. |
Cezmiye |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (bkz. Cezmi). > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
CEZMİYE |
(Ar) Ka. - (bkz. Cezmi). |
Cezri |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kökle ilgili, kökten. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CEZRİ |
(Ar.) Er. - Kökle ilgili, kökten. |
Cezzar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Deve kasabı. -Daha çok lakab olarak kullanılır. Cezzar Ahmet Pasa (?-Akka 1804). Osmanlı vezirlerindendir. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CEZZAR |
(Ar.) Er. - Deve kasabı. -Daha çok lakab olarak kullanılır. Cezzar Ahmet Pasa (?-Akka 1804). Osmanlı vezirlerindendir. |
Cihad |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Din uğrunda düşmanla savaşma. 2. İslam uğrunda çalışma. Cihad müslümanlara farz kılınmıştır. Mallarıyla, canlarıyla savaşan mü'minler övüldüğü gibi, bu mücadele uğruna canını veren kişi şchidlik makamıyla yüceltilip taltif edilmişlerdir. Kur'an'da defalarca tekrarlanan bir emirdir. Dil kuralına uygun olarak "d/t" olarak kullanılmaktadır. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CİHAD |
(Ar.) Er. 1. Din uğrunda düşmanla savaşma. 2. İslam uğrunda çalışma. Cihad müslümanlara farz kılınmıştır. Mallarıyla, canlarıyla savaşan mü'minler övüldüğü gibi, bu mücadele uğruna canını veren kişi şchidlik makamıyla yüceltilip taltif edilmişlerdir. Kur'an'da defalarca tekrarlanan bir emirdir. - Dil kuralına uygun olarak "d/t" olarak kullanılmaktadır. |
CİHAN |
(Fars.) 1. Dünya, alem, kainat, yeryüzü, yerküresi. 2. Dünyada yaşayan insanların tümü. Cihan Ara Begüm |
CİHAN BANU |
(Fars.) Ka. - Dünyaca tanınmış kadın. |
Cihandar şah |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Cihan yöneten şah. > Kökeni: Farsça |
CİHANDAR ŞAH |
(Fars.) Er. - Delhi, Türk-Hind İmparatorları'nın 13.'sû olup Şah Alem Bahadır'ın büyük oğludur. |
Cihandide |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dünyayı gezip görmüş. > Kökeni: Farsça |
CİHANDİDE |
(Fars.). - Dünyayı gezip görmüş. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
Cihanefruz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dünyayı parlatan, aydınlatan. > Kökeni: Farsça |
CİHANEFRUZ |
(Fars.). - Dünyayı parlatan, aydınlatan. |
Cihaner |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dünyaya bedel kişi, yiğit > Kökeni: Farsça |
CİHANER |
(Fars.) Er. - Dünyaya bedel kişi, yiğit. |
Cihanfer |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Cihanı, dünyayı aydınlatan kişi. > Kökeni: Farsça |
CİHANFER |
(Fars.) Ka. - Cihanı, dünyayı aydınlatan, nurlu, ışıklı. |
CİHANGİR |
(Fars.) Er. - Dünyaya egemen olan, dünyayı zabteden kimse. Fatih. Osmanlı şehzadelerinin ortak adıdır. |
Cihangül |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Bkz. Cihan) > Kökeni: Farsça |
CİHANGÜL |
(Fars.) Ka. - (bkz. Cihan). |
Cihanmert |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Bkz. Cihaner) > Kökeni: Farsça |
CİHANMERT |
(Fars.) Er. - (bkz. Cihaner). |
Cihannur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dünyayı aydınlatan, nurlu kişi. > Kökeni: Farsça |
CİHANNUR |
(Fars.). - Dünyayı aydınlatan, nurlu, ışıklı. - Türk-Hind padişahı Ekber'in büyük oğlu. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
Cihanser |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Cihan’ın başı > Kökeni: Farsça |
CİHANSER |
(Fars.). - Cihan'ın başı. - Kadın ve erkek adı olarak kullanılır. |
Cihansuz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Cihan yakan. > Kökeni: Farsça |
CİHANSUZ |
(Fars.) Ka. 1. Cihan yakan. 2. Gaznelilerden Buhran Şahı mağlup edip, Gaznice ve Bust şehirlerini yakıp-yıkan, gaddar vahşi Alaeddin-Hüseyin'e verilen ad. |
Cihanşah |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Cihan’ın şahı. > Kökeni: Farsça |
CİHANŞAH |
(Fars.) Er. - Cihan'ın şah'ı. - Kara-Koyunlu padişahlarından Timur'un ölümünden sonra kaybedilen yerleri geri almıştır. |
Cihat |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Din uğruna savaşmak > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CİLASUN |
(Tür.) Er. - Babayiğit, boylu, boslu, delikanlı, gürbüz. |
