Atasözleri ve Deyimler, Atasözleri ve Açıklamaları, Türkçe Atasözleri H

Atasözleri ve Deyimler, Atasözleri ve Açıklamaları, Türkçe Atasözleri H

Atasözleri ve Deyimler, Atasözleri ve Açıklamaları, Türkçe Atasözleri

Atasözleri ve Anlamları İçin Tıklayınız.

A B C Ç D E F G H I İ K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Deyimler ve Anlamları İçin Tıklayınız.

A B C Ç D E F G H I İ K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

H Harfi ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları


Hacı Mekke'de, derviş Tekke'de bulunur: Kişi, pozisyon gereği nerede bulunması gerekiyorsa orada bulunur.

Hak değince akan sular durur: Bir işte adalet gözetildiği zaman söylenecek söz kalmaz.

Hak yerde kalmaz: Emeğin karşılığı her zaman alınır.

Hak yerini bulur: Bir haksızlıkta, yanlışlıkta er veya geç doğru olan gerçekleşir. Kimsenin yaptığı haksızlık yanında kalmaz.


Haklı söz haksızı Bağdat'tan çevirir: İnandırıcı, ikna edici söz yanlış yolda ısrar eden kişiyi ikna eder, yola getirir.

Hal halin yoldaşıdır: Aynı durumda olan kişiler diğerlerine oranla birbirlerini daha iyi anlarlar.

Halayıktan kadın olmaz, gül ağacında odun olmaz: Gül ağacından nasıl odun çıkmazsa hizmetçi de efendinin karısı olmaz çünkü ona denk değildir.

Hamala semeri yük değildir: İnsana kendi işi ağır gelmez.

Hamama giren terler: Yapılacak herhangi bir iş, belirli bir masrafı, fedakârlığı ve sıkıntıya katlanmayı gerektirirse, o işi iyi sonuçlandırmak için gereken şeylere uymak gerekir.

Haramın temeli olmaz: Haram yolla elde edilen kazancın kişiye bir faydası yoktur. O yolla elde edilen servet kalıcı olmaz.

Harman döven öküzün ağzı bağlanmaz: Verim aldığımız kişilerin bize kazandırdıklarını düşünerek onları da mutlu etmeliyiz. Onların ihtiyaçlarını karşılamalıyız.

Harman dövmek keçinin işi değil: Önemli, ustalık gerektiren işler o işin uzmanı olmayan kişilerle yapılmamalıdır.

Harman sonu dervişlerindir: Bir işte herkes yararlanır fakat o işten asıl fayda görecek kişiler sabırlı kişilerdir.

Harman yakarım diyen orağa yetişmemiş: Birine kötülük yapmayı planlayan, tasarlayan kişi, o kötülüğü yapmaya fırsat bulmadan cezasını görür.

Harman yel ile düğün el ile: Bir işin gerçekleşmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır.

Hasta olmayan, sağlığın kadrin bilmez: Bir durumla karşılaşmayana kadar durumumuzun hep öyle devam edeceğini düşünürüz. Ancak zor durumlarda iyi günlerin kıymetini anlamaya başlarız.

Hastalık kantarla girer, miskalle çıkar: Hastalık bir anda gelir ve sancılı olur. İyileşme ise yavaş yavaş olur.

Hastaya yatak sorulmaz: Bir kişi için en gerekli olan şey için kişiye ona ihtiyacı olup olmadığı sorulmaz.


Hatasız kul olmaz: İnsanın ufak tefek hataları olur. Önemli olan hatalarımızı düzeltmeye çalışmamızdır.

Hatır için çiğ tavuk yenir: İnsan hatırlı biri için yapılmayacak olanı da yapar.

Haydan gelen, Hu'ya gider: Kolay, hak edilmeden ve emeksiz kazanılan şeyler hemen elden çıkar. Tek sermayemiz alın terimizdir.

Hayır dile komşuna, hayır gele başına: Kişi başkaları için iyi şeyler dileyecek ve yapacak ki başkaları da onun için iyi şeyler dilesin, yapsın.

Hayvan yularından, insan ikrarından (sözünden) tutulur: Kişi birine söz vermişse o söz, kişiyi bağlar. Sözünde durmayarak farklı bir davranışta bulunursa ona verdiği söz hatırlatılır. Dolayısıyla o kişi söylediğinin dışına çıkamaz. Tıpkı yularından tutulduğu için başka tarafa gidemeyen hayvanın durumu gibi.

Hayvanlar koklaşa koklaşa, insanlar konuşa konuşa anlaşır: İnsanlar, duygu ve düşüncelerini konuşarak birbirlerine iletirler ve birbirlerini böylece tanımaya çalışırlar. Hayvanlar da koklaşa koklaşa anlaşırlar.

Hazıra dağlar dayanmaz: Kişi, çalışmadan sürekli mevcudu tüketmeye çalışsa bunun sonu olmaz. Bununla geçinemez.

Hekimsiz, hâkimsiz memlekette oturma: Kişiye her zaman sağlık ve adalet lazım olur. Sağlığın güvencesi olan hekimin ve adaletin güvencesi olan hâkimin, bulunmadığı yerde yaşamamak gerekir.

Helal kazanç ile yağlı pilav yenmez: Helal yoldan zengin olmak oldukça zor bir iştir.

Her ağacın meyvesi olmaz: Her insandan yaratıcılık, verimlilik beklenilmez. Dıştan böyle görünen niceleri vardır ki bunların verimli hiçbir yanları yoktur.

Her çok, azdan olur: Çoklar, azar azar biriktirilerek ortaya çıkar. Çok şeye sahip olmak isteyen bunun az az biriktirmekten geçtiğini bilmelidir.

Her dağın derdi kendine göre: Herkesin kendine göre büyük veya küçük mutlaka bir sorunu vardır.

Her damardan kan alınmaz: Her kişiden yardım istenmez, yardım almamak gerekir.

Her deliğe elini sokma, ya yılan çıkar ya çıyan: İnsan, iyi bilmediği, bilgi sahibi olmadığı bir işi yapmaya kalkışmamalıdır. O kişi, ciddi olumsuz durumlarla karşılaşabilir.

Her Firavun'un bir Musa'sı olur: Zalimlerden insanları kurtaracak, ona hesabını soracak bir kurtarıcı her zaman olur.

Her gün papaz pilav yemez: Fırsat her zaman kişinin ayağına gelmez.

Her horoz kendi çöplüğünde öter: Bir kişinin sözü en çok kendi çevresinde, kendisini tanıyan kişilerin bulunduğu yerde geçer.

Her inişin bir yokuşu vardır: Hayata zıtlıklar her zaman birbirini takip eder. İnsan bazen mutlu bazen de mutsuzdur. Bir durumda sürekli kalmak güçtür.


Her inleyen ölmez: Her zorluk, olumsuz sonuçlanacak diye bir şey yoktur. Sıkıntılı durumlardan kurtulmak için uğraşmak gerekir.

Her işin başı sağlık: İnsanın yapacağı her iş vücut sağlığına bağlıdır. Sağlık olmazsa hiçbir iş yapılamaz.

Her işte bir hayır vardır: Bizim için kötü olan bir durum, öyle görünen bir şey bile bizim için hayırlı olabilir.

Her kapının bir anahtarı vardır: Her zorluğun mutlaka bir çözüm yolu vardır.

Her koyun kendi bacağından asılır: Herkes kendi davranışlarından sorumludur. Birisinin hatası yüzünden başka kişiler cezalandırılamaz.

Her kuşun eti yenmez: Görünüş, çoğu zaman yanıltıcı olabilir. İyi bilmediğimiz şeylere hemen atılmamalıyız.

Her taş baş yarmaz: Korkulan her şey tehlikeli olmayabilir.

Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır: Herkesin kendine göre gerçekleşmesini arzu ettiği bir umut ve dileği vardır.

Her ziyan bir öğüttür: Kişinin başına gelen her felaket, kişi için bir derstir.


Herkes aklını pazara çıkarmış, yine kendi aklını almış: Kişi kendi aklını başkalarının aklından üstün görür. Kendini her zaman daha çok beğenir.


Herkes davul çalar ama çomağı makama uyduramaz: Herkes her işi yapmaya çalışabilir fakat o işi işin ustası kadar güzel yapamaz.

Herkes evinde ağadır: Kişinin hatırı, sözü en çok ailesinin yanında karşılık bulur.

Herkes gider Mersin'e, biz gideriz tersine: Bir işin bilerek yanlış yapıldığını, yolunda gitmediğini anlatmak için söylenilir.

Herkes kendi ölüsü için ağlar: Kimse, başkasının acısını tam anlamıyla hissetmez. Onun yüreğini sızlatan sadece kendi acısıdır.

Herkesin aklı bir olsa koyuna çoban bulunmaz: Farklı farklı işler farklı kişilerce başarılabilir. Herkes aynı yetenek ve bilgide olsa bazı işleri yapacak kişiler bulunmazdı.

Herkesin arşına göre bez vermezler: Kişi, bir işte istediği gibi değil, ona öngörülen kadar faydalanabilir.

Herkesin geçtiği köprüden sen de geç: Toplumsal bir varlık olan insan toplumla birlikte hareket etmelidir. Toplum neyi yaparsa kişi de onu yapmalıdır.

Herkesin hamuru ekmeğine göredir: Bir iş için yapılacak hazırlık, uğraş o işteki gereksinme kadardır.

Hesabı pak olanın, yüzü ak olur: Dürüst olan,  doğruluktan şaşmayan, kanuna göre iş yapan kimse kötü olmaz.

Hesabını bilmeyen kasap, ne satır bırakır ne masat: Bir kişi hesabını bilmiyorsa elinde avucunda ne varsa kaybeder.

Hırsıza kilit olmaz: Kötü niyetli, kötülükleri meslek haline getirmiş olan bir kişiyi önlemek için alınacak tedbirler bir işe yaramaz.


Hıyar akçesiyle alınan eşeğin ölümü sudan olur: Çok ucuza mal edilen bir şeyin elden çıkması da aynen öyle kolay olur.

Hızlı sağanak tez geçer: Bir işe çok aşırı hırs gösteren kişiler daha sonra bu hızlarını kaybederler. Sakin ve devamlı aynı hızla gitmek önemlidir.

Hile ile iş gören mihnet ile can verir: İşlerinde sahtekârlık yapan, başkalarını aldatan kişiler son nefesinde büyük sıkıntı çekerler.

Hocanın dediğini yap, yaptığını yapma: Din görevlilerin söyledikleri doğru ve yapılması gereken şeylerdir. Bunları yapmak gerekir. Bunların söyledikleri genellikle hayatlarında olmadığı için onların yaptıklarını yapmamak gerekir. Yani bunların söyledikleri ve yaşantıları birbirine uymamaktadır.

Horoz evlenir, tavuk tellenir: Gereksiz yere başkasının sevincine ortak olanlar için söylenir.

Horoz ne kadar öterse ötsün, civciv tavuğun dık dıkına bakar: Baba, her ne kadar çocuğun kendisine daha yakın olmasını istese de çocuk annesini daha yakın görür, ona bağlanır.

Horoz ölür, gözü çöplükte kalır: Alışkanlıklar terk edildiğinde, makam ve mevkiler yitirildiğinde kişilerin sürekli bunlarda gözü kalır.

Horozu çok olan köyün sabahı geç olur: Bir konu üzerinde söz söyleyen çok olursa sonuca varmak geç olur.

Huy canın altındadır: Kişileri alışkanlıklarından, huylarından vazgeçirmek çok zordur hatta mümkün değildir.

Huylu huyundan vazgeçmez: Doğuştan gelen özellikler kişiliğin bir parçası olduğundan bu özellikler kolay kolay değiştirilemez.

Haberi verenden alan uz gerek.

Bir kişi ne gibi sonuç doğuracağını bilmediği bir haberi sadece anlatır. Bundan sonra çıkarmak, dinleyenin anlayış, uslamlama gücüne bağlıdır.

 

Haddini bilmeyene bildirirler.

Çevresindekileri hiçe sayarak yetkili olmadığı konularla yüksekten atanlara sert karşılıklarla gereken dersi verir.

Hak değince akan sular durur.

Bir anlaşmazlıkta adalet, Hakkaniyet, tarafsızlık yolu tutuldu mu?Artık kimsenin söyleyecek sözü kalmaz.

Haklı söz haksızı Bağdat’tan çevirir.

Doğru, inandırıcı söz, yanlış yolda çok ileri gitmiş kişiyi bile yola getirir.

Hak yerde kalmaz.

Hak hor görülmez, çiğnenmez, yansıtmaz.Emeğin karşılığı her herhalde ödenir.

Hak yerini bulur.

Bir anlaşmazlığı ortadan kaldıran yol, doğru yoldur.Bu her zaman üstün gelir. Haklıya hakkının verilmesi, suçlunun cezalandırılması da bu demektir.

Halayıktan kadın olmaz, gül ağacında odun olmaz.

Her şeyin, kendisinden beklenen görevi yapabilecek nitelikler taşıması gerekir.Gür ağacı iyi odun görevini yapamadığı gibi orta hizmetçisi de kültürlü bir kocanın eşi olmaz.

Hal halin yoldaşıdır.

Aynı durumdaki kimseler, birbirlerinin durumunu daha iyi anlarlar.

Halıda nakış bir gerek.

Bir toplulukta, bir uğraşı alanında aynı niteliği bulunan bir öğe hoş karşılanır bunu benzer başka bir öğe iyi karşılamaz.

Hamala semeri yük olmaz.

İnsana kend işi ve sorumluluğunu üzerine aldığı yakınlarının yükü ağır gelmez.

Hamama giren terler.

İçinde bulunduğumuz durumun masrafı, özveriyi, sıkıntıya katlanmayı gerektiriyorsa işimizi bunlarsız yürütmeyi düşünemeyiz.

Hamı tatlı, yetkini acı.

Çocuk küçükken sevili; sorun çıkarmaz. Ama büyüyünce anne babayı büyük sorunlar karşısında bırakır; üzerde.

Hamsi kurban olur m? Kanı da var, canı da.

Yanlış işi yapmaya kararlı olanlari, bunun doğru olduğunu kanıtlamaya çalışırlar.

Hamsin, zemheriden kemsin.

Kırk gönlük zemheri kışın en sert dönemi sayılır. Ama onu izleyen elli gün daha da zorlu geçer.

Hangi gün vardır akşam olmadık.

Sona ermeyen hiç bir iyi durum, yıldızı sönmeyen hiçbir ünlü yoktur.

Hanım kırarsa kaza, halayık kırarsa ceza.

Buyurucu durumunda olanların yaptığı yanlışlık hoş görülür; buyruk altındakilerin yaptığı yanlış suç sayılır.

Haramın temeli olmaz.

Haram kazanç, bir işe yaramadan telef olur gider.

Haramzade pazar bozar, helal zade pazar yapar.

Sütü bozk kişi, iki kimsenin arasını açar, anlaşmalarına engel olur. Soylu kişi arabuluculuk yapar, anlaşmalarına yardım eder.

Harmanda dirgen yiyen sıpa, yılana kadar acısını unutmaz.

Bir haylazlığından dolayı dövülen çocuk uzun süre bunu hatırlarda haylazlık yapmaktan çekinir, uygunsuz bir davranışından dolayı cezalandırılan kimselerde böyle.

Harman döven öküzün ağzı bağlanmaz.

Hizmetinin verimlerini aldığımız kimsenin bize kazandırdığı şeylerden kazanması gerekir.

Harman dövmek keçinin işi değil.

Önemli, ağır işler, hafife alınmamalı, çoluk çocuğa acemilere yapılmamalıdır.

Harmanı yakarım diye, orağa yetişmemiş.

Başkasına kötülük yapmayı tasarlayan kişi kötülüğünü yapamaya fırsat bulmadan cezasını görür.

Harman sonu dervişlerindir.

Herkesin bol bol yararlandığı şeyin arta kalanından alçak gönüllü kimseler yararlanırlar.

Harman ile, düğün el ile.

Her işin gerçekleşmesi bir takım koşulların bulunmasına bağlıdır.

Hastalık kantarla girer, miskalle çıkar.

Hastalık, birden ve çok zorlu gelir.Ama yavaş yavaş iyileşir.

Hastalık sağlık bizim için.

İnsan can taşıyor: sağ, esen olduğu gibi hastada olur bu durumları düşünüp tedbirli bulunmak gerekir.

Hasta ol benim için öleyim senin için.

Kişi, kendisi için bir özveride bulunan kimseye karşı, sırası gelince daha büyük özveride bulunur.

Hasta olmayan, sağlığın kadrin bilmez.

İnsan hasta olup ağrılar sızlar içinde kıvrandıktan sonra hasta olmadığı zaman ki durumunun değerini gereği gibi anlar.

Hastaya bakmaktan hasta olması yeğdir.

Ağır bir hastaya bakmak o denli güçtür ki, kimi zaman hasta olmak bundan daha kolay görünür.

Hastaya yatak sorulmaz.

Bir kimseye, onsuz yapamayacağı belli olan bir şeyin gerek olup olmadığı sorulmaz.

Hatasız kul olmaz.

Yanılmayan, kusur işlemeyen insan yoktur.

Hatır alma bir elma.

Bir kimseye karşı sevgimizi göstermek için sunduğumuz armağanın değeri pahalı olmasında değil duygumuzu taşımasındadır.

Hatır için çiğ tavuk yenir.

İnsan, sevdiğinin yapmayacak şeyi yapar.

Haydan gelen huya gider.

Havadan kazanılan para, işe yaramayan şeyler uğruna savrulur gider.

Hayıf ölene olur.

Acınacak yaşta yada acıklı biçimde ölene herkes üzülür; Ama bir süre sonra üzüntüler geçer acı unutulur ölene acınılacak durum ise sürüp gider.

Hayır dile eşine, hayır gele başına.

Sen başkaları için yine şeyler dile ve yap ki başkaları da senin için iyi şeyler dilesin, yapsın.

Hazıra dağlar dayanmaz.

Hazırdan yemeğe dağ kadar para olas dayanmaz.Onu hiçinsan bir yerden yerken bir yerden de kazanmalıdır.

He demekte işi bitirir, “yok” demek de.

İşinin incelenmesi uzayıp giden kişi olumlu yad olumsz olsun, bir an önce sonucu görmek ister çünkü ona göre program çizecektir. Olumlu sonuçta, olumsuz sonuç ta bu nedenle işine yarar.

Hekimden sorma, çekenden sor.

Hastanın ne çektiğini hekim bilmez, hasta bilir.

Hekim kim, başına gelen.

Bir hastanın en iyi hekimi bu hastalığı geçirmiş kimsedir. Toplumsal alanda da böyledir: Bir konuyu en iyi sonuca ulaştırmasını bilen kimse, bir olay başından geçmiş olan kimsedir.

Hekimsiz, hakimsiz memlekette oturma.

Sağlığın güvencesi hekim, toplumun güvencesi hakimdir. Bu iki güvencenin bulunmadığı yerde oturmak doğru değildir.

Helala cömertlik olmaz.

Karı kocasının, koca karısının başkasıyla senli benli olmasına düşüp kalkmasına göz yummamalıdır.

Helal kazanç ile yağlı pilav yenmez.

Din, yasa, ahlak dışı iş yapmaktan zengin olunmaz

Helva şirin nefis kafir.

Yasaklanan yada ele geçirilmesi güç olan şeyin çekiciliği karşısında da ona kavuşma isteğini yenmek güçtür.

Her ağacın meyvesi olmaz.

Dıştan sevimli gibi görünen herkes verimli olmaz.

Her ağaç kökünden kurur.

Bir topluluğun dayandığı temel bozulursa o topluluk yıkılır.

Her ağaçtan karışık olmaz.

Özelliği bulanan bir iş için herhangi bir kimse ve herhangi bir şey kullanılamaz.

Her başın bin derdi var, değirmencininki su.

Herkesin kendi yaşayışı ile ilgili bir derdi vardır.Bir kişinin derdi ötekininkine benzemez.

Her çiçek koklanmaz.

Her güzelle ilişki kurmak iyi değildir.

Her çok, azdan olur.

Çok dediğimiz şeyler azların birikmesiyle meydana gelmiştir.Çoğu elde etmek için azları biriktirmeye önem vermelidir.

Her damardan kan alınamaz.

Herkesten yardım istenmez istense de alınamaz.

Her deliğe elini sokma, ya yılan çıkar ya çıyan.

Sonunu düşünmeden, zarar görmek olasılığı bulunan davranışlarda bulunma.

Her delinin başına başına bayrak dikilse bedestende bez kalmaz.

Çevrede o denli çok dengesiz var.

Her dükkan kirasıyla.

Her malın fiyatı değerlilik derecesine göredir.

Her düşüş bir öğreniş.

Kişi her yanlış davranışın acı sonucundan bir ders alır.

Her gün baklava börek yense bıkılır.

Hep aynı şeyle uğraşmak, usanç veriri bunlar en güzel şeyler olsa bile.

Her gün gezen kırda bir gün uğrar kurda.

Sakıncalı işlerle uğraşan kimse günün birinde tehlikenin kurbanı olur.

Her horoz kendi çöplüğünde öter.

Bir kişinin kendi malı olan yerde, yada kendisine çok bağlı bulunan çevrede sözü geçer.

Her inişin bir yokuşu vardır.

İşi bozlan kişi üzülmemelidir. Her inişin bir yokuşu olduğu gibi bir işin düzelmesi, düşmenin kalkması da vardır.

Her inleyen ölmez.

Her sıkıntılı durum sıkıntılı biçimde sonuçlanmaz.Umutsuzluğa düşmemek sıkıntıya düşmeyen yollara başvurmak gerekir.

Her işin başı sağlık.

İnsanın yapacağı her iş vücut sağlığına da bağlıdır. Sağlık olmazsa hiçbir iş yapılamaz.

Her işte bir hayır vardır.

Olup biten bir işi başka biçime sokmak elimizde.olmadığına göre hayra yormak gerekir. Bu, insanı kötümserlikten kurtarır.

Her kapının bir anahtarı vardır.

Her güç işi çözecek bir yol vardır.

Her kaşığın kısameti bir olmaz.

Herkesin talihi kazancı bir değildir.Aynı çabayı göstermelerine karşın kimisi daha çok, kimisi daha az kazanır.

Herkes aklını pazara çıkarmış yine kendi aklını almış.

İnsanlar kendi akıllarını başkalarından üstün görürler. Bir konu üzerindeki türlü düşünceler arasında en çok kendi düşüncelerini beğenirler.

Herkes bildiğini okur.

Başkaları ne söylerse söylesin herkes kendi düşünüşüne göre iş yapar.

Herkes davul çalar ama çomağı makama uyduramaz.

Herkes işi yapar ama, o işin gerektirdiği ustalığı gösteremez.

Herkese tükrüğü bal.

Kişi başkaları beğenmese de kendi yapıtını, kendi yakınlarını beğenir, sever.

Herkes evinde ağadır.

Herkesin kendi evinde, kendi ölgesinde hatırı sayılır sözü geçer.

Herkes gübresini kendi tarlasına kor.

Kişinin başkasına yaptığı kötülük kendi tarlasına koyduğu gübre gibidir; kendi malıdır, yine kendisine dönecektir.

Herkesin aklı bir olsa koyuna çoban bulunmaz.

Çeşitli işler, çeşit çeşit yetenekli kişilerle başarılabilir. Herkes aynı şeyi bilseydi, geri kalan işleri yapacak işleri yapacak kalmazdı.

Herkesin arşına göre bez vermezler.

Herkes her bir işten istediği ölçüde değil, ancak gerektiği ve olabildiği oranda yararlanabilir.

Herkesi nasıl bilirsin? kendin gibi

Başkalarını bir grup karşısında nasıl davranacağını düşünürken hep kendimize ölçü tutar ona göre yargıya varırız.

Herkesin delisi evinde, derdi karnında.

Aile bireylerinin uygunsuzlukları, evim çeşitli sıkıntı ve sorunları olur. Bunlar kimseye duyurulmaz; sineye çekilir.

Herkesin ettiği yoluna gelir.

Bir kimse başkasına bir kötülük yaparsa aynı şey kendisininde başkasına gelir. İylik de böyle.

Herkesin geçtiği köprüden sende geç.

Sana uygun görünmese bile herkesin yaptığı şi sende yap.

Herkesin hamuru ekmeğine göredir.

Bir iş için yapılan hazırlık, gerekseme ölçüsünde olur.

Herkesin tenceresi kapalı kaynar.

Bir ailenin geçim durumunu başka bir aile bilmez.

Herkesin yorulduğu yere han yapmazlar.

Bir işi yapmakla yükümlü olan kimseye, bu işi dilediği zaman yapması, dilediği gibi yapması itemediği zaman yapmaması tanınmaz.

Herkes karının rengine boyanır.

İnsan davranışlarının uğraştığı işin gereklerine uydurmalıdır.

Herkes kağık yapar ama sapını ortaya getiremez.

Bir işi yapmaya fark vardır. Kusursuz ve en güzel biçimde yapmayı herkes beceremez.

Herkes kendi ayıbını bilmez.

İnsan kendi kusurunu göremez bilemez bilse zaten onu yapmaz.

Herkes kendi ölüsü için ağlar.

Hiç kimse başkasını acısını içinden duymaz onun yüreğin sızlatan ancak kendi acısındadır.

Herkes ne ederse kendisine eder.

Kişinin davranışları, niteliğine göre çevresinde yankı bulur.

Herkes sakız çiğner ama kürt kızı tadını çıkarır.

Bir işi herkes yapar ama, meraklısı başka bir iştahla, tadını çıkararak ve herkesin dikkatini çekerek yapar.

Herkes sevdiğini öper, bayramda bahane.

Kişi, yapmayı uygun gördüğü iş için bir gerekçe yakıştırır.

Her koyun kendi bacağından asılır.

Herkes kendi suçundan sorumludur.

Her sakaldan bir tel çekseler, köseye sakal olur.

Herkes biraz özveride bulunsa bir yoksul perişanlıktan kurtulur.

Her sakallıyı baban mı sanırsın?

Dış görünüşü ile iyi sanılan kişinin iç yüzünü anlamadıkça kesin yargıya varmayınız.

Her şeyin vakti var, horoz bile vaktinde öter.

Her şey zamanında yapılmalıdır. Zamanı gelmeden yapılmaya kalkışırsa başarı elde edilemez. Çünkü gereken koşullar tamam olmamıştır. Zamanı geçtikten sonra yapılırsa gereği kalmayan bir iş için uğraşılmış olur.

Herşeyin yenisi, dostun eskisi.

Eski, yıpranmış, bozulmuş şeyi kullanmak, insana sıkıntı verir. Yeni şey zevkle kullanılır. Eskilik ancak dostlukta değer taşır.

Herşeyin yokluğu yokluktur.

İnsan pek çok şeye gerekseme duyar. Gerekli olan şey, küçük birşey de olsa yokluğ kendini belli eder.

Her taş baş yarmaz.

Her korkulan şey tehlikeli değildir.

Her vaktin bir padişahı var.

Her işin iyi yapılacak uygn bir zamanı vardır.

Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.

Her kişinin kendine özgü bir çalışma yolu,bir iş yapma biçimi vardır.

Her yiğidin gönlünde bir arslan yatar.

Herkesin gönlünde,elde etmek istediği büyük bir şey vardır.

Her zaman çiğdem çıkmaz; bazen de küsküç kırılır.

Girişilen işlerden her zaman olumlu sonuç alınamaz. Kimileyin olumsuz durumlar başarıya engel olur.

Her zaman eşek ölmez, on köfte on paraya olmaz.

  1. Her zaman piyasa malla dolup fiyatlar ucuzlamaz.
  2. İstenen şeyi kolayca elde etmek olanağı çıkınca fırsatı kaçırmamalı.

Her zaman gemicinin istediği rüzgar esmez.

Olaylar herkesin dileğine uygun olarak gelişmez.

Her ziyan bir öğüttür.

Kişi her uğradığı zarardan bir ders alır. kendisini bu zarara sürükleyen yanlış tutumu artık bırakır.

Hesapsız kasap, ya bıçak kırar ya masat.

  1. İşinin ehli olmayan, ne yapacağını önceden iyi düşünmeyen kişi,işin içinden bir türlü çıkamaz. bu uğurda başvurduğu araçları da heder eder.
  2. Hesabını bilmeyen kişi elinde, avucunda bulunan işe yarar şeyleri de ziyan eder.


Hırsıza ne kilitli kapı, ne yüksek duvar engel olabilir. o içeri girmenin yolunu bulur.

Kötü bir iş yapmaya kararlı olan kişiyi önlemek olanaksızdır.

Hırsız evden olursa mandayı bacadan aşırır.

Ev içindeki hırsızlığa karşı önlem almak güçtür: Evin ve evdeki yaşayışın bütün inceliklerini bildiği için akla gelmeyen yollarla, olanaksız sanılan eylemlerle hırsızlığını yapar.

Hırsızlığı da öğren, baş ucunda dursun.

Hırsızlığı ve benzeri kötü davranışları da öğrenir. Eylemde bulunmak için değil, bunları yapanlara karşı ne gibi önlemler alınması gerektiğini bilmeye ve kendilerini daha kolay bulmaya yarayacağı için.

Hıyar akçesiyle alınan eşeğin ölümü sudan olur.

Çok ucuza alınan, çürük, işe yaramaz olur.

Hıyarın önü, dutun sonu.

Hıyar, ilk çıktığında taze ve lezzetli olur; git gide kartlaşır dutun ise ilk çıktığında son günlerinde olgun ve tatlı olur.

Hile ile iş gören mihnet ile can verir.

İşlerine hile karıştırmış, başkalarını aldatıcı olan kişi son nefesini azap içinde verir.

Hilekardan yumurta alan, içinde sarısını bulamaz.

Hilekar satıcı, hiç kimsenin kuşkulanmasına olanak bulunmayan hileler yapan. Bunun gibi kurnaz kişi, işini yaparken kimseye sezdirmeden çıkar sağlar.

Hocanın dediğini yap, yaptığını yapma.

Din adamları bize dinin buyruklarını anlatırlar. Buna uymak gerektir. Ama birçok din adamının davranışları dine aykırı olduklarından gittikleri yola gidilmemelidir.

Hocanın vurduğu yerde gül biter.

Öğretmen gerekli görürse çocuğu döver. Attığı dayağı, gücenmek şöyle dursun, nimet gözüyle bakılır ve dayağın yaptığı kızartı vücutta açılmış gül diye nitelenir.

Hoca okurken yanılır.

Yanılmak doğal bir olaydır kusur sayılmamalıdır. Hoca bile çok iyi bildiği Kuran ayetlerini okurken yanılabilir.

Horoz ne kadar öterse ötsün, civciv tavuğun dık dıkına bakar.

Babalar çocuklarının kendilerine yakın olmaları için ne denli uğraşırlarsa uğraşsınlar çocuklar annelerine bağlı olurlar.

Horoz ölür gözü çöplükte kalır.

Kişinin sevdiği şeye karşı olan hırsı ölene değin sürer.

Horozu çok olan köyün sabahı geç olur.

Bir konu üzerinde söyleyen çok olursa sonuca varmak geçirir.

Huylu huyundan vazgeçmez.

Bir huy dinmiş olan kişiyi bu huydan vazgeçirmek için ne kadar uğraşılırsa boştur.

Yorumlar (0)