Atasözleri ve Deyimler, Atasözleri ve Anlamları, Türkçe Atasözleri S-Ş

Atasözleri ve Deyimler, Atasözleri ve Açıklamaları, Türkçe Atasözleri S-Ş, Atasözleri ve Anlamları

Atasözleri ve Deyimler, Atasözleri ve Açıklamaları, Türkçe Atasözleri, Atasözleri ve Anlamları

Atasözleri ve Anlamları İçin Tıklayınız.

A B C Ç D E F G H I İ K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Deyimler ve Anlamları İçin Tıklayınız.

A B C Ç D E F G H I İ K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

S, Ş Harfi ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Sabah ola, hayrola: Sabah vaktinde belki bu olumsuz durum tersine döner. Geleceğin neyi göstereceğini şimdiden kestirmek zordur. Olumsuz durumlarda kullanılır.

Sabah sürçen, geceye dek sürçer: Bir işte başta başarısız olan kişinin bu başarısızlığı sonuna dek sürer.

Sabanın tutağına yapışan el aç kalmaz: Çiftçilik yapan kişiler aç kalmaz.

Sabır acıdır meyvesi tatlıdır: Bir şey için sabretmek güçtür fakat bu şeyin sonucu güzeldir.

Sabırla koruk helva olur, dut yaprağı atlas: Sabretmesini bilenler için aslında olması mümkün olmayan şeyler bile gerçekleşir.

Sabreden derviş, muradına ermiş: Hayatın doğası gereği insanın karşısına pek çok engel çıkabilir. Bu olumsuzluklara sabredenler istediklerine ulaşır.

Saç safadan, tırnak cefadan uzar: İnsan mutlu olduğu zaman saçı; dertli, hüzünlü olduğu zaman da tırnağı uzar.

Saçın ak mı kara mı, önüne düşünce görürsün: Hiç acele etme, sonucu birazdan anlarsın.

Sadık dost akrabadan yeğdir: Candan olan dostlar akrabadan daha hayırlı olur.

Safa ile yenen cefa ile kazanılır: Aslında keyifle harcadığımız para sıkıntı çekilerek kazanılır.

Sağ baş yastık istemez: Sağlıklı olan, hasta olmayan kişiler durup dururken yastık istemez. Yastık isteyenin mutlaka bir hastalığı vardır.

Sağılır ineğin buzağısı kesilmez: Bir faydası olan verimli şeyler elden çıkarılmamalıdır.

Sağır için iki kere keramet olmaz: Herkesin duyup öğrendiği şeyler, dikkatsiz kişiler için bir daha söylenmez.

Sağlık, varlıktan yeğdir: Kişinin sağlıklı olması her şeyin üstündedir. Sağlığı yerinde değil ise, zenginliğin, servetin ona hiçbir faydası olmaz.

Sahipsiz eve it buyruk: Kimsenin ilgilenmediği, sahip çıkmadığı işler değersiz, bilgisiz kişilerin elinde kalır.

Sakal bıyığı denk olmayınca berber ne yapsın. Geliri giderini karşılamayan kişi bir şey yapamaz.

Sakalım yok ki sözüm dinlensin: Ancak yaşlı kişilerin söz ve öğütleri dinlenir. Deneyimsiz kişilerin sözlerine çoğunlukla itibar edilmez.

Sakınılan göze çöp batar: Esirgediğimiz, üzerine titrediğimiz şeye bir şekilde bir zarar gelir.

Sakla samanı gelir zamanı: Bugün gereksiz görülen bir şey gelecekte lâzım olabilir. Önemsiz gördüğümüz şeyleri ileride işimize yarayabilir diye bir tarafta tutmalıyız.

Sana taşla vurana sen aşla vur: Sana kötülük eden kimseye sen yine de iyilik yap.

Sana vereyim bir öğüt kendi ununu elinle öğüt: Kişi, işini mutlaka kendisi yapmalıdır.

Sanat altın bileziktir: Kişinin sanatı, altın gibidir. Kişi dara düşünce altın gibi yardımına koşar. Sanat sahibi biri her yerde iş bulur, hiçbir zaman işsiz kalmaz.

Sarımsağı gelin etmişler, kırk gün kokusu çıkmamış: İnsanlar, kötü yanlarını çoğunlukla saklarlar. Bir kişi hakkında hemen hüküm verilmemelidir. Kişinin ne olduğu zamanla ortaya çıkar.

Satılık ziftin olsun, Selanik'ten kel gelir: İnsanın satacağı bir şeyi olduktan sonra bu çok kötü bir şey dahi olsa mutlaka müşterisi olur.

Sayılı günler tez geçer: Bir iş bir süre ile sınırlı ise o süre gelip geçer.

Sayılı koyunu kurt kapmaz: Kişi hesabını kitabını iyi yapıp bir şeyi birine emanet ederse o şey daha iyi korunur. 



Sel gider kum kalır: Hangi durumla karşılaşırsak karşılaşalım her şey aslına döner. Sonradan ortaya çıkanlar geçer asıl şeye yeniden kavuşulur.

Sel ile gelen yel ile gider: Emeksiz kazanç devamlı olmaz. Nasıl gelmişse öyle de zayi olup gider.

Serçeden korkan darı ekmez: Girişeceği işin tehlikelerini göze alamayan kimse o işe girişmemelidir.

Serçeye çubuk beredir: Güçsüz, iradesiz kişiler en ufak bir olumsuzlukta ortadan kaybolup giderler.

Sen ağa ben ağa, bu ineği kim sağa: Herkes kendini iş yaptıran kişi olarak görürse o iş ortada kalır.

Sen sen, ben ben: Kimse kendini başkasının buyruğu altında görmek istemez.

Sinek küçüktür ama mide bulandırır: Olumsuz, kötü şeyler çok önemsiz şeyler olsalar da yine de insanın moralini bozar.

Sinek pekmezi tanır: İşin ehli kişiler yararlanacağı, fayda umacağı şeyi tanır.

Sirkesini, sarımsağını sayan paçayı yiyemez: Çok fazla şüpheyle hareket eden kişiler büyük kazançlardan yoksun kalır.

Siyah inekten beyaz süt sağılır: Bir şeyin şekline bakıp aldanmamak gerekir. Şekil bazen insanı yanıltabilir.

Son pişmanlık fayda vermez: İyice düşünülmeden yapılan iş, çoğu kez insana zarar verir. O zaman pişman olmak ise hiçbir işe yaramaz.

Son gülen iyi güler: Bir konunun üzülecek ve sevinilecek yönleri sona erdiğinde sevinilecek durum ağır basmışsa eski hüzün ve kederli anlar unutulur. O kişinin sevinci daimi olur.

Sona kalan dona kalır: Zamanını iyi kullanamayan, işini zamanında yapmayan biri istediği şeyi elde etmez, bütün fırsatları kaçırır.

Sora sora Bağdat bulunur: Kişi, sormakla her şeyi öğrenir. Öyle ki en umulmadık şeylerden dahi haberi olur.

Söyleyene bakma, söyletene bak: İçinden geleni söyleyen bir kişinin sözleri, doğru çıkmasını istediğimiz şeylerse, bunları ona Tanrı söyletiyor der, söylediklerine inanmak isteriz.

Söz ağızdan çıkar: Mert olan her zaman sözünde durur, o sözün gereğini yapar.

Söz gümüşse, sükût altındır: Konuşmak iyi olsa dahi, susmak konuşmaktan çok daha iyidir. Çok konuşunca bazen istemediğimiz şeyleri söyleyebiliriz.

Sözünü bil, pişir; ağzında der, devşir: Kişi, sözünü çok iyi düşündükten biçip tarttıktan sonra söylemeli. Bu şekilde başına geleceklerden de kurtulabilir.

Su akarken testiyi doldurmalı: İnsan fırsatlardan yararlanmasını bilmelidir. Geliri bol olduğu zaman ilerisi için para biriktirmeli, mal, mülk edinmelidir.

Su bulanmayınca durulmaz: Bir şeyin çözüme kavuşması için önce onun tam bozulması gerekir. Bazı şeyler birçok tartışmadan sonra aydınlığa kavuşur.

Su bulununca teyemmüm bozulur: Bir işi yapmak için gerekli ana unsurlar ortaya çıkınca diğerleri bir tarafa bırakılır.

Su içene yılan bile dokunmaz: Su içme zamanında kimseye dokunulmamalıdır.

Su küçüğün, söz büyüğün: Su, önce küçüklere verilir. Karar verme de büyüklere öncelik tanınır. Yani büyüklere önce söz hakkı verilir.

Su testisi su yolunda kırılır: Bir kişi, bir şey hizmet ettiği amaç, iş uğruna kazaya uğrar, başına bir şey gelir.

Su uyur, düşman uyumaz: Durmadan akan suya uyuyor denilebilir fakat ses çıkarmayan, kıpırdamayan düşmana uyuyor denilmez çünkü düşman fırsat beklemektedir.

Sükût ikrardan gelir: Bir insan, kendisine yöneltilen suçlamalara karşı ses çıkarmıyorsa bunları kabul ediyor demektir.

Sütsüz koyun meleğen olur: Çevresine faydası olmayan kişiler, her zaman umutsuz, acıklı konuşur.

Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer: Bir olaydan zarar gören kimse buna benzer başka bir şeyle karşılaştığında daha seçici davranır, daha temkinli olur.

Şahin ile deve avlanmaz: Yetersiz imkânlarla büyük işler başarılmaz.

Şaraptan bozma sirke keskin olur: Sonradan bozulan ve yoldan çıkan kimse eskiden beri yoldan çıkmış kimseden daha azgın, kötü olur.

Şaşkın ördek başını bırakır, kıçından dalar: Ne yaptığını bilmeyenler işleri tersinden yürütmeye kalkarlar.

Şeriatın kestiği parmak acımaz: Yasalara göre yapılan yargılamalarda verilen cezalarda kişinin diyecek bir sözü olmaz.

Şeyh uçmaz, müridi uçurur: Bir kişiye inanlar, onu rehber edinenler onu olduğundan oldukça üstün görürler ve onda olağanüstü özellikler olduğuna herkesi inandırmak isterler.

Şeytanın dostluğu darağacına kadardır: Kötü arkadaş insanı yoldan çıkarıp ölüme kadar götürebilir. O esnada dahi onu tek başına bırakır.

Şeytanla kabak ekenin kabak başına patlar: Kötü, kurnaz, hilekâr kişilerle arkadaş olanın sonu berbat olur.

Şimşek çakmadan gök gürlemez: Bir şey henüz ortaya çıkmamışsa, onun belirtileri görülmemişse onun bir yankısı olmaz.


Şöhret afettir: İnsanın ün, şan, şöhret sahibi olması her zaman kişinin hoşuna giden bir durumu ortaya çıkarmaz.  Bu şöhret, onu bazen zor durumda bırakabilir.

Sabahın kızıllığı akşamı kış eder; akşamın kızıllığı sabahı güzel eder.

Sabahleyin gökyüzünde görülen kızıllık, o akşam havanın kış gibi olacağını, akşam görülen kızıllık ise ertesi sabah havanın güze döneceğini belirtir.

Sabah sürçen, geceye dek sürçer.

Bir işe başladığı zaman beceriksizliği görülen kişinin bu durumu sonuna kadar sürer.

Sabahtan karnını doyuran, küçükken evlenen aldanmamış.

Sabahleyin karın doyurulmalıdır ki yapılacak iş için gereken güç elde edilsin. Yemek, yenmezse iş araya girer, insan aç kalır, güçsüz kalır, iyi iş yapamaz. Evlenmeyi de geciktirmemelidir ki çocuklar anne, baba ihtiyarlamadan yetişsinler. Bundan başka, zaman geçince insan kolay kolay evlenemez.

Sabanın tutağına yapışan el aç kalmaz.

Çiftçilik yapan aç kalmaz.

Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır.

Sabır güçtür, ama güzel sonuç verir.

Sabırla koruk helva olur, dut yaprağı atlas.

Sabretmesini bilen kişi olmayacak gibi görünen işlerde bile başarı kazanır. Sabredilirse ekşi koruk tatlı üzüm olur. Üzüm suyundan pekmez yapılır, ondan da helva.

Sabreden derviş muradına ermiş.

Birçok işlerin gerçekleşmesi için sabırlı olmak, uzun zaman beklemek gerekir. Sabırlı olan kişi ereğine ulaşır.

Sabreyle işine, hayır gelsin başına.

Bir işi yaparken ivmez, sabrederseniz hayırlı sonuçlara varırsınız.

Sabrın sonu selamettir.

Karşılaştığı güçlükleri sabırla yenmeye çalışan kimse, sonunda başarıya ulaşır.

Saçım ak mı, kara mı? –Önüne düşünce görürsün.

Sonucu çok geçmeden belli olacak bir durumun nasıl biteceğini merak edenler azıcık sabırlı olmalıdırlar.

Saç safadan, tırnak cefadan uzar.

Halk arasında şöyle bir kanı vardır: İnsan keyifli olursa saçı, dertli olursa tırnağı uzar.

Sade pirinç zerde olmaz, bal gerektir kazana; baba malı tez tüketir evlat gerek kazana.

Hakkıyla yararlanılacak bir şeyin ortaya konulabilmesi için birtakım öğelerin birleşmesi gerekir. Kişi kendi emeğiyle kazanç sağlayıp bunu baba malına katmıyorsa babasından kalan mal tez tükenir.

Sadık dost akrabadan yeğdir.

Candan dost akrabadan daha hayırlı olur.

Safa ile yenen cefa ile kazanılır.

Keyifli harcadığımız para, çok sıkıntı çekilerek kazanılmıştır.

Sağ baş yastık istemez.

Sağlam insan durup dururken yatmak istemez. Yatmak istiyorsa herhalde hastadır.

Sağılır ineğin buzağısı kesilmez.

Çıkar sağlamaya yardım eden kimseye yada şeye zarar gelmemesine dikkat edilmelidir.

Sağır için iki kere kamet olmaz.

Herkesin işitip öğrendiği şey, dikkatsiz kimse için daha söylenmez.

Sağır işitmez uydurur.

Sağır, yanında konuşulan şeyleri işitmez ama konuşanların durumuna bakarak ve anladığını sanarak bir şeyler yakıştırıp söyler. Bir durumun içyüzünü bilmeyen kişi de görünüşe bakarak edindiği yanlış kanıyı gerçek sanır.

Sağırlar birbirini ağırlar.

Toplum içinde önemsenmeyen kişiler birbirlerine değer verir, saygı gösterirler.

Sağlık varlıktan yeğdir.

Sağlıktan büyük zenginlik olmaz. Sağlık olmazsa varlık neye yarar?

Sakal bıyığı denk olmayınca berber ne yapsın?

Gelir gidere denk değilse durumu düzene koymaya çalışan kişi ne yapabilir.

Sakınılan göze çöp batar.

Esirgediğimiz, üzere titrediğimiz şeye her halde bir zarar gelir.

Sakla beni varken, bulunayım sana yokken.

Her şey var olduğu zaman alınıp bir köşeye konulmalı ki ortadan çekildiği zaman el altında bulunsun ve kullanılsın.

Sakla samanı gelir zamanı.

En değersiz şeyi bile atmayıp saklamalı. Günün birinde işe yarar.

Sanat altın bileziktir.

Kişinin elindeki sanat, değeri hiç eksilmeyen bir servettir.

Sana taşla vurana sen aşla vur.

Sana kötülük edene sen iyilik et. Sert davranana yumuşak davran

Sanatı ustadan görmeyen öğrenmez.

Her sanatın birtakım incelikleri vardır. Kişi ne kadar çalışırsa çalışsın, bunu kendi kendine bulamaz. Her halde bir ustadan görüp öğrenmelidir.

Sana vereyim bir öğüt: Ununu elinle öğüt.

Kişi, işini başkasına inanmalı, kendisi yapmalıdır.

Sarhoştan deli bile korkar.

Sarhoş, deliden daha delice davranışlarda bulunur.

Sarı altının olacağına sarı samanın olsun.

Para yenmez, içilmez Oysa besin olmasa yaşanmaz. Bu nedenle insan için de, hayvan için de besin paradan daha değerlidir.

Sarımsağı gelin etmişler, kırk gün kokusu çıkmamış.

Bir topluluk arasına yeni girmiş olan kötü kimsenin foyası ilk günlerde meydana çıkmaz.

Sarımsak da acı amma evde lazım bir dişi.

Sorumlulukları olmakla birlikte her eve bir kadın gerek.

Sarımsak içli dışlı, soğan yalnız başlı.

Anlaşan kimselerin aynı aileden imişler gibi bir birlerinden saklısı, gizlisi yoktur. Başkasıyla böyle bir yakınlık kuramamış olan kimse, tek başına kendi yaşantısı içindedir.

Satılık ziftin olsun, Selanik’ten kel gelir.

İşe yaramaz sandığı bir malı satılığa çıkarırsan görürsün ki hatıra gelmeyen yerlerde onu arayıp soranlar vardır.

Sayılı günler tez geçer.

Bir işin yapılması, yada gerçekleşmesi için konulmuş olan belli süre çarçabuk geçer.

Sayılı koyunu kurt kapmaz.

Miktarı saptanarak bir kimseye teslim edilmiş olan eşya iyi korunur.

Sebepsiz kuş bile uçmaz.

Kılavuz ve yardımcı olmadan hiçbir iş başarılamaz.

Selam para, kelam para.

Her davranış para harcamayı gerektirir.

Sel gider kum kalır.

Herhangi bir durumda önemli olan, kalıcı öğelerdir. Gelip geçici olanlar değil.

Sel ile gelen yel ile gider.

Emek çekilmeden ele geçen para; gereksiz yerlere harcanır, çarçur olur gider.

Sen ağa ben ağa, bu ineği kim sağa.

Herkes kendisini buyurucu durumda görür, iş yapmakla yükümlü saymazsa ortadaki işi kim yapar?

Sen bilirsin deyince kavga olmaz.

Bir konu üzerindeki görüşme sırasında uysallık gösterir, karşınızdakinin dediğini kabul ederseniz, anlaşmazlık çıkmaz.

Sen bir garip Çingenesin, telli zurna nene gerek

Yoksul olan yada toplumda seçkin bir yeri bulunmayan kişi, durumunun kaldıramayacağı işe kalkışmamalıdır.

Senden çıkmış bir kaza, kime gidersin imdada.

Yaramaz çocuk, senin yaptığın bir kaza sayılır.Bunun çaresine bakmak için kimden imdat isteyebilirsin? Kendi eyleminden doğan bütün olumsuzluklar böyledir.

Senden devletli ile ortak olma.

Çünkü o çok para koyup geniş iş yapmak ister; buna senin gücün yetmez. Zarar ederseniz o dayanabilir, sen dayanamazsın. İş üzerinde de hep onun sözü geçerli olur.

Sen istersem mal işler, insan öyle genişler.

Çalışırsan malın verimli, kazancın bol olur. Böyle zengin olursun.

Sen işten korkma, iş senden korksun.

İnsan, yapacağı işi gözünde büyütmemeli, yenmeye azmederek çalışmaya koyulmalıdır.

Sen kazan da düşmana kalsın.

Kazanacağım malı benden sonra kime bırakacağım diye çalışmaktan vazgeçme. Düşmana kalacağını da bilsen kazanç yolunu bırakma.

Sen olursan bensiz, ben de olurum sensiz.

Bir kimse,başka bir kimse ile olan ilişkisini keserse, o da bu kişi ile ilişkisini sürdürmek istemez.

Sen sen, ben ben.

Hiç kimse kendisini başkasının buyruğu altında görmek istemez. Kendisine hükmetmek isteyen kimseye karşı duygusu şudur: Sen kendini nasıl yüksek ve bağımsız görüyorsan ben de kendimi öylece yüksek ve bağımsız görüyorum. Bana karışamazsın.

Serçeden korkan darı ekmez.

Yapmayı düşündüğü işin tehlikelerini göze alamayan kimse o işe girişmemelidir.

Serçeye çubuk beredir.

Güçsüz kişiye en küçük sarsıntı yıkım nedeni olur.

Sermaye bir yumurta ise taşa çal.

Güvendiğin şey, işe yarayacak kadar küçük ve önemsiz ise onu kullanmaktan vazgeç; sonuçtan umudunu kes.

Sev beni seveyim seni.

Sevgi karşılıklı olur. Sen beni seversen ben de seni severim.

Sevda geçer yalan olur, sonra sokar yılan olur.

Sevda ateşi sevgilileri önce kaynaştırır; bir süre sonra söner. Öyle ki başta en büyük mutluluk kaynağı sayılırken, sonra en büyük rahatsızlık etkeni olur.

Sevenin kulu ol, sevmeyenin sultanı.

Sizi sevenlere kul gibi hizmet ediniz. Sevmeyenlere yüz vermeyiniz, yüksekten bakınız.

Sev seni seveni hak ile yeksan ise, sevme seni sevmeyeni Mısır’a sultan ise.

Toplumdaki yeri ne denli değersiz olursa olsun, seni seveni sev. Toplumdaki yeri ne denli yüksek olursa olsun, seni sevmeyeni sevme.

Sıcağa kar mı dayanır?

Sürekli tüketim, en büyük birikimleri bile eritir.

Sinek küçüktür ama mide bulandırır.

Kirli şeylerle bir arada bulunan nesneyi ne kadar ufak olursa olsun ve ne kadar zararsız görünürse görünsün içimiz almaz.

Sinek pekmezi tanır.

İşini bilen kişi, yaralanacağı kimseyi bilir.

Sirkesini, sarımsağını sayan paçayı yiyemez.

Küçük sakıncalarını düşünerek bir işe girişmeyen kişi, o işin kazançlarından yoksun kalır.

Siyah inekten beyaz süt sağılır.

Görünüşe değil özdeki cevhere bakılmalıdır. Görünüşü beğenilecek gibi olmayan öyle kişiler vardır ki değerlerine paha biçilemez.

Sofu soğan yemez, bulunca sapını komaz.

Hoşa gitmeyen işlere yönelmez gibi görünen öyle kişiler vardır ki bu işlere girişince en aşırı yolu tutarlar.

Soğanın acısını yiyen bilmez, doğrayan bilir.

Bir iş yapılırken ne denli güçlük çekildiğini, o işi başarmış olan bilir; başarılmış olan bilir; başarılmış olan işten yararlanan bilmez.

Son gülen iyi güler.

Bir konunun üzülecek ve sevinilecek evreleri sona erdiği zaman sevinilecek durum ağır basmışsa eski tasalar unutulur, hep sevinilir.

Son pişmanlık fayda etmez.

İyice düşünülmeden yapılan iş, çok kez insanı zarara yada geri dönemeyeceği bir çıkmaza sokar. O zaman pişman olmak da işe yaramaz.

Sonradan gelen devlet devlet değildir.

Herkesin pay alabileceği bir işi yapmakta erken davrananlar, en kazançlı parçaları ele geçirirler. Gecikenlere önemsiz parçalar kalır.

Sonradan imam olanın camiye sığmaz sesi; sonradan kadın olanın hamama sığmaz tası.

Sonradan görmüş olanlar, alışılmışın dışında gösteriş meraklısı olurlar. Kendilerini olduklarından daha üstün göstermeye çalışırlar.

Soran yanılmamış.

İnsan bir işi yaparken karşısına bilmediği birçok şey çıkar. Bunları doğru, yanlış demeden yapmamalı, bilenlere sorup öğrendikten sonra yapmalıdır. Biliyorum sandığı işlerde de yanılabilir. Onlar için de bilenlerin düşüncesini alırsa yanılmayı önlemiş ve boş yere yorulmamış olur

Sora sora Bağdat bulunur.

İnsan sora sora uzak ve bulunması ve bulunması çok güç yerleri bile bulur.

Sorma kişinin aslını, sohbetinden bellidir.

Bir kimsenin kimliğini öğrenmek için soyunu sopunu sormanın gereği yoktur. Konuşup görüşmesinden nasıl bir insan olduğu anlaşılır.

Soy asma, soyunu çeker.

Temiz soydan gelen kişi, her durumuyla soyluğunu gösterir.

Soydur çeker.

Her canlı az çok soyuna çeker. Kötü soydan gelmişse kendisinden de bu kötülükten biz iz bulunur.

Söyleyenden dinleyen arif gerek.

Öyle konular olur ki anlatan biraz kapalı konuşur. O zaman dinleyen, söyleyenin ne demek istediğini anlamalıdır.

Söyleyene bakma, söyletene bak.

İçinden geleni söyleyen bir kişinin sözleri, doğru çıkmasını istediğimiz şeylerse, bunları ona Tanrı söyletiyor der, söylediklerine inanmak isteriz

Söz ağızdan çıkar.

Mert olan kişi, sözünde durur; verdiği sözü yerine getirir.

Söz biliyorsan söyle, inansınlar; bilmiyorsan söyleme, seni bir adam sanırlar.

İnsan, bildiği konu üzerinde konuşmalı; bilmediği konuda ağız açmamalıdır.

Söz dediğin yaş deridir, nereye çekersen oraya gider.

Birçok sözler, çeşitli anlamlara gelebilir. Kimi zaman dinleyenler, biz sözü, söyleyenin aklından geçmemiş olan bir anlama çekerler.

Söz gümüşse sükut altındır.

Konuşmak güzel, yararlı bir şey olabilir. Ama susmak ondan iyidir. Çünkü konuşmak insanın başına birtakım işler açabilir. Susan için böyle bir şey söz konusu değildir.

Sözünü bil, pişir; ağzını der, derşir.

Ağzına gelen her sözü söyleme. Bir sözün nereye varacağını iyi düşün, ondan sonra söyle.

Sözü söyle alana, kulağında kalana.

Sözünü tutana öğüt ver. Söylediklerin bir kulağından girip öbür kulağından çıkan kimseye nefes tüketme.

Söz var, dağa çıkarır; söz var, dağdan indirir.

İlişkilerimizde dikkatli ve ölçülü konuşmalıyız. Karşımızdakini sinirlendirip baş kaldırtan da, yatıştırıp yola getiren de çılgınca ya da akıllıca söylenen sözlerdir.

Söz var, iş bitirir; söz var, baş yitirir.

Sözün insanlar üzerindeki etkisi çok büyüktür. Akıllıca söylenmiş sözler, karşısındakini inandırır, yumuşatır; işlerin olumlu yola girmesini sağlar. Ölçüsüz, sert sözler ise karşısındakini sinirlendirir, söyleyenin öldürülmesine bile yol açabilir.

Söz verme, verdinse dönme.

Senden beklenen bir işi yapabilip yapamayacağını iyi düşün. Kendine güvenemezsen söz verme. Ama söz verdinse ne yap yap sözünü yerine getir.

Su akarken testiyi doldurmalı.

Kişi, fırsattan yararlanmalı; geliri bol olduğu zaman ilerisi için para biriktirmeye, mal mülk edinmeye bakmalıdır.

Su aktığı yere akar.

Daha önce bize yararı dokunmuş olan güzel bir durum, bugün bulunmasa bile yarın yine ortaya çıkar.

Su başından kesilir.

Bir işi, kimsenin karışamayacağı ve bozamayacağı biçimde bitirmek için yetkili kişilerin en büyüğü ile görüşüp anlaşmak gerekir.

Su bulanmayınca durulmaz.

Bir konu, türlü çekişmelerden sonra aydınlığa kavuşur, yoluna gider.

Su bulununca teyemmüm bozulur.

Ele geçmeyen güzel bir şeyin yerine, ister istemez ona benzeyen başka bir şey kullanılır. Ama aranan şey ele geçince, benzerinin değeri kalmaz.

Su içene yılan bile dokunmaz.

Su içen kimseye dokunulmamalıdır; düşman olsa bile.

Su küçüğün, söz büyüğün.

Su, büyüklerden önce küçüklere verilmelidir. Çocuklar istedikleri kadar su içebilirler. Ancak çocukların sofradaki her şeyi yemelerine ve dilediklerinden, diledikleri gibi almalarına izin verilmez. Sofrada yemeğe başlamak, büyüklere tanınmış bir haktır.

Su testisi su yolunda kırılır.

Bir kişi, ya da şey, hangi amaca hizmet ediyorsa o uğurda bir kazaya uğrar; yok olur.

Su uyur, düşman uyumaz.

Durmadan akan suya uyuyor denilebilir de sesi çıkmayan, kıpırdamayan düşmana uyuyor denilmez. O, fırsat beklenmektedir.

Suyu getirende bir, testiyi kıran da.

Zamanımızda, görevini iyi yapanla kötüye kullanan arasında bir fark gösterilmemektedir.

Suyu havana koy, döv döv yine su.

Çarpıcı bir özelliği bulunan kişi ya da nesnenin, ne denli uğraşılırsa uğraşılsın, niteliği değiştirilemez.

Sükut ikramdan gelir.

Bir kişiye: “Sen şöyle bir iş yaptın mı? (yapmışsın)” diye sorulduğunda karşılık vermiyorsa “evet” diyor sayılır.

Sütle giren huy canla çıkar.

Kişinin küçükken edindiği huy, ölünceye değin sürer.

Sütlüyü sürüden çıkarmazlar.

Yararlı, verimli şey, elden çıkarılmaz.

Sütsüz koyun meleğen olur.

Çevresine yararlı olamayan, elinde avucunda bir şey bulunmayan kişi, hep acıklı ve üzüntülü konuşur.

Sütten ağzı yanan, ayranı üfleyerek içer.

Bir davranışı kendisine pahalıya mal olan kişi, benzeri durumlar karşısında çok ihtiyatlı davranır.

Yorumlar (1)
CV 2 yıl önce
DSADASDA
ASDA