Cilve |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Hoşa gitmek için yapılan davranış. 2. İşve, naz. 3. Yeni gelin duvağının kaldırılması merasiminin ve bu münasebetle güveyin geline verdiği hediyenin (Türk yüz görümlüğü) adıdır. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
CİLVE |
(Ar.) Ka. 1. Hoşa gitmek için yapılan davranış. 2. İşve, naz. 3. Yeni gelin duvağının kaldırılması merasiminin ve bu münasebetle güveyin geline verdiği hediyenin (Türk yüz görümlüğü) adıdır. |
CİNAN |
(Ar.). - Cennetler, yedi göğün üstünde ve Arş ile Kürsi'nin altındaki sekiz cennet. - Kadın ve erkek adı olarak kullanılır. |
CİNUÇEN |
(Tür.) Er. - Üstün, galip, zafer kazanmış. |
Ciryal |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Bir nevi kırmızı boya. 2. Altının kırmızılığı. 3. Temiz renk. 4. Saf. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
CİRYAL |
(Ar.) Ka. 1. Bir nevi kırmızı boya. 2. Altının kırmızılığı. 3. Temiz renk. 4. Saf. |
CİVAN |
(Fars.) Er. - Genç, delikanlı, yakışıklı. - (bkz. Cevan, cuvan). |
Civanbaht |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Mutlu, şanslı (kimse) > Kökeni: Farsça |
CİVANBAHT |
(Fars.) Er. - Mutlu, şanslı (kimse). |
Civanmert |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Cömert, eli açık. > Kökeni: Farsça |
CİVANMERT |
(Fars.) Er. - Cömert, eli açık genç, delikanlı. |
COŞAN |
(Tür.) Er. - Coşku duyan, heyecanlı (kimse). |
COŞAR |
- (bkz. Coşan). |
COŞKUN |
(Tür.) Er. 1. Coşmuş, galeyana gelmiş. 2. Duyarlı, aşın hareketli. |
COŞKUNER |
(Tür.) Er. - Coşan kimse. |
COŞKUNSU |
(Tür.) Er. - Sel, gürültüyle akan su. |
CÖMERT |
(Tür.) Er. 1. Elinde olanı harcayan, eli açık. 2. Başkalarına yardımdan kaçınmayan. |
Cudi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: l. Cömert, eli açık. 2. İyilik severlikle ilgili.Dicle nehri kıyısında bir dağ. Nuh'un gemisinin tufandan sonra bu dağın üzerinde durduğu söylenir. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CUDİ |
(Ar.) Er. l. Cömert, eli açık. 2. İyilik severlikle ilgili.- Dicle nehri kıyısında bir dağ. Nuh'un gemisinin tufandan sonra bu dağın üzerinde durduğu söylenir. |
Cudiye |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (bkz. Cudi). > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
CUDİYE |
(Ar.) Ka. - (bkz. Cudi). |
Cuma |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Haftanın beşinci günü. 2. Müslümanların ibadet ve Bayram günü. 3. Cuma günü kılınan öğle namazı. 4. Toplanma. Sure-i Cuma Kur'an'ın 62. suresi. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CUMA |
(Ar.) Er. 1. Haftanın beşinci günü. 2. Müslümanların ibadet ve Bayram günü. 3. Cuma günü kılınan öğle namazı. 4. Toplanma. Sure-i Cuma Kur'an'ın 62. suresi. |
CUMALİ |
(Tür.) Er. - Cuma günü doğan. |
Cumhur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Halk, ahali. 2. Kalabalık, başıboş kalabalık. 3. Takım, heyet. Tekke musikisinde koro tarafından okunan ilahi. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CUMHUR |
(Ar.) Er. 1. Halk, ahali. 2. Kalabalık, başıboş kalabalık. 3. Takım, heyet. - Tekke musikisinde koro tarafından okunan ilahi. |
Cübeyr |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Küçük kahraman, küçük yiğit. Sahabe Adlerindendir. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CÜBEYR |
(Ar.) Er. - Küçük kahraman, küçük yiğit. Sahabe isimlerindendir. |
Cüheyne |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ünlü bir Arap kabilesidir. Kızıldeniz-Vadi'l-Kura arasında yaşamaktadırlar. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CÜHEYNE |
(Ar.) Er. - Ünlü bir Arap kabilesidir. Kızıldeniz-Vadi'l-Kura arasında yaşamaktadırlar. |
Cümane |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tek inci anlamında. Hz. Ali (r.a.)'nin kızkardeşi ve Rasulullah'ın amcasının kızı olan hanım sahabi. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
CÜMANE |
(Ar.) Ka. - Tek inci anlamında. Hz. Ali (r.a.)'nin kızkardeşi ve Rasulullah'ın amcasının kızı olan hanım sahabi. |
Cüneyd |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Küçük asker, askercik. Cüneyd-i Bağdadi Ünlü mutasavvıf. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
CÜNEYD |
(Ar.) Er. 1. Küçük asker, askercik. Cüneyd-i Bağdadi |
Cüneyt |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Büyük bir mutasavvuf > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |