T Harfiyle Başlayan Türkçe Çocuk Adları, Türkçe Kız ve Erkek Çocuk Adları
modern erkek bebek isimleri, erkek çoçuk isimler, bebek isimleri 2018, en yeni bebek isimleri, ilginç erkek isimleri, modern kızı isimleri, yeni erkek isimleri
T Harfiyle Başlayan Türkçe Çocuk Adları, Türkçe Kız ve Erkek Çocuk Adları
T Harfiyle Başlayan Türkçe Çocuk Adları, Türkçe Kız ve Erkek Çocuk Adları, Türkçe İsimler, Türkçe Adlar ve Anlamları
TÜRKÇE ADLAR
A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
ARAPÇA ADLAR
A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
Taban |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Tapan, tapınan 2. Temas, dokunma, vurma 3. Dizi, sıra, kafile > Kökeni: Türkçe |
Tabar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Tapan, tapınan 2. Vuran, döven, dövüşçü > Kökeni: Türkçe |
Tabduk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İbadet, tapınma > Kökeni: Türkçe |
Tabgaç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1, Dövüşçü, kavgacı 2. Ulu, saygıdeğer, muhterem 3. Tapıcı, tapınıcı > Kökeni: Türkçe |
Tabgaç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dövüşçü, kavgacı > Kökeni: Türkçe |
Tabın |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Tapın) ibadet > Kökeni: Türkçe |
Tabıt (Tabı) Han |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Koruyucu Tanrı İnsanların ve evin koruyuculuğunu yapar > Kökeni: Türkçe |
Tabkı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Vicdan > Kökeni: Türkçe |
Tabu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Tapı, tapu) Kutsanmış, kutlu yapılmış, tapılacak duruma getirilmiş > Kökeni: Türkçe |
Tabuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Tabu 2. İnayet, yardım, hizmet > Kökeni: Türkçe |
Tabun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tapın, ibadet > Kökeni: Türkçe |
Taça |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tasarı, kurgu, plan > Kökeni: Türkçe |
Taçam |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tasarı, plan, kurgu, senaryo > Kökeni: Türkçe |
Tad Han |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Geyik Tanrısı Rengeyiklerini korur > Kökeni: Türkçe |
Tadık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tat, lezzet, damak > Kökeni: Türkçe |
Tag |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Tak, tağ, dağ) > Kökeni: Türkçe |
Taga |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Silah 2. Kural, kaide 3. Saygıdeğer, hürmet edilen > Kökeni: Türkçe |
Tagay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Saygı duyulan kişi 2. Dayı, ana tarafından gelen akraba > Kökeni: Türkçe |
Tagı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Dindar, inançlı 2. Takı, aksesuar > Kökeni: Türkçe |
Taguk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tavuk > Kökeni: Türkçe |
Tağ |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dağ > Kökeni: Türkçe |
Tağan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Üç ayak, saç ayağı > Kökeni: Türkçe |
Tağaşar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dağ+Aşar Azimli, kararlı > Kökeni: Türkçe |
Tağluk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dağlık, dağlık bölge > Kökeni: Türkçe |
Tağma |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Dağ eteği 2. Elçi, devlet temsilcisi, devlet görevlisi > Kökeni: Türkçe |
Tağudar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Heybetli, dağ gibi 2. Dağıtıcı, yok edici, yıkıcı, şiddetli 3. Kısmet, nasip > Kökeni: Türkçe |
Takak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ucu, ateşli ok > Kökeni: Türkçe |
Takay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Dayı, ana tarafından akraba 2. Dolunay > Kökeni: Türkçe |
Takığ |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Takı, ziynet, aksesuar, mücevher > Kökeni: Türkçe |
Takır |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Takı, ziynet > Kökeni: Türkçe |
Takış |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Takı, süs, aksesuar > Kökeni: Türkçe |
Taki |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dindar > Kökeni: Türkçe |
Taksuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Harika, olağanüstü, anormal > Kökeni: Türkçe |
Tala |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. İri cüsseli, heybetli 2. Seçkin, güzide > Kökeni: Türkçe |
Talakan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yağmacı, yağmalayan > Kökeni: Türkçe |
Talan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yağma, yağmalama, üşüşme, saldırı > Kökeni: Türkçe |
Talas |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. At yarışlarındaki, başlangıç ve bitiş çizgisi 2. Fırtına, kum fırtınası 3. Dalga 4. tartışma, münakaşa > Kökeni: Türkçe |
Talay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Taluy, Tulay, Toluy, Tolu) 1. Okyanus, derya, büyük deniz, büyük göl. Ululuk, büyüklük, sonsuzluk 2. gelecek, ikbal 3. seçkin, güzide Kamcı (Şamanist) gelenekte deniz ve göllere bakan Tanrı > Kökeni: Türkçe |
Talay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Okyanus > Kökeni: Türkçe |
Talayhan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Neptün gezegeni > Kökeni: Türkçe |
Talaz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dalga > Kökeni: Türkçe |
Talı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güzide, seçkin > Kökeni: Türkçe |
Talıku |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Seçkin, güzide, beğenilen > Kökeni: Türkçe |
Talıman |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Seçkin, güzide > Kökeni: Türkçe |
Talkan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kızartılmış tahıl > Kökeni: Türkçe |
Talkılıç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Dalkılıç) Zırhsız, korumasız > Kökeni: Türkçe |
Talpın |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Faal, aktif, çalışkan, himmetli > Kökeni: Türkçe |
Talşık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İtimat, teminat, güvence > Kökeni: Türkçe |
Taman |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Duman, sis > Kökeni: Türkçe |
Tamar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Damla, damlayan 2. Demir, demir cevheri > Kökeni: Türkçe |
Tamgaç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Memur, devlet memuru, damgacı, devlet görevlisi > Kökeni: Türkçe |
Tamgaç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Memur, devlet görevlisi > Kökeni: Türkçe |
Tamış |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Demiş, söylemiş, bilgili, deneyimli, sözüne değer verilen, sözüne güvenilen 2. Damla > Kökeni: Türkçe |
Tamir |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Temir, demir > Kökeni: Türkçe |
Tamiz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Damla > Kökeni: Türkçe |
Tamtuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Büyük ve kuvvetli ateş TAMUKamcı (Şamanist) gelenekte, kötü kişi ve ruhların, öldükten sonra gittikleri yer > Kökeni: Türkçe |
Tan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Tang) 1. Gün açımı, gün doğumu, şafak 2. İlginç, acayip, şaşkınlık yaratan > Kökeni: Türkçe |
Tan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gün doğumu, şafak > Kökeni: Türkçe |
Tana |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Dana) dana, iki yaşındaki inek yavrusu > Kökeni: Türkçe |
Tandu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Tan vakti, tan vaktinde doğmuş 2. Alev, alevli büyük ateş > Kökeni: Türkçe |
Tang |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Mucize, olağanüstülük 2. Tan vakti 3. Giriş, antre > Kökeni: Türkçe |
Tangak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kaygı, endişe > Kökeni: Türkçe |
Tangsuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Mucize, şaşırtıcı olay, olağanüstülük > Kökeni: Türkçe |
Tangut |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Tankut) Savaşlarda, mızrak ve tuğların yanına ya da ucuna takılan ipek kumaş, flama > Kökeni: Türkçe |
Tanık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Tanuk, şahit, gözlemci 2. Tanıdık, dost, yaren > Kökeni: Türkçe |
Tanıl |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ünlü, meşhur, tanınan > Kökeni: Türkçe |
Tanıp |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tanınmış, ünlü > Kökeni: Türkçe |
Tanır |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ünlü, tanınmış > Kökeni: Türkçe |
Tanış |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Tanınan, bilinen, aşina, tanıdık 2. Danışılan, bilgi ve deneyimine başvurulan, danışman > Kökeni: Türkçe |
Tanışık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yakından tanınan, tanıdık, bildik, dost, yaren > Kökeni: Türkçe |
Tanışman |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Danışman) Tanış, danışılan, bilgili kişi > Kökeni: Türkçe |
Tanıt |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tanınacak nitelikte, belirgin, tanınabilen > Kökeni: Türkçe |
Tanju |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Tanyu) Sonsuz genişlik, ululuk, olağanüstülük, mucize gibiHun imparatorlarının unvanlarından > Kökeni: Türkçe |
Tanju |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sonsuz genişlik. Hun kağanlarının ünvanlarından > Kökeni: Türkçe |
Tankut |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Savaşlarda tuğların yanına ya da ucuna takılan kumaş > Kökeni: Türkçe |
Tanla |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Şaşılası, ürkütücü, olağanüstü, mucize 2. Suçlayan, yargılayıcı 3. Doğuş, tan vakti > Kökeni: Türkçe |
Tanlağı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Mucize > Kökeni: Türkçe |
Tanman |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tan vakti doğan > Kökeni: Türkçe |
Tanman |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tan vakti doğan > Kökeni: Türkçe |
Tanrıdağ |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tanrı+dağ “Tanrı dağı”Çok eski dönemlerden beri, kutsanarak, Tanrı tarafından yalnızca Türklere tahsis edildiğine inanılan ve halen kutlu kabul edilen sıradağların genel adı. > Kökeni: Türkçe |
Tanrıkut |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tanrı+kut Tanrısal, Tanrıdan gelen, Tanrının kutunu üzerinde bulunduran, haşmetli, başta Mete olmak üzere Hun imparatorlarının sanı. > Kökeni: Türkçe |
Tanrıverdi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tanrı'nın verdiği nimet, iyilik > Kökeni: Türkçe |
Tansığ |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Tansık, Tansu) hayret verici, şaşırtıcı, olağanüstü > Kökeni: Türkçe |
Tansu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Tansık, mucize 2. Yadigar, armağan 3. Birleşik > Kökeni: Türkçe |
Tansu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Mucize > Kökeni: Türkçe |
Tantık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Çok konuşan, konuşkan 2. Tanıdık, hısım, ahbap > Kökeni: Türkçe |
Tanuğ |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tanı, teşhis, kanıt, tanınan, tanınmaya yol açan > Kökeni: Türkçe |
Tanyu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Tanju) Ulu, ulaşılmaz, hükümran > Kökeni: Türkçe |
Tanyu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ulu, ulaşılmaz > Kökeni: Türkçe |
Tap |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dilek, istek, umut, yardım ve bunları içine alan beklentilerle dolu inanç > Kökeni: Türkçe |
Tapağ |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Tapma, tapınma, saygı 2. Görev, iş > Kökeni: Türkçe |
Tapar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tapan, seven, uman > Kökeni: Türkçe |
Taparlu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Mutlu, umutlu 2. Sofu, dindar > Kökeni: Türkçe |
Tapduk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Çocuğu uzun süre olmayanların, çocuğu olduğunda verdiği adlardan 2. Saygı ve sevgiye layık, saygıdeğer 3. ibadet, tapınma > Kökeni: Türkçe |
Tapı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tapınma, ibadet > Kökeni: Türkçe |
Tapık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Önde, önde olan, önde gelen > Kökeni: Türkçe |
Tapın |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tapınma, umma, beklenti > Kökeni: Türkçe |
Tapıngu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tapınılacak nitelikte sevilen > Kökeni: Türkçe |
Tapır |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Buluş, yenilik, icat > Kökeni: Türkçe |
Tapkı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Vicdan > Kökeni: Türkçe |
Tapkır |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ayak altında kalıp, katılaşan toprak > Kökeni: Türkçe |
Tapkur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tabur, dizi, topluluk, kafile > Kökeni: Türkçe |
Taplak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Rıza, kabul, teyit > Kökeni: Türkçe |
Tapuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tapu, Tabu 1. Tapınma, dilek, istek 2. Tabu, kör inanç 3. Hizmet, hizmetli > Kökeni: Türkçe |
Tapukçı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Tapıcı) Saray muhafızı, muhafız askeri > Kökeni: Türkçe |
Tapuksak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Saygılı, hürmetli > Kökeni: Türkçe |
Tapun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kutsama, kutsal bir varlığa yönelme, beklenti, ibadet > Kökeni: Türkçe |
Tapunmuş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sofu > Kökeni: Türkçe |
Tar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dar, darlık, zahmet, sıkıntı > Kökeni: Türkçe |
Tara |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ağaç dallarını budamak için kullanılan bıçak > Kökeni: Türkçe |
Taragay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Turgay, tarla kuşu, çayır kuşu > Kökeni: Türkçe |
Taraka |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Tarak, eşme, ayırma aleti 2. Saygı gösteren > Kökeni: Türkçe |
Taraman |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tarayıcı, rençber, çiftçi > Kökeni: Türkçe |
Taran |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Geniş arazi, ekinlik, ekin yeri 2. Sınır, hudut > Kökeni: Türkçe |
Tarançı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Sınır muhafızı 2. Ekinci, rençber > Kökeni: Türkçe |
Tarang |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Mevki sahibi, imtiyazlı, saygıdeğer > Kökeni: Türkçe |
Tarban |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gururlu, mağrur > Kökeni: Türkçe |
Tardu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Öncelikli, imtiyazlı 2. Durdu, duran yaşam Göktürkler dönemi, üst düzey yöneticilere verilen bir unvan > Kökeni: Türkçe |
Tardu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Öncelikli, ayrıcalıklı. Göktürklerde üst düzey yöneticilere verilen ad > Kökeni: Türkçe |
Tarduş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İmtiyazlı, ayrıcalıklı > Kökeni: Türkçe |
Targan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Savaşlarda, düşmanın geçeceği yollara, onların gidişini ağırlaştırmak ve güçleştirmek için bırakılan, kaya ve kütük parçaları > Kökeni: Türkçe |
Targun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Mahçup, sıkılgan > Kökeni: Türkçe |
Tarhan / Tarkan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ayrıcalıklı, soylu kişi. Komutan ve üst düzey yönetici.Kağan ve Hanların huzuruna izinsiz girebilirlerdi. > Kökeni: Türkçe |
Tarhun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güzel kokulu bir yayla çiçeği > Kökeni: Türkçe |
Tarık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1.Darı, tahıl, ekin 2.Tohum > Kökeni: Türkçe |
Tarıla Han |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Alınyazısı Tanrısı İnsanların yazgılarını belirler > Kökeni: Türkçe |
Tarım |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Emek, enerji, zahmet, sıkıntı 2. Ziraat, rençberlik 3. Irmakların küçük kolları > Kökeni: Türkçe |
Tarınç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sınır, hudut, uç > Kökeni: Türkçe |
Tarıng |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Derin, derinlik 2. Ziraat > Kökeni: Türkçe |
Tarkan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ayrıcalıklı, saygın kişi. Eski Türklerde vezir, vekil > Kökeni: Türkçe |
Tarkan / Tarhan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ayrıcalıklı, soylu kişi. Komutan ve üst düzey yönetici.Kağan ve Hanların huzuruna izinsiz girebilirlerdi. > Kökeni: Türkçe |
Tarkanç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Öfke, gücenme, rahatsızlık, kızgınlık 2. Darılma, sıkılma > Kökeni: Türkçe |
Tarkat |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bakan, nazır, yönetici, bürokrat > Kökeni: Türkçe |
Tarkınç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Darılma, darlanma, küsme, küskünlük 2. İsyan, başkaldırma > Kökeni: Türkçe |
Tarlıg |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Güçlük, darlanma, sıkılma 2. Bahşiş, hediye > Kökeni: Türkçe |
Tarta / Tartı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Terazi > Kökeni: Türkçe |
Tartagan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Tartan, terazi 2. Dağınık, derbeder > Kökeni: Türkçe |
Tartış |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Armağan, bağış > Kökeni: Türkçe |
Tarug |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Darı, ekin 2. Hediye, bağış > Kökeni: Türkçe |
Tasar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Plan, tasarı, tasarım > Kökeni: Türkçe |
Tasım |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gösteriş, afi > Kökeni: Türkçe |
Taş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Dış, dışta olan, görünürde olan 2. Kaya parçası Sertlik, dayanıklılık > Kökeni: Türkçe |
Taşan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Taşmış, dışa vurmuş, coşkun > Kökeni: Türkçe |
Taşar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Taşmış, coşkun, ateşli > Kökeni: Türkçe |
Taşgan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Taşan, coşan, ateşli > Kökeni: Türkçe |
Taşgaru |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dışarı, dışarıdan, taşra > Kökeni: Türkçe |
Taşgaşıt Han |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kısmet Tanrısı İnsanların kısmetini belirler Çok güçlü ve keldir > Kökeni: Türkçe |
Taşgın |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Taşmış, dışa vurmuş, coşkulu, ateşli, asabi > Kökeni: Türkçe |
Taşkı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dışarıdan, taşralı > Kökeni: Türkçe |
Taşkın |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Coşkun, ateşli > Kökeni: Türkçe |
Taşkın |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Coşkun, ateşli > Kökeni: Türkçe |
Taşralu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dışarıdan, yabancı > Kökeni: Türkçe |
Taşrık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dışarıda, gurbet, gurbetçi, sefere giden. > Kökeni: Türkçe |
Taşug |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Taşınabilir mal, menkul değer > Kökeni: Türkçe |
Taşürek |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Taş+Yürek ( Cesur, gözü kara) > Kökeni: Türkçe |
Tat |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Yemek, damak 2. Uzak, uzakta, uzaktan, yabancılaşmış 3. Kılıç pası, paslı kılıç > Kökeni: Türkçe |
Tatar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Uzakta kalmış, yabancılaşmış 2. Çayırlık, mera 3. Kent dışında yaşayan > Kökeni: Türkçe |
Tataş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Dadaş) 1. Yakın dost, yaren, arkadaş 2. Uzakta kalmış, aynı uzaklığı paylaşan > Kökeni: Türkçe |
Tatıg |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tatlı, hoş > Kökeni: Türkçe |
Tatır |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Çayırlık, otlak, mera > Kökeni: Türkçe |
Tatlı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tatlı veren, hoşa giden Güler yüzlü, sevimli, cana yakın > Kökeni: Türkçe |
Tatu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Barış, sulh 2. Uzağı gören, uzak görüşlü 3. Bakıcı, eğitici 4. Tatlı, tat veren 5. yaratılış, fıtrat > Kökeni: Türkçe |
Tav |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Hız, devinim, çeviklik, koşu, davranmak, harekete geçmek. 2. Dağ > Kökeni: Türkçe |
Tavar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Hızlı hareket eden, hızlı davranan. > Kökeni: Türkçe |
Tavgaç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Hızlı koşan, hızlı davranan, atik 2. Çekici, cezbedici > Kökeni: Türkçe |
Tavışgan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tavşan > Kökeni: Türkçe |
Tavlı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Hızlı, atik 2. Dağlı > Kökeni: Türkçe |
Tay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Dayak, dayanak, dayanılacak nesne 2. Soy, asalet, soyluluk unvanı 3. Ululuk, büyüklük, çokluk 4. mevki, yer, bölge 5. ananın erkek kardeşi, dayı 6. süt emen at yavrusu > Kökeni: Türkçe |
Tayak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Baston, değnek, dayanılacak nesne. > Kökeni: Türkçe |
Tayanç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Dayanç, dayanak 2. Hami, koruyucu, sırdaş, güvenilen kişi > Kökeni: Türkçe |
Tayanç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dayanak > Kökeni: Türkçe |
Tayançı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Danışman, memur. Uygurlar döneminde, küçük dereceli memur unvanlarından. > Kökeni: Türkçe |
Tayang |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dayak, dayanak, destek, dayanak > Kökeni: Türkçe |
Tayangu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Danışman, aracı, sıra dışı. Han ve kağanların danışmanlarına verilen bir unvan > Kökeni: Türkçe |
Taycu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Hami, destekçi, koruyucu 2. Soylu, seçkin 3. Tay sahibi, tay eğiticisi > Kökeni: Türkçe |
Tayçu (Tayçı) Han |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: At yavrularını (veyâ boğaları) koruduğu söylenir > Kökeni: Türkçe |
Tayeçe |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tay+Eçe Soylu, saygıdeğer hanım. Teyze, sözcüğünün buradan geldiğini söyleyen dilciler var. > Kökeni: Türkçe |
Tayga |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kavak, çam, söğüt karışımı ormanlık bölge 2. Yoğurtlu sebze çorbası > Kökeni: Türkçe |
Taygan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Karışık ağaçlı orman 2. Dayanak, destek > Kökeni: Türkçe |
Taygana |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kaygan, kayıcı > Kökeni: Türkçe |
Taygun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yavru, çocuk, torun > Kökeni: Türkçe |
Taygur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kayan, kızakla kayan > Kökeni: Türkçe |
Tayık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kibar ve nazik genç > Kökeni: Türkçe |
Taylan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Beyefendi, centilmen 2. Yakışıklı, heybetli 3. Düzgün ve etkileyici konuşan > Kökeni: Türkçe |
Taylan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Beyefendi, saygılı kişi > Kökeni: Türkçe |
Tayşı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Mürşit, yol gösteren 2. Hami, koruyucu > Kökeni: Türkçe |
Teber |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Balta, baltalı mızrak > Kökeni: Türkçe |
Tecimen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tüccar, idareli, ekonomist > Kökeni: Türkçe |
Tecimer |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ekonomist, hesaplı, tutumlu > Kökeni: Türkçe |
Tedik |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Tetik) 1. Usta, becerikli, bilgili 2. Öğüt, nasihat > Kökeni: Türkçe |
Tegen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Değen) Değerli, karşılığı olan > Kökeni: Türkçe |
Tegin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tigin, prens, şehzade, bey oğlu. Göktürkler döneminde, vali unvanı olarak da kullanılmıştır. > Kökeni: Türkçe |
Teginek |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Değnek, baston > Kökeni: Türkçe |
Tegir |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Değer, kıymet, paha 2. Hücum, taarruz 3. Ulaşım, ulaşma > Kökeni: Türkçe |
Tegiş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Değişim, değişme 2. Dövüş, temas, çarpışma, hücum > Kökeni: Türkçe |
Tegre |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Daire, çevre, civar, etraf > Kökeni: Türkçe |
Tegrek |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Değer, kıymet 2. Tekerlek, değirmi, yuvarlak > Kökeni: Türkçe |
Teğme |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Değme, seçkin, farklı > Kökeni: Türkçe |
Teker |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Değer, kıymet 2. Çevre, yöre, daire 3. Saldırgan, mütecaviz > Kökeni: Türkçe |
Tekeş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Döğüş, değiş, temas, savaş, savaşçı > Kökeni: Türkçe |
Tekin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İyi, güzel. Güvenilir > Kökeni: Türkçe |
Tekin / Tigin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. İyi, güzel, biricik, emsalsiz, uğurlu, uygun 2. Rahat, güvenli, güvenilir,3. tigin, prens, bey oğlu 4. tabi, bağlı, kul, köle 5. boş, ıssız, toplumdan uzak kişi. > Kökeni: Türkçe |
Tekine hatun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Timur'un annesi > Kökeni: Türkçe |
Tekinik |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güvenilir, iyi, münasip, uygun > Kökeni: Türkçe |
Tekir |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Değer, kıymet, paha 2. Kara benli, kara çizgili 3. Hücum, saldırı, saldırganlık > Kökeni: Türkçe |
Tela |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Delici, delen 2. Tolu, olgun, bilge 3. Armağan, adak, sungu > Kökeni: Türkçe |
Telek |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Armağan, sungu > Kökeni: Türkçe |
Temir |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Demir > Kökeni: Türkçe |
Temir yalup |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Demir+Yalup demirci ustası, silah yapımcısı > Kökeni: Türkçe |
Temirçal |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Temir+Çal ( kılıç darbesi, kılıç vuruşu) > Kökeni: Türkçe |
Temiren |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ok başlığı, okun ucundaki sivri ve delici demir parçası > Kökeni: Türkçe |
Temirhan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Temir+han Eski dönem, “maden Tanrısı” > Kökeni: Türkçe |
Temirkıran |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Temir+Kıran Acı kuvvet, acı kuvvete sahip kişi > Kökeni: Türkçe |
Temiş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Demiş, söylemiş, bilgin, deneyimli > Kökeni: Türkçe |
Temüge |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Temürge) demir, nüvesi > Kökeni: Türkçe |
Temürkazuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Temir+Kazık Kutup yıldızı > Kökeni: Türkçe |
Tenbe |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: At koşumu, koşum takımı > Kökeni: Türkçe |
Tenekur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Boraks madeni > Kökeni: Türkçe |
Tengiz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Deniz > Kökeni: Türkçe |
Tenik |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Azim, kararlılık > Kökeni: Türkçe |
Tenşi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Eşit, adil, adaletli > Kökeni: Türkçe |
Teoman |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sis, duman, tuman > Kökeni: Türkçe |
Teoman |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sis, duman. Bilinen ilk Türk kağan > Kökeni: Türkçe |
Tepe |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Uç, sınır, doruk, yükseklik, yüksek yer 2. Yığın, kütle 3. Bir nesnenin sivri ucu > Kökeni: Türkçe |
Tereçe |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İnce, narin, zarif > Kökeni: Türkçe |
Terek |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Siper, koruyucu > Kökeni: Türkçe |
Terekeme |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Siper, siperlik, sütre > Kökeni: Türkçe |
Terilgen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Diri, canlı, hazır, tetik, tetikte > Kökeni: Türkçe |
Terilgen budun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Terilgen+budun Devletin çekirdeğini oluşturan boy merkez halk devletin, temel, ulusal askeri gücü > Kökeni: Türkçe |
Terim |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Bilim, sanat, bilim ve sanat erbabı 2. Emek, alın teri, zahmet 3. Soyluluk, şeref, onur, nurlu 4. Toplantı, dernek 5. han soyundan gelen kızlara verilen bir soyluluk unvanı > Kökeni: Türkçe |
Teriş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Derleme, toparlama, birleştirme, birleştirici, derleyip toparlayıcı > Kökeni: Türkçe |
Terken |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Süs oku, süslü ok 2. Savaş arabası 3. Soylu, soyluluk unvanı > Kökeni: Türkçe |
Terken |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kraliçe. Güzel kız. Bir tür ok > Kökeni: Türkçe |
Ternek |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dernek, toplantı > Kökeni: Türkçe |
Tesiyemi tanyu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Ululuğun sınırı olmayan, en ulu ) > Kökeni: Türkçe |
Tetik |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Uyanık, hazır 2. Becerikli, mahir > Kökeni: Türkçe |
Teyeng |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sincap > Kökeni: Türkçe |
Teymur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Demir > Kökeni: Türkçe |
Tez |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Hızlı, ivedi, hızlılık 2. Kaçma, ürkme, ürküntü 3. Şiddet, şiddetli > Kökeni: Türkçe |
Tezme |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Çabuk kızan, canı ağzında, kızıp çekip giden > Kökeni: Türkçe |
Tezürek |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tez+Yürek Heyecanlı, ateşli > Kökeni: Türkçe |
Tıbık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sakin, asude > Kökeni: Türkçe |
Tıday (Dıday Han) |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güven Tanrısı Korku anında adı söylenir > Kökeni: Türkçe |
Tılsım |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Büyü, efsun, sihir > Kökeni: Türkçe |
Tımmıl (Dımmıl) Han |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tahıl Tanrısı Aynı adı taşıyan bir ekmek türü vardır > Kökeni: Türkçe |
Tın |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Tin) Ruh, can, nefes > Kökeni: Türkçe |
Tınaz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ot yığını > Kökeni: Türkçe |
Tıngı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Tin, can, yaşam 2. Kulağa gelen ses, ses dinleme (Tınlama) > Kökeni: Türkçe |
Tınglak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Efendi, söz dinleyen > Kökeni: Türkçe |
Tınglar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dinler, hürmetkar > Kökeni: Türkçe |
Tınglatur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sözü dinlenen, sözü geçer > Kökeni: Türkçe |
Tınglayu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Munis, söz dinleyen > Kökeni: Türkçe |
Tınglığ |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Canlı, diri > Kökeni: Türkçe |
Tını |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Ruhsal, ruhla ilgili 2. İnanç, iman 3. Tıngırtı, kulağa gelen ses > Kökeni: Türkçe |
Tigin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Prens, şehzade, han oğlu, bey oğlu > Kökeni: Türkçe |
Tigin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kağan oğlu, şehzade, prens > Kökeni: Türkçe |
Tigrek |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Çevre, daire > Kökeni: Türkçe |
Tike |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Parça, bölüm, lokma, tıkım > Kökeni: Türkçe |
Tiken |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dikili, dik, dikmiş TİKİM > Kökeni: Türkçe |
Tilbe |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dilek, dilenen şey, murat > Kökeni: Türkçe |
Tilbe |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gezgin ozan > Kökeni: Türkçe |
Tilbi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dilek > Kökeni: Türkçe |
Tilek |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Murat, istek, dilek > Kökeni: Türkçe |
Tilki |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tilki, kürkü için avlanan hayvan > Kökeni: Türkçe |
Tilmaç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Çevirmen, tercüman > Kökeni: Türkçe |
Tilmen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Dilmen) Konuşkan, hatip, çenebaz > Kökeni: Türkçe |
Tiltay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Etken, amil, neden > Kökeni: Türkçe |
Tilun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dolun, tolun, dolu, tam, eksiksiz, kusursuz > Kökeni: Türkçe |
Timagur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Merhametli, vicdanlı > Kökeni: Türkçe |
Timuçin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ucu sivri demir. Cengiz Han'ın gerçek adı > Kökeni: Türkçe |
Timuçin / Temuçin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Temuçin, temurçin, timurçine)Çengiz Kaan’ın ilk adı. Ancak doğrusu, timurçin’dir. Demir ucu, sivri demir anlamındadır. > Kökeni: Türkçe |
Timur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Demir > Kökeni: Türkçe |
Timur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Demir. Ünlü Türk kağanı > Kökeni: Türkçe |
Tin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Can, ruh, öz 2. Soluk, nefes, yel 3. Dinmiş, dingin, sakin, bitik 4. Gök, göksel, Tanrısal > Kökeni: Türkçe |
Tirgeç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Diri, canlı, dirilik veren > Kökeni: Türkçe |
Tiribel Han |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tahıl Tanrısı Ekinleri ve ziraatçileri korur > Kökeni: Türkçe |
Tirig |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Diri, canlı, güçlü > Kökeni: Türkçe |
Tirigliğ |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dirlik, yaşam, geçim > Kökeni: Türkçe |
Tiril |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Can, ruh, yaşam 2. Dirilik, canlılık, derlenip toparlanma 3. Derlenme, derleniş > Kökeni: Türkçe |
Tirim |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yaşam, geçim, hayat yolu > Kökeni: Türkçe |
Tirkiş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kervan, kafile, katar > Kökeni: Türkçe |
Toga |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Doğa, tabiat, hilkat, yaratılış, huy 2. Kalın, katı, yoğun, doymuş 3. Usul, yordam, teamül > Kökeni: Türkçe |
Togay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Toga 2. Dolunay 3. Koruluk, küçük orman > Kökeni: Türkçe |
Togay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dolunay. Küçük orman > Kökeni: Türkçe |
Togu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Doğu, doğuş 2. Vuruş, darbe > Kökeni: Türkçe |
Toğaç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (tokaç) Topuz, çamaşır yıkarken kullanılan tahta topuz > Kökeni: Türkçe |
Toğan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Doğan, doğan kuşu 2. Canlı, doğmuş olan, yaşayan > Kökeni: Türkçe |
Toğma |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Dokuma, dokumadan yapılan giysi 2. Yerli, yerli halktan olan kişi > Kökeni: Türkçe |
Toğmak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Tokmak) > Kökeni: Türkçe |
Toğmuş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Doğmuş, ortaya çıkmış, canlı, yaşayan > Kökeni: Türkçe |
Toğrul |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Tuğrul 2. Doğrulmak, ayağa kalkmak > Kökeni: Türkçe |
Toğrulça |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Doğan kuşu, doğan yavrusu > Kökeni: Türkçe |
Toğsık |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Doğuş, doğum, ortaya çıkış > Kökeni: Türkçe |
Toğul |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Doğulu, doğudan 2. Doğum, doğuş, ortaya çıkış > Kökeni: Türkçe |
Toğulga |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tolga, tulga, savaş başlığı, miğfer > Kökeni: Türkçe |
Tok |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. İrilik, katılık, dayanıklılık, yoğunluk 2. Vuruş, darbe, dövüş, savaş 3. Yol, yöntem, yordam > Kökeni: Türkçe |
Toka |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Tok, sert, katı 2. Usul, yol, yordam, teamül 3. Dövüş, vuruş, vuruşma, 4. Huy, hilkat, yaratılış > Kökeni: Türkçe |
Tokaç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Togaç) Topuz, çamaşır topuzu > Kökeni: Türkçe |
Tokalıg |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tokluk, katılık, sertlik > Kökeni: Türkçe |
Tokay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Dolunay 2. Dere kenarlarında yetişen bir çiçek, çalı > Kökeni: Türkçe |
Toklu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Yol, yordam, bilen, bilge 2. Bir yaşını geçmiş kuzu 3. İri, dolgun, besili > Kökeni: Türkçe |
Tokmak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Vurma, ezme, dövme aracı. Kalın, geniş, ağaçtan yapılmış çekiç > Kökeni: Türkçe |
Tokol |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kuma, ikinci hanım > Kökeni: Türkçe |
Tokta |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Durma, yaşama, direnç, dayanıklılık 2. Tedbir, tedbirlilik > Kökeni: Türkçe |
Toktak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tedbir, tedbirli, temkinli > Kökeni: Türkçe |
Toktamış |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Durucu, kalıcı, dirençli, dayanıklı, uzun ömürlü, dirayetli > Kökeni: Türkçe |
Toktamış |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Durucu, kalıcı, uzun ömürlü > Kökeni: Türkçe |
Toktar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dayanıklı, dirayetli, uzun ömürlü > Kökeni: Türkçe |
Toktur Han |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Avcı Tanrısı Avcıları korur > Kökeni: Türkçe |
Toku |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Doğu 2. Dövüş, temas, savaş > Kökeni: Türkçe |
Tokum |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Doğum, doğuş 2. Yaşam, direnç, dayanıklılık > Kökeni: Türkçe |
Tokumak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tokmak > Kökeni: Türkçe |
Tokur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Gözü pek, cesur 2. Dokur, dokumacı > Kökeni: Türkçe |
Tokurgak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dokuma aleti, dokuma tezgahı > Kökeni: Türkçe |
Tokuş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Dövüş, savaş, vuruşma 2. Doğuş, direnç, yaşam, dirayet > Kökeni: Türkçe |
Tokuz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Dokuz sayısı (Türklerin uğurlu ve kutlu saydıkları sayılardan) 2. Sıkça ve kalıncadokunmuş bir kumaş > Kökeni: Türkçe |
Tolan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Eşsiz, emsalsiz > Kökeni: Türkçe |
Tolay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bir tavşan türü > Kökeni: Türkçe |
Toldı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Doldu, dolu, doluluk, bütünlük, olgunluk, irilik, bilgelik, erginlik > Kökeni: Türkçe |
Toldıkorgan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Anıt, lahit, abide > Kökeni: Türkçe |
Tolga |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Miğfer, çelik başlık TOLGAN > Kökeni: Türkçe |
Tolga |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Savaşçı başlığı > Kökeni: Türkçe |
Tolkan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dolgun > Kökeni: Türkçe |
Tolmış |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dolmuş, dolu, olgun, bilge > Kökeni: Türkçe |
Tolu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Dolu, olgun, kamil, yetkin, usta 2. İçki, içki kadehi, içki ile dolu kadeh 3. Seçkin, güzide > Kökeni: Türkçe |
Toluhan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tolu+han Arap işgalleri sırasında, onlara karşı direniş örgütleyen ve çeşitli savaşlara giren bir bey > Kökeni: Türkçe |
Toluk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Dolu, olgun, yetkin, bilge 2. Tuluk, tulum > Kökeni: Türkçe |
Tolum |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Silah, savaş aleti 2. Olgun, dolgun > Kökeni: Türkçe |
Tolun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dolu, tam, bütün, eksiksiz, kusursuz, olgunlaşmış > Kökeni: Türkçe |
Toman |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Duman, sis > Kökeni: Türkçe |
Tombay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Manda, camış > Kökeni: Türkçe |
Tomris |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Tomris Hatun)1-Demir ucu 2- Demir sesi. 3- Demirin özü, nüvesi.4- Bereket, bolluk, uğur. Türk tarihinin ünlü simalarından. Sakalar devletinin Katun’u (Kraliçesi). İran – Turan savaşları sırasında, zalimliğiyle ünlü, Pers kralı Hüsrev’in, Türk topraklarını işgal etmesine karşın yapılan savaşta büyük kahramanlıklar göstererek, onu yenmiş, başını kesip kan dolu bir fıçıya atarak, “Hayatın boyunca kana doymadın, kan döküp kan içtin. Ben de sana yakışanı yapıp, seni bundan mahrum etmeyeceğim.” diyen ulu kişi. > Kökeni: Türkçe |
Tomris |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Saka Türklerinin kadın Kağanı. > Kökeni: Türkçe |
Tomurcuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bitkinin üzerinde bulunan, çiçek ya da yaprak verecek olan filiz, gonca > Kökeni: Türkçe |
Ton |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Don, giyim, giysi, elbise > Kökeni: Türkçe |
Tona |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Giyimli, varlıklı, yakışıklı > Kökeni: Türkçe |
Tonat |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Donat, cömert, eli açık, aç doyuran – çıplak giydiren. > Kökeni: Türkçe |
Tonatmış |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Giydirmiş, hayır hasenatta bulunmuş, cömert ve eli açık. > Kökeni: Türkçe |
Tonga |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kaplan, Asya kaplanı. > Kökeni: Türkçe |
Tonga |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Asya kaplanı > Kökeni: Türkçe |
Tonguz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Domuz > Kökeni: Türkçe |
Tonka |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Tunga, kaplan 2. İri, büyük, gösterişli > Kökeni: Türkçe |
Tonlu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Giyimli, şık, zengin, varlıklı > Kökeni: Türkçe |
Tonsuz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yoksul > Kökeni: Türkçe |
Tonyukuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bilge+TonyukukGöktürkler dönemi, ünlü, devlet adamı, siyaset bilimci ve tarihçisi... 2. Göktürk kağanlığının kuruluşunda önemli rolü olan, hem İlteriş Kutluğ Kağan’ın yakın yoldaşı ve başkanlığını, hem de Bilge Kağan’ın başbakanlığını yapan ve kendi adına da yazıtlara yazı yazdıran ulu kişi |
Tonyukuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sonsuz genişlik. Bilgelik ve deneyim > Kökeni: Türkçe |
Top |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yığın, topluluk, bütünlük, erk > Kökeni: Türkçe |
Topaç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Top gibi, toparlak, dolgun 2. İbrik 3. Sepet, sele > Kökeni: Türkçe |
Topak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Topluca, toplanmış, yığın > Kökeni: Türkçe |
Toprak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yer, yurt, arazi > Kökeni: Türkçe |
Toprak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yeryüzü parçası > Kökeni: Türkçe |
Topurgan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ayak basıldığında toz çıkaran, yumuşak toprak > Kökeni: Türkçe |
Topuz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Toplanıp, kurutulmuş, katılaşmış, topluca ve katıca. Silah, dövme ve ezme aracı > Kökeni: Türkçe |
Tor |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Mevki, mertebe, şeref, şereflilik 2. Türeme, doğma, soy, gelişme, yayılma 3. Ağ, tuzak 4.Giysi5. evlat, çocuk, nesil 6. zayıflık, incelik, hamlık > Kökeni: Türkçe |
Toraman |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Fahri, onursal, şerefli 2. Kaba, yetişmemiş, acemi 3. İri, dolgun, heybetli > Kökeni: Türkçe |
Toraman |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Fahri, onursal. İri > Kökeni: Türkçe |
Toran |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Turan, duran, yaşayan, dirençli > Kökeni: Türkçe |
Torçuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kozalak > Kökeni: Türkçe |
Torku |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İpekli kumaş > Kökeni: Türkçe |
Torlak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Eğitilmemiş at 2. Çırak, acemi, ham > Kökeni: Türkçe |
Tormış |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Durmuş, yaşayan, yaşar, yaşam > Kökeni: Türkçe |
Tormu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yaşam süresi, yaşam > Kökeni: Türkçe |
Toros |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kaba. Akdeniz Bölgesinde sıradağ > Kökeni: Türkçe |
Toru |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Duruş, yaşam 2. Bolluk, bereket, fazlalık 3. Doru, doru renk > Kökeni: Türkçe |
Torug |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Doruk, Doru renk > Kökeni: Türkçe |
Toruk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Doruk, zirve 2. İnce, zayıf, ham, olmamış > Kökeni: Türkçe |
Torum |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Aygır, aygır yavrusu 2. Kul, köle, muti, bağlı 3. Deve yavrusu > Kökeni: Türkçe |
Torun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Evladın, evladı 2. Sevgili, biricik, çok sevilen 3. Acemi, ham, yetişmek üzere olan 4.Genç boğa > Kökeni: Türkçe |
Tosun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Genç boğa, 2. Tos atan, tos vuran, azgın, azmış, saldırgan > Kökeni: Türkçe |
Toy |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Şölen, yemekli eğlence, düğün dernek 2. Em, ilaç, doyum, doyumluluk 3. Ordu, ordu birliği 4. Çamur bataklık 5. doğan türü bir avcı kuş 6. Genç, gençlik, acemilik, çıraklık > Kökeni: Türkçe |
Toyak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Atlara giydirilen savaş zırhı 2. Tırnak, at tırnağı > Kökeni: Türkçe |
Toyan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Toy sahibi, toy veren kişi > Kökeni: Türkçe |
Toyga |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Toy sahibi, toy veren kişi, 2. Toylarda yapılan çorba, ayranlı çorba > Kökeni: Türkçe |
Toygan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kurultay üyesi 2. Bir kuş türü 3. Genç, taze > Kökeni: Türkçe |
Toygar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tarla kuşu, çayır kuşu > Kökeni: Türkçe |
Toygar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tarla kuşu > Kökeni: Türkçe |
Toygun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Genç, taze, deneyimsiz 2. Doymuş > Kökeni: Türkçe |
Toygun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Genç, deneyimsiz. Doymuş > Kökeni: Türkçe |
Toygur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Doymuş, gözü tok, olmuş, olgun > Kökeni: Türkçe |
Toylak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Toy yeri, toy yapılan yer 2. Karargah, ordunun toplandığı yer. > Kökeni: Türkçe |
Toyluk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Toy yeri, Toy yapılan yer > Kökeni: Türkçe |
Toymaduk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Özlenen, özlemi duyulan 2. Hırslı, doyumsuz > Kökeni: Türkçe |
Toymagur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İştahlı, obur > Kökeni: Türkçe |
Toytimur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ermiş, keramet sahibi, Şaman büyüğü, kam, rahip > Kökeni: Türkçe |
Tozun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Tosun 2. Düzen, uyumluluk > Kökeni: Türkçe |
Tögi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Cömert, eli açık > Kökeni: Türkçe |
Tögün |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Çekici, yakışıklı > Kökeni: Türkçe |
Tökmen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Çekici, yakışıklı TÖKÜ > Kökeni: Türkçe |
Töküş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Düğüş, savaş, vuruşma > Kökeni: Türkçe |
Töleç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ücret, yevmiye > Kökeni: Türkçe |
Tölegen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Olgun, kamil, yetişkin > Kökeni: Türkçe |
Tölek |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Ücret, yevmiye 2. Sükunet, sakinlik > Kökeni: Türkçe |
Tölis |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bölük, bölünmüş > Kökeni: Türkçe |
Tölük |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tuluk, tulum > Kökeni: Türkçe |
Tör |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Türemek, çoğalmak, yaratılış 2. Makam, mevki, onur yeri, şerefli yer 3. Usul, kural, teamül > Kökeni: Türkçe |
Töre |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Düzen, gelenek, usul, teamül, geleneksel hukuk 2. Türeyiş, yaşayış, çoğalma, yaratılış > Kökeni: Türkçe |
Töreli |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Töresi olan, töreye bağlı, geleneklerine bağlı > Kökeni: Türkçe |
Töremen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Görgülü, töreye bağlı > Kökeni: Türkçe |
Tören |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Töreye uygun yapılan, töre gereği yapılan, merasim 2. Soylu, necip, seçkin > Kökeni: Türkçe |
Törkin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kök, menşe, dip, soy > Kökeni: Türkçe |
Törü |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Yasa, devlet düzeni 2. Türeyiş, yaratılış > Kökeni: Türkçe |
Törüce |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Töreye ve yasaya uygun > Kökeni: Türkçe |
Törüiçi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Töreye uygun > Kökeni: Türkçe |
Törülüg |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Töreye bağlılık, Töre bilgisi, Töre uygulaması > Kökeni: Türkçe |
Törüm |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Türeyiş, yaratılış 2. Töreye bağlılık > Kökeni: Türkçe |
Törümçü |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Töreye bağlı, soyuna bağlı > Kökeni: Türkçe |
Törün |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Soylu, soyluluk 2. Tören, merasim, ihtiram > Kökeni: Türkçe |
Törütgen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yaratıcı, yaratan, halik > Kökeni: Türkçe |
Töştük |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Düş, rüya > Kökeni: Türkçe |
Töz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kök, dip, temel, cevher, öz > Kökeni: Türkçe |
Tözlük |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Öz, esas, asıl, kök, köklü, özlü > Kökeni: Türkçe |
Tözün |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Soylu, temeli sağlam, köklü > Kökeni: Türkçe |
Tudun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Tutun) 1. Tutunma, bağlılık, sadakat 2. Destek, güvence, tutunulacak nesne.Hazar kağanlığı döneminde kullanılan “vali “ unvanlarından. > Kökeni: Türkçe |
Tugan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Doğan > Kökeni: Türkçe |
Tugan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Küçük ırmak, çay, akarsu 2. Togay > Kökeni: Türkçe |
Tugana |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Özel ok (İçi oyulmuş, içinde evrak gizlenen ok) > Kökeni: Türkçe |
Tugay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Alay ile tümen arasındaki askeri birlik > Kökeni: Türkçe |
Tuğ |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sancağın tepesine takılan at kuyruğu, kıldan yapılan flama, Uğur ve Kut işareti olarak kullanılırolmasına karşın, bundan daha çok savaş isteği, başkaldırı ve isyan sembolü olarak kullanılmıştır. 2. Tıkaç, kapak, bent, set > Kökeni: Türkçe |
Tuğ |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sancağın ucuna takılan kumaş, at kuyruğu > Kökeni: Türkçe |
Tuğançı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Doğancı, doğan terbiyecisi, doğan eğitmeni, doğan yetiştiricisi > Kökeni: Türkçe |
Tuğberk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Göklerin hakimi > Kökeni: Türkçe |
Tuğcu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Tuğ taşıyan kişi, alemdar 2. İsyancı, isyankar > Kökeni: Türkçe |
Tuğçe |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Küçük tuğ, tuğcuk > Kökeni: Türkçe |
Tuğçe |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Küçük tuğ > Kökeni: Türkçe |
Tuğçen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tuğ ile süslenmiş kraliçe > Kökeni: Türkçe |
Tuğlu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tuğ sahibi, kutlu, uğurlu > Kökeni: Türkçe |
Tuğluk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tuğlu, tuğu olan, tuğ taşıyan > Kökeni: Türkçe |
Tuğma |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Doğmuş, ortaya çıkan, boy gösteren 2. Tuğ kaldıran, isyankar > Kökeni: Türkçe |
Tuğra |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Osmanlı padişahlarının imza yerine kullandıkları, özel bir biçimi olan sembolleşmiş işaret > Kökeni: Türkçe |
Tuğrul |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Doğan kuşu, bir doğan türü 2. Doğru, doğrulmuş, dik. Ayakta 3. Türk mitolojisinde, adı geçen, yarı insan, yarı kuş. > Kökeni: Türkçe |
Tuğrul |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bir doğan türü. Doğru > Kökeni: Türkçe |
Tuğsavul |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tuğ+savul Eski dönemlerde, ordu içinde tuğ taşıyan ve onu koruyup, önde tutmakla görevi olan kişilere verilen ad. > Kökeni: Türkçe |
Tuğsavul |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tuğ taşıyan kişi > Kökeni: Türkçe |
Tuğulbay (Tukulbay Han) |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Av Tanrısı Avcıları korur > Kökeni: Türkçe |
Tukbaş Hanım |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kadın Tanrıçası Kadınları ve evi korur > Kökeni: Türkçe |
Tula |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Tolu, dolu, olgun 2. Ayna > Kökeni: Türkçe |
Tulan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dolu, olgun, kamil > Kökeni: Türkçe |
Tulay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Talay, taluy, okyanus, deniz 2. Ayna 3. Dolu, dolgun, olgun > Kökeni: Türkçe |
Tulga |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tolga, miğfer > Kökeni: Türkçe |
Tulgar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Azim, kararlılık, inanç, güvenç 2. Gösteriş, heybet, heybetlilik > Kökeni: Türkçe |
Tulgay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tuga, Tolga, miğfer > Kökeni: Türkçe |
Tuli |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Dolu, olgun, kamil 2. Ayna > Kökeni: Türkçe |
Tulki |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tilki > Kökeni: Türkçe |
Tultag |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sakin, kendinden emin > Kökeni: Türkçe |
Tulu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Dolu, ergin, olgun 2. Ayna > Kökeni: Türkçe |
Tuluk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Dolu, olgun, bilge 2. Yayık, çömlek > Kökeni: Türkçe |
Tulun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Tolun, dolu 2. Çene kemiği > Kökeni: Türkçe |
Tuma |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yeğen, kuzen > Kökeni: Türkçe |
Tumaçı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Erkek kuzen, (Amca, hala, dayı, teyze çocuğu) > Kökeni: Türkçe |
Tumaçım |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kız kuzen > Kökeni: Türkçe |
Tumağan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Nilüfer çiçeği 2. Duman, sis > Kökeni: Türkçe |
Tuman |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Duman, sis > Kökeni: Türkçe |
Tumay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sessiz, sakin, kendi halinde > Kökeni: Türkçe |
Tumgan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tuman, sis > Kökeni: Türkçe |
Tumrul |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dumrul, Demir ucu > Kökeni: Türkçe |
Tuna |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Tona) Varlıklı, zengin, gösterişli, ihtişamlı > Kökeni: Türkçe |
Tuna |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yavru. Görkemli, gösterişli > Kökeni: Türkçe |
Tunahan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Osmanlı döneminde Tuna çevresindeki hanlara verilen ad > Kökeni: Türkçe |
Tunay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Evlatlık kız çocuğu > Kökeni: Türkçe |
Tunay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ayışığı > Kökeni: Türkçe |
Tuncay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tunç renginde ay > Kökeni: Türkçe |
Tuncel |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tunç gibi güçlü el > Kökeni: Türkçe |
Tuncer |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tunç gibi güçlü olan > Kökeni: Türkçe |
Tunç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bronz, Bakır, kalay karışımı TUNG > Kökeni: Türkçe |
Tunç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Koyu kızıl renkte metal alaşımı, bronz > Kökeni: Türkçe |
Tunga |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kaplan, Asya kaplanı 2. Kudret, ihtişam, fevkaladelik > Kökeni: Türkçe |
Tunga |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İhtişam. Asya kaplanı > Kökeni: Türkçe |
Tunguç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Çocuk, evlat, evlatlık > Kökeni: Türkçe |
Tungut |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Evlatlık > Kökeni: Türkçe |
Tunuç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tunç > Kökeni: Türkçe |
Tur |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Durmak, yaşam, canlılık 2. İrade, istek, yargı > Kökeni: Türkçe |
Tura |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Dura, durak, ev, mekan 2. Deriden örülen kamçı 3. Sibirya bölgesinin eski adı > Kökeni: Türkçe |
Turak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Durulan yer, yaşanılan yer, mekan 2. Yaşam, ömür > Kökeni: Türkçe |
Tural |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Durma, yaşama, ömür > Kökeni: Türkçe |
Turam |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Olgunluk, kemal > Kökeni: Türkçe |
Turamun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Evcil, evcimen 2. Onurlu, onuruna düşkün > Kökeni: Türkçe |
Turan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Duran, yaşayan, ömür, ömürlü, yaşama direnci (Çocukları sık ölen ailelerin, uzun ömür ve kalıcılık dileklerini içeren adlardan. > Kökeni: Türkçe |
Turan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Çok çocuğu ölen ailelerin dileği. Büyük Türk Birliği > Kökeni: Türkçe |
Turay Han |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kötülük Tanrısı Abasılar arasında sayılır > Kökeni: Türkçe |
Turçak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Filiz, fidan > Kökeni: Türkçe |
Turçik |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Durucu, kalıcı, uzun ömürlü 2. Fidan > Kökeni: Türkçe |
Turdu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Durdu, sağ, salim, yaşar, yaşayan, kalıcı, ömürlü > Kökeni: Türkçe |
Turgak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bekçi, muhafız, koruyucu > Kökeni: Türkçe |
Turgan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Duran, ömürlü > Kökeni: Türkçe |
Turgay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Tarla kuşu, serçe 2. Türk+Ay > Kökeni: Türkçe |
Turgay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Serçe. Türk ayı > Kökeni: Türkçe |
Turgut |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Turagut) 1. Ömürlü, durucu, uzun yaşamlı 2. Belde, mekan mesken, yaşanılan yer > Kökeni: Türkçe |
Turgut |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Uzun ömürlü. Yaşanılan yer > Kökeni: Türkçe |
Turhan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Eski Türklerde vergi ödemeyen, hükümdar huzuruna izinsiz girebilen, saygın kişi. > Kökeni: Türkçe |
Turkak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Nöbetçi, bekçi > Kökeni: Türkçe |
Turku |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ateşli, heyecanlı > Kökeni: Türkçe |
Turkuaz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Rengi mavi ile (Türk mavisi) özdeş olmuş bir süs taşı > Kökeni: Türkçe |
Turkuaz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Maviye yakın mavi yeşil arası Türk rengi > Kökeni: Türkçe |
Turmuş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ömür, yaşam, uzun ömürlülük (çocukları sık ölen ailelerin kullandıkları adlardan) > Kökeni: Türkçe |
Turna |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Leylek türü, iri ve geniş kanatlı bir kuş > Kökeni: Türkçe |
Tursun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dursun, Durdu, duran, durmuş vb. Yaşam, ömür, uzun ömür > Kökeni: Türkçe |
Turşak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Filiz, sürgün > Kökeni: Türkçe |
Turu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Duru, saf, arık 2. Duran, yaşayan, ömürlü 3. Durgun, sakin > Kökeni: Türkçe |
Turum |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Yaşam, ömür 2. Sükunet, durgunluk > Kökeni: Türkçe |
Turumtay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Turum+Tay 2. Doğan türü, avcı bir kuş > Kökeni: Türkçe |
Turuşkan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dayanıklı, metanetli, dirençli, uzun ömürlü > Kökeni: Türkçe |
Turut |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Yer, yurt, durulan, yaşanılan yer 2. Ömür, yaşam > Kökeni: Türkçe |
Tusit |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Göğün ötesi Kamcı (Şamanist) gelenekte, ulu ruhların gittiği yer. Göğün katlarından. > Kökeni: Türkçe |
Tuskan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Akraba, yakın, hısım > Kökeni: Türkçe |
Tuşgül |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İşaret, iz, nişan > Kökeni: Türkçe |
Tuşkun Han |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Korku Tanrısı İnsanlara korku ve panik verir > Kökeni: Türkçe |
Tut |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Yakalayış, kavrayış, saklayış 2. Vuruşma, vuruş, yenme, ezme, koparma 3. Ordu, ordugah 4. Kılıç ve benzeri silahların üzerindeki kir, pas > Kökeni: Türkçe |
Tuta |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bahşiş, armağan > Kökeni: Türkçe |
Tutaç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Komşu, yakın, dost > Kökeni: Türkçe |
Tutaçı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Komşu, yakın > Kökeni: Türkçe |
Tutak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Silah kabzası 2. Saldırı, hücum, taarruz 3. Evlatlık > Kökeni: Türkçe |
Tutam |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Demet, buket, deste > Kökeni: Türkçe |
Tutan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Elinde bulunduran, yönetimi altında bulunduran > Kökeni: Türkçe |
Tutar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tutucu, hükmedici > Kökeni: Türkçe |
Tutaş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Küçük hanım, evin en küçük kızı 2. Bekar, bakire kız 3. Komşu > Kökeni: Türkçe |
Tutgak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. İnilti, inleyiş, hüzün 2. Geceleri keşfe çıkan savaş birliği > Kökeni: Türkçe |
Tutgan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tutucu, fanatik > Kökeni: Türkçe |
Tutguç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kahvaltı, kuşluk vakti yenen yemek > Kökeni: Türkçe |
Tutguk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Esir, hapis, tutsak > Kökeni: Türkçe |
Tutgun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tutsak, esir, hapis, tutulu, tutulmuş, bağlanmış > Kökeni: Türkçe |
Tutku |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kapama, ele geçirme, bağlama, bağlanma > Kökeni: Türkçe |
Tutku |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Aşırı istek, sevi. > Kökeni: Türkçe |
Tutku |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Aşırı istek > Kökeni: Türkçe |
Tutnak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Destek, arka > Kökeni: Türkçe |
Tutnuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tutunulacak nesne, dayak, arka, destek > Kökeni: Türkçe |
Tutsu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Vasiyet, öğüt, nasihat 2. Bağımlılık > Kökeni: Türkçe |
Tutsuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Öğüt, nasihat, vasiyet > Kökeni: Türkçe |
Tutu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Esir, tutsak, rehine 2. Çekici, cazip, güzel 3. Tutuş, savaş, dövüş4. ağırbaşlı, utangaç 5. yiğit, batur, dövüşçü 6. bakan, nazır, vali > Kökeni: Türkçe |
Tutug |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Vali, askeri vali Göktürkler döneminde kullanılan askeri san. > Kökeni: Türkçe |
Tutuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Dövüş, savaş, savaşçı 2. Devlet görevlisi, devlete bağlı 3. Evlatlık 4. Büyü, sihir 5.tutsak, esir, tutulmuş, rehin > Kökeni: Türkçe |
Tutun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tutunulacak nesne, destek, arka, güvence > Kökeni: Türkçe |
Tutunç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Evlat, oğul, uşak 2. Tutunulacak nesne, güvence > Kökeni: Türkçe |
Tutungu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Öğüt, nasihat, vasiyet > Kökeni: Türkçe |
Tuturgan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Öğüt, nasihat, vasiyet > Kökeni: Türkçe |
Tuturgu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Öğüt, nasihat, akılda tutulan TUTUŞ > Kökeni: Türkçe |
Tutuşuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Demet, çiçek demeti, buket.Çengiz Kaan’ın Uygur kökenli danışmanı, oğullarının eğitmen ve atabeyi bu ulu kişi, İmparatorluğun resmi dilinin “Türkçe” oluşunda ve Türk kültürünün egemen kılınmasında, önemli etken olmuştur. > Kökeni: Türkçe |
Tuyak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Dayak, destek, değnek 2. Duyan, işiten, işitici, dikkatli, uyanık > Kökeni: Türkçe |
Tuyan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Duyan, işiten > Kökeni: Türkçe |
Tuygu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Duygu, his duyumu > Kökeni: Türkçe |
Tuygun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Doğan türü bir avcı kuş > Kökeni: Türkçe |
Tuyuk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dayak, destek, arka > Kökeni: Türkçe |
Tuyun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Saygın, muteber > Kökeni: Türkçe |
Tuzağı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sevgili, aşık, maşuka > Kökeni: Türkçe |
Tuzak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sevgili, sevgili için söylenen söz > Kökeni: Türkçe |
Tuzgu |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yemek, yoldan geçenlere verilen yemek > Kökeni: Türkçe |
Tuzgun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Armağan, sunu, bahşiş > Kökeni: Türkçe |
Tübe |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Tepe, yüksek yer 2. Siper, sütre > Kökeni: Türkçe |
Tübek |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tübe, tepe > Kökeni: Türkçe |
Tügün |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Düğün, bağlılık 2. Bahşiş, hediye > Kökeni: Türkçe |
Tügüz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Düz, tam, eksiksiz, mükemmel > Kökeni: Türkçe |
Tükel |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Tüy, saç, kıl 2. Dik, dikili Türk mitolojisinde, ağaçtan doğduğuna inanılan kişi > Kökeni: Türkçe |
Tükün |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Düğün, dernek, toplantı 2. Bahşiş, armağan > Kökeni: Türkçe |
Tülek |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Zeki, kurnaz, fettan 2. Tüylü, kıllı > Kökeni: Türkçe |
Tülgü |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Alaca, renkli bir karga türü > Kökeni: Türkçe |
Tülin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Ayna 2. Ayın çevresindeki ışık halesi > Kökeni: Türkçe |
Tülin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ayın çevresindeki ışık dairesi, ayla, hale > Kökeni: Türkçe |
Tülü |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Rica, yakarış 2. Düş, rüya > Kökeni: Türkçe |
Tülüş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ücret, değer, emeğin karşılığı alınan karşılık > Kökeni: Türkçe |
Tümen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Duman, duman, sis 2. On bin sayısının askeri terminolojideki kullanılışı > Kökeni: Türkçe |
Tümer |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tüm erkek, yiğit > Kökeni: Türkçe |
Tün |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gece > Kökeni: Türkçe |
Tünbay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tün+Bay ( Kazak ve Kırgızlarda, yatak, şilte) > Kökeni: Türkçe |
Tünböri (Tunburı) Han |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yeraltı Tanrısı Yeraltındaki karanlık suların tanrısıdır > Kökeni: Türkçe |
Tünek |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Gece kalınan yer > Kökeni: Türkçe |
Tüng |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Gece, gece karanlığı 2. Olağanüstülük, fevkaladelik > Kökeni: Türkçe |
Tünkür |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Peri, melek > Kökeni: Türkçe |
Tür |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Soy, kök, orjin, çeşit, kan, damar, doğuş, yaratılış, oluş > Kökeni: Türkçe |
Türe |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Töre 2. Tigin, prens, şehzade > Kökeni: Türkçe |
Türel |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Türeli, töreye bağlı, töresel, hukuk, hukuki, hukuka uygun > Kökeni: Türkçe |
Türeli |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Türe sahibi, töreye bağlı, hukuka bağlı > Kökeni: Türkçe |
Türemen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Töreye bağlı, töreye göre yaşayan > Kökeni: Türkçe |
Türener |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Töreye bağlı, töre sahibi > Kökeni: Türkçe |
Türetgen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yaratıcı, mucit, üretken > Kökeni: Türkçe |
Türk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bu kutlu ad, birçok anlamları içinde barındırır. Türeyiş, doğuş, güç, erk, soy, döl, çoğalma, düzen, töre, töreli, türüyük, türemiş. Töreli, Töreye bağlı, Töreye göre olmuş, Töre ile özdeş, iyilik, güzellik, doğruluk ve düzenlilik içinde yaşayan, bunun için gerektiğinde, mayasından gelen güç ve erkini kullanan kişi ya da kişiler topluluğu, anlamlarını taşır. TÜRK BİLGE KAĞAN: (Orhun anıtlarında, Bilge kağan kendini böyle tanıtır.) > Kökeni: Türkçe |
Türk |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Türemek. Güç. Töreye bağlı. Budunumuzun adı > Kökeni: Türkçe |
Türk bilge kağan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Orhun anıtlarında, Bilge kağan kendini böyle tanıtır.) > Kökeni: Türkçe |
Türkay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ay gibi parlak Türk > Kökeni: Türkçe |
Türker |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yiğit Türk > Kökeni: Türkçe |
Türkeş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Orhun Yazıtlarında adı geçen bir Türk savaşçı > Kökeni: Türkçe |
Türkmen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bir Türk boyu, Oğuzlar > Kökeni: Türkçe |
Türköz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Özü, aslı Türk olan > Kökeni: Türkçe |
Türkşad |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kutlu Türk > Kökeni: Türkçe |
Türkü |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Türk dilinde söylenen, melodi > Kökeni: Türkçe |
Türü |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dürülmüş, derli, toplu, düzenli > Kökeni: Türkçe |
Türün Han |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Cehennem Tanrısı Cehennemi yönetir > Kökeni: Türkçe |
Türüng |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Aktif, faal, çalışkan > Kökeni: Türkçe |
Tüsümel Han |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yeraltı Tanrısı Kötülükler yaptığı söylenir > Kökeni: Türkçe |
Tüş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Düş, rüya > Kökeni: Türkçe |
Tüştemiz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tüş+temiz > Kökeni: Türkçe |
Tüşülü Han |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kötülük Tanrısı İnsanları kötülük yapmaya iter > Kökeni: Türkçe |
Tütsü |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güzel kokulu ot yakarak ortaya çıkarılan koku > Kökeni: Türkçe |
Tütsük |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Tütsü, tüten koku 2. Öfkeli, kinci, öç alıcı > Kökeni: Türkçe |
Tütük |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Güzel ve etkileyici koku, duman, tütme kokusu 2. Düdük, savaşlarda ve savaş talimlerinde komut vermek için kullanılan düdük > Kökeni: Türkçe |
Tüz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Düz, düzen, kök, esas, kural, bütünlük, doğruluk, uyum, uyumluluk > Kökeni: Türkçe |
Tüzbayküç |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tüz+Bay+Güç Bütün, hepsi, hepsini içine alan > Kökeni: Türkçe |
Tüze |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Düz, doğru, düzen, kural, uyum, ahenk 2. İdare, yönetim 3. Ulus, topluluk, halk 4. Uyum,uyumluluk, barış, uzlaşı 5. kusursuzluk > Kökeni: Türkçe |
Tüzen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Düzen, uyum, kurallar bütünü > Kökeni: Türkçe |
Tüzli |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Uyumlu, uygun, düzenli, idareci > Kökeni: Türkçe |
Tüzlüg |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Uyum, ahenk, geçim > Kökeni: Türkçe |
Tüzük |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Düzük) 1. Düzen, düzülü, sıralı, düzenleme, düzenlenmiş, düzenli, 2. Özel durumlara göre biçimlenmiş kurallar bütünü > Kökeni: Türkçe |
Tüzül |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Düzülü, sıralı, muntazam, disiplinli, hiyerarşik 2. Anlaşmış, anlaşmalı > Kökeni: Türkçe |
Tüzüm |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Düzgünlük, sıra, dizgi TÜZÜN > Kökeni: Türkçe